๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 24 Eylül 2010, 16:28:08



Konu Başlığı: Tükenmez murat var imiş
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 24 Eylül 2010, 16:28:08
tükenmez murat var imiş'   






Başlık, Şarkışla’dan dünyaya seslenen bir nidacıdan, Aşık Veysel’den.
Veysel, bu en çok sevdiğim şiirinde şöyle der :

‘Dünyada tükenmez murat var imiş
Ne alanı gördüm ne murat gördüm
Meşakkatin adın murat koymuşlar
Dünyada ne lezzet ne tat gördüm’


Dünyanın hakikatini bize bu dizelerden daha gerçekçi ne anlatabilir?
Bizim geleneksel bilge şairlerimiz, ‘kendi derdin söyler, gayrı hikayet etmezler’di.
Veysel de aynı gelenekten.
Deyişteki hikmetleri yaşadığı hissediliyor, yoksa insan nasıl bu kadar yalın, samimi, içerden söyleyebilir?
Mutlu olma isteği sınırsızdır, insanın emelleri, istekleri, arzuları sonsuzdur.
Gücü ise sınırlıdır. Mutsuzlukların çoğunun bizatihi nedeni budur, bu çelişkidir.
Tükenmez murat vardır dünyada ama, ne alanı görürsünüz ne de murat.

Veysel şöyle sürdürür :

‘Ölüm var dünyada yok imiş murat
Günbegün artıyor türlü meşakkat
Kalmamış dünyada ehl-i kanaat
İnsanlar içinde çok fesat gördüm’


‘Gördüm’ deyişi, tattım anlamındadır.
Veysel’in yüzündeki göz kapalıdır lakin içgözü açıktır, içgörüleri zengindir.
Dünyaya bakar ve kanaat ehlinin azaldığını, insanlar arasında ise fitne ve fesat peşinde koşanların arttığını görür.

‘Nusveran-ı Adil nerede tahtı
Süleyman mührünü kimse bıraktı
Resul-i Ekrem’in kanunu haktı
Her ömrün sonunda bir feryat gördüm’


Beni kalbimden vuran dize bu bentte : ‘Her ömrün sonunda bir feryat gördüm’
Gerçekten de böyledir. Çoğu zaman dünyanın bir köprü olduğunu unuturuz. Oysa köprüye yerleşilmez, gelip geçilir.
Bir yakayı başka bir yakaya bağlayan bir geçittir dünya.
Dünya için, ‘aşağıların en aşağısı’ tabiri kullanılır.
Zira dünyaya gelmek, irtifa kaybetmek, düşmektir.
Bu yüzdendir ki, simetrik bir manevi yetkinlik gezisi gerçekleştirmek gerekir.
Bir bilgenin dediği gibi, ‘marifet bu da değildir, yani alemleri seyran etmek de iş değildir. Asıl mesele insan olmaktır…Dünyaya gelmekten murat insan olmaktır.’
Bilge şair Sezai Karakoç,
‘bütün çabamız, bir ölüye çıkmak içindir’
der.
Veysel, bunu, ‘her ömrün sonunda bir feryat gördüm’
diye tamamlar.
Peki dünyaya gelip de kalan var mıdır?
Veysel’i dinleyelim :

‘Var mıdır dünyaya gelip de kalan
Gülüp baştan başa muradın alan
Muradı maksudu hepsi yalan
Ölümü dünyada hakikat gördüm’


Evet, bu böyledir.
Dünyanın tek gerçeği vardır : ölüm.
‘Madem ölüm var, o halde yaşam anlamsızdır’ diyen nihilistleri kınamamalı.
Zira onların çoğunun kalbi hakikat için çarpıyor olsa da, Veysel’in aksine iç gözleri kapalıdır.
Hz. Pir gibi, ölümü Sevgili’ye kavuşma gecesi görmek gerekir.
Dünya zindanından ahiret gülistanına geçiş…
O halde bu dünyada muradı da maksudu da yalandır.
Buradaki yalan oluş, asıl yurdumuzun hakikatine, oradaki saadete göredir, yoksa, alemin Sahibi’ne gerçek anlamda kul olana dünya da gül bahçesidir.
Deyişin sonunda Veysel, binlerce yıllık bir metafora, çark-ı feleke getirir sözü :

‘Dönüyor bir dolap çarkı belirsiz
Çağlayan bir su var arkı belirsiz
Veysel neler satar narhı belirsiz
Ne müşteri gördüm ne hesap gördüm’
Kısacık dünya yaşamı için hileler dolaplar çevirenlere ithaf olunur :
Dilediğiniz kadar dolap çevirin, ne müşteri göreceksiniz ne hesap…

  ALINTI