๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 01 Ağustos 2010, 15:23:43



Konu Başlığı: Uzun bir sarkı gibi yaşamak
Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Ağustos 2010, 15:23:43
Uzun Bir Şarkı Gibi Yaşamak


Uçmayı deli gibi isteyip de kanatlarına söz geçiremeyen sersem kuş yavrusu örneğidir nisanda insan Yağmur sonrası, bir sabah serinliği, üşüten İndin mi sokağa, göz göz asmalar, köpürmüş morsalkımlarGenişlemiş bir âlem gökyüzü Neşe mi neşe, diriliş mi diriliş, hürriyet mi hürriyetTomurcuk çıtırtısı Yaprak buğusu Çiçek düğünü Ve ıslak toprak Arzu ve hayal Uzanmak ve tutmak Ve daha, daha, daha Dahası cennet!

Nisan: çelişki, çelişki, çelişki Bulmak ve yitirmek

Gün boyu aldı verdi Oldu olmadı Gün boyu dert tasa, bini bir para Başını çevirirsin camdan Ayna gibi gökyüzü ve taze gün ışığı Karşında kuşanmış leylak ağacı Fışkırmış çiçekleri, boyundan büyük Papatyalar çıldırmış Sarmaşıklar şımarmış Çaresiz dönersin Gelen giden, fatura vergi, yetti yetmedi Haberler, altyazılar Yorgun düşersinUnutursun taze baharı Göz göz asmaları, köpük köpük papatya denizini unutursun Yoo! Kalmaz orada Çıktın mı akşamüstü, nisan bekliyor kapıda "Bin atıma" diyor, gidelimElindeyse karşı dur Keser ayaklarını yerden Alır götürür, cümle yaşadıklarını unutturur Kocaman bir çelişkidir
Çelişkidir İçinde kabaran bir denizdir, hop inip hop kalkan Uçtu uçacak yüreğin Olmadık düşünceler aklında Akşamsa ve hanımeli kokan bir sokaksa geçtiğin; geceyse, denizse Yürümek biteviye, sınır tanımadan Savrulup gitmek kokuların peşi sıra Bedenin şerbetli bir yorgunluğun kollarında Marifeti nisanın, yüreğine uç diyor Sonra tutuyor ayaklarından, gövdeni salmıyor

Zâlim, ah zâlim! Bu kuş tüyü yorgunluk, ucu coşkuya çıkan, sıyrılıp üstünden atılacak Yürünecek yeniden sonsuz, kanat takıp uçulacakNisan, zâlim hayaller saltanatı

Nisanda binmezse insan hayalin çarkıfeleğine, başka ne zaman? Bin bir dekorlu hayal evreni akşamlar, git git bitmez Tutabilene aşk olsun hayal atının yelesini! Çocuklara sokak, küçülmüş bir evren Gençler için daralmış bir ülke yeryüzü Yaşlılar uzatsa ellerini, yakalayacaklar uçup giden ne varsa Tutmak, geri, getirmek ve başlamak yenidenBir daha, yeniden

Nisan, nisan, nisan

Boşuna mı şair sözü: "Pîrânı cüvan ider bahâr eyyâmı" Gönle taze bahar, bedene zevâl Hayal sonsuz, arzu sınırsız Sınırlı, insan ve ömür Hayat, karşında işvelenen bir kadın Nisan ki en genişi zamanın Ve geçiyor İşte akşam! Kırılır eninde sonunda kanatları arzunun Koşsan varılmaz, uzansan tutulmaz, beklesen gelmez

Nisan, nisan, nisan Sürgit çelişki

Nisan bile zevâlse, başka ne umulur yaşamaktan, neye bel bağlanır?

Ah, en iyisi nisanda ölmeli insan! Dirilişi görüp ölmeli Duyup damarlarında, hücrelerinde ve gönlünde hakkalyâkin; nasıl olsa diriliş var, deyip nisanda ölmeli En çok tutunduğu anda hayata, ölümsüzlüğü en çok isterken, başka makamda söylemek üzere şarkıyı, ilkine son vermeli Ve şarkı, en görkemli yerinde bitmeli Arzularını nisana bırakıp armağan, hayallerini kuşların peşi sıra savurup, gitmeli Erguvanlara, leylaklara, iğdelere Çiçeklere ağmalı düşünceleri Akasyalardan fışkırmalı hayat diye Sabah rüzgârlarına katmalı sesini, götürsün nisan, nereye götürecekse! Gelecekse o karşı konmaz çağrı, nisanda gelmeli Çiçeklerde görmek için düşlerinin devamını, nisanda ölmeli insan Ağaçların ve kuş cıvıltılarının altına gömülmeli, fark etmemek için öldüğünü

Heyhât! İçine sorsan, ille de yaşamak diyor Dünya zindan olsa yaşamak Sınırsız ve hür, uzun bir şarkı gibi yaşamak


ALİ ÇOLAK