|
Konu Başlığı: Bir istanbul minyatürüne Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Eylül 2010, 16:52:55 Bir istanbul minyatürüne sızıvermek ya da gönlümün minyatürüne sığınmak Nusret Çolpan'ın İstanbul minyatürüne ithaf Yüreğimin kıvrımları, benzer mi minyatürdeki Çin-Türkmen bulutlarına? Gönlümün korkuları gider mi İstanbul boğazına korsan giren yelkenlilere? Yüreğimdeki fırtına götürür mü yelkenliyi boğaza? Gönlümün rüzgârına kapılıp giden İstanbul mudur, gönlüm mü kapılıp gitmektedir bir İstanbul rüzgârına? Eyüp'teki mezar taşları sessiz midir minyatür çerçevesindekiler kadar? Ya iki servi arasında kalmış bir mezar taşı kadar yalnız mıdır sevdam? Kaleler hala çepeçevre sarar mı şehri cetvel boyunca? Minyatürdeki cami avlusuna takılan bakış bir Osmanlı neferinin mi, aksakallı dervişin midir? Ya minberde duasını unutmuş gül yüzlü çocuk neresindedir minyatürün? Şehrin sokakları hep denize çıkar da, denizin yolu da hep İstanbul'a mı çıkmaktadır? Galata Kulesi'nden uçan Hezarfen'in gönlü Kızkulesi'ne takılıp kalmıştır da, utangaç Kızkulesi'nin gönlü nerededir? Göğe sığınmış şahadet parmağı minareler kadar sağlam mıdır ayaklarım? Yoksa rüzgârla bükülen serviler gibi eğilir mi başım? Minyatüre sığmamış yeraltı mahzenleri kadar korkunç mudur ızdıraplarım? Hünkâr iskelesindeki sultan kadar mağrur mudur gönlüm, yoksa minyatürden çıkamamış İstanbul'un gözleri mahmur (Melisa Gürpınar'a sevgiyle…) mudur? Kalbim bir minyatür kadar ıssız mıdır, kalbimin ıssızlığında yolunu kaybeder mi yolcu? Yolunu kaybeden yolcuya kendini buldurur mu İstanbul? Sokaklarında kaybolan kendini bulmuş mudur, yoksa bulduğu İstanbul mudur? Bir kuleden diğerine uçurulan güvercin konmaz mı gönlümün servilerine? Ya minyatürlerde martılar konmaz mı denize, yük gemileri dert taşımaz mı yük yerine? Gönlümde minyatür bir İstanbul çarpmaktadır kalp yerine. Sevdam minyatürlere sığmaz, İstanbul kalelere. Gözyaşlarım dalgalandırmakta İstanbul'u, deniz yerine… Avucumun içinde yürek büyüklüğünde bir İstanbul… Ve ellerimde kalan, alevli bir gül kokusu… Beyhan Özkan SARI |