> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Varlığı Kucaklama Coşkusu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Varlığı Kucaklama Coşkusu  (Okunma Sayısı 1036 defa)
01 Mayıs 2010, 16:52:18
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 01 Mayıs 2010, 16:52:18 »



Varlığı Kucaklama Coşkusu



Merhamet, insanın kalbinden rahmet pınarının doğmasıdır. İnsanın ‘Rahim’ sıfat-ı şerifiyle ünsiyeti arttıkça merhameti de katlanarak artacaktır. Rahman ve Rahim olan Allah’ın insana verdiği en büyük lütuflardan biridir merhamet.

Merhamet sahibi insan, Allah’ın rahmetinin mücessem hâle gelmiş (cisimleşmiş, bir kalıba girmiş) şekli gibidir. Tabii ki rahmet önce kendi kalbinin derinliklerini, sonra manevî ve maddî bütün organlarını hiçbir leke kalmamacasına kadar yıkar; hatta bu yıkama o kadar coşkulu bir şekilde olur ki merhamet sahibi kişi kendisini sanki engin bir okyanusun içinde kalmış gibi hissedebilir.

Bu kişinin hem içine akıttığı rahmet deryası, hem de dışa akan gözyaşları artık kendisini de aşmaya ve çevresini de etkilemeye başlar. Bir başka ifadeyle bu insanın çevresinde bulunan kişiler de bu rahmet coşkusundan nasiplenebilir. Meşhur sufi Rabia Hatun k.s. bu nasiplenmeyi Şeytan’a kadar ulaştırmakta ve şöyle demektedir: “Yarabbi, Senin merhametin beni o kadar kapladı ki Şeytan’a bile bir nebze nefretim kalmadı.”

Merhametin Kaynağı Nedir?

Merhametin kaynağı insanın bizatihi kendisi midir? Yani insan merhametiyle övünebilir mi? Kendisindeki rahmet esintilerinin ilâhi kaynağını idrak edemeyen insan ne acınası bir haldedir! Bu kişinin merhameti zamanla azalmaz mı?

Mevlâna Hazretleri, “Cahil olanların merhameti ve lütfu azdır” der. Cehalet, insanda görülen iyilik ve güzelliklerin kaynağını bilmemektir. İyiliklerini kendinden bilen kişi, rahmet deryasında yüzebilir mi? İnsanın gerçek bir insan olduğunu ancak merhametiyle anlayabiliriz. Yine Mevlâna Hazretleri’nin buyurduğu gibi, “Merhamet ve muhabbet insanlığın, hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.” İnsanı tanımada dikkate alınması gereken temel kriterlerdir merhamet ve katı kalplilik; yani hilm ve hiddet... Çünkü bizdeki merhametin ölçüsü kadar insanız; çünkü bizdeki merhametin genişliği kadar Allah ile birlikteyiz.

Lev Tolstoy’un “İnsan Ne ile Yaşar” isimli eserinde dediği gibi, insan Allah’ı anlamadan O’nu yeterince tanımış olamaz. İnsan Allah’ı daha iyi anladıkça, O’nu daha iyi tanır. Daha iyi tanıdığı zaman da O’na daha çok yakınlaşır. Böylece O’nun sevgisini, merhametini ve iyiliğini daha iyi bir şekilde kendisine örnek alabilir.

Bir başka ifadeyle, Allah’ın merhameti kendisini bütün boyutlarıyla tanımaya gayret gösteren kişide tecelli etmeye başlar. Artık o insanda görülen yaratılmış olan her şeyi kucaklama coşkusu, Rahman ve Rahim olan Allah’ın sıfat tecellisinden başka bir şey değildir.

Merhamet, her şeyin, her varlığın ve özellikle her insan ruhunun nefsimizden ziyade sevilmesidir. Bu duygu, edep ve hürmetin insanın benliğinden taşarak aleme yayılması sonucu meydana gelir.

Merhamet sadece acımak demek değildir; aynı zamanda acıdığın kişiye sevgi göstermek ve daha da önemlisi merhametini ve sevgini ona fiilî anlamda yardım ederek ispat etmektir.

Merhametin ‘Rahim’ sıfatıyla yakın ilişkisine değindik. Yani insanlara sevgi ile yaklaşmak, onları kötülüklerden korumak ve kurtarmak, ihtiyaçları olduğunda özellikle maddi anlamda karşılıksız olarak yardım etmek veya haklı bile olsak affedebilmek güzel hasletlerdir ama bu duygu ve davranışlarımızı sadece sevdiklerimize ve yakınımızdaki kişilere gösteriyorsak ‘Rahimiyyet’ sıfatına erişememişiz demektir. Merhametin muhteşem görünümleri ancak bütün insanları ve varlıkları kucaklayabildiğimiz zaman ortaya çıkacaktır.

Merhametin bütün yaratılmışları kapsayacak bir nitelikte olması gerektiğini Peygamberimiz s.a.v. şu hadisi şerifiyle bizlere bildirmektedir: “Benim dediğim sizin sadece kendi aranızda merhametli olmanız değil, sizlerin Allah’ın bütün yarattıklarına karşı merhametli olmanızdır.” (Münzirî, et-Terğib ve’t-Terhib)

İnsan Merhametle Yaşar

Yüce Rabbimizin en önemli niteliklerinden birisi merhamet değil midir? Rahman ve Rahim adlarının Kur’an’da Allah ve Rab adlarından sonra en çok zikredilen adlar olması, Allah’ın merhamet niteliğinin önemini ve sonsuzluğunu gösterir.

Yüce Kitabımız Kur’an, Allah’ın adıyla başlarken, esirgeyen, bağışlayan ve merhamet eden Allah’ın özelliklerini sayar. Çünkü O’nun rahmeti ve merhameti ile insanlar, çocuklarına bakar, evlat anne ve babasına saygı duyar ve yaşlandıklarında onları korur. Yağmur O’nun merhametinin eseridir. (Şûrâ, 28)

Yaratıcının ilâhi merhametinden en fazla nasip almış varlık kadındır. Onun kucağı ilâhi kudretle genişletilmiş bir rahmet kucağıdır. Merhamet de en güzel bir şekilde anaların gönlünde yerini bulur. Varlık bulduğumuz rahim ile rahmet, aynı özden gelir. Oradan neşet eden sevgi, muhabbet ve şefkat, kadından çocuklarına ve hayata
yansıyacaktır.

Allah bu niteliği nedeniyle besleyip büyütür, ödüllendirir, nimetler bağışlar, suçları affeder, peygamberler aracılığı ile insanlara doğru yolu gösterir. Hz. Peygamber s.a.v.’in gönderilmesi, Kur’an’ın indirilmesi de Allah’ın merhametinin bir sonucudur. Çünkü O’nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır (Mü’min 7), merhametlilerin en merhametlisi (A’raf, 151) ve en hayırlısıdır. (Mü’minûn, 109)

Peygamberimiz s.a.v., Allah’ın merhametinin büyüklüğünü ve aynı zamanda insanlardaki merhametin de kaynağı olduğunu dile getirdiği bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Allah merhametini yüz parçaya ayırdı, doksan dokuz parçasını kendi yanında tuttu, bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle yaratıklar birbirine merhamet eder. Hatta yavrulu hayvan, bir tarafını incitir endişesiyle ayağını yavrusundan sakınır.” (Buharî; Müslim)

Bütün günahlarımıza rağmen nice nimetleri bizlere sunması O’nun merhametindendir. O’nun settâr (ayıplarını örtücü) ism-i şerifi, merhametinin neticesidir. Bu kadar Yüce bir Yaratıcımız varken, insanın O’nun yarattığı insanlara, hayvanlara acımaması, onları hor ve hakir görmesi, merhamet etmemesi, ancak katı bir kalbin, karanlıklara boğulmuş bir vicdanın eseridir.

Allah’ın insanların arasından özenle seçtiği peygamberlerinin en önemli özelliklerinden birisi hiç şüphesiz merhametli olmalarıdır. Kur’an, Allah’ın rahmeti sayesinde insanlara yumuşak davrandığını (Âl-i İmran, 159) belirttiği Hz. Peygamberimiz s.a.v.’in bu özelliğini şöyle açıklar: “O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe, 128)

Merhamet Eden Merhamet Bulur

Merhametin bütün ilâhi derinliğini kendisinde barındıran Peygamberimiz s.a.v. merhamet konusu üzerinde önemle durmuş, zaman zaman katı ve acımasız davranan insanları uyarmıştır:

Peygamberimiz s.a.v. arkadaşlarıyla oturduğu bir mecliste Hz. Hasan’ı ve Hz. Hüseyin’i öperken orada bulunan Akra ibn Hâbis, on tane çocuğu olduğunu ve onlardan hiçbirini öpmediğini söylediğinde Efendimiz, “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” buyurmuştur. (Buharî; Müslim)

Böyle bir peygambere inanıyorsak, O’nun ümmeti olmakla şerefleniyorsak, merhamet kapılarını Allah’ın kullarına ve bütün yaratılmışlara asla kapamamalıyız ki bize de ilâhi merhamet kapıları kapanmasın.

Çünkü insanın merhametinin Allah’ın kendisine göstereceği merhametin nedeni olduğunu Peygamberimiz şu mübarek sözleriyle bildirir: “Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.” (Ebu Davud; Tirmizî). Bizler bizden aşağıda olanlara acımalıyız ki, bizden yukarıda olanlar da bize acısınlar.

Böylece merhamet İslâm ahlâkının da temel bir dinamiği haline gelmekte ve ilişkilerimizin yönünü belirlemektedir. Yazımızı ahlâk teorisyeni olarak bilinen Nurettin Topçu’nun şu cümleleriyle bitirelim:

“Merhamet, müslümanın kalbinde hiç sönmeyen ateş gibidir. Müslümanı başka insanlardan ayıran onlardan fazla merhametli oluşudur. Merhamet, insanlığımızın alemde şahidi olan ve kalp yolu ile bizi Allah’a yakınlaştıran ilâhi cevherdir.” (İslâm ve İnsan, s. 93-94)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Varlığı Kucaklama Coşkusu
« Posted on: 27 Nisan 2024, 02:03:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Varlığı Kucaklama Coşkusu rüya tabiri,Varlığı Kucaklama Coşkusu mekke canlı, Varlığı Kucaklama Coşkusu kabe canlı yayın, Varlığı Kucaklama Coşkusu Üç boyutlu kuran oku Varlığı Kucaklama Coşkusu kuran ı kerim, Varlığı Kucaklama Coşkusu peygamber kıssaları,Varlığı Kucaklama Coşkusu ilitam ders soruları, Varlığı Kucaklama Coşkusuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes