๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2010, 11:39:29



Konu Başlığı: Gölgeler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Mart 2010, 11:39:29
Gölgeler  

Gölgeler bir karartı, bir şekil ve izdüşüm gibi bir şeydir. Onlar ele avuca gelmez ve ihata edilemezler. Bazen büyür bazen küçülür, bazen silinir bazen belirginleşirler.

Gölgeler bazı kişiler tarafından sevilir, bazıları tarafından sevilmezler. Yakıcı güneş şuaları altında gölgenin zevki ne denli iliklere işler, ruha haz verir.

Fakat soğuk bir kış günü gölgeler pek o kadar sevimli değillerdir.

Hayâl de bir gölgedir, bazen tahattur da. Ya rüyalar, onlar da bazen hakikate ışık tutan rengarenk birer gölgedir, resimdir...

Dünya da bir gölgedir, masia da keza öyle... iç içe daireler gibi gölgeler. Zevkler, gölgeden kadehlerle verilir bize.. içer gibi oluruz. İçeriz lâkin içtiğimiz şey gölge mi hakikat mı bilinmez. Anlık zevklerin gölgeden bir farkı mı vardır. Akıp giden sel gibi, uçup giden yel gibi. Her şey gibi. Her şey kaçar gider elden avuçtan.. Günler ışık hızıyla ilerler. Hayat, hayâl süratinden daha çabuk tükenir.

Dünkü dostlar şimdi selvi gölgelerinde gölgelenmekteler. Zaten onlar da birer gölge değil miydi şu fâni dünyada..

Bence tutulmayan şeyler, ele avuca sığmayan şeyler, ister üç ister beş buutlu olsun birer gölgeden farksızdır.

Bir sinema şeridi gibi, birer filim kareleri gibi geçer gider nazarlarımızın önünden.. Ve hafızada sadece bir gölge, bir iz bırakırlar..

Fakat bazı gölgeler geleceğe gebe çekirdek gibi, filiz gibi, tohum gibi şeylerdir. Meselâ mukaddes dava uğrunda dökülmüş bir kan göl olur, kurur. Sadece bir iz, bir kızıl gölge bırakır, gider. Bir kudsi davada akmış göz yaşı, dökülmüş ter, yerde ıslak bir iz, geçici bir leke, bir gölge bırakır. Lâkin bunlar hesap günü tek tek, damla damla,tohum tohum tartılacak, geleceğe tuba dalları, cennet meyveleri şeklinde sümbüllenecektir.

Gölgeler bazen kalbe hüzün verirken, bazen de inşirah verir, mutluluk verir, sürür verir.

Hele hele gölgelerin asıllarını bulan insan, geçici olandan bâkî olana yol bulan insan ne denli bahtiyardır.

Kâinat gölgesinden âhiret bostanına olan yolculukta, bir gecelik kalmak için bir handır dünya.. Yahut gölgelenmektir. Hayat, yakıcı güneş şualarından korunmak için bir kaç dakika, bir ağaç altında...

Ey gölgeleri asıllarına karıştıranlar! Çekilip gidince o gölgeler bir kudretin kısaltıp çekmesiyle, orta yerde yalın ayak başı kabak kala kalmaktansa, şaşkın ve bin perişan olmaktansa davranın ve doğrulun, yolunuz pek uzun, daha nice beldeler, nice badireler aşacaksınız. Daha nice ince uzun yollar, köprüler sizi bekliyor. Yola revan olun asıl âleme doğru, batmayan güneşe doğru. Zira yolcu yolunda gerek.

Semih TÜRK