๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Eylül 2010, 19:15:10



Konu Başlığı: Son nokta
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Eylül 2010, 19:15:10
Son nokta

Hakikat olsun işimiz. Hakikatle hemhal olalım. Bir şey olmak ayrı , hakikat ayrıdır. Hep bir şeyleri telaffuz etmek ayrı, bir şeylerle yoğrulmak ayrı, bu bir şeyler sonrasında da olsa hakikatle yüzleşmek ayrıdır. Nedenler ve niçinler ne olursa olsun, sebepler bizi nerede tutarsa tutsun hakikat mihenk taşıdır. Varlığıyla etrafı aydınlatan, kandili sönmeyendir. Soluk aldırandır, yol gösterendir, yarı yolda bırakmayandır, ebediliğin kapısını açandır. Orada durmak ve oradan öte yol olmadığını bilmek gerekir.

Günübirlik telaş ve meşgalelerin cenderesine sıkışıp kalmadan, bir nefs muhasebesini önemseyerek ve özümseyerek kendimizle bir hesaplaşmalıyız. Hesaplaşma insan için, toplum için, ülkeler için elzemdir. Hesaplaşma olmadan durulma olmaz, hesaplaşma olmadan var olanın kıymeti anlaşılmaz, hesaplaşma olmadan dost ve düşman ayıklanamaz. O zaman yönümüzü geçmişe, tarihe döneceğiz. İbret alacağız ki tekerrür etmesin, ibret alacağız ki  zihni bulanıklık arınsın, ibret alacağız ki suları yokuşa akıtmaktan vazgeçelim ve kendimiz olalım.

Tarihin her döneminde zor süreçler yaşanmıştır. İşgaller, isyanlar, katliamlar, kargaşalar olmuştur. Bölgeleri ve ülkeleri silkeleyen bu tür dönemler kalıcı olmamıştır, geride miras olarak yıkım ve gözyaşının dışında bir şey bırakmamışlardır. Yıkıp yok ettiklerinden başka, zulümle anılmalarından başka..Zulüm ki pâyidar olmamıştır, zulüm ki kasıp kavurmuş ama sonunda yok olmuştur..

Bugün yapılmak istenen çok şey var.

Ama bir şey daha var.

Oda dirlik ve düzeni bozmak, kardeşlik bağını çözmek.

Kardeşliği kapana sıkıştırmak.

Bölmek ve yutulur lokma haline getirmek.

Dalgakıranların önünde duramayacak kadar zayıf değildir bu olgu ve İslam ve Müslüman olmak muârız asırların, muârız dönemlerin reçetesi olmuştur.

Anadolu’nun mayasında olan budur. Bu mayayla yoğrulmuş toprakların sesine kulak vermek ve iyicene dinlemek, tarihini  iyi okumak gerek. Kendi ibretimize şamil olacak ne varsa, orada hakikati aramak gerek.

Hep bir geri planı olan ve mekr ile mesafe katetmeye çalışanların hilesini hakikate teslim olarak , hakikatle hemhal olarak bozmak gerek.

Suyu bulandıranlar tarihin önüne çıkacak yüzü bulamayacaklardır. Günübirlik emellerine ulaşsalar bile, yarınlarda varolmayacak, olamayacaklardır.

Nefs muhasebesine her zamanki gibi..

Akl-ı selim ve kalb-i emin ile olmuş ve olan ve olacakları  değerlendirmeye ihtiyacımız var. Olmuyor  değil ama, bu daireden bakmak, bu daireden görmek, bu bakış açısıyla kenetlenmiş kardeşlik olgusunu diri tutmak gerekir. Bu bir temenni değil, bu günü kurtarma değil, geçmişte olanın , hakikat olanın hayat bulmasıdır.

Nefret ve kin yerine kardeşlik.

Yalana değil hakikate teslim olmak.

Kıymet arzeden şeylerin değeri zor zamanlarda anlaşılmakla beraber hayat bulma evreleri zaman ve mekanla kayıtlı değildir. Hangi fasit daire bizi içine almak isterse istesin, onun öncesinde ve sonrasında var olan ve olacak olana dönelim yüzümüzü.

Ve tekrarından imtina etmeyelim.

Hakikatle hemhal olalım.

 Üstad Necip Fazıl’ın şiirini telaffuz ederek diyelim ki:

“Köşesinde duruversem bir yolun

Ve haykırsam; aman müslüman olun, aman müslüman olun.”



Şeref AKBABA