> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Yalnızlığa methiye
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yalnızlığa methiye  (Okunma Sayısı 768 defa)
06 Eylül 2010, 15:02:09
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 06 Eylül 2010, 15:02:09 »



Yalnızlığa methiye


Seni besteliyorum ve senin besteni dinletiyorum ruhuma her gece... Senin sesinle büyütüyorum ruhumdaki her acıyı... Her dakika, ayrı bir besteyle çıkıyorsun karşıma. Her birinin tedaileri birbirinden farklı bu kadar melodiyi nereden bulduğuna şaşırıyorum. Ve birden; senin dilinden anlayan ve tercihini senden yana kullanan nice insana sundukların geliyor aklıma... Gözümde daha da büyüyor, daha da önemli oluyorsun benim için... Bazen uysallıkla, bazen kızgınlıkla, bazen sevgiyle mâziye uğurladığım her vakitten sonra usul usul yanıma gelen sensin. Adı yalnızlık olan sen...

Hele de geceleri... Seni tanımak, seni anlamak istemeyenlerin uykuda oldukları zamanlarda hep baş başayız. Sen beni dinliyorsun sabırla, ben seni... Hüzünlü şarkılar, içli türküler ses veriyor bu saatlerde dört bir yandan. Çekiciliğinle... Sessizliğinle... Sükûtu besteleyen sesinle... Ve acılara tercüman olan dilinle; ellerimi... yüreğimi... duygu ve düşüncelerimi hep sen kavrıyor, hep sen çıkageliyorsun bir yerlerden... Buğulu bakışlardan... Sessizce boyun büküşlerden... Ağlayış ve inleyişlerden... Bir kenara atılmış yüreklerden... Herkesin terkettiği, köşesine çekildiği  anlarda, sokaklara sahip çıkıp, kuytularında gezinenlerden... Gidecek yeri olmayanlardan... Ve seni kendine yuva yapmışlardan esintiler getiriyorsun. Sen... Adı yalnızlık olan sen...

Konduğun acıları anlatıyor, sevdalardan dem vuruyorsun... Her bir acı sende kayboluyor, her bir acı yine senden doğuyor. Onları hem içinde barındırıyorsun ve hem de boğuyorsun yeri gelince...            Kaybettiklerimizden... Kaybedenlerden... Kaybedilenlerden... Aşklarımızdan... Mehtabımızdan... Hicranımızdan... Bir zamanlar güzelliği cihanı tutan sevgilerimizden sözediyorsun. Onlardan geriye kalanları sayıp döküyorsun bir bir yeniden... Sen... Yalnızlığım... Yalnızlığımız... Adı yalnızlık olan sen...

Bazen de, sebebini bir türlü bulamadığım bir sıkıntı basıyor yüreğimi... Hem öylesine zamansız ve mekânsız bir anda bastırıyor ve yakalıyor ki beni... Alt üst oluyor her yanım... Hareketsiz; ağlayışlara, sızlayışlara gömülüyorum. Böyle zamanlarda sen bile yetmiyorsun bana... Senin bestelerin de kendime getirmiyor beni... Ve en kötüsü; zaman kakılıp kalıyor bir yerde... Her şeyin bitiş noktası yaklaşıyormuş, korkuların sonu geliyormuşcasına... Tıpkı şiirdeki gibi:

Kakılır bir yerde, kalır oyuncak,

Kurgular biter.

Ölüm... o geldi mi ne var korkacak?

Korkular biter.

Fikir, açmaz artık beyinde kuyu;

Burgular biter.

Unuturuz hayat adlı uykuyu,

Uykular biter.

Biter, her şey biter; ses, şekil ve renk,

Kokular biter.

Kabir sualiyle kapanır kepenk,

Sorgular biter. (NFK)

Durum böylesi bir şekil aldığında, uyku gelmez, vakit geçmez, gece bitmezmiş gibi geliyor insana... Ve dilime şu söz düşüyor kendiliğinden...

Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir,

Müptelây-ı gama sor kim geceler kaç saat?

Ama yine de, çoğu zaman seni dinlemek... Senin anlattıklarınla, senin sesinle rahatlamak, seninle baş başa kalmak... Ve huzurun... Ve dinginliğin... Ve inceliğin kapılarını aralamak istiyorum.

Zira; kavgalardan, kaygılardan âzâde bir ortama, ancak yalnızlığımla baş başa iken, sadece ve sadece; derinden derine ruhuma akseden bu sesi dinlerken ulaşabiliyorum.

Bir yazarın da dediği gibi:

"Yalnızlık hep derinliği çağrıştırır bana. Yalnızlık insanın kendi derinliğini ölçebilmesini ve kendisini derinleştirebilmesini sağlar. Filozof  Ortega, yaşamın kökten yalnızlık olduğunu söylüyor. Yalnız olan insan konuşmaz, düşünür. "İki sus, bir söyle" sözü, yalnız bir insan için "İki sus, bir düşün " anlamına gelir.

Yalnızlıkta da çoğalabilir insan. Zaman zaman tek başına olmayı ve öylece sessizce oturup kendine yürümeyi ne kadar özlersin. Yalnızlık derin bir huzurun da merdiveni olabilir. Bir Fransız atasözü şöyle der:

"Kral yalnız kaldığında bütün yetkilerini yitirir. "İşte, yetkisini yitiren bu Kral, sistemdir, otoritedir. Yalnız kalan bir kişinin kralı yoktur. Bütün tabular, yasalar ve kurallar etkisini yitirmiştir. Yalnızlık bu yönüyle özgürlüktür."

Dinlemenin, düşünmenin, bilmenin ve anlamanın farkına vardığım saatler, yalnızlığımla baş başa olduğum saatler desem yalan olmaz... Bazen  onu arıyorum, onun yolunu gözlüyorum... Yalnızlığın... Onun dinlendiren nağmelerini duymak, kendimi onun kollarına bırakmak için fırsat kolluyorum.

Kalabalıklar içinde, bin bir ayrı gürültünün, bin bir ayrı kargaşanın ses verdiği mekânlarda, yalnız olmayı başarmaya çalışıyorum. Yalnızlaşmadan, yalnızlığı ve onun getirdiklerini dost edinmeye, yalnızlığı dost edinenleri dost edinmeğe çalışıyorum. Yalnızlığın bestesine kulak vermenin, özgür olmayı ve kendi kendine yetmeyi sağladığını biliyorum. Tıpkı; "Issız yerlerde kendin için bir evren ol."sözünde olduğu gibi...

“...hayatlarımızda kimselerin bilmediği yalnızlıklar” vardır ve olmalıdır da... Ve belki bilinince yalnızlıkla aramızda kurmuş olduğumuz bağ, artık o, yalnızlık sayılmayabilir. “Yalnızlık, şahitsiz yaşamaktır.” çünkü...  “ Yalnızlıktan söz edilir edilmez onun varlığı son bulur.” Biri tarafından azıcık bilinince durumumuz, şifre çözülmüş ve meçhul keşfedilmiştir. Rengi uçmuştur yalnızlığın ve yalnızlık, yalnızlık olmaktan çıkmıştır. Alıp gitmiştir başını yeni bir yalnızın kalbine yerleşmek ve bilinmezliğini sürdürmek üzere... Sırrını koruyup, kem gözlerden saklayacaksın yalnızlıkla aranda oluşturduğun paha biçilmez ışığı... Bir şayeste göz bulduğunda belki azıcık ayan edebilirsin yalnızlığını... Ve niçin yalnızlıkla bu denli muhabbet kurduğunu...

Yoksa, bir nâdana yalnızlığından sözetmen yanlış anlaşılabilme ve rahatsız edilme sonucunu doğurabilir. O, sadece sahip olduklarına bakarak hüküm vereceği için, hem senin ve hem de yalnızlığın itibarını ayaklar altına alabilir. Dikkatli olmak gerek! Hani boşuna söylenmemiş; “Yanlış yapmaktan çok, yanlış anlaşılmaktan korkarım.” diye...

“böyle yakın uzaklıklarda hep yalnızlıklar” ve “yalnız değiliz” derken de yalnız!  Zira yalnızlık bazen “pusuda” bekler. Elinde bir manzara, uygun zamanı yakalayıp seni kendine ve kendini de sana çekmek ister. Bir hayali getirir bazen bu manzara, bazen bir şiiri, bazen geçmişte kalmış kırık bir aşk hikâyesini... Dolar yüreğine hüznün, sevginin ve sevdanın şimdi tarih olan sesi... Haykırışların beyninin duvarlarında yankılanarak sana yalnızlık olarak döner. Yakalandığına ya sevinirsin; ya da kahredersin yapacaklarını yapamadığın, umutlarını yarınlara bıraktığın için... Pusu sürer gider, sen sabahı karşılar, güne kırgın ve sancılı türkülerle merhaba dersin... Devinirsin ha devinirsin huzursuzluğunun kaynağını bulmak ve bir çözüme ulaşmak için... Onun için de pusulara karşı dikkatli olmalısın. Çünkü; “ve korku ve umut ve can pusuda pusuda yalnızlık” (Yılmaz Odabaşı) Ve unutma; “ Yalnızlık gittiğin yoldan gelir”

E.E.Cummings, "Kendinden başka bir kimse olmamaya savaşmak, seni gece gündüz başkaları olmaya zorlayan bir dünyada sürdürebileceğin savaşların en zorlusudur." der bir sözünde... Yalnızlıkla buluşmak, biraz da bunu başarmak için gerekli değil midir? “Kendin olmak ve kendin kalabilmek” için yani... Yalnızlık uğruna verilen mücadele, buna da yardım etmez mi? Etkilenmeyi önlemek ve irademizi gücü altına almak isteyenlere karşı direnmeyi, onurla, cesaretle karşı durmayı sağlamak. Ya da, “Yalnızlığın derinliğinde ve ıssızlığında kendi durumunun farkında olarak, içindeki özü anlamaya ve onu geliştirmeye yönelmek” de denebilir buna.

Böylece, yerine göre kullanıldığında yalnızlık, sürekli başkaları gibi düşünmeyi ve hareket tarzını başkalarına göre belirlemeyi engellemek için de kullanılabilir. “le bruyere; bir yerlerde, 'yalnız olmamak gibi büyük bir mutsuzluk!' der. Kendi kendilerine katlanamamaktan korkarak kalabalıkta kendilerini unutmaya koşanları uyandırmak ister sanki. Bir başka bilge, yanılmıyorsam Pascal da, 'neredeyse bütün dertler odamızda kalmayı bilmememizden geliyor başımıza' der. (Yılmaz Odabaşı)

“yalnızlık bir yağmura benzer...” Güneşli bir günde de gelip bulabilir bizi, bulutlarla yüklü bir gökyüzünün aniden boşalmasıyla da... Yalnızlık yağmurlarında sırılsıklam oluruz birden... Çok yağdığında belki yıkıp döker içimizde bir yerleri... Sürükleyip götürür sevincimizi, neşemizi ve belki de umutlarımızı, sevdalarımızı... Bir kaygılar ve korkular mekânı haline gelir yüreğimiz. Teselliye muhtaç olur ve dayanma gücümüzü artırması için Tanrı'ya yalvarırız. Bazen de tam istediğimiz gibi yağar; inceden ince ve ağır ağır... Damlalar yavaş yavaş yürür bedenimize...

Her iki yağış da rahmettir; ama bu ikincisi daha verimli hale getirir insanı ve sindire sindire yürür bedenimize... Ağır ağır kuşatır yalnızlık bizi. Değdikçe uyandırmakta, değdikçe kendimize getirmekte, aymazlığa, haksızlığa, vurdumduymazlığa karşı uyarmaktadır. Beynimiz bir “düşünme odası” haline dönüşebilir bu yağmurlarda... Farkında olmanın ve hayatı manalandırmanın peşine düşeriz. Bir dönüşüm, bir değişim nefesi üfler içimize... Yürüyüşümüzü yargılardan, korkulardan, rastgele yerlerden değil; bilginin, bilincin ve sevginin içinden geçirmeye çalışırız. O, yani yalnızlık, azar azar ıslatır içimizi dışımızı, bizse alabildiklerimizi almak için yürüyüşümüzü sürdürürüz.

“Notaları kurşunlanmış bir şarkıdır yalnızlık” derken şair, yalnızlığın sadece insana özgü bir hal olmadığını, bazen onun belirtisini eşyada da görebileceğimizi vurgulamaktadır.  “...hayat, çarpar ya ağırlığını camlarına evlerin, ışıklara aldanmayın, evler de yalnızlıktır, evler de...”   Ve yalnızlık en çok gecede aranır ve gecede bulunur. Ki, “...siz çekersiniz gece büyür, gece çeker de bazen siz kü...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yalnızlığa methiye
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:00:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yalnızlığa methiye rüya tabiri,Yalnızlığa methiye mekke canlı, Yalnızlığa methiye kabe canlı yayın, Yalnızlığa methiye Üç boyutlu kuran oku Yalnızlığa methiye kuran ı kerim, Yalnızlığa methiye peygamber kıssaları,Yalnızlığa methiye ilitam ders soruları, Yalnızlığa methiyeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes