๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 03 Ekim 2010, 17:05:37



Konu Başlığı: Hikmet kaleminin önünde
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 03 Ekim 2010, 17:05:37
Hikmet KaLemi'nin Önünde edeple.





kalbini ara


dolaşıyorsun çölde bir başına,

tozdan bir ceket geçirmişsin sırtına,

diyarını arayan bir yolcu gibi

ancak yolunu kaybetmiş


yazık sana ki, ne gitmek-

ne de kalmak kolay senin için

dolaşacaksın sürekli sisler içinde

ta ki adınlatıncaya dek yolunu

yalnız kalbine yoldaş olacak bir kalp*

... ... ... ... ... ..



(http://img203.imageshack.us/img203/803/dost.jpg)




dostum,


yakınlığın,yokluğuna dönüştüğünden beri muhatap bulamaz yüreğim kendine kendi

kendine konuşur durur.derman arar derdine; kendine derman olacak aşkı

arar./aramak, nasıldır bilmeden; bulduğunda onu anlayacak yetisi olup olmadığını

bilmeden /

ne de erken gittin...

ne de erken güvendin yüreğine,yüreğin ayaklarına...

ne de erken teslim oluverdin omuzlarıma, şu kurşundan hırkayı; oysa o seni asası

bilmişti eline;dayanmıştı sana... dayamıştı sırtını sırtına.seni, kendine arındıran el

bilmişti.** seni, ellerden üstün bilmişti.


dostum,


-hala sahiplik eki kullanıyor yüreğimin amiri olduğu dilim-

mesafeler arttı ya zahirde, artık mevsimler normal seyrine döndü; /her dem bahar

yaşamam artık/.... -belki de israf ettiğim-

sözlerimin için boşalıverdi; heybeme herkes bir şeyler attı ve yüküm arttı.oysa sen,

heybemdeki ağırlığı paylaşırdın, oraya güzel'i layık görür, o'nu itinayla koyardın.içimi

dökerdim sana; fikreylerdik hayata dair halleri tek tek.heybemize irfanı koyardık;

sonra "bana irfanın resmini çizebilir misin?" der tebessüm ederdik.resmi zahire

çizilemeyen bir şeyin,ağırlığı mı olur ki omuzlarımıza?



dostum,


gittin ve yağmur dahi hafifletmez oldu yükümü,oysa ben senle ıslandığımda toprağa

eren her damla ile kurtulurdum ağırlığımdan.

gittin ya dostum,ebem kuşağını hiç gösterenim olmadı yanımda,kimse tek'ten sirayet

edişini anlatamadı yeni rengin. -belki de sensiz bakmak istemedim semaya-

sen yoksun diye toprağın kokusunu ta içime doğru çekmedim; hakkını içime çekerim

diye...

yokluğunda hiç kimsenin sözüne kulak asmadım; doğrularını,bilirleri'nin doğruları

çürütür diye.sözlerini hatırlatanların,sana aşina yüreklerin arayışına girdi yüreğim

perişan olmamak için...



dostum,


varlığın hayatımın baharı imiş; fark edişim geç oldu bilirim.ama mevsim-i hazanda

özlenir ya güller.çölde özlenir ya su...yokluğa,boşluğa düşünce anlaşılır ya var'ın

yakınlığı.. işte öyle bir şey..



neyse dostum,


giden sen değilsin; bırakan benim belki de...

giden olsan da,suçlu değilsin; hak etmeyen bırakılan olmaz ya!

gitmeliydin belki de..

giderim yerinde olsam belki de...

dostum; seni daha güzel konuk edecek bir gönül evi varsa gidersin elbet...

git... biraz da o yüreğin yağmuru ol; serinlet o beldeyi de...

git...

ben kavrulayım sessizce,sensizliğimle...hak edeyim seni...

vardır her çölün kaderini hikmetle çizen!

... ...

nokta!

Sare Nokta




(http://img203.imageshack.us/img203/116/38201484.jpg)



*gözlerin fısıltısı / mıhail nuayme-halil cibran

**hadis