> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Buraya ışıkla gel
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Buraya ışıkla gel  (Okunma Sayısı 746 defa)
30 Eylül 2010, 17:50:15
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 30 Eylül 2010, 17:50:15 »



Buraya ışıkla gel





Gün, bir babanın evinden çıkmasıyla evine dönmesi arasında geçen zamandır. Hiçbir ansiklopedide yazmaz. Baba eve geç döndüğünde uzamıştır gün, erken geldiğinde kısalmış.

Çocukların gün dönümü ise başkadır. Çocuk için uzar gün erken geldiğinde baba, kısalır geciktiğinde. Dünya güneşin etrafında dolanırken eğilmiştir hafiften tevazu ile. Bu yüzden güneşin elleri saçlarına farklı açılardan yaklaşır. Başındaki yapraklar, kar taneleri bundan. Alnındaki terler, kirpiklerindeki polen. Baba mı? O dünyanın etrafında dönmektedir, hafifçe eğmiş başını. Onun mevsimleri ne kadar sıcak. İşte elinde paketlerle eve dönüyor, hasat zamanı. Bir kolundan üzüm salkımları sarkıyor, diğerinden kiraz dalları. Baba eve döndü. Gündönümü. Kaç kere çıktı evden ve kaç kere döndü? Günler kısalmaya başladı sonra. Baba dönemedi eve, bastırdı kış. Dünyanın etrafında başı eğik dolanırken, ne gördüyse yerden kaldıramadı başını. Nereye saklayacağını bilemedi ellerini. Hiçbir sözlük yazmaz. Eli boş çaldıysa kapısını evinin bir akşam baba, dışı kış içi cehennem.

Sözlüklerin yazdığı şudur: "Baba: Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek." Şöyle yazmalıydı oysa: "Çocuğun dünyaya gelmesinde ve dünyayı algılamasında etken olan erkek." Belki de o babalar kaybolduğundandır. Lokman Hekim, İmam Gazzâli, Nâbî... Kış bastırmış, oğullarına söyleyecek sözleri olan babalardan haber alınamamaktadır. "Ey oğul" diye hitap etmemektedir kimse oğluna. "Ey!" diyecek oğullar da sırra kadem basmıştır. Babalığın yalnız sulbü değil ruhu da sahiplenmek olduğunu bilenler, İmam Gazzâli'nin kapısını çalmak için ellerini sürmüşlerdir tokmağa. O da ne "Ey oğul!" diye bir ses gelmektedir içeriden: "Ey oğul! Aklı olan kimse nefsine demelidir ki: Benim sermâyem yalnız ömrümdür. Başka bir şeyim yoktur. Bu sermâye o kadar kıymetlidir ki verilen her nefes artık hiçbir şekilde ele geçmez. Nefesler sayılıdır ve azalmaktadır. O hâlde nefeslerini iyi değerlendir!" Elleri taş kesilen babalar kapıyı çalamaz artık. Kendi evlerine geri dönmeye karar verirler. Fakat yol başka bir zamana taşır onları. Yusuf Nâbî'yle karşılaşırlar. Nâbi "Hayriyye" bahçesinde seslenmektedir oğluna: "Ey isteklerimin sevindiren çerağı! Ey Aziz ve Celil olan ALLAH'ın bağışı oğul! Dünya meşgalesinden önce insan için önemli ve gerekli olan şey budur ki; işlediklerinin daima sonunu düşün ve böylece din evin onarılmış olsun..." Babalar duyar duymaz bu kelimeleri, arkalarına dönüp koşmaya başlarlar, bir an önce varmak için evlerine. Fakat yollar karışır yine ve kendilerini kadim bir diyarda bulurlar. Bu kez Lokman Hekim konuşmaktadır oğluyla: "Oğlum! Dünya dipsiz bir deryadır. Bu deryada senin gemin dingin bir kalple ALLAH'a iman olsun. Geminin donanımı takva ve ibadet, yelkeni tevekkül olsun!" Bu kelimeleri de duydular ya! Ne yapsın babalar? Hangi babaya bağlasınlar gemilerini! Babalar ne yapsın? Evlerine koşsunlar!

Gün bir babanın evinden çıkmasıyla evine dönmesi arasında geçen zamandır. Ve bir gün eve dönmez baba. Gün dönmez. Dünyanın çevresinde başı eğik dolaşan o yorgun yıldız söner. Komşular eve dönmeyen babayı evden çıkarırlar omuzlar üstünde. Baba evden çıkarken çocuğun omuzlarında rütbe. Babanın mirası altın değil, o gümüş yıldız. Baba "Ey oğul!" dediyse "Ey Baba!" diyecektir çocuk. Babanın atına binecektir, aynı üzengiye basarak ayaklarını. Dünyanın ne olduğunu algılamışsa bir kere, babanın uğrayacağı şehirleri dolaşacaktır bir bir. Denizlere gemiler, gemilere kürekler, küreklere eller hibe edecek, gölgeler bağışlayacaktır güneşe. İşte Alparslan'ın oğlu toprağa babasını vermiş yürüyor başı önde. Baba tahttan mezara inmiş. Oğul mezardan tahta çıkıyor. Ve bir gün at üstünde görüyor onu bir meczup. "Amanın!" diyor, "baş aşağı olan şu saltanat şu devran ne güzel şey! Babası gitti; şimdi oğlunun da ayağı üzengide!"

Baba eve erken geldi, uzadı gün. Oğul, üzengiye basıp indi attan. "Baba adam" , " Baba evi"nde, "Babadan kalma" minderde, "babaca" su istedi çocuğundan. Çocuk bir bardak suyla koştu yanına. Bir bardak, su ve çocuk... Çocuk bir bardak su. Baba çağıldıyor. Çocuk şelaleye uzatıyor bardağı. Şelale Bostan'a akıyor. Bostan'da bir ihtiyar gözleri dolu. Çocuğunu kaybetmiş. Ya da başka bir yurda gitmiş izinsiz ondan. Mezarından bir taş koparıyor acıyla. İçi görünüyor kabrin. O dar ve karanlık yere bakınca sarsılıyor baba, yerle bir oluyor her şey. Uçuşuyor dünyada ne varsa. Eğimini kaybediyor dünya. Dört mevsim bir mevsime sığınıyor. Karanlık bir mağaraya. Ta ki rüzgar dinip akıl dönüyor evine ve tanıdık bir ses duyuluyor çukurdan:
" Baba! Bu karanlık yerden ürküyorsan, buraya ışıkla gel!"




A. Ali Ural

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Buraya ışıkla gel
« Posted on: 24 Nisan 2024, 08:00:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Buraya ışıkla gel rüya tabiri,Buraya ışıkla gel mekke canlı, Buraya ışıkla gel kabe canlı yayın, Buraya ışıkla gel Üç boyutlu kuran oku Buraya ışıkla gel kuran ı kerim, Buraya ışıkla gel peygamber kıssaları,Buraya ışıkla gel ilitam ders soruları, Buraya ışıkla gelönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes