๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2010, 14:45:43



Konu Başlığı: Makam da bir lahza
Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2010, 14:45:43
makam'da bir lahza

Neden arayış içindedir insanoğlu..? Neyi arıyor yada arayıp bulduklarıyla hemhal olmak ona yetiyor mu .? Buluşma noktasını geçip tekrar arayışlar yaşıyor mu , arama hakkı her zaman saklı mı, neden arananlar var, neden aramak var, neden arayış..?

Bir dizi kelam-ı kibardan sonra kendimize dönerek, yalpalamaların ve yanlışların çetelesini tutma gayretlerimize asil ve soylu cevaplar alınca vazgeçiriliyoruz ve  asli görevimize geri dönüyoruz. Hani omurgası sağlam, hani sağlam temeller üzerine bina edilmiş fikriyat ve hissiyatın tedavülü varken  arayış içine girmenin ne anlamı var. ? O yakınımızda, el atınca tutabileceğimiz, istifade edebileceğimiz bir zeminde bizi bekliyor. Zor  zamanlarda sanki sıcağın yada soğuğun perişanlığını bedenin hissettiği.. İki zirvede de zirvede olanlar geliyor, ihtiyaca binaen ya ısıtıyorlar, yada soğutuyorlar. Devreye girenler aklın sınırlarını zorlasalar da kendi imkanlarıyla karanlıklara mum yakıyor. Bir olmazı olura çevirmek için, negatif bakışa set vurarak ve pozitif açılım sağlamak için seferber oluyorlar.

 Neyi arıyoruz..? Kendimizi arıyorsak, kusurlarımızla, olumsuzluk nişanesi hal ve tavırlarımızla yüzleşmeden ve özün özü bir diyalektiğin, bir oluşun sembolü düşün harmanında olmalıyız. “Allah bes, baki heves”  sırrının namütenahi merkezinde minumize edilmenin… “ Sübhanallah”   lafzını dilimize pelesenk etmenin..Neyi arıyoruz derken, kendini arayan insanın serüvenleri, bu serüvenler içinde ki gel- gitleri , yaşadıkları ve yaşayacaklarının bir saptamasını yapmak yerine, buzda yürüyen adamın arkaya bakmadan, içinde boşuklar olduğunu bildiği halde, korku fermanını da boynuna takmadan  adımlar atması gibi. Zaman ve mekan sınırları içinde yokluk ve varlık lehçeleri birbirinin dilini öğrenedursun, talimli bir eğitimde  olmuyor zaten, bir noktada geri adım atmak gibi görünen hal, ileri merhale değilde nedir. Neyi aradığını bilmeyenler çoğunlukta mı, yada neyi aradığını bilenlerin aramadıkları bir şey mi var.? Sorularla demlenmiş bir arayış yumağı içinde sonsuzluk arayışlarının sonlu betimlemleri ya da hal ve istikbal içinde varlık izharı mı daha ileride..

 Arayış içinde olmasa insan mukim olurdu. Aramak insanın son merhalede görmek istediğinin, tünelin başında gösterilmesi müsameresidir. Bu müsamere nedeniyledir ki, ne olduğunu bilenlerle, ne olacağını bilmeyenlerin sırrı ezel ve ebed rüçhanı bir noktada kesişiyor ve kesişmeyen, örtüşmeyen bir şey yok dedirtiyor adeta.

Aşk denilen meczup  hangi kademede var olursa olsun, hangi kiyafete bürünerek gelirse gelsin, aynı noktadan ateş ettiği sürece yakmıyor, aydınlatıyor. Eşya ötesi bir lehçeyle ve hedef saptırarak geldiğinde de enelhak dedirtiyor. İşimiz yanlış toplamak değil, işimiz eksik tartan tarafıyla meşgul olmak değil kantarın..Aklın sübhan dağında kerem olan neyse ışığında gam ve kederden arınmak, hayal ötesinin berisinde bir yerde durmak.

Ne araması.?

Sübhanallah.



ALINTI