> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Mürûru Yusuf
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mürûru Yusuf  (Okunma Sayısı 723 defa)
13 Eylül 2010, 15:20:00
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Eylül 2010, 15:20:00 »



Mürûr-u Yusuf

buzlu saçaklardan düşüyorum orta yerine insafsız tenhalıkların...

sen ben de mürteciyken...,

acıdır, büzgü büzgü sarmalar bağrı..

yüreğim ki, karia..

bir yanılgı ki, deprem.., yerle bir etti aşkın doruklarını...

kelimelerim karaya vurmuş bir kere..

yolu yok yutmanın... yolu yok unutmanın..

bir vurgun benim ki… kanadı meksur bir lâle belki…

söze çiğ vurmadan.., benliğini çalmadan.., hükmünü kaldırmadan...

unutarak her şeyi... unutmayarak hiç bir şeyi...

anıtlar dikerek beled-i yamanın göbeğine...

bir savaşçı edâsıyla kılıç sallayarak varakların üzerinde…

kayıtlara geçecek bir cinayet haberi gibi…

uzaktan gül,

yakından kan kokan...

ben ki  kırgınım, değmesin âhıma kimseler...

yüreğimin bir ucundan diğer ucuna hicretteyim şimdi...

zulmedildi aşka!...

yerim yok bu diyarlarda… yerim yok ihânet kokan ücralarda...

 

kaç kere geçtim sabahlara kapan kuran gecelerin içinden...

ben hep boz bulanık... ben hep gamgüzâr... ben hep ebr-i teessür...

sen!

hep külli muhayyel...

bilmiyorsun... müntehir bir aşk  uğruna feda ettiğimi kendimi...

tıpkı, ipek böceği gibi...

kalbine ipek sundum...

kalbime kara vurdum...

ve,

yok oldum...

ben y-o-k-u-m!...

o var...

salınıp duruyor yokluğumun üzerinde...

ipek bilmedi kozanın kendisi uğrunda feda edildiğini...

 

yaşananlar giyotine giden bir mahkumun acısı kadar dokunaklı...

kaç kere ölüme koştum soluk soluğa...

yetişemedim yine de.

pranga vurdum bu ömre… azaplar verdim gecelerime...

yeşillerimi çiğnedim...

en deli hâlimle dualar ettim oysa...

nâfile.., dibe vurdu tüm tedbirlerim.

tarihleri yaktım..

 

tüm zamanlar aralık kadar acımasızdı çünkü…

soğuktu... yalancıydı…

ve,sen... yusuf sandığım mütenezzil!

nârevandın yüreğime... bilemedim!

hâlime karalar bağladı, brindar akşamlar...

kapılar kapandı, dünya kilitlendi üzerime.

bîgirân ağrıdı bedir…

şüride hâl kaldı güneş, ay ve on bir yıldız...

zaman zemheriydi...

katlime fermandı sessizlik... yüreğime cellat...

neden... ? ? ??

neden kastettin muradıma?..

ne istedin yüreğimden...

mor ufuklara demirlenmiş gözlerimden...

şimdi parça parça ömrüm, haddi hesabı yok kanamaların...

seni yakup misâli  sevdiğim için suçluyum...

hatırladıkça saçlarıma esen rüzgârları, kıyameti kopuyor umutların...

işte tam da burada, oylumlanan sorular ortasında,

her şey bitti derken...

gökten  dağlarıma kıvılcım ağar... en çok ağlamaklı sayıklamalar duyulur yatağımın tenhasında...

döküle döküle tütsülenmiş morlar  kalır benden geriye...

sen,  inancın bekâretini bozandın...

iki büklüm kılandın karanfilleri...

yağmaladığın ben değil,

yıllanmış baharlardı, nevruzları kıskandıran...

gelip geçti işte... kalmadı senden yana hiçbir imge!

ne ellerin de  toprak kokusu, ne gözlerin de kumru…

sen yusuf değildin ki... ben yanıldım…

yordum yüreğimi hiçliğine..

yordum yüreğimi kör kuyularının gizemine...

vefasız kaldım kalbimin gerçek sahibine...

yüreğimi yormanın aşka vefasızlık olacağını unuta unuta...

ya sen, uğruna kan ter içinde kaldığım!

sana yakışan ne kaldı geriye..?

hayır...!

sonsuza kadar yut kelimelerini... yok ol, varlığıma en uzak noktalardan bile...

konuşursan, fütursuzluğuna lânet okuyacak arş-ı âlâ...

çek git! gönlümün ummanından...

soluk aldığın her an âhım ulaşacak  bedenine., çürüyeceksin...

unutma! ahde borcun var...

onurunu zedelediğin her şeyin hesabı var.sorulacak bir bir...

hani nûpelda masalı?.. hani?..

yanarım. yanarım ki,

nasıl kırdıysan aşkın onurunu..

nasıl savurduysan çakır derelerden topladığım incileri..

nasıl ziyan ettiysen düşlerimin hasadını..

nasıl çaldıysan muradımın hikmetini...

nasıl erittiysen yirmi bir yıldır kalbimde duran,

yusuf yüzlü kartanemi...

nasıl boynu bükük bıraktıysan gülşenimi..

nasıl öldürdüysen beni....

işte öyle!

işte öyle olasın!..

 

aşkta kısas olmaz sanırdım...

oysa, yanıldım..

sen de

ya-nı-la-cak-sın...

 

 

 

. zaman: sene-i sûzan

. yer: çah-ı yusuf

. hâl: ah-ı derun



Ayşe Eyüp KOCA
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mürûru Yusuf
« Posted on: 23 Nisan 2024, 20:08:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mürûru Yusuf rüya tabiri,Mürûru Yusuf mekke canlı, Mürûru Yusuf kabe canlı yayın, Mürûru Yusuf Üç boyutlu kuran oku Mürûru Yusuf kuran ı kerim, Mürûru Yusuf peygamber kıssaları,Mürûru Yusuf ilitam ders soruları, Mürûru Yusufönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes