๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 07 Eylül 2010, 15:18:24



Konu Başlığı: Saat kendime çok var
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 07 Eylül 2010, 15:18:24
Saat kendime çok var

(http://img248.imageshack.us/img248/363/icimdekisaat.jpg)

Saat kaç?" dedim, yoldan geçen birine Kolunu şöyle ileri uzattı Gözlerini saatine dikti Nasıl olduysa, "her an değişen" saatine bir isim koydu; söyledi birden Sanki "basit" bir iş yapar gibiydi!
Saat Kendime Çok Var
Çocukların misketleri gibi yerinde duramayan bir şey değil miydi zaman! Veya dağılan tesbih taneleri gibi ara ki bulasın! Hangi isim, hangi resim anlatır bu her an dokunan gergefi? Anlatılır ama Anlar, anlayanlar Tutuşurken bahçelerde rüzgâr

Adam gitti

Ben dallara tutunan zamanı, bulutlardaki acele bir sevdayı, güllerin mütebessim çehresini zamanın hep parlak aynasında seyretmenin hazzını başka baharlara havale ediyordum

Gayreti ayrı bir dikkatimi çekiyordu zamanın

Ben, adamın söylediği saatle baş başa kalama(z)dım! ve gelemedim eski zaman davetine çocukluğumun/gençliğimin

Değişip duruyordu boyuna

Zavallı adam! Saatimin ne olduğunu, nerden bilecekti! O, saati söyledi ve gitti O saati söyleyebilir miydi! Sorsam mıydı?!

Bir saati kurar gibi kendimi de kursaydım!

Saatleri her kuruşumda ümitlerimi tazelerdim sanki! Çocukların misketi gibi yerinde dur(a)mayan bir zamanın adını koyabilir miydim? Ben de bir zaman mıydım bir ömrün dallarında bir yanım akrep bir yanım yelkovan mıydı!

***
Zaman, en çok çocuklara mı benzerdi yoksa? Hep, bir arayışın, yarışın peşine düşen çocukların Böyle misketten gözleri mi vardı zamanın? Çıt çıt bir sesi vardı saatlerde Tavan aralarında mı otururdu sessiz sedasız, zaman Ağaçları ufalar gibi zamana dadanan zaman kurtları mı vardı? Çocukların çığlığı gibi bir gidip bir gelen veya

***
İçim, nasıl da kalabalık bir çarşı öyle: "İç İçe Zamanlar Çarşısı

Aynı zamanlar mı gelip gelip gidiyor? Bu çarşı dünde mi böyleydi? Yarında mı böyle olacak? Zaman alışverişi, çetin alışverişler listesinde midir?

Ah, şu zamanı bir görebilsem! diyenler olur mu ki?

İpinden kopmuş tesbih taneleri düşer gibi zamanın peşine... Siz, tesbihinizi çekersiniz... Zamanın ipi gibi kopuverir birden! Mevsimler, resimler, hayaller dağılıverir. Toplarsınız. Zaman ipine dizer gibi dizersiniz taneleri. Halıların üstünde gezinir gibi çocukluğunuzu, gençliğinizi arar gibi ararsınız tesbih tanelerini. Vitrinlerin önü/arkası… derken, bir yorgunluğun adı olur bakışlarınız. Annemin üzülen tesbihini saya saya dizdiğini, dize dize saydığını hatırladım. Bir tesbih, iki tesbih tanesi eksik mi çıkardı ne! Tatlı tatlı gülümserdi ve sonra yine önceden dağılmış tesbih tanelerinden eklerdi. Mavili, kırmızılı cicili bicili zamanın türlü çeşitli hallerini gibi bir tesbih olurdu elimde

Şimdi saat kaç?

Bu soruyu bana sormayın; çünkü şimdi saat kendime çok var ! Çünkü şimdi saat, dünü (az öncemi) çoktan geçmiş! Çünkü şimdi saatlerimin hepsi (belki) çoktan durmuş (da) kurulmayı bekliyor!



Ali Hakkoymaz