> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Hicretin iki yönü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicretin iki yönü  (Okunma Sayısı 2319 defa)
13 Eylül 2010, 15:45:03
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 13 Eylül 2010, 15:45:03 »



Hicretin iki yönü

Bir yerden başka bir yere göç etmek, mekan değiştirmek anlamına gelen hicret, özel olarak Hz. Peygamber’in 622 yılında Mekke’den Medine’ye göçüşü anlamına gelmektedir. 610 yılında “Oku” emrine muhatap olarak peygamberlik görevi kendisine verilen efendimiz, yaklaşık 13 yıl boyunca İslam dinini insanlara anlatmaya, kendisine indirilen ayetleri insanlara iletmeye ve çevresinde cereyan eden adaletsizlik ve zulümlerden de insanları uzaklaştırmaya çalışmıştı. Onun bu çağrısına uyarak yeni dine inanan insanlar, bu dini kabul etmeyen insanların çeşitli baskı ve işkencelerine maruz kalmışlardı. Nihayetinde, Hz. Peygamber’in izniyle birer ikişer gizlice Medine’ye göç etmeye başladılar. Peygamberimiz de Mekke’de bulunan tüm müslümanların Medine’ye gitmesinden sonra Hz. Ali’yi yatağına yatırarak, Hz. Ebubekir ile birlikte yola çıktı. Mekkeliler olaydan haberdar olduklarında bu iki dostu takibe başladılar. Sevr dağında bulunan bir mağaraya sığınan Hz. Muhammed ve Hz. Ebubekir, takipçilerinin kendilerini bulamadan tekrar Mekke’ye dönmelerini beklemeye başladılar. Onlar içerideyken mağaranın kapısına kadar gelen Mekkeliler, mağaranın girişini kapatan örümcek ağını ve mağaranın kapısında bulunan yuvasında yumurtalarının üzerinde yatan güvercini gördüklerinde, aradıklarının burada olamayacaklarına kanaat getirerek, mağaradan uzaklaştılar.

Daha sonra mağaradan çıkan iki dost Medine’ye doğru yola çıktılar. Mağara’da yaşanan mucizelere benzer bir mucize de bu yolculuk sırasında yaşandı. Sürakâ isminde bir iz sürücü başlarına konulan ödülü almak için bu iki dostu arıyordu. Nihayetinde izlerini buldu ve Hz. Peygamber’i yakalamak için yaklaşmaya başladı. Belli bir mesafeye geldiğinde atının ayakları kuma gömülüyordu. Bu hadise birkaç kez tekrarlandığında Sürakâ anladı ki takip ettiği kişi sıradan bir kişi değildi. Orada İslam’ı kabul ederek, diğer takipçileri o yönden uzaklaştırmak için geri döndü. Nihayetinde Hz. Peygamber ve Hz. Ebubekir sağ-salim olarak Medine’ye ulaştılar ve günlerdir özlem ve endişe ile kendileri bekleyen müslümanlara kavuştular. Gelişlerini gören Mekkeli ve Medineli müslümanlar hep bir ağızdan:

 

“Ay doğdu üzerimize Veda Tepesi’nden

Şükür gerekti bizlere Allah’a davetinden

Sen güneşsin, sen aysın, sen nûr üstüne nûrsun

Sen Süreyya ışığısın, ey Sevgili hoş geldin”


 

diyerek bu iki dostu karşıladılar.

Asıl adı Yesrip olan hicret şehri, doğan yeni günle birlikte değişti ve yenilendi. Havası, suyu ve toprağı değişti. Yesrip artık Yesrip olmaktan çıktı ve Peygamber şehri olan Medine’ye dönüştü üzerine doğan yeni güneşle birlikte.

Kısaca değindiğimiz bu olayın İslam tarihinde büyük bir önemi bulunmaktadır. İslam dini için Medine dönemi diye bilinen ikinci bir dönem başlamıştır artık. Bu yüzden hicretin yapıldığı yıl olan 622 yılı “Hicrî yılbaşı” kabul edilmiş ve ayrıca bu tarih hicri takvimin de başlangıcı sayılmıştır. Miraç hadisesinde “O ne diyorsa doğrudur” diyerek “Sıddîk” lakabını alan Hz. Ebubekir, bu yolculuktan sonra “Yâr-ı gâr = Mağara dostu” şeklinde anılacaktır şairlerin dilinde.

 

Tarihi yönü üzerinde durduğumuz hicretin biraz da anlamı üzerinde duralım. Hicret’in biri maddî, diğeri mânevî olmak üzere iki yönü vardır. Maddî hicret; “Allah ve Rasûlü için, evlilik ve dünya menfaati için hicret yapılır. İnsanın hicreti kendi niyetine göredir” hadisinde anlatılan hicrettir. Açık bir ifadeyle, belli bir amaçla belli bir zamanda yapılan mekan değişikliğidir.

Manevî hicret; “Kim ayet ve hadislere göre davranır, nefsinden ve halktan uzaklaşır ve kalbi ile hicret ederse haklı ve doğru olur” şeklinde ifadesini bulan ve tüm kötülüklerden uzaklaşmak suretiyle insanın kendi içinde yaptığı hicrettir. Maddeden manaya, nefisten gönüle, halktan Hakk’a yönelmek, ölmeden önce ölmektir bu tür hicret. “İki günü bir birine eşit olan zarardadır” kutlu sözü gereği, sürekli kemal yolunun yolcusu olabilmektir. Allah’tan başka herşeyi terkedip, ağyarı bırakıp geride, hakîki dosta ulaşabilmektir. Dört kapıyı açmak, kırk makamdan geçmek, can ve tenden vazgeçerek, bilmek, bulmak ve olmaktır. Nehrin denize koşması gibi, vuslat için gerçek sevgiliye varmak, gayeye ulaşmak için nefisten akla, akıldan gönüle, gönülden aşk âlemine seyahat etmek, bu yoldaki her türlü zorluk ve meşakkate “hoştur bana senden gelen” diyerek katlanabilmektir.

Hicret bir yürüyüştür, bir yenilenmedir hicret. Sürekli bir arayıştır, bir harekettir. Bunun zıddı olan durgunluk ise yerinde sayma, gerileme ve kişi için zararlı olan bir durumdur. Evrende sürekli bir hareket vardır. Örneğin, güneş bir hareket içindedir, dünya sürekli harekettedir. Akan su tertemiz ve tatlıdır. Akmazsa bataklığa dönüşür. Eğer hava bir sirkülasyon içerinde olmasaydı, Mevlâna’nın ifadesiyle, bir kuyuya hapsedilseydi zehirli bir gaz halini alır, insana hayat yerine ölüm verirdi.

Yusuf, eğer babasının yanında kalsaydı, Yusuf olamazdı. Yusuf’u Mısır’a sultan yapan hicretidir. Hz. Musa, annesinden ayrılıp Medyen’e vardıktan sonra ulu bir peygamber olmuştur. Hz. İsa sürekli yolculuk yapması sonucunda ölüleri dirilten bir âb-ı hayata dönmüştür. Hz. Peygamber’in Mekke’yi bırakıp, Medine’ye hicret etmesi, güçlü bir şekilde geriye dönmesine ve Mekke’yi fethetmesine sebeptir. Hicret, şairin:

 

“Bilirim ki her gidiş bir dönüşe gebedir

Hak yolunda hicrettir üzmez sürülüş beni”

 

şeklinde ifade ettiği gibi, korkulacak bir hareket değil, daha güçlü dönmek için hazırlık aşaması olarak kabul edilmelidir. 

Yazımızı A. Nihat Asya’nın Na’t’ından hicretle ilgili kısmı okuyarak bitirelim.

 

Ne oldu ey bulut

Gölgelediğin başlar

Hatırında mı ey yolcu

Bir aziz yolcuyla

Aşarak dağlar, taşlar

Kafile kafile, kervan kervan

Şimâle giden yoldaşlar

 

Uçsuz bucaksız çöllerde

Yine, izler gelenlerin

Yollar gidenlerindir

 

Şu tekbir getiren mağara

Örümceklerin değil,

Peygamberlerindir, meleklerindir

Örümcek ne havada

Ne suda, ne yerdeydi

Hakkı göremeyen gözlerdeydi!

 

Sen de bir Hac günü,

Başta Muhammed, yanında Ebubekir




Alim YILDIZ
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicretin iki yönü
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:36:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicretin iki yönü rüya tabiri,Hicretin iki yönü mekke canlı, Hicretin iki yönü kabe canlı yayın, Hicretin iki yönü Üç boyutlu kuran oku Hicretin iki yönü kuran ı kerim, Hicretin iki yönü peygamber kıssaları,Hicretin iki yönü ilitam ders soruları, Hicretin iki yönüönlisans arapça,
Logged
15 Kasım 2012, 18:35:01
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« Yanıtla #1 : 15 Kasım 2012, 18:35:01 »

Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh ; hicret İslam tarihinin belki de en büyük ve en önemli olayı. .Daha sonra takvim belirlemede hicreti baz almaları zaten hicretin önemini gösteriyor. Bugün ise İslam alemi için hicri yılbaşı. İnşallah hayırlı , ibadet ve taat dolu bir sene geçiririz.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Ocak 2015, 18:23:37
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #2 : 05 Ocak 2015, 18:23:37 »

a.s.. , amin insaallah kardesim bu yil içinde ayni duayi edelim..Arif Nihat Asya'nin bu siirini begenerek okur ve dinlerim onu da tekrarlamis oldum..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes