> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Hayata bakarken görebildiklerimiz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayata bakarken görebildiklerimiz  (Okunma Sayısı 681 defa)
28 Eylül 2010, 14:42:03
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 28 Eylül 2010, 14:42:03 »



Hayata Bakarken Görebildiklerimiz




Dışarıya açılan bir pencere olan gözler, aynı zamanda dıştan gelen güzelliklerin süzülüp aktarıldığı kapılar, dışarıdan içimize tutulan aynalardır. Onun merceğinin netliğini, ayarlamamıza göre görürüz, mutluluğun tılsımı, biraz da burada yatı-yor.
Ama gün olur, göze kaçan bir kirpik veya çöp, bütün âlemi zindana çevirmeye yetebilir. Keşke hayatın ve dünyanın lâtifelerini görebilecek bir bakış açısı yakalayabilsek... Aynı camdan bakan iki kişiden biri, camın üzerindeki kirleri görürken, diğeri de camın ilerisindeki tepeleri ve ufku görebilir.
Hazreti Mevlana'nın ifadesiyle; "Musibetler, belalar karşınıza yırtık-pırtık elbiseler içinde çıkan, edası endamı yerinde bir güzel gibidir. Ne diye yırtık-pırtık elbiseye takılıp kalıyorsunuz. Baksanız ya içteki edâya ve endâma." Zira: "Dünyayı kara gören insan, herkesi kendisi kadar kötü sanır ve bunun için herkesten nefret eder." (Bernard Shaw) Bu hususta en güzeli itidali tutturmaktır. J.Harris, ölçüyü ne güzel tasvir ediyor: "Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi ise tünelle birlikte hem ışığı hem de gelecek treni görür." Filhakika Peygamberimiz (sas) mü’minin bu yönünü levhalaştırmaktadır: "Mü'minin ferasetinden sakının; çünkü o ALLAH'ın nuruyla bakar." Böyle mü’min de; "Baş gözü ile bakar, gönül gözü ile görür." (İmamı Gazali)

Kâinata mânâ-yı ismi ile bakış
Kur'an'da Cenâb-ı ALLAH insana mükerreren; "Bakmazlar mı, görmezler mi, hiç ibret almazlar mı?" diye sorar. Değişik misallerle insanları düşünmeye çağırır.
Hayata bakışımız hep Hak namına olmalı, hayatın ve yaratılışın tılsımı da burada yatıyor. Bediüzzaman Hazretleri de ömrünü buna adamış ve eserlerinin bir yerinde: "Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelimeyle, dört kelâm öğrendim." diyor ve sıralıyor: "Kelimelerden maksat, mânâ-yı harfi, mânâ-yı ismi, niyet, nazardır. Şöyle ki: Cenâb-ı Hakk'ın mâsivâsına, yani kâinata mânâ-yı harfiyle ve O'nun hesabına bakmak lâzımdır. Mânâ-yı ismiyle ve esbab hesabına bakmak hatâdır." Başka bir yerde ise, mânâ-yı ismi ve mânâ-yı harfi kavramlarını açmaktadır: "Evet, Kur'ân-ı Hakîm, şu Kur'ân-ı Azîm-i Kâinat’ın en âli bir müfessiridir ve en beliğ bir tercümanıdır. Evet, o Furkan'dır ki, şu kâinatın sayfalarında ve zamanların yapraklarında kalem-i kudretle yazılan âyât-ı tekviniyeyi cin ve inse ders verir. Hem her biri, birer harf-i mânidar olan mevcudata 'mânâ-yı harfi' nazarıyla, yani onlara Sâni hesabına bakar. 'Ne kadar güzel yapılmış; ne kadar güzel bir surette Sânii'nin cemâline delâlet ediyor.' der. Ve bununla kâinatın hakikî güzelliğini gösteriyor.

Amma, ilm-i hikmet dedikleri felsefe ise, huruf-u mevcudatın tezyinatında ve münasebatında dalmış ve sersemleşmiş, hakikatin yolunu şaşırmış. Şu kitab-ı kebirin hurufatına 'mânâ-yı harfi' ile, yani ALLAH hesabına bakmak lâzım gelirken, öyle etmeyip 'mânâ-yı ismî' ile, yani mevcudata mevcudat hesabına bakar, öyle bahseder. 'Ne güzel yapılmış'a bedel 'Ne güzeldir.' der, çirkinleştirir. Bununla kâinatı tahkîr edip kendisine müşteki eder. Evet, dinsiz felsefe hakikatsiz bir safsatadır ve kâinata bir tahkîrdir..."

Hayatın detaylarına bakış

Yunus: "Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır." diyor ki, bakışta tam isabet budur. Ve de; "Rabb'imin eserleri niçin bu kadar mükemmeldir, çünkü her eser bir bütündür." derken Buffon, kâinatı yekpare yaratmış olan Yaratıcı'nın haşmetine işaret etmektedir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında hapse giren bir yazar, ele geçirdiği bir çakıl taşı hakkında iki sayfalık ciddi bir yazı kaleme almış, bir çakıl taşında kâinata şerhler düşebilmiştir! Öyle de insanlar vardır ki, devasa kâinata bakar da bir çakıl taşlık bile nasipleri olmaz!
Güzellikleri görmeye çalışmada, küçük ayrıntılardan mutluluklar yakalamada Japonlar hoş bir misaldir. O duygu atmosferinde bulunmadığımızdan çoğumuza mânâsız gelebilir; ama Japonlar belli vakitlerde bir araya gelip mehtabı seyretmekte, güneşin doğuşuna görmek için yamaçlara mevzilenmekte veya gökteki bulutların şekillerinden mânâlar çıkarmaya çalışmaktadırlar. Sinek bile kanadını tesadüfen çırpmadığına, bir yaprak bile O'nun izni olmadan dalından kopmadığına göre yorum yapmak niye mânâsız olsun ki! Hattâ bazılarının uzmanlık sahası, bitkilerin kokusu ve yakıldıklarında çıkan dumanların türlerini incelemek... Onlar, bununla alâkalı toplantılar bile düzenlemektedir.

Hayata farklı açıdan bakabilmekle ilgili şöyle bir hikâye anlatılır: "Bir gün New-York'ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar. Gruptan biri, Kızılderili'dir. Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili, kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek cırcır aramaya başlar. Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam eder. Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder. Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar. Arkadaşı, Kızılderili'ye: "Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duydun?" diye sorar. Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini söyler. Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar. Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına dönerek: "Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin." der.

Bütün mesele, hayatın ayrıntıları arasında sıkışıp kalmış olan güzellikleri ve mutlulukları, cımbızla da olsa tutup çıkarabilmek ve hayata renk katabilmek... Yoksa hayat, her şeyi mesele yapmak ve bunların kargaşası arasında boğulup gitmekle çekilmez bir hal alabilir. O yüzden "Hayalimizdeki gül bahçelerinde dolaşıp duracağımıza, bahçemizdeki güllerden zevk alalım." Ancak bu durum, bizim yine de bir huzur atmosferi için hayal kurma ve bunun şartları için çalışmamıza mâni olmamalıdır.

İbretli bakış

Hayata, hadiselere ve insanlara hep ibret nazarıyla bakabilsek, her şeyde bir güzellik ve hakikat görebiliriz. Alfred de Vigny bunu, şöyle ifade ediyor: "Hiçbir insana rastlamadım ki, onda öğrenilecek bir şey olmasın." Channing: "Okumasını bilirsen, her insanın bir kitap olduğunu görürsün." der. Ama gel gör ki; "Kimse görmek istemeyenler kadar da, kör değildir." (Jonathan Swift)

Efendimiz (sas) yolda giderken, yanında birileri bir köpek leşi hakkında memnuniyetsizliklerini izhar ettiklerinde, O, meseleyi pozitif yönden ele alır ve: "Ama dişleri ne güzel!" der. Muhyiddin-i Arabi Hazretleri de talebeleriyle yolda giderken idam edilmiş birisini görür ve oradakilere bu adamın suçunun ne olduğunu sorar. Onlar da o adamın yapmış olduğu suçları uzun uzun sıralarlar. Bunun üzerine o koca imam gider ve o asılmış adamın ayaklarını öpmeye başlar. Orada bulunanlar ise şaşkınlıkla: "Ya imam, sen bizi yanlış anladın galiba; bu asılan adam birçok suç işlemiş mücrimin tekidir." dediklerinde, İbn-i Arabi Hazretleri şöyle demiştir: "İyi ya ben de o yüzden öpüyorum. Zira bu adam, o yolun yolcusu imiş ve onca günahı, suçu işleyerek artık kendi yolunda, meşrebinde zirveye ulaşmış, en sonunda da yakalanıp idam edilmiş. Yani hak ettiğine ulaşmış. Bir Müslüman olarak bizler neden, bulunduğumuz yolda zirve olmuyoruz? Sebat noktasında neden şu şaki kadar bile olamıyoruz!"

Evet, bakabildikten sonra, her şeyde bir ibret var; görebildikten sonra insan, fare deliğinin önünde saatlerce bekleyen bir kedinin sebatkâr haline bakıp da irşad olabilir. Yani, "Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek!" (Pitigrilli) Çünkü; "Çok vakit, küçük şeylerden büyük şeyler, görünen şeylerden görünmeyen şeyler anlaşılır." (Ezop)
Bilim adamları da böylesi sıra dışı bakışlarla hayata bakabildiklerinde yeni buluşlar yapabilmektedir. A.S. Gyorgyi'nin ifadesiyle: "Buluşlar, başkalarıyla aynı şeye bakıp, farklı düşünebilenler tarafından yapılır." Şairler ve diğer edipler de, bizim bakıp geçtiğimiz güzelliklerin karşısında donakalmışlar, kelâm sondajıyla, o manzaraların derinliklerinde yatan mânâları ve saadet incilerini çıkarmışlardır.
Zira bakış açılarımıza göre farklı fırsatlar doğabilir ve ne kadar değişik açılardan bakabilirsek, hayatımızdaki her hadise bir fırsata dönüşecektir. Şu misalde görüldüğü gibi: "Yıllar önce bir ayakkabı şirketinin sahibi, pazar araştırması yapmaları için Afrika'ya pazarlamacılar gönderir. Birinci pazarlamacı, pazar araştırması yaptıktan sonra patronunu aradığında ona şöyle der: "Burada bizim için hiçbir fırsat yok. Çünkü hiç kimse ayakkabı giymiyor." Bir kaç ay sonra giden ikinci pazarlamacı patronunu arayıp heyecanla şöyle der: "Afrika'da inanılmaz fırsatlar var. Çünkü, burada hiç kimsenin ayakkabısı yok."
Binaenaleyh, fırsatları yakalamanın anahtarı; her güne bir fırsat olarak bakıp, onları arayıp bulmaktır. Bu, birlikte olduğumuz insanlardan, okuduklarımızdan yahut gelişen herhangi bir hadiseden doğabilir. Yani her günü Kadir bilip, kadrini kıymetini bilmek ve herkes...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayata bakarken görebildiklerimiz
« Posted on: 26 Nisan 2024, 23:52:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayata bakarken görebildiklerimiz rüya tabiri,Hayata bakarken görebildiklerimiz mekke canlı, Hayata bakarken görebildiklerimiz kabe canlı yayın, Hayata bakarken görebildiklerimiz Üç boyutlu kuran oku Hayata bakarken görebildiklerimiz kuran ı kerim, Hayata bakarken görebildiklerimiz peygamber kıssaları,Hayata bakarken görebildiklerimiz ilitam ders soruları, Hayata bakarken görebildiklerimizönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes