> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Pasta Tabaklarını Kıralım
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Pasta Tabaklarını Kıralım  (Okunma Sayısı 1066 defa)
24 Mart 2010, 17:01:13
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 24 Mart 2010, 17:01:13 »



Pasta Tabaklarını Kıralım 

Sabah sabah elektrik süpürgesinin o hain, cırtlak ve mekanik sesiyle sinirli sinirli uyandı. Bu ses dünyaları yıkıyordu da onun haberi yoktu. Bu gürültüye eşlik eden başka sesler de vardı. Dünya, bozuk ve ne çaldığı belli olmayan zırılîılı bir radyo gibiydi. Bu sesler yok mu herkesi boğuyor, herkesi öldürüyordu. Yoldan geçen arabalar, klaksonların: bir canavarın böğürtüsü gibi kesik kesik öttürürlerken, eksozlarıyla da dünyanızı kirletiyorlardı. Analarının sahip çıkamadığı çocuklar sokaklarda, çoktan oyuna ve kavgaya başlamışlardı bile. Satıcıların bozuk Türkçesiyle, ne dediği anlaşılmayan seslerini dinlemek ise ayrı bir talihsizlikti. Bu sesler, bir karabasan halinde göğsüne oturmuş ve gırtlağında bir düğüm olmuştu. Avım yakalamak isteyen bir şahin gibi yatağından fırladı. Doğruca mutfağa doğru koştu. Buzdolabını açtı. Bütün bunların üzerine bir soğuk su içip hararetini teskin edecekti. Sürahiyi kaptığı gibi suyu bir dikişte içti. Kan beynine sıçramış, burnundan soluyordu. Gelecek misafirler için pasta tabaklarını hanımı çoktan dışarıya çıkarmış, mutfağın tezgahına koymuştu. Hiç düşünmeden saralı bir hasta gibi, pasta tabaklarının üzerine hücum edip, bir bir kırmaya başlamıştı. Her kırdığı pasta tabağıyla boğazında biriken bir düğümün çözüldüğünü hissediyordu. Bu arada elektrik süpürgesini kapatan kadın, gürültüleri duyunca doğruca mutfağa gelmiş, hadiseyi soluğunu tutarak izliyordu. Şimdi son bir hamlesi kalmıştı. Onu da, bu işin baş suçlusu, pasta tarifleri yazılı olan, kullanıla kullanıla eskimiş, mukaddes bir kitap gibi mutfağın en müstesna mevkiinde saklanan deftere yapacaktı. Karısının hayret dolu bakışları altında defteri kaptığı gibi param parça etti.

Dün akşam hanımının isteği üzerine pasta malzemelerini almak için çarşıya çıkmak mecburiyetinde kalmıştı. Çarşı, önünde kıvrıla kıvrıla akan, onu kendi derinliklerindeki girdaba sürüklemek isteyen bir seldi. Evine gelip de elbiselerini çıkardığında, günahlardan da sıyrılarak bir daha o girdaba kapılmak ve katılmak istemezdi. Onu bu çarşılar, pazarlar boğardı. Bundan dolayı çarşıyı pazarı canavar homurtularının yeri olarak görürdü. Hele akşamları çarşı, günah selinin üstündeki yakamozlar gibi ayrı işve ve cilve yapan aşıklarının günahlarını koynunda taşıyan aşuftelere benzerdi. Bu fantazi ışıkların altında herkes yalancı bir kimliğe bürünür, olduğundan güzel görünürdü. Bu renk cümbüşünün altında insanları kendi hüviyetinde bulmak hiçbir dalgıca müyesser olmazdı. Herkes bu akşamın lacivert sularının bir köşesinde, bir yolunu bulup günahını kitabına uydurabilirdi. Bu seyir içinde mütekebbir bir direk gibi gözüken Cami-i Kebirin imamı, milyarlar sayarak oğluna saz ve caz eşliğinde ihtişamlı bir düğün yapmıştı, ne de olsa itibarı vardı. Hacı Efendi, namerde de muhtaç olmamak için, bankaya yatırdığı paraların faiziyle gül gibi geçinip gidiyordu. Ondan dolayı bankaların ışıkları akşamları da sönmüyordu. Bankacılar faiz hesaplamak için akşamları mesai yapıyorlardı. İnsana bu devirde çift maaş bile yetmiyordu.

Bir ara kendine geldi, karşılaştığı her insanın kusurunu sayıp dökerken kendi kusurlarını unutacaktı. İçinden bir ses ona, kendi kusurlarına bakmasını, amellerinin ruhu olan ihlâsı yakalamasını telkin ediyordu. Başkalarının günahlarıyla meşguliyet ona birşey kazandırmazdı. İnsan inandığı gibi yaşamazsa, yaşadığına inanmaya başlardı. Bunları düşünürken, duyduğu acı bir firen ve cırtlak bir korna sesi onu kendine döndürdü. Hemen kenara çekilerek Mercedesli beyefendiye (!) yol verdi. Şu anda ölmüş olsaydı hali ne olurdu.

Fazla dolaşmamalıydı. Evinin, kendini koruyan, sımsıcak saran köşesine dönmeliydi. Aynı apartmanda oturdukları komşusundan alış veriş yapacak, onunla daha yakından tanışıp ona birşeyler anlatma fırsatı bulacaktı. Onun ara sıra dost meclislerinde içki içtiğini de duymuştu. Belki onu bu kötü itiyadından da vazgeçirtebilirdi. Biraz önceki olayın tesirinden olacak, konu ölümden, ahiretten açıldı. Dünya onu romatizmalı hastalar gibi bacaklarından yakalamıştı. Sözleri suyun mermere zamanla yaptığı tesir kadar bile işlemedi. Aldıklarının parasını ödeyerek tekrar görüşme dilekleriyle dükkandan ayrıldı.

Ah! evinin müstesna köşesi neredeydi? En kısa zamanda evine kendini atmalıydı. Çarşıya gece çıkışı için hem kendini suçluyor, hem de çıkarken eline bir liste halinde alınacak şeyleri vermeyen karısını. Böyle basit işlerle ömür tüketmek de zaten bir vebal yüklüyordu insana. Kadınların böyle pastalı günleri de pek çoktu, çok olmasa da ömür saatlerini böyle basit şeylerle harcayıp gidiyorlardı. Bu günlerde pasta çeşidi beşten aşağıya katiyen düşmezdi. Elâlem pastanın yanında kuruyemişini ve meyvesini de ihmal etmezken, siz onlardan geri kalamazdınız. Hem bunlar yapılırken alalâde yağ kullanılamazdı. Pastaların gevrek olup, ağızda dağılması için katı yağlardan birini kullanmanız gerekiyordu. Hanımının bu konuda hassasiyeti vardı. Tereyağından başka yağı pastalarında kullanmadığı gibi, diğer katı yağlardan yapılmış pastaları da yemezdi. Bazı katı yağlarda sağlığa zararlı maddelerin bulunduğunu duymuş, şüpheli şeylerden kaçmayı adet edindiğinden, bazı toplantılardan pastaların güzelliğine rağmen aç döndüğü de olurdu.

Nihayet evine dönebilmişti. Televizyonu açtı. Haberler yeni başlamıştı. Özetlerde hiç iç açıcı haber yoktu. Dünyanın içinde bulunduğu bu tablo onu çok üzüyordu. Bu tabloda zulüm vardı, kan vardı, savaşlar vardı. Yeni yeni filizlenmeler de vardı. Aç ülkelerdeki çocukların karnı sırtına yapışmış durumları ise, tablonun en ızdıraplı figürleriydi. Hanımının yaptığı pastaların kokulan ortalığa mis gibi yayılmaktaydı. Diğer tarafta ise insanlar ekmek bulamıyorlardı. Fransa kraliçesinin: “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” deyişini hatırladı. Bu nefis pasta kokusu ona güzel gelmediği gibi, ızdırabının üzerine kezzap döküyordu. Televizyonu daha fazla seyredemezdi. Bu kafa onda bulunduğu müddetçe evde de rahat etmesi mümkün değildi.

Balkondan şehri seyrediyordu şimdi. Apartmanları katmerli pastalara benzetti. Pencerelerini bile kapatmaya ihtiyaç duymayan bu insanlar, akşam yemeklerini yiyorlardı. Lüks evlerin lüks insanları, basit düşüncelerin, basit zevklerin insanları, pastalarını yiyorlardı. Bunu, gündüzleri çay partileri, dost gezilerinde de devam ettiriyorlardı. Fiskos koltuklarına gömülüp çocukların birbirlerine top atıp tuttukları gibi dedikodu yapıyorlardı.

Öte yandan süperler bizi böyle oyuncaklarla oyalarken, pastadan (!) kendilerine düşecek payı hesaplıyorlardı. Bunları da yaparken 'suret-i hak'tan görünmeye çalışıyorlar, saman altından su yürütüyorlardı. Daha fazla ayakta kalamayacaktı. Kimseye duyurmadan yavaşça içeriye girdi. Yatağına girdiğinde, eli ayağı zangır zangır titriyor, beyninde şimşekler çakıyor, bu insanların ıslahını istiyordu, elinden birşey gelmiyordu. Bu yüzdendi hep kendini yiyip bitirmesi. Dünyadaki bütün insanlar onun yakasına yapışmışlar, haklarını istiyorlardı. Kimsesiz çocuklar, maddî ve mânevî açlıkla kıvranan insanlar, yaratılar, hastalar onun zayıf omuzlarına binen birer mesuliyetti. Bu mesuliyetle cılız omuzları ağrıyor, ruhu bu veballe sıkışıp, patlamaya hazır bir yanardağ gibi köpürüp duruyordu. Ağlamaktan ve ızdıraptan kan çanağına dönmüş gözlerini sabaha yakın yumabilmişti. İşte böyle bir cinnet gecesinin sabahıydı gürültüyle uyandığı an.

M.Üftade

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Pasta Tabaklarını Kıralım
« Posted on: 27 Nisan 2024, 01:28:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Pasta Tabaklarını Kıralım rüya tabiri,Pasta Tabaklarını Kıralım mekke canlı, Pasta Tabaklarını Kıralım kabe canlı yayın, Pasta Tabaklarını Kıralım Üç boyutlu kuran oku Pasta Tabaklarını Kıralım kuran ı kerim, Pasta Tabaklarını Kıralım peygamber kıssaları,Pasta Tabaklarını Kıralım ilitam ders soruları, Pasta Tabaklarını Kıralım önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes