๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 17 Mart 2010, 18:03:10



Konu Başlığı: Sevgi İle Dolmak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 17 Mart 2010, 18:03:10
Sevgi İle Dolmak  

Ne çıkar öfkeden, kinden? Bir bal peteği misali sevgi ile dolmak varken.. Daha sevmesini öğrenmeden nefret etmek neden? Çünkü sevmek zor, bir sanat sevmek. Kötü duyguları bastırmak, sevgiyi onların üstüne çıkarmak ve iktidar yapmak kolay değil. Nefret etmek gayet basit. Nefret ettiğimiz takdirde nefret edilmeye mahkûmuz. İçimizi yakıp kavuran kinden ne fayda. Hırs ve intikam bize Cehennemi bir halet-i ruhiye yaşatmıyor mu? Öyleyse Cehennemimizi biz hazırlıyoruz. Ya km, ya din; ikisi bir arada bağdaşmıyor. Sevmek bir nevi genişliktir. Üstünlüktür sevmek. Bağışlamak ve karşılıksız vermek; sevginin ve gönül genişliğinin tezahürleridir. Dar kaplı olmak niye?

Serâpâ sevgi ile dolmak en güzel şey! Sevgi bir silahtır. Her düşmanı mağlup eden bir silah. Evet sevgi sütunu kesilmek ve benliğinde yabancı duyguları barındırmamak ne güzel. Ufuklar kadar geniş, güneş gibi parlak bir gönül aydınlığına kavuşmak bizim elimizde. Gök kubbe gibi sevgi arşı haline gelmek; diğer insanlara kıyasla göğün yere üstün olduğu gibi üstünleşmek demektir.

Sevebilen insan kuvvetli insandır. Bağışlayan daha bir mutlu. Çirkin, kötü, rahatsız edici duyguların zebunu olmak, şerlerin cehenneme aktığı gibi, cehenneme gitmek için kendimize yol yapmaktan başka nedir? Açık, berrak, şeffaftır muhabbet, kin, öfke, haset, hırs gibi kesif ve karanlık değildir. O halde kendimizi karanlığa mahkum etmemiz neden?

Gerçek sevgi hınç bırakmaz. Muhabbet sevilende kusur göstermez. Sevilen bir insana ise, hata ve kusurlarından dolayı hiddet değil, merhamet ve şefkat duyarız ki, bu da dilek ve temenni hükmüne geçer.

Akan suyun şırıltısını, kuşların cıvıldaşmalarını, kuzuların melemelerini, güzel kokuyu, çiçeği baharı, yazı, ay ve güneşi kim sevmez? Bir deniz manzarası, bir ormanı, lacivert gözlü bir geceyi, aydınlık bir günü kötü ve çirkin bulan bir mizaca tesadüf edilmez. Demek ki yaradılış itibariyle her insan “güzel”e şıktır. Aşk ise şiddetli sevgidir. Yaratılmış güzelleri, güzellikleri hayranlıkla seven kişi; bu güzelleri ve güzellikleri yaratan “Cemil-i Mutlak”ı nasıl sevmez?

Mahlûkatı, onlardaki hüsün ve cemli, yaratıcı hesabına sevmek. Sonra sevmeğe, yakın çevremizden başlamak.. Zira yakınımızdakileri sevmezsek, sevemezsek, uzağımızdakileri de sevemeyiz.

Sevgi bir takas muamelesi değildir. “5ev beni seveyim seni” demek “Al gülünü ver gülümü” demek gibi, daha amiyane bir tabirle alış-veriş yapmak olur. Oysaki kişi sevdiği için sevildiğini kabul etmelidir. Sadece yalnız bir anne şefkati ile sevmek, kişinin değerlendirme melekesini dejenere eder, öyleyse babalık yanımızı hakim kılarak, o yanımızın çevresinde ve anne şefkatini de ihtiva eden bir biçimle sevmeliyiz.

Şu hırçın, keşmekeş, asabı dünyada herkesin, hepimizi aydınlık çehrelere, ümit ve şevk veren, yüzlerce, yaşamak idrak istek ve sevincini veren sımalara ne kadar ihtiyacımız var? Af eden, bağışlayan, veren, verebilme kapasitesi, hacmi yüksek insanlara ne kadar muhtacız? O halde istediğimiz portreyi evvela kendimiz, kendi benliğimizde oluşturmalıyız.

Taha TAHSİN  


Konu Başlığı: Ynt: Sevgi İle Dolmak
Gönderen: Hadice üzerinde 12 Nisan 2012, 13:40:32
Evet sevmek varken sevgiyle yaşamak varken muhabbet mutluluk huzur varken ...neden kin,öfke,nefret karamsarlık..insanınız her duyguyu yaşıyoruz ..Rabbim iyi duygular besleyip hayata geçirenlerden eylesin...