> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Semamızın Gözbebeği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Semamızın Gözbebeği  (Okunma Sayısı 1040 defa)
24 Mart 2010, 18:33:21
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 24 Mart 2010, 18:33:21 »



Semamızın Gözbebeği

Kainat bütün sistem ve sistematiği ile dünyamıza bakıyor, dünyamız ise hayatla şenlendirilmiş hayatla şereflendirilmiş. Hayatın en yüksek mevkisi, özellikleri itibariyle en geniş payesi ise insanoğluna ayrılmıştır. Bu açıdan tefekkür edildiğinde, denilebilir ki, dünyasız bir kainat, hayatsız bir dünya ve insansız bir hayat adeta manasını kaybetmiş, meyvesiz bir ağaç gibidir. Bu kadar özlü bir hayatın beşiği olan yerküremizin kainatta ne kadarlık yer işgal ettiğini ise basit bir misalde görmemiz münkün:

İçinde yerküremizin de bulunduğu ve güneşimiz misali milyarlarca yıldıza sahip Samanyolu galaksisini, kıyaslamaları kolaylaştırmak için Asya Kıtası kadar küçültelim. Güneşimizin bunun içerisindeki yeri ancak toz zerresi büyüklüğündedir. Dünyamız ise bu toz zerresinden yani güneşten 1 milyon 300 bin defa daha küçük... adeta zerrenin zerresi. Asya Kıtası büyüklüğüne indirgediğimiz model üzerinde ilerlediğimizde, aynı küçültme oranı hesabıyla 50 bin kilometrede bir başka galaksiye rastlar ve insanoğlunun ancak teleskoplarla izleyebildiği kainatın küçücük bir kısmında bu şekilde yaklaşık iki milyon galaksi sayabiliriz. Küçültülmüş bir model üzerinde dahi işte dünyamızın ve güneşimizin kainattaki yeri.

İşte Samanyolu galaksisindeki milyarlarca yıldızdan yalnızca birisi, yani güneşimiz adeta dünyamızın cazibesine kapılmış ve bir koyun uysallığı ile ona hizmet ediyor... Öyle bir hizmet ki, dünyamızdaki canlılığın ve hayatın dinamosu olan en büyük vazifeyi görerek, enerji kaynağı olarak.

ENERJİ VE HAYAT

Her gün enerjinin hayata, hayatın da enerjiye bakan yanlarına şahit oluyoruz. Bitki olsun, hayvan olsun veya bunların ikisinden de faydalanan insan olsun, bütün canlılar canlılıklarını sürdürebilmek için enerjiye muhtaçtır Her hareket ve canlılığın bir enerji karşılığında meydana geldiği ve bu esnada enerjinin bir enerji türünden diğer bir enerji türüne dönüştüğü hepimizce malum. - Mesela, yeşil bitkilerde güneş enerjisi, su ve karbondioksiti gıdaya çevirir; bu gıda bir hayvanın bünyesinde et, yağ ve süre dönüşür: bitki ve hayvanları besin olarak kullanan insanda ise bunlar, bitki ve hayvandan farklı olarak, düşünme, muhakeme etme, öğrenme... melekelerine yardımcı malzeme olur. İnsanoğlu, yukarıdaki gibi bünyevi olarak aldığı enerjinin yanısıra, fen ve teknolojisi ile de diğer tür enerji kaynaklarını kullanır. Bu konuda atom enerjisi hariç tutulduğunda, insanoğlu tarafından kullanılan bütün enerjilerin kaynağının güneş olduğu söylenebilir. İşin düşündürücü tarafı, insanlık bugüne kadar kömür, petrol ve tabii gaz gibi enerji kaynaklarını hep hazır bulduğundan mıdır nedir, yüksek verimle doğrudan güneşten enerji elde etme başarısını henüz gösterememiştir. Son yıllarda bu konuda yapılan yoğun çalışmalar, mesela yeşil bitkilerin güneş enerjisinden fotosentez yolu ile istifade etme başarısına ulaştığı an, insanlığın önünde yeni bir ufuk açılacak demektir.

GÜNEŞİN GÜCÜ

Diğer bütün sistemler gibi, güneş ve güneşle irtibatlı olan sistemlerin de sadece bir yanıyla insana faydası var, bir yanıyla kendilerine işaret ederken, binlerce yanıyla Yaratıcı’yı göstermektedir. Güneş, yerküremizde bir yandan devasa buz dağlarını eritirken, diğer yandan saniyede 16 milyon ton suyu buharlaştırarak bulutların kanadına takan ve her yıl 180 milyar kere milyon ton kömürün ısısından daha fazlasını yerküremize gönderen güneşimiz, Yaratıcısına ‘itaat’ ettiği içindir ki, insanoğluna hizmet ediyor. Toplu iğnenin başı kadar bir parçası 150 kilometreden insanı kavurmaya yetecek güçte olan bu “ateş topu”nun bir çiçeğin yaprağına ayrı zerafetle, bir böceğin kanadına ayrı incelikle, insanoğluna ise kışta, baharda ve yazda ayrı bir tatlılıkda gülümsemesi ancak böyle bir itaat ile izah edilebilir. 0 ateş topu ki, 6370 kilometre yarı çapındaki dünyamızdan 1 milyon 300 bin defa büyüktür ve bünyesinde her saniye 564 milyon ton hidrojen bizim için Helyum’a dönüştürülmektedir. Bu esnada, ağırlığından her saniye 4 milyon ton, enerji halinde eksilmesine rağmen milyonlarca yıldır gücünden hiç kaybetmemiş olması da onun ayrı bir hususiyetini teşkil etmektedir. Öyleyse, onun sürekli beslendiği bir kaynak olmalı değil mi?

ZAYİ OLMAYAN ZİYA

Bizden 150 milyon kilometre uzaklıkta bulunan güneşimizin yaydığı enerjinin ancak milyarda biri dünyamıza ulaşabilmektedir. Bunu bile, şayet 15 dakika depolayabilseydik dünya nüfusunun bir yıllık enerji ihtiyacı karşılanmış olacaktı; buna rağmen yeryüzüne ulaşan enerji kainatta vaz’edilmiş olan “azami tasarruf” kaidesince kat’iyen zayi olmuyor; insanlığın yüzünü ayrı güldürüyor, bitkilerin yüzünü ayrı. Gerçekten de, dünyada yeşil bitkiler tarafından güneşten alınan ışık enerjisi yılda ortalama 63 milyar ton glikoza dönüşmektedir. Fotosentez yoluyla üretilen ve karbonhidratların önemli bir bölümünü oluşturan bu glikoz ise, yine bu bitkilerin bünyelerindeki ayrı bir mekanizma ile değişik karbonhidratlara, aminoasitlere, yağlara ve vitaminlere dönüşmektedir.

İNSANA DÜŞEN

Yalnız güneşle değil, kainatın bütünüyle alakası bulunan dünyamızla güneşimiz arasında kurulan bu dostluk azami bir tasarruf, harika bir münasebet ve hassas bir ölçü içerisinde devam etmektedir. Öyle bir ölçü ki, aralarındaki mesafede veya açıda ortaya çıkabilecek çok küçük bir sapma, Allah korusun, dünyamızın bir anda kavrulmasına veya bir buz kütlesi haline gelmesine yeter de artar bile. Atmosferimizle birlikte onun etrafında saniyede 30 kilometre hızla dönmeye devam ediyoruz. Bu sistemi bu hassasiyette Kuran bir gün onu bozmayı dilerse, elimizden ne gelir?

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Semamızın Gözbebeği
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:09:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Semamızın Gözbebeği rüya tabiri,Semamızın Gözbebeği mekke canlı, Semamızın Gözbebeği kabe canlı yayın, Semamızın Gözbebeği Üç boyutlu kuran oku Semamızın Gözbebeği kuran ı kerim, Semamızın Gözbebeği peygamber kıssaları,Semamızın Gözbebeği ilitam ders soruları, Semamızın Gözbebeğiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes