> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Ben sana mecburum
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ben sana mecburum  (Okunma Sayısı 933 defa)
02 Ağustos 2010, 13:12:31
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Ağustos 2010, 13:12:31 »



“Ben sana mecburum”


Hesse’den bir selam gönderiyorum:
“İnsanların büyük çoğunluğu yüzmesini öğrenmeden yüzmek istemez Yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için dünyaya gelmişler; suda değil Ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar; düşünmek için değil! Evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa bundan ileri bir noktaya ulaşabilir Ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir Böyle biri bir gün gelip suda boğulur”
Ne dersin?
İyi yüzer misin?

BEN/BANA DAİR

Hesse üstadımın selamı için teşekkür ediyorum
Hayat, deniz ve sorular Hepsini birkaç cümleye sığdırmışsın Bu kadar zor birşeyi
Ufku nerede biteceği belli olmayan bir deniz gibidir hayat; tercihimizin dışında gelip kıyılarımıza sokulan sular gibi bizi bir oraya bir buraya götürür durur
Bir ömür boyu bu denizin yüzeyinde kalmak isteriz; daha derinlere düşmemek, boğulmamak için yüzmeyi öğreniriz İlk kulaçlamamız bir ağlama oluyor Boğulmak istemeyişimizin ilk belirtisi bu Ve sonrasında zalim biri gibi anne-babamızı kendimize esir ediyoruz Hem çok güçlü, hem çok güçsüz Güçsüzüz; çünkü ayaklarımızın üzerinde duramıyor, dahası konuşamıyoruz Güçlüyüz; çünkü bütün bir aileyi etrafımızda döndürüyoruz
Sen gibi, ben de böyle açıldım hayata
İyi yüzebiliyor muyum?
Hâlâ yüzmeyi öğrenmekle, yüzeyde kalıp kıyıda ne var ne yok diye hayatı kulaçlamakla meşgulüm desem?
Hayat, öğreti sahiplerinin bize aktardığı kulaçlama tekniklerini yetersiz kılan bir çoğalma, bir yenilenme içinde Edindiğiniz tekniklerle yetindiğinizde taze dalgalara yenilmeniz her zaman mümkün oluyor Pazularınıza güç katmanız, içinize uzun soluklu nefesler taşımanız gerekiyor
Bunu yapıyorum desem?
Her insanın doyurulmaz bir tarafı var Kimisi iflah olmaz bir açlıkla yemeklere saldırır, kurulan her sofra içindeki açlığı kışkırtır Kimisi yeni giysiler edinmek ister, dolaplar alamaz olur alınanları, dışarıya dökülürler Kimisi serüven tutkunudur, evcilleşmemiştir, başını çekip alıp gitmek ister, hiç bilmediği yerlerde bir yabancı olarak güneşin altında yürür
Bana gelince
Benim de doyurulmaz bir tarafım var: ‘başkası’yla karşılaşma açlığı Her tanıdığım yeni insan, bu açlığımı daha da azdırıyorHayata yetmediğimi, ‘başkası’yla çoğaldığımı, zenginleştiğimi düşünüyorum Çok kişiyi kendimde toplamış biriyim Her okuduğum roman, kitap bana benden başka olan birilerini taşımış Bir birikimim ben Farklı isimlerin birikimlerine kendini açmayan, onlardan korkup kaçanların, hep kendisiyle kalanların büyük bir yoksunluk içinde olduklarını düşünüyorum
Şöyle birşey de oluyor: Tanıştığım her yeni insan ne yazık ki ‘yeni’ olmuyor Başkalarının fotokopisi tiplerle karşılaşıyorumKendine has hiçbir özelliği olmayan, kısır bir çerçevede koşuşturup duran, üretilmiş, kopya edilmiş tipler
Bu, bir yargılama değil, yazıklanmadır
Kendimi beğeniyorum anlamına gelmiyor bu Kendimi yeterli görmüş olsaydım, yolculuğumu durdurur, başkasıyla karşılaşma açlığını çekmezdim Hâlâ hayata yetmiyor, içimde boşluklar taşıyorum

SEN/“BEN SANA MECBURUM”

“Hep yanındayım, seni hiç bırakmayacağım” demiştin “Mutluluklarını ve üzüntülerini seninle paylaşacağım” demiştin İçimde kol gezen hüznümden, beni öğüten zaman değirmeninden, kalbimin kıyılarına vurup beni içine almaya çalışan anlamsızlık denizinden bahsettiğimde, bana“Seni anlıyorum” demiştin Daha bir sürü şey söylemiştin bana İnanmıştım Güvenmiştimİhtiyacım olduğu her an yanımda olacağını sanmıştım Yanımda olup beni dinleyeceğini, beni anlayacağını, beni anlayıp bana yardım edeceğini düşünüyordum
Yanılmışım Söylediğin herşeyin, bana verdiğin tüm sözlerin doğru olmadığını şimdi anlıyorum Aslında sen, tüm bunları söylerken inanarak ve isteyerek söylemiştin Gerçekten bana yardım etmek istiyordun Ama bilmiyordun bana yardım edemeyeceğini Farkında değildin söylediğin yalanların Ben de bilmiyordum O an için bu sözleri duymaya ve bunlara inanmaya ihtiyacım vardı ve inandım Tüm benliğimle inandım
Ben de herkes gibi hayatımı sürdürüyor, tekdüze bir hayat yaşıyordum Hayatın tüm donukluğuna rağmen canlılaştırmaya çalıştığım birşeyler vardı Herşeyden çok değer verdiğim sevdiklerim, dostlarım vardı yanımda En azından onlar için yaşamaya değerdi Karşılaştığım her zorlukta, yaşadığım her mutsuzlukta hep “Neyse ki yalnız değilim, sevdiklerim yanımda, onlar beni dinler, beni anlar” diyordum Ben acı çekerken bana ellerini uzatsınlar, ellerini tutayım ve yaşadığım acılar yumağından beni çıkarsınlar istiyordum Gözlerimin derinliklerinden gelip önce kirpiklerimde tutunma mücadelesi veren, sonra bu mücadeleyi kaybedip uzun bir yola koyulan gözyaşlarıma dokunsunlar, her bir damlayı sevgiyle silsinler istiyordumKucaklarına başımı gömüp ağlamak ve içimdeki acıyı akıtmak istiyordum İstediğim, bir şefkat eliydi Yanaklarımda ve saçlarımda varlığını hissetmek istediğim bir şefkat eli

BEN/“SEN VE BEN, MUHTAÇ VARLIKLARIZ”

“Sen ve ben birbirimize muhtaç değiliz” diyordu yazar, “ben ve sen muhtaç varlıklarız”
Bir kere, hayata yetmiyoruz; üzerimize üzerimize gelen hayata çelimsiz omuzlarla karşılık veriyoruz Bir yerlerde tökezliyor, hayatın altında kalıveriyoruz İlk çare başkasına yürümek oluyor; acılı yüzümüzü göstermek, yürüdüğümüz kişide var olduğunu düşündüğümüz iyiliği kışkırtarak yanımıza çekmek, ona yaslanabilme imkânını bulmak oluyor
Bu mümkün oluyor mu? Yazarı haksız çıkaran durumlar sözkonusu olsa da, başkasının beraberinde omuzlarımıza taşınan yüklerle işimizin zorlaştığı da oluyor Ancak herşeye rağmen başkasının kalbine yakınlaşmamız, bize dokunulmuş olmasının, bir garip buluşmanın verdiği rahatlığını yaşatır bize Muhtaçların buluşması; birbirlerine, “Biz muhtaç varlıklarız” diyebilme şansı bulmaları az birşey değil Çünkü, “Yalnız olduğumu söyleyebileceğim bir insanı dahi bulamamanın yalnızlığı içindeyim” diyen romancının işaret ettiği yakıcı bir yalnızlık da var İnsan muhtaç da olsa, bir başka muhtaçla birlikteyse, en azından muhtaç olduğunu söyleyebiliyor ve böylelikle öldürücü hâle gelen sessizlik dağılıveriyor Bu sebeple yürümek, bir başkasına değmek, tanışmak ve birlikte yolculuğu sürdürmek iyi birşeydir Ne var ki, tanıştığımız kalplerden acımızı silecek merhemler edinmemiz mümkün değil; bunu yeniden düşünmeliyiz Çok sahici buluşmalara rağmen, acılarımız devam edecektirBuluşmalar acılarımızı sadece anlamlı kılabilir

Nihat Dağlı
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ben sana mecburum
« Posted on: 23 Nisan 2024, 16:20:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ben sana mecburum rüya tabiri,Ben sana mecburum mekke canlı, Ben sana mecburum kabe canlı yayın, Ben sana mecburum Üç boyutlu kuran oku Ben sana mecburum kuran ı kerim, Ben sana mecburum peygamber kıssaları,Ben sana mecburum ilitam ders soruları, Ben sana mecburumönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes