> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Virgül
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Virgül  (Okunma Sayısı 920 defa)
06 Eylül 2010, 16:54:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 06 Eylül 2010, 16:54:20 »



virgül......


(Behlül-i Dânâ beni görseydi söyleyecek çok sözü olurdu.) Düz yolda açılmış büyük deliklere su birikiyor. Sonra donuyor. Alabildiğine uzanan düzlük bembeyaz. ?Bırakılmış olduğum bu dünya bana öylesine yabancı ki, bende var olduğunu sandığım o sıcak içtenliği ağır ağır yakıyor." * Yolun ara sıra karşılaştığı raylar bir uzaklaşıyor, bir yaklaşıyor; bir görünüyor, bir kayboluyor; bazen yolu kesiyor. Tren etrafına pas akıtarak geliyor. Pencereden bakan insanlar birşeyler söylüyorlar. Duyulmuyor. Tren gürültüsü, camlar, bir de soğuk yutuyor sesleri. Farzediyorum: "Köle bir defalığına satılmıştır, işçi her gün her saat kendini satmak zorundadır." ** Fısıltılar buzun üzerine dökülüyor. İnip arabadan seyrediyorum onları bir süre. Titriyorlar. Buz onları yavaş yavaş susturuyor. Birer ikişer yanıp yok oluyorlar soğukta. Güneşin beyazın üzerinde oynaşması gözlerimi alıyor. Kendimle kaldığım bol zamanların birinde karın üzerinde iz bırakmak istiyorum. Her adımda çıkan ses buz kırılmasını andırıyor. Yavaş yavaş parmak uçlarım hissizleşiyor. Theodor Lipps ve einfühlung bağlantısı düşüyor aklıma. Bu soğuğa daha fazla dayanamayacağımı düşünüyorum. Arabaya dönüyorum. Kaskatı oturuyorum içeriye. Tren uzaklaşmış. Kıvrıla kıvrıla kayıyor raylarda. "Dünya" diyorum, "bizim düşündüğümüzden çok başka." Goldoni'den bir alıntı yazıyorum havaya "Dünya güzel bir kitaptır, okumayı bilmeyene çok az şey verir." Bulatka'ya bir kış kar yağdığını görmüştük de bütün sokak dökülmüştük dışarıya. Herkes gökyüzüne bakıyordu. Yağan kar ince, yumuşak ve beyazdı. Gülüyorduk. Kar tanelerini yakalamaya çalıştık. O an bütün şehir aynı şeyi yapıyordu biliyordum. "Tabiatta hiçbir şey sebepsiz değil" *** Bulatka'ya hiç kar yağmazdı. Yağmur severdi Bulatka'yı, rüzgâr severdi. Otlar sabahları buz tutardı o kadar. Çocuklar koştular. Yaşlılar durup seyrettiler. Anneler "üşürsünüz" diye bağırdılar. Değişiklik her zaman insanları canlandırırdı. Ben bunu ilk kez Bulatka'ya yağan o kar zamanında anlamıştım. Şimdi o kıştan yıllar sonraki bu kışta beni mutlu edemeyen beyazlığa bakıyorum. Uzaktayım. Kendime uzaktayım. Gördüklerimi limonlu çay yudumlarken yüreğime indirmeye çalışıp caddelerde gezinen dolmuşlara bindiğim deli zamanların üzerinden yeniden geçiyorum. Soğuğun insanı nasıl yavaşlattığını, ağırlaştırdığını, uyuttuğunu görüyorum. "Kapalı mekânlarda zaman geçirmek" üzerine öyküler yazıyorum. "Beşik tonozlar, kubbe altındaki hantal kemerler, içeri giren ışığı kesen köşeli sütunlar, ince süslemeler ve ağır yapıyı oluşturan birbirine açılmış küçüklü büyüklü odalar..." Mekân değiştirmenin beni nasıl değiştirdiğini farkedince geceleri daha az uyumaya, daha az konuşmaya, daha az yemeye, daha az kımıldamaya başladım. "Bana dokunmasınlar, bana bakmasınlar, benimle konuşmasınlar, hiçbir şey sormasınlar" diyordum artık. Nevrotik bir tavır... İnsanın her şeyi her durumda sevebilmesinin ne demek olduğunu sonraları anlayacaktım. Bir tek gökyüzüne baktığımda yüzüm gülüyordu. Soğuk kışta bir tek o sımsıcak görünüyordu bana. Mavi gök, beyaz bulutlar... ve Pyriphlegethon. Balkondan elbiseleri atmaya karar verişim düşüncelerimin birbirinden kopmaya başladığının bir işaretiydi. Beşinci kattayım. Aşağıda süt satanlar, binalara girip çıkanlar, gelip geçenler, bir de atlar var. Kareli kahve pantolonumun havada süzülüşü beni mutlu ediyor. Önce soğuk ona dokundu. Sonrasında rüzgâr onu savurdu Cengiz Aytmatov'un bozkırlarını anımsatırcasına. Buzun üzerine serildi pantolon . Artık benim değildi. Balkonda elimden bıraktığım an benim olmaktan çıkmıştı. Aslında hiçbir şeye sahip değildim. Hiçbir şey benim değildi. Pascal'ın dediği "düşünen kamış" olarak bu sonuca varmayı başarmıştım. Asıl sahibin bu bilinçsiz sahiplenişimiz yüzünden hakkımızda vereceği karar ne olabilirdi kestiremiyordum. Pantolonu en yakınında duran çocuk alıverdi. Hızla dertop edip koşmaya başladı. Henüz hiçbir şeyi sahiplenemeyeceğini öğrenmemişti. Beyaz bir gömlek, kırmızı bir kazak, çizgili bir çorap, ceket, elbise, havlu, çarşaf, oyuncak ayı, terlik, şapka, kemer attım. Her attığımı biri alıp mümkün olan en kısa zamanda gözden kaybolabilmek için koşuyordu. Meczuptum. Mecruhtum. Metrûktüm. ya onlar neydi? Hiçkimse bütün bunları atan kim diye bakmayı aklına getirmedi. Kimse soru sormadı. Kimse konuşmadı. Ey gazel bakışlı, seni bildim ağardığım her gün adına bir diken batırdım parmağıma hayâline sapladığım hançerle yaraladım kendimi iflâh olmaz bir şairim Ey dirre bakışlı, ben seni bildim hem şâdan hem şeydayım o vakitten bu vakte Sessiz cinnetimin sonucu atma işlemini nihâyet tamamladığımda hafiflemiştim. Şimdi uçuyordum evin içinde. Kıştı. Soğuktu. Acıkmıştım. Peynir ekmekle doymak istiyordum. Yoktu. İnsan açken evdeki eşyaların hiç anlamı kalmıyordu. Balkondan daha çok şey atmalıydım. Gereksiz bir yığın eşya hayatımda yer kaplıyor. Bir yıl içinde belki bir kere kullanılmak için bekleyenler dolaplarda, raflarda, çekmecelerde eskiyordu. Eskimek? Ben de eskiyorum duvarlarda, camlarda, koridorlarda. şimdi elinde ayna ve gümüş bir kâse ile sinema sohbetlerine katıldığını farzediyorum Aya İrini önündeki kalabalık ve sen düşlerimdesiniz Örme Sütun Latin gölgesinden kalabalık ve sen benden geçersiniz soğuk memleketlerin havasına ısınıyorum bu yüzden nokta değil öyküme virgül koydum * A. Camus ** Engels *** Aristoteles


Naz FERNİBA

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Virgül
« Posted on: 24 Nisan 2024, 09:37:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Virgül rüya tabiri,Virgül mekke canlı, Virgül kabe canlı yayın, Virgül Üç boyutlu kuran oku Virgül kuran ı kerim, Virgül peygamber kıssaları,Virgül ilitam ders soruları, Virgülönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes