๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2010, 15:37:57



Konu Başlığı: Sevdanın uğruna
Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2010, 15:37:57
Sevdanın uğruna

Gözleri önüne eğilmiş bir vaziyetin en dokunulmaz anlarını yaşayan garipler ülkesindeyim. Nereye dönsem acı; her insan bundan nasibini almış gibi. Yaraları sarılamayan, devasında bin bir derde düşen. Ah hayat! Yokuşu zor bir dönemeçte. Gidişi olmayan bir yolda gibiyim. Adımlar kararsız, gözler yaşlı ve ufka bakan bir çift bakışın nazındayım… Öyle şeyler yaşandı ki, dönüp bir daha arkama bakmak istemem. Bakıp da aynı şeyleri yaşamak istemem. Gücüm yok artık bu garipler ülkesinde. Sadece sevdanın uğrunda bir lahzacıkta olsa nefes almak isterim. Gündüzü geceye karıştırıp günün içinde kaybolmak isterim. Zamanın farkında olmadan seni seninle yaşamak isterim. Sevdanın uğruna. Gözyaşı dökmek acı vermez. En sitemli anlarda bile isyana gelmez bu gözyaşı; çünkü sevdanın uğrunadır. Gül bile dikeniyle sevilirken. Sevdan da acısıyla yaşanır. Yoksa sevda olur muydun? Visal ayrılığın içinde doğar. Kıymet derecesini ayyuka çıkartır. Sevdayı sevda yapanda acısı değil mi? Bu garipler ülkesinde sevdada ancak böyle yaşanır.

Bitmez dediğin geceler bu garipler ülkesinde biter. Geçmez dediğin acı gün gelir başka sabahlarda dolaşır. Hayatın içinde bir anlık senfonisini hüzünle çalar ama ebediyen saltanatını sürdürmez gönül ülkemizde. Varsın sürdürsün, yüzümüze tebessüm adına hiçbir alametin imzasını attırmasın. Yüzü ekşitmeden, gözyaşı yanaktan süzülmek için sabırsızlık gösterse de; göstersin. Akıp dursun, zaten senin sevdana  akacaktır. Seninle yada sensiz geçip gidecekse bu hayat. Sevdanın uğruna geçsin. Kalbimde geçen sevgi  kervanlarına uğramasan da;  eline, koluna, kanadına  kilit vurup geçme bu çölün sıcaklığında deseler ve sen onlara uyup o çölün sıcaklığında yürüyüp, kervanıma uğramasan da; sevdanın uğruna katlanıveririm. Bu dayanmaksa dayanırım. Sensizliğe adım atılacaksa; atarım. Sabır taşları her gün çatlamak için küçük bir fırtınayı beklerken, o fırtına isyanım olmasın diye sineme saklar, yaşarım bu hayatı. Cüz-i irademin yetkisini aşamam. Seni sensizlikte yaşamak zor gelse de, elimin ulaştığından ötesine yetişemem. Gücüm yok ama sevdanın uğruna her şeye katlanacak gücü bulmaya çalışırım.

Sevdanın uğruna düşler ülkesi, muamması çözülemeyen bir kanaviçe olur. İşlenir ama sökemezsin. Yani anlama yada nedenlerin suallerinde bir boğuşmanın sahnesinde bulurum kendimi. Kiminle tam boğuştuğumu bilmeden. Kim kazandı kim kaybetti onu bile fark edemem. Daha doğrusu boğuştuğun duyguların ne olduğunu bilmeden bir savaşa çıkmanın sancısındayım. Ağrılar beni bulmakta ama dermanın ne zaman geleceğini bilemediğim bir sessizlik vadisinde ayaklarıma diken batmasın diye yürüyüp yürümemekte kararsızım. Nedenler peşime takılmış, gözlerim gerçeği görsün diye yollar açılmış, sorular cevaba kilitlenmiş, ben ise bunların arasında sevdanın uğrunadır deyip tamamen gittiğim yoldan ayrılıp beni bu sancılardan kurtaracak bir yolu istiyorum. Nedenler susacak, gözler görse de feragatin iniltilerini yaşamamak için görmezlikten gelecek, sorular cevaba kilitlenmeyecek; çünkü sevda uğruna her şey sil baştan yaşanacak. Geçmiş tarihin tozlu sayfalarına karışacak bu duygu karmaşası. Dün yok, bugün gidiyorsa yarına hazırlanmak vaktidir deyip; sevdanın uğruna geçip gitsin bu ömür.

 

Fadime KAYA