๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2010, 11:42:36



Konu Başlığı: Hakkı Anlamak
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2010, 11:42:36
Hak'kı Anlamak

Canlılar âleminde birbiriyle anlaşabilen nice varlıklar vardır. Fakat çokları tarafından bu dar mânâdaki "anlama ve anlaşmalar" maddi âlemdeki bir kısım ihtiyaçları karşılama vasıtası olmaktan öteye gidememekte ve bu "anlama" farın hiçbiri değerlendirme süzgecinden geçmemektedir.

"Anlaşılması gerekeni anlama" insana hastır. Ve denebilir ki bu, insan olmanın hem sebebi hem de neticesidir. Yani insan tabiatın sinesinden yükselen âhenkli nağmelere mânâ verebildiği ölçüde insandır. Sonsuzluk operasındaki rolünü hakkıyla bildiği ve mütemadiyen değişen dekorlardaki sırları anlayabildiği ölçüde insandır. Ve bunların karsısında, kendisine bir yol ve yön çizebildiği nisbette insandır.

Gözü ve gönlü bir dost ararken, fanilerin doğup-battıklarını gördükten sonra; "doğup - batanlar hakiki dost ve mabud olamazlar..!" diyebiliyor ve bu doğup-batma, görünüp-kaybolma, gelip-gitme ve gidip-gel-memelerin ardındaki sırlı gidisi anlıyabiliyorsa insandır. Fakat, su burç burç yükseltilmiş semanın ve burcu burcu güzelliklerle bezenmiş yeryüzünün, binbir dille anlatmak istediklerini anlamıyorsa..!

Anladığını "anlatma" da insanlık icabıdır. Hakk'ın yardımı ve iradenin yerinde kullanılmasıyla, bir kısım engelleri aşmış ve nurlu ufka ulaşmış her insanın ilk vazifesi olmalıdır "anlatma". Fakat, (neyin, nasıl) anlatılacağını bilme ve anlatırken kendini unutmama. Bir nevi aldatma olan "anlatıp-yapmama" değil. "Yapıp-anlatmama" da değil Bilakis; "görüp-bilme, bilip-yapma ve yapıp-anlatma..."

Bir de "anlayamama" vardır. Gaye ve vasıtaların birbirine karıştırıldığı ve ölçülerin tamamen değiştiği bir iklimde, gidişe mânâ verememe... Veya; dakik nazarların okuyup anlaması için teshir edilen muhteşem eserlere kıymet verilmediğini, uçuruma doğru adım adım gidildiğini görüp "hayrete düşme" mânâsındaki ''anlayamama"... Ve bunu "anlatamama.

Ve bütün bunların ötesinde acıların en dayanılmazı, ızdırabın en acısı ve çilenin en ızdıraplısı olan "anlaşılamama"..! Bu ufkun zirvesinde ise "ufuk insan" ..! Hakk'tan haber getirmenin, selâmet sahiline davet etmenin mükâfatı olarak, kapı kapı kovulma... Ruh lordaki düğümleri bir bir çözüşün ebede giden yollar çizişin mukabilinde; belde belde hicrete mecbur bırakılma... Yani, "anlaşılamama..."

Hakk'la rezonans olmuş gönüllerin, ateşlere atılması, zindanlara hapsedilmesi, deryalar aşmaya zorlanması... Hakka vuslatı - Hakk aşkı için ve geçici de olsa terketme fedakârlığına mukabil, halk katında kabul görememenin adıdır "anlaşılamama"...

.... Hakk askıyla pişmiş bu gönüllerin işaret ettikleri aydınlık yolun anlaşılması ve cihana ölçü olması temennisiyle..."

Ömer Faruk ÖZBEY