> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Asrın Gül Yüzlüsüne
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asrın Gül Yüzlüsüne  (Okunma Sayısı 1010 defa)
17 Mayıs 2010, 16:28:54
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 17 Mayıs 2010, 16:28:54 »



Asrın Gül Yüzlüsüne

Ey Gül! Sizin bülbülünüz bu son güftesiyle; size olan hicranını, hasretini, meftununuz olan tüm bülbülleri de yanına alarak, adeta bir bülbül korosunun içindeki farklı aşk tonlarına gark olmuş, seher vakti uyanıklarının herbirinin dilinde vird olmuş, toprağı temiz, suyu duru, tohumu da belli ve saf olan asrın en güzel gülüne, son bir beste olarak arzetmeyi düşünmüştü; buna yetersiz ifadeleri, kırık edebiyatı, hissetmekten yoksun dimağıyla ne kadar muvaffak olacak bilinmez. Fakat onun yakînen hissettiği ve inandığı bir şey var ki, o da sizi herhangi bir beklentiye girmeksizin ölürcesine sevdiği, gönül verdiği gerçeğidir.

Her asır, o zaman dilimine kelâm-ı ezelî ve ebedî adına söylenecek bir kutlu nutka -Kur'andan alıp ilhamı, asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı- ihtiyaç duymuş ve bu nutku okuyanlar; ağlebiyetle, kâinatın gelmiş ve geçmiş en nadide Gül'ü adına yine onun bahçesinden neş'et etmiş, onun endamını, kokusunu, desenini, bâtinî ve zâhirî tüm özelliklerini ırsî olarak ondan tevarüs etmiş güller arasından çıkmış; ve onlar, vücutlarıyla şereflendirdikleri bu zaman periyotlarında gönül seslerini, ruhunun ilhamlarını îrad etmeye başladıkları an tüm başlar o eşsiz minberin bediî hatibine çevrilmiş; yurtsuz yuvasız binlerce bülbül â�Bu O mu acaba?�diye onun etrafında kümelenmiş; sonra başlarını döndüren, o zamana kadar hiç duymadıkları bu üslûp, bu belagat ve fesahat karşısında avazları çıktığınca ötüşmüş; sevgili etrafında hiç seslendirmedikleri farklı makam -mahur, rast, hicaz, uşşak, karciğar, hüseynî, acem aşîran, segâh, sabâ- gruplarına ait onca serenâtı ilâhî bir ilhama binaen bir anda güfte ve besteleriyle beraber hiç yaşamadıkları bir ruh hâliyle O'na arzetmişler ve kendilerini tasavvurları aşkın bütün güzelliklerin kadir gecesini idrak etmiş saymışlardır.

Önceleri bir sızıntıyken sonra kâinatı kaplayacak bir çağlayana, şelâleye inkılap edecek ilhamları, -o sızıntının kaynaklarından sadece birini görme adına, onun kendi ifadelerinden dinleyelim: Gecenin bir anında kalkar, cevşenimi ya da evrâdı kudsîyemi alır, bütün hissiyatımla O'na yönelir, kesik ses ve solukları duyan Rahmeti Sonsuz'un dergâhına iltica eder, kapılar aralandığında ruhumun tüm ilhamlarıyla yalvarır yakarır ve bu inlemelerimi eğer kâbili mümkünse bir kasede kaydeder, günler sonra şayet kalbimde bir katılaşma hissedersem o kıvamını bulduğum demde yine o Yüceler Yücesi'nin kapısının tokmağına dokunur, yalvarma ve yakarmaları işiten Kâdi'l-Hâcât�an tüm bülbül topluluğu adına isteyeceklerimi lütfetmesini reca; ederim. -toplum vicdanında o denli makes buluyordu ki, kimileri nezdinde �llah�#305;n yardım ve zaferi geldiği zaman" ayetinin manasının tecelli ettiği, ya da ediş zamanının yakın olduğu şeklinde yorumlar sıkça duyuluyordu. Memleketimin her ocağında gül, öteler buutlu öyle enfes besteler seslendiriyordu ki, sızıntı mektebi her gün yeni bir talebe kazanıyor, o kaynaktan bir kere olsun testisini dolduran �â yazmeu ba'dehu ebedâ" 'bir daha ebedi susamama�bahtiyarlığına eriyordu.

Sevgi ve huzur her tarafı bir ışık huzmesi gibi kuşatmış, ışığa hasret ve hayranların gözleri kamaşırken, yarasa ruhlu diyebileceğim bir takım hoyrat ruhlar kendi çıkarları adına Gülün son bestesini söylemesine fırsat vermeyeceklerdi ve vermediler de. Oysa o; diyalog demişti, hoşgörü demişti, sevgi güldesteleri oluşturmaktan bahisler açmıştı. Bunları söylerken nefsi adına herhangi bir beklentisi de yoktu onun.

Ey Gül! Şuna inancım katidir: Rûy-i zeminin bir kere daha yeniden nura gark olması adına yaktığınız Işık gün gelecek her yanı kaplayacak, "Işık gelip karanlığı boğacak." kudûmünüzle şereflendirdiğiniz yeni dünya adına, gecelerin zülüflerine bıraktığınız "benim için zemzem kadar mübarek" gözyaşlarınız, rahmetin coşmasına vesile olan yalvarma ve yakarmalarınız, Rahman-ur Rahim'i her dem indinize celbeden mukaddes hüznünüz -ene indel munkesirâti gulubuhum- benim kendi diyarım adına, boyutu çok anlaşılmadığına inandığım ne kadar büyük bir kayıpsa, sizin meskun bulunduğunuz gözlerinden ceyhun ettiği yaşlar, kâinatın o nurla bir cennet bahçesine dönüşünü meyve vermişti. Mahzun Gül sizden birkaç aydır ne bir ses duyabiliyor, ne de size has alıştığımız, başımızı döndüren o enfes rayihanızı alabiliyoruz. Göklerin emri mi bu? bilemiyorum; yok size ait bir tasarrufsa, yine size ait ifadelerle o sese ne kadar muhtaç olduğumuzu arz etmek isterim.
Ey nefis! sıyrıl hazan duygularından ve bir yeşillik ol, uçuşsun kuşlar, kuşcuklar çevrende; bir su kaynağı ol, koşsun bütün bağrı yanıklar semtine. Mumlar gibi eri ve etrafına ışıklar saç; hem öyle bir saç ki, mehtabı temaşaya dalmış olanlar, onu bırakıp da senin ikliminin pervanesi olsunlar. İnsanları tıpkı bir anne gibi öyle sıcak ve içten kucakla ki hışmından korkanlar bile, tereddüt etmeden kendilerini senin kucağına atsınlar. Allah'ın sana ihsan ettiklerini sen de saç cömertçe etrafına; saç ki, insanı insanlara, cennete ve Allah'a yaklaştıran en sırlı formül civanmertliktir. Bu formülü ruhuna mâl edip kullanabilirsen, mezhebi kin, nefret, düşmanlık olan en kaba ruhlar bile, bir gün mutlaka senin atmosferine girebilmek için kuyruklar oluşturup bekleyeceklerdir.

Sen her zaman bulutlar gibi olmalı ve kesmelisin güneşin yakıp kavuran sıcaklığını.. mevsimlere takılıp kalmadan, sağanak sağanak boşalan yağmurlar gibi söndürmelisin herkesin ve herşeyin hararetini; hiç olmazsa çiselerin okşayıp geçtiği gibi bağı -bahçeyi, ovayı-obayı, dağı-tepeyi, sen de okşamalısın bütün kurak gönülleri ve ruhları.. herkese açık öyle tatlı bir su kaynağı olmalısın ki, her zaman çevrende testilerin sesi duyulsun. Hasretle yanan gönüller aradıklarını senin ikliminde bulsun. Sen ağzını açıp da ruhunun ilhamlarını seslendirince, hikmetli söz avcılarının kalemlerindeki mürekkepler bitsin ve kitapların sayfalarını renklendiren o nefis duygular ruhanîlerin mezâmiri haline gelsin. Gayzların, öfkelerin, kinlerin, nefretlerin hançerlerini bileyip hemen herkese saldırdıkları, herşeyi yakıp yıktıkları dönemlerde sen, en öfkeli ruhlar dahil gelip bağrına sığınan bütün yurtsuzların-yuvasızların en içten hamisi oldun ve vesayetine koşanları hayal kırıklığına uğratmadın. Kerem buyur da bir kere daha sağanak sağanak boşal sana hasret gönüllerimize. Bizler için bir âb-ı hayât olan ruhunun ilhamlarını doldur sana sunduğumuz altın testilerimize, Allah'ın sana ihsan ettiklerini yine saçmaya devam et cömertçe. Zira civanmertlik sana çok ama çok yakışıyor; bize vefasızlığın yakışmadığı gibi.

Ey mahzun Gül! Bu ifadeleri kullanırken belki yine gözyaşlarıma yenileceğim, biliyorum. Gün gelecek sana hangi ödülleri ya da nobelleri verelim diye birbirleriyle kıyasıya mücadele edecekler ama müsaade edersen, sizin olmadığınız ve kokununuzun duyulmadığı, aramızdan yeri doldurulamayacak bir sevgili gibi -asâ hamîden ve mâte fakîden- ayrıldığınız demlerde bunlar bizim ve sizin için ne ifade eder, onu çok bilemeyeceğim. Kalbimin bir köşesinde benim ülkemin insanlarının sizi bir kere daha layık olduğunuz şekilde bağırlarına basacakları, sizin de onlara: "lâ tesrîbe aleykümü�-yevm yağfirullahu lekum vehüve erhamu�-râhimîn" â�Size bugün kınama ya da serzenişte bulunacak değilim. Ben hakkımı helal ettim. Allah da sizi affetsin, çünkü o merhametlilerin en merhametlisidir�diyeceğiniz düşüncesi hep taptaze, canlılığını muhafaza ediyor.

Duaların kabule karin olmasının umulduğu şu demlerde Gülünden cüda düşmüş bülbül, avazı çıktığı kadar öter ve en son Yunus'un diliyle şöyle seslenir:

İsm-i Subhân virdin mi var,
Bahçelerde yurdun mu var,
Bencileyin derdin mi var,
Garip garip ötme bülbül.

Bilirim âşıksın güle,
Gülün halinden kim bile,
Bahçedeki gonca güle,
Dolaşıp söz atma bülbül.

A bülbülüm uslu musun,
Kafeslerde besli misin,
Bencileyin dertli misin,
Garip garip ötme bülbül.

Yunus vücudun pâk derken,
Cihanda mislin yok derken,
Seher vakti hak hak derken,
Bizi de unutma bülbül.

Sizin bülbülünüz kalbinden kopup gelen bu son bestesiyle Gülünden -eğer lütfederse- bir gönül sesi işitmeyi bin can ile arzu eder.

İsa Erbaşı

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asrın Gül Yüzlüsüne
« Posted on: 26 Nisan 2024, 10:03:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asrın Gül Yüzlüsüne rüya tabiri,Asrın Gül Yüzlüsüne mekke canlı, Asrın Gül Yüzlüsüne kabe canlı yayın, Asrın Gül Yüzlüsüne Üç boyutlu kuran oku Asrın Gül Yüzlüsüne kuran ı kerim, Asrın Gül Yüzlüsüne peygamber kıssaları,Asrın Gül Yüzlüsüne ilitam ders soruları, Asrın Gül Yüzlüsüneönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes