Konu Başlığı: Gül ve kelam Gönderen: Sümeyye üzerinde 01 Ağustos 2010, 15:47:19 Gül Ve Kelam Kuşku yok ki; meşin ciltli kalın lügatlerin tozlu ve yıpranmış defterlerin arasında incecik bir vazonun berraklığına daldırılmış kan rengi tek sap gülün güzelliğine bakarak şiir yazmaya dertlenen şair gül ile kelam arasına düşmüş demektir Ve hemen yanı başında olduğu halde şair gülün izini en uzak olduğu yerde kelamda sürmektedir Yak lügatleri şair! Güle nisbetle kurulmuş olsa da gülün kelamı gülün yanında nedir ki? Sadece gül bahçesi iste Ki ufkun üzerinden uzun bulut kümeleri koşa gelirken kırkikindi yağmurları düşsün onun üzerine Güle baktığında neye baktığını ya da güle baktığında neyin sana baktığını neredeyse fark edecek gibi olduğun zamanlarda olsun bu Yani geçmiş zamanlarda şimdiki zamanlarda ve gelecek zamanlarda Yani her zamanlarda Yani perdeler aralanıp da önce sonra gerisin geri kapandığında Cilve? Olsun Ona da razı ol Çünkü söylemek istediğini söylemek üzere yola çıkarken sengramer kurallarıyla birlikte mantıki söz dizimini ya da sözün mantıki dizilimini ihlal etmeyi göze alacak kadar cesur ve gözü pek olsan bilegül bahçesinin kıyılarından geçerken yolun hâlâ kelâmda ısrar edersen netice değişmeyecek Acıkmış ve susamış olmalısın ve tepeden tırnağa tere batmışsın Güneşin neden her gün doğduğuna ve her akşam battığına üstelik neden her gün doğudan doğup her akşam batıdan battığına dair de meraktasın Dünyanın yuvarlak olduğu ve kendi etrafında döndüğü hususunda da kuşkuların vardır zahir Çünkü o kadar kendin ve o kadar yalnızsın… Nazan Bekiroğlu |