Konu Başlığı: Hayat resimleri Gönderen: Sümeyye üzerinde 03 Eylül 2010, 13:54:48 HAYAT RESİMLERİ Ne çok acı var yaşamda. Ve bizler ne kadar çok kaçıyoruz acılardan. Şapkamızın altına, paltomuzun içine saklanıyoruz. Perdelerimizle, kapılarımızla, yalancı gülümsemelerimizle saklıyoruz acıları. Acılar gün gün büyüyor. Acılar kendini büyütüyor ve sarıp sarmalıyor dünyayı. Geceyi ikiye bölüyor bir acı. Kimi zaman bir hastane koridorunda kimi zaman bir sokak ortasında. Kana bulanıyor ve kanla sulanıyor acı. Bizler yorganımızı başımızı çekip yanı başımızdaki acıyı görmezden gelerek yaşıyoruz. Gecenin orta yerinde uyanıveriyorum. Ölüm yanı başımda... Acılar kuşatmış oluyor dünyamızı. Bizler suskunluk ve sağırlık denizindeyiz. "Dünyanın onca derdi ve acısı varken nasıl uyuyabiliyorsun?" diye soran filozofun yanında insanlığımızdan ne kadar uzağız. Evet ölümü yanı başımızda konuk edip sağırlığımıza ve duyarsızlığımıza bürünerek sığınıyoruz yorgana. "Uyku, katillerin bile çeşmesi; Yorgan, Allahsıza kadar sığınak. Teselli pınarı, sabır memesi; Size şerbet, bana kum dolu çanak." Necip Fazıl 52 Sizin çayı bardağa dolduruşunuz yok mu? Dicle’nin geceler boyu söylediği türküler gibi içli ve derin Şapkanızı başınızdan çıkarıp denize fırlatışınız Bir şiirin bitişi kadar şen ve isterik Masada duran eldivenlerinize Sözcükler toplarsınız biliriz Sözcükler işte adına şiir denir yan yana dizilince Ki sizden başka kimse dizemez öylesine estetik Öylesine şuh ve şen gülemez kimse sizden başka Kahkahalarınız hiç kaybolmayacak inanın Besleyip duracak kahkaha çiçeklerini 53 Hayat kimi zaman acıtıyor. Kolumuz acıyor, belimiz acıyor. En çok da kalbimiz... Sağlığımızı kaybettiğimiz anda anlayıveriyoruz sağlığın değerini. Oturmak, kalkmak, yürümek ne kadar büyük bir zenginlikmiş. Hatta ayakta dik durmak... Bunların kıymetini durup dururken anlamıyoruz da kaybedince anlıyoruz. Sağlığı her şeyi verdiği gibi veren Rabbimizi unutuyoruz. Kaybedince hatırladığımız ilk şey de Rabbimiz oluyor. O'nun izni ve iradesi olmadan bir adım atmaya gücümüz yetmediğini görüyoruz. Sonra dua etmeye başlıyoruz: rabbim sağlık ihsan eyle... Bir bela bin nasihatten iyidir, derler ya. Elhak doğrudur. Sağlık sorunları yaşadığım birkaç günde bunu daha iyi anladım. Rabbim bu sorgulama sürecini bana yaşattı. Bu şekilde beni ikaz etti. Şükrediyorum sana Rabbim, Sana dönüp Senden istemeyi biliyorum. Bu da büyük bir zenginlik değil midir? 54 Yaşamaya devam ediyorum. Yaşamanın her gün bir bedeli var. Sevmek, kızmak, yorulmak, öfkelenmek ve susmak... Daha da sırlanabilir bu. Kimi zaman kalbimiz acır, kimi zaman bir kalbi acıtırız. Kimi zaman şiir gibidir zaman, kimi zamansa zehir gibi. Her zaman zehir veya şiir gibi olsa tek düze olurdu yaşam. Yaşamın renkliliği bu zehir ve şiir gibi oluşların arasında gidip gelmesinde işte... Evet yaşıyoruz. Dilimiz de bizimle yaşıyor. O da bizimle eskiyor. Önceleri dili kullanarak yazdıklarımız eski olduğuna göre dilimiz de eskiyor demektir. Dağarcığımızda sözcükler de eskiyor ve zamanla tedavülden kalkıyor. O zaman yeni sözcükler bulmak lazım cancağızım, yepyeni sözcükler... 55 Dağlarıma güneş gönder + - Recep Şükrü Güngör’e - Yordun beni irecep Dağlarıma güneş gönder irecep Bırak dünya istediği yerde istediği gibi kalsın Ardımıza iki dize bırakıp dağlara gidelim irecep Yüzümüz aydınlık Sular berrak Şarkılar duru Bebeklerin gözleri ışıltılı olsun diye Dağlarıma güneş gönder irecep Yandığımızın resmidir çekip giden her güneş Kapı tokmaklarındaki izlerse yaşanmışlığın tanığı Kimliklerimizdeki eskiyip giden tarihse Gün gün ödediğimiz bedelin belgesi Bedelimize belge olsun diye Dağlarımıza güneş gönder irecep Zaferlerimize ışık düşsün diye Dağlarımıza güneş gönder irecep Mustafa OĞUZ |