๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 21 Eylül 2010, 19:13:59



Konu Başlığı: Meçhule nağmeler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 21 Eylül 2010, 19:13:59
Meçhule nağmeler


(http://img.blogcu.com/uploads/fatossenoglu_112187.jpg)


Adressiz name yollanmaz. Şişeyle namelerini yollayanlar daima cevapsız kalmışlar.

Tahayyül olmadı mı, kelimeler kurur, yeşillenemezler. Hazanın yaprağına dönerler. Onları ancak umutlu bir muhayyile yeşillendirebilir.

Şuan bir adadayım ve meçhule nameler yollamaktayım. Ben de bazı şişeler alıyorum lakin sahipleriyle aramızda ışıktan yollar yok.

Adressiz name yollayanlar, kısmetliyseler isimsiz nameler alırlar. Bu da bir baht aslında. Adalarında yapayalnız olanlar da var.

Sahile ümitle giderim. Günde bir kaç kez. Ama aşinaların mektuplarından eser yok. Sahilde olan bana yalnızlığımı hatırlatan bir ıssızlık ve öfkelendiren bir boşluk.

 
Halbuki denize çok name bırakırım. Haftada bir kaç kez. Kısa, özlü ve alakalı nameler. Adamı da yazarım ama meçhullerle bir şey paylaşılamadığından sahilimde sadece biteviye bir musikileri olan dalga sesleri olur. Beklediğim renkte şişeler olmaz.

Arada ben de meçhullerden nameler alırım. Ve yadırgadığım davranışı sergilerim. Okurum ve geçerim. Zahmet edip bir şişeye mürekkeple münakkaş sarılmış bir kağıt bırakmam.

Belki de bizde olanı buluruz. Fiiller bumerang gibidir. Bize gelenler, bizim saldıklarımızdır.

Dünya aynadır, gördüğümüz kendimiziz.

Düzen böyledir belki de, boş sahillerle kederlendirenler boş sahillerle mahzun olmayı davet etmiş olurlar.

Bir ada bulmalı kendine, iyisi bu. Meçhullerde sebat olmaz. Şişeni senin özlediğin gibi özleyecek sakini olan bir ada. Ve bir gemi gelip ışık şehrine gidene kadar o sakinle zamana karşı silahlanmalı. Meçhullerle boşluk doldurulmaz. Veya adada kendine bir uğraş oluşturmalı. Zaman denilen kötü sesli sanatkârın kulakları tırmalayan müziğini onunla etkisizleştirmeli. Denizin dalgalarına güven olmaz. Meçhul katipli şişelerde aranılan seda olmaz.

Hem bazen onların kelimeleri zehr ile yazılmış olur. Açılmalarıyla bir şeyler olur size. Görünce hissettiğiniz sevgiden daha çok ızdırap hissedersiniz.

Izdırabın adresi onun mahiyetini değiştirebiliyor, kabul. Yüzünüzü döndürdüğünüz bir adaysa, zehrini sevebiliyorsunuz ama yine de içindeki koku ve hasrete rağmen zehr, zehrdir. Hançeri sevgilinin tutması, yaranın verdiği elemi azaltmaz. Veya seferinizin ulviliği akan kanın verdiği acıyı yok etmez. Teselli olur, evet. Hafif bir gurur da hissedebilirsiniz ama hislerin mahiyeti değişmez.

 
Galiba sahile uzun süre uğramamalıyım. Adanın içlerinde bir şeylerle meşgul olmalıyım. Önceleri olduğu gibi. Öyle bir hayat heyecansız olabiliyor. Durgun olabiliyor. Beklemenin hafifliği onda yaşanmayabiliyor ama anladım ki, dalgaların getirecekleri meçhul katipli nameleri beklemekten daha güzel bir hayat.

Öyle bir kararın ramağındayım.

Keşke sahillere küsebilseydim. Şişelerdeki mektuplara. İçimdeki hafif akıntıyı selleştirebilseydim. Adanın derinliklerinde bir şeyler bulabilseydim.

İçimdeki rüzgar buna engel. Sanki beni sürekli sahile sürüklüyor.

Bir gün onu içimden atabilirim. Sesini ve esmesini yok edebilirim. Bu aralar bu yönde hafif kıpırtıları hissediyorum.

Meçhullere name yollamak boş. Ve oralardan gelenler de boş. Bin name gelse hiçbir şey etmez.

Bir ses olmalı.
                 


    Resul Davutoğlu