> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Derdi derman olarak görebilmenin yolu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Derdi derman olarak görebilmenin yolu  (Okunma Sayısı 939 defa)
02 Ekim 2010, 20:38:11
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 02 Ekim 2010, 20:38:11 »



Derdi derman Olarak Görebilmenin Yolu






Günlük hayatımızda üzüldüğümüz, kafamıza taktığımız ve bir türlü gidermeyi beceremediğimiz o kadar çok hadise var ki, ömrümüzü sıkıntı ile ve faydasız yere harcamamıza sebep olur. Nedense üzücü bir hadise ile karşılaştığımızda zarardan dön mek, dikeni battığı yerden çıkarmak, düştüğümüz yerden kalk mak yerine, oturup kendimizi yemeyi, insanları suçlamayı, si nirli ve bunalımlı bir insan olmayı tercih ediyoruz.

Üzüntüleri mizi gözümüzde büyüttükçe de, oturduğumuz yerde kalıyor ve hiçbir iş yapacak gücü bulamayan yorgun, içi geçmiş bir insan haline geliyoruz.

Önem vermeyip unutmamız gereken küçük meselelerimizle fazla meşgul oldukça, onları fazla düşündükçe, küçük derdi miz şişirilmiş bir balon gibi kocaman oluverir. Tevekkülsüzlüğümüz, kadere rızasızlığımız ve her işte bir hayır olduğunu unu tuşumuz da bu olayı körükler ve küçük kıvılcım bir anda yangına dönüşüverir.

İyisiyle, kötüsüyle yaşadığımız dünlerin ve nasıl yaşayacağı mızı, neyle ve nerede geçireceğimizi bilemediğimiz yarınların tam ortasındayız. Ama nedense biz insanlar, içinde bulunduğumuz bugünü en güzel ve en verimli bir halde yaşamak yerine, dünlerdeki, geçmişlerdeki acıları bugüne taşıyoruz. Yarınların, henüz gelmemiş olan geleceklerin kaygılarını, endişelerini de bugüne taşıyoruz. Böylece günümüzü gayet hüzünlü ve gayet verimsiz bir hale getiriyoruz. Kendimizi biriken dünlerin ve korkunç yarınların ortasına hapsedilmiş gibi hissediyoruz.

Yalnızca bir zaman içinde yaşamak mümkündür ve bununla yetinmeliyiz. Güneşin doğmasıyla başlayan bugünümüzü, gü neş batıncaya kadar en faydalı, kaygısız ve tevekküllü bir şekil de değerlendirmenin çaresine bakmalıyız. Yükümüz ne kadar ağır olursa olsun, onu geceye kadar taşıyabilir, işimiz ne kadar ağır olursa olsun, onu bir gün yapabiliriz. En önemlisi, güneş batıncaya kadar sabırlı, muhabbetli ve temiz bir hayat yaşayabi liriz.

Zaten hakikatte hayatın mânâsı bundan ibarettir. Yalnızca bir günümüz var. Bu süreyi iyi değerlendirmenin yollarını ara malı, dikenlere takılmadan güle ulaşmalıyız.

Mesut ve faydalı bir hayat yaşamak yerine, hep kötüye takı lan bakışlarımız, baktığını kötü diye nitelendiren düşünceleri mizle günümüzü geçiriyoruz. Yani ne yapıyorsak düşünceleri mizle biz kendimiz yapıyoruz.

Bediüzzamanın "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır" sözünü hayatımızda yaşamak yerine, kötü görüp, kötü düşünüp, haya tımızı zehir, ömrümüzü heder ediyoruz.

O halde olumsuz bir hal yerine, olumlu bir hale ve bakış açı larına kavuşmalıyız. Nasıl mı? Sorunlarımızı düşünmeliyiz, fa kat üzülmemeliyiz. Düşünmek demek, sorunun neden ibaret olduğunu, nereden kaynaklandığını tespit ettikten sonra, gerek li olan tedbirleri almak ve lazım olan şeyleri yapmak demektir. Sadece üzülmekse, içinden çıkılmaz bir labirent içinde dönüp dolaşmak demektir. İyi düşünürsek sorunumuzun sebep ve ne ticelerine bakarak yapıcı planlar yaparız. Kötü düşünürsek sa dece sinirlerimiz bozulur ve sadece zihnimiz yorulur.

Güzel düşünmek hakkında şöyle bir söz var: "Pencereye bakarsanız tozları, sinek izlerini veya topun kırdığı yeri görür sünüz. Fakat pencereden bakacak olursanız, ardındaki dünya gözlerinizin önüne serilecektir."

Yani meselemiz pencereye mi bakıyoruz, yoksa pencereden mi bakıyoruz bunu anlamak.

Üzüntümüze bakıp sadece üzün tümüzü düşünmek, üzüntüyü katlayarak çoğaltır. Ama üzün tüyü getiren sebepleri, sorunun nerede olduğunu ve nasıl dü zelteceğimizi düşünürsek, üzüntüyü gidermenin çaresine bak mış oluruz. Üzüntüye değil de, üzüntünün arkasından gelecek lere bakmalıyız.

Tıpkı pencereye bakmayıp da pencereden bakmak gibi, Şimdi şu kâinatı bir bahçe olarak düşünelim. İçinde bizim faydamıza sunulan her çeşit nimet ve güzellik var. Güzel gören ve güzel düşünen bir insan bu bahçeye girse bahçedeki kuşlara, çiçeklere bakar ve büyük bir haz duyup, kendisine sunulan bunca nimete şükreder. Ama aynı bahçeye kötü gören ve kötü düşünen bir insan girse, ne kuşun, ne çiçeğin güzelliğini görür. Diyelim ki bir gübreye gözü takılır. Sırf o gübre yüzünden o bahçenin güzelliğini, nimetlerin çokluğunu hiçe sayar. "Bu bahçede niçin gübre var? Tüm güzelliği bozuyor?" diyerek, hayatı kendine zindan eder. O gübrenin de gereksiz olmadığını, nice güllere, çiçeklere hayat verdiğini bilmez.

Kâinatta çirkin diye bir şey yoktur. Bir şey ya bizzat güzeldir ya da neticesi itibariyle güzeldir. Üzüntülerimiz de geliş itiba riyle güzel gözükmese de neticesi itibariyle güzeldir. Hem gü nahı temizler, hem sevap getirir, hem de duaya daha çok yönel tip, ALLAH'a yaklaştırır.

Demek ki bakış açımız bizim için çok önemli. Kötü bakmanın neticesinde güzel bir bahçeye giren, ama bir gübre yüzünden o bahçedeki güzelliği göremeyen bir insan küfrân-ı nimet ve şükürsüzlük içine düşmüş sayılır. Bunca nimetler sunulmuşken, yoktan var edilip, ebede kadar yaşamak bize bahşedilmişken, bir iki derde bakışımızı çevirip acı çekmek, kendimizi hüzne boğmak, bizi nankörlüğe ve isyana götürür. Elimizde olanları nadiren düşünüp, hep eksik olanları düşünürsek, kanâatsiz, şü-kürsüz ve nankör oluruz. Bunca verilmiş nimetleri saymak yeri ne dertlerimizi saymak, akılsızca, şükürsüzce ve verimsizce ge çen günleri getirir. O halde önem vermeyip, unutmamız gere ken küçük şeylerin bizi alt üst etmesine izin vermeyelim. Çün kü işimiz çok, vaktimiz ise kısa bir yolcuyuz.

Buraya kadar anlattıklarımız, günlük hayatımızdaki küçük meselelerden kaynaklanan üzüntülerimiz içindi. Meselenin ne olduğunu anlamaya çalışırsak ve bardağın boş tarafını değil de dolu tarafını görerek hareket edersek, üzüntülerimizin bir şekil de çaresine bakmış, çözümünü bulmuş oluruz. Belki de üzüntü lerimiz bize çare arayalım, çözüm bulalım diye veriliyor, ne dersiniz? Ama en önemlisi, asıl dert edinmemiz, asıl üzülme miz gereken şeylerin ne olduğunu bilmek olacaktır.

Günlük dertlerimize yapıcı çözümler bulup aşabiliriz. Bu bi zim kabiliyetlerimizi, zihnimizi işletmeyi öğretir. Aynı bunun gibi, asıl dertleri dert edindiğimizde, kabiliyetlerimiz ve zihni miz de o doğrultuda inkişaf eder ve gelişir. Asıl derdimiz zikri mizle, fikrimizle, şükrümüzle yaratılış gayemize uygun yaşa mak ve kâmil bir insan olmak için çabalamak olmalı. Ve küçük dertlerimizin de bu asıl dertleri edinmek anlamında bize veril diğini, olgunlaşmamız için bize gönderildiğini bilmeliyiz.

Derman arardım derdime

Derdim bana derman imiş

Burhan sorardım aslıma

Aslım bana burhan imiş.

Bu ilâhîyi çok kereler dinlemişsinizdir. Peki acaba hiç, "Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş" sözünün ne anlatmak istediğini düşündünüz mü? Derdinize derman arı yorsunuz, fakat birden derdinizin size derman olduğunu görü yorsunuz. Tıpkı zehir, panzehir gibi. Zehirinizi yok edecek pan zehiri aramaya çıkıyorsunuz. Birden zehirin kendisinin panze hir olduğunu görüyorsunuz. Sanki zehir size zehir olarak değil de, panzehir olarak verilmiş. Panzehirin, zehirin kendisinden vapıldığını bilirsiniz. Fakat zehiri panzehire dönüştürebilmek için de biraz zihni işletmek, biraz uğraşmak, çabalamak gereki yor.

Ünlü Rock şarkıcısı Cat Stevens (Yusuf İslâm) ALLAH'a ilk yö nelişini anlatırken, denizde boğulma tehlikesi geçirdiğini ve eğer kurtulursa ömrünün geri kalanını Rabbine hizmet ederek geçirmeye söz verdiğini ve kurtulduğunu söylüyor.

Hayatımızda hiçbir derdimiz olmazsa, dertlere derman veren Rabbimizi unutuyoruz. Ancak dert gelince derman isteyecek bir merci arıyoruz ve faaliyete geçiyoruz. Denize düşüp de bo ğulmak üzereyken o an bize yardım edecek, çırpınmalarımıza, kurtuluş çabamıza imdat edecek olan yalnızca ALLAH'tır. Hemen aklımıza O gelir ve Ondan yardım isteriz.

Karadayken Rabbimizi unutmuşsak ve ancak denize düşünce Rabbimize yönelmişsek, denize düşme derdi aslında bize der man olmuştur. Demek ki denize düşmemiz, daha doğrusu dü şürülmemiz, sebepsiz değilmiş.

Çünkü Rabbimizi denize dü şünce bulduk. Bu durumda neredeyse içinde öleceğimiz, büyük bir dert olan deniz, bir anda dermana dönüşüverdi. Dert der man oldu.

Dertlerimiz bize her işimizde bir rehber, bir yol göstericidir, içimizde bir işin dersi, heves ve aşkı gelişmedikçe o işi elde edemeyiz. Çünkü talep etmeyiz, dua edip istemeyiz, uğrunda çalışmayız ve kavuşmak için harekete geçmeyiz.

Dert olmasay dı, dermanlar da olmazdı. Dermanlara ulaşmak için de önce dertlerimizin olması gerekiyor. Çünkü derman, ancak dertli olanlar içindir. Dertli gönül olmasaydı derman talep eden ve derman bulan gönül de olmazdı. O halde asıl dertleri dert edi nip, dertlerimize derman arayalım, ama dermanın derdin için de gizli olduğunu da unutmayalım. Asıl derdimiz, mârifetullah ve muhabbetullah ise, yani önce ALLAH'ı tanımak ve sonra Ona muhabbet etmekse, dertlerimiz ve üzüntülerimiz bu yolda bir basamak olacak ve bu derdin dermanı olarak da Rabbimizi bu lacağız.

Unutmayalım ki hüzünlü gönüller ALLAH'a daha yakındır.




Hülya Kartal


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Derdi derman olarak görebilmenin yolu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 03:30:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Derdi derman olarak görebilmenin yolu rüya tabiri,Derdi derman olarak görebilmenin yolu mekke canlı, Derdi derman olarak görebilmenin yolu kabe canlı yayın, Derdi derman olarak görebilmenin yolu Üç boyutlu kuran oku Derdi derman olarak görebilmenin yolu kuran ı kerim, Derdi derman olarak görebilmenin yolu peygamber kıssaları,Derdi derman olarak görebilmenin yolu ilitam ders soruları, Derdi derman olarak görebilmenin yoluönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes