๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2010, 11:13:15



Konu Başlığı: İnsan Olmasaydı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2010, 11:13:15
İnsan Olmasaydı  

İnsan olmasaydı, dünyanın bir manası olur muydu? Öyle bir feryat ve figan koparırdı ki; sesi kâinatı çınlatırdı da, o sesin şiddetinden hiçbir şey duyulmazdı.

Mana lisanı ile ağlardı dünya, hâl diliyle ağlardı. "Ne bu gurbet, ne bu firkat, derdi ya Rab" ve lâl olur, ebkem kesilirdi.

İnsansız bîr dünyâ..? Ne kadar mânâsız, kuru ve yalın.. Demek oluyor ki; bir insanın kıymeti en az topyekûn dünyadır. Bu sadece bir insan için de olsa, bir milyar insan için de olsa aynıdır. Çünkü birinin istifadesi diğerlerinin istifadesine mâni değildir.

Bülbülü dinleyen gül olsa da insan yok ki.. Dağlan, denizleri, yerleri ve gökleri temaşa edip yorumlayan yok. Binlerce çeşit nebatı seven, koklayan, okşayan ve iştiha ile yiyen, kıymetini takdir eden yok. Ehlî, evcil hayvanlar garip; hizmetlerini görecekleri yeryüzünün halifesi yok ki..

Bin bir çeşit çiçekten derlenen balı kim, ne yapsın? Tebessümle, şetaretle açan çiçekler, yaratılmış olmanın mutluluğunu sessiz çığlıklarla, velvele ile ilân eden çiçekler tezyinatlarını kime teşhir etsinler?

Serapa dua sütunu kesilerek kollarını semanın göğsüne çığlık çığlığa uzatan ağaçların isteklerini kim görüp, duyup, işitip ibret alsın?

Dağların haşyetle rükû'a varmış, secdeye kapanmış manzaralarını kim seyre dalıp tefekkür etsin?

Irmakların çağlayarak, belki sevinçten ağlayarak, kapandığı secdeden zaman durdukça kalkmamaya azimli, kurumak, bitip tükenmek pahasına da olsa, okyanusa ulaşma arzularını kim okusun, mütalaa etsin, anlasın!?

Uçsuz bucaksız feza âlemini temaşa edip hayretinden secdeye kapanacak bir akıl olmasın, kabil mi? Olsa bile ne ehemmiyeti olur?

Direksiz duran gök kubbeyi, incir çekirdeğini ve incir ağacını, ancak tırnak ucu kadar olan sperma hücresinden meydana gelen insanı, sonra mevsimleri, geceyi ve gündüzü, Ay ve Güneşi, doğumu ve ölümü kim düşünüp, tefekkür edip, inceliklerini kavrasın?

Gören gözü, işiten kulağı, duyan ve hayat pompalayan kalbi, yürüyen ayağı, düşünen dimağı, sonra telaffuz eden dili, her şeyin aslı olan suyu ki ma-i zülali takdir edecek kıymetini anlayacak olan insan! İnsan bunlara muhtaç, fakat bunlar akıl, idrak, şuur olmaksızın, tek kelime ile insan olmaksızın yalnızlar, mahzunlar, mükedderler..

Neden mi? Nasıl olmasınlar ki; bir san'at harikası olan şu kâinatın Sanatkârını tanıyan, sanatını takdir eden, seven, hayran olan, itaat eden, rızasını arayan O'nun muhatabı olmak şerefine eren o insanların aralarından ayrılmasına, ölümlerine yer ve gök, mahlûkat hesabına ağlamaz mı?

Süfli insanlar mı? Onlar sıfırın altındalar. Onların yanında hayvanlar bir seviye ifade eder. Ve hayvanlık bir seviyedir. Denizin dibindeki balıklan bile, onların yeryüzünde işledikleri cinayet, isyan ve zulümler rahatsız, huzursuz edip, Rablerine şikâyet ettirmektedir.

Yükseklerin yükseğinden, kendi kast ve iradeleriyle aşağıların aşağısına inen insanların vaziyetinden hemcinsleri utanırlar, nefret ederler.

Mahlûkatın sevgisi ve ihtiramı bunlar için, yani, muzır haşereler derecesine inmiş insanlar için değildir. Onlar Yaratıcının bir kısım akılsız mahlûklarıdır ve dünyanın imarı için yaratılmışlardır.

İnsanın bir ferdi, diğer canlıların bir nev'i gibidir. Ve o kadar kıymetlidir. Onun için kötü insanların çokluğu iyi insanların azlığına üstün gelmez. Kemmiyet ve keyfiyet meselesi. Açıktır ki, bir insan bütün zararlı hayvanlardan kıymetlidir. Ama insan olan insan,

Şimdi bir dönüp arkamıza bakalım. Eşya, bu kadar insana muhtaç iken, bugün insan kendi kendini eşyaya mahkûm etmiştir. Hâlbuki insan eşya için değil, eşya insan içindir. İnsan olmasaydı dünya neye yarardı?

Taha TAHSİN  


Konu Başlığı: Ynt: İnsan Olmasaydı
Gönderen: Hadice üzerinde 25 Ocak 2011, 00:08:52
Emeğine sağlık kardşim Rabbim razı olsun...
Allah'ımıza sonsuz şükrler olsun bizleri inan yarattığı için ona layık kul olmayı nasip etsin cümlemize inşallah

Şimdi bir dönüp arkamıza bakalım. Eşya, bu kadar insana muhtaç iken, bugün insan kendi kendini eşyaya mahkûm etmiştir. Hâlbuki insan eşya için değil, eşya insan içindir. İnsan olmasaydı dünya neye yarardı?

eger,herkez kendini kaybedip seni suçladigi zaman,
sen sogukkanliligini koruyabilirsen;

eger,herkez senden kuşkulandiginda sen kendine
güvenip tüm şüpheleri hoşgörüyle karşilayabilirsen;

eger,sabirla bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsan;
yada iftiraya ugradiginda yalana yalanla karşilik
vermezsen ve kin tutana kin duymazsan;

eger,düşlere kapilmadan düş kurabilir;düşünebildigin
halde düşüncelerin kölesi olmazsan ve ayni zamanda
ne çok uysal olup nede çok akilli bir tavirla konuşmazsan,

eger,ne kazandim diye sevinir,ne yikildim diye yerinir,
ikisinide karşilayip yüzleşebilirsen;ugrunda bir ömür
verdigin şseylerin yikilişini seyredebilir ve yilmadan onlari
yine kurmaya çalişirsan;

eger,iş işten geçtikten sonra da yüregini ve bedenini
bütün direncinle seferber edebilip herkezin vazgeçtigi
noktada,sen amacina yönebilirsen;

eger,herkezle birlikde olurda erdemli kalabilirsen,yada
krallarla dolaştigin halde gururlanip özbenligini ve dostlarini
unutmazsan;

eger,ne sevgili dostlarin ne de düşmanlarin seni hiç incitmezse
ve kimseyi hem küçümsemez,hemde kimseye bagimli olmamayi
başarabilirsen;

eger,her gününün her saatini,ve her dakikasinin her saniyesini
iç rahatligiyla yaşayabilirsen,bütün dünya senin olur.

işte sen o zaman insan oldun demektir.