> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Akişina birakmak akişina kapilmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Akişina birakmak akişina kapilmak  (Okunma Sayısı 925 defa)
03 Eylül 2010, 13:14:55
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Eylül 2010, 13:14:55 »



AKIŞINA BIRAKMAK AKIŞINA KAPILMAK

Oysa hiçte sen değilsin benim sevdiğim, senden daha fazla bir şey, senin aracılığınla bana bağışlanan kendi varlığımdır.” *

Kafka, Milena’ya âşık oldu.

Kafka, Milena’ya âşkını sundu.

Kafka, Milena’nın aksinde bir siluete tutundu, bu siluettir ki bahşetti ona nihânı, aşikârı, dalgalarca yayılan gece zifirindeki bir tutam beyazı, her gözün görmediğini, her kulağa damıtılmayanı.

Oysa ben ne Kafka, sen ne Milena, o ne 1920, biz ne aşk’ız. Herkeslerden çok bilip dilden düşürmediğimiz bir heyecana, ancak o kadarına sahip olmakla avunanlarız. İçi boş metal kutulara vurdukta çıkan ses gibi aynı aşkımız. Bol gürültü, bol karmaşa, hiç temaşa…

Değil mi ki bizim devrin âşıkları(!) kutlu Bedrin arslanları ile ölçüşecek boy bulacak neredeyse? Artık Leyla ile Kerem, Ferhat ile Züleyha, Mecnun ile Aslı efsaneleri önümüze konacak. Başkalarının aşk adına yaşadıklarını esin kaynağı edinip, değil mi ki, biz de bir mavi yolculuğa çıkacağız ve her bir şeyi akışına bırakacağız.

Ki zaten, devirlerin birbirine karışıp hangi zamanın hüküm sürdüğünü bilmediğimiz -çokça buna aldırmadığımız- bir mekânda akışına bırakmak oldukça kolay ve geçerli iken.

Üstelik akışına bıraktıklarımız her daim el altında bulundurup belki sorgulamamız, belki yüzleşmemiz, belki tadına bakmamız, belki acısını duymamız gerekenler iken.

Üstelik ayırt etmeyi, seçebilmeyi talep etmediğimiz için etrafa göz kapaklarımızı aralamaksızın aciz bakışlar fırlatırken.

Her ne var âlemde, talip olana nasiptir. Bu tek başına kuru bir ‘isteme’nin çok ötesinde, zihin kapılarımızı zorlayan ve beynimizi zonklatan tefekkürün içinden çıkılmaz hal alsa dahi, def edilmesine değil konuğumuz olarak kalmasına rıza göstermektir.

Talep etmektir.

Tefekküre talip olmak…

İnsan olmaklığımızın temeline inip bir diriliş timsaline dönüşmemizden korkan, her geçen gün fal taşı gibi açılmış gözlerini biraz daha büyüten zamanın –ki âhir zamandır, biz’dir-  sunduklarını talep eder hale gelmez miyiz yoksa?

Ki çokluk, gelmedik mi?

Başımızı sokacak huzurlu bir yuvadan, başımızı bulamayacağımız katlı köşklere dönüşmedi mi ‘taleplerimiz’? Elimize geçmeseler bile zihnimizde var oluşlarıyla hastalıklı bir huzur hissetmedik mi?

Ne acıdır hâlbuki. Fıtrat gereği düşünme eyleminden soyut yaşayamaz olanı, hiçbir şey düşünmediğini söylerken bile zihni meşgul olanı -insan’ı, ben’i- daha kötüsüne, faydasız ilim ve baş ağrısı yoluna ziyan ile itelemeye mütemadiyen devam etmemiz ne acıdır. Bunu yaparken de hiçbir sebep - sonuç gözetmeksizin akışına bırakmamız.

Düşünme nimetinden sadece feylesoflar mı nasiplenir acaba? Ve onlardan biri, işte Kant, der ki;

“İki şey üzerinde ne kadar sık durup düşünsem, gönlümü hep yeni ve gittikçe artan bir hayranlık ve saygıyla dolduruyorlar. Üstümdeki şu yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası.”

Kant, politik aklını eleştirebilmeyi göze almış, bir tefekkür okyanusuna belki yüzme bilmeksizin dalmış, başını kaldırıp gökyüzünü, başını eğip içindeki ahlak yasasını eşsiz insan beyninin süzgecinden geçirmiş, talep ettiklerinin vuslatını doyumsuzca yaşarken huzura bulanmıştır.

“Oysa yaz geçti bize ne şimdi bunlardan…”

Gökyüzümüzün, ufak hücre penceresinin aldığı kare güneş diliminden ibaret olmadığını fark ettiğimizde tüm kapılar açılacak, çağıldayan sular ifrat ve tefrit eşiğinden sıyrılacak.

Hal böyleyken buğusundan arınacak, insan olmanın müdahil ve mütefekkir duruşu.

Dünümüze eşit olmayan bugünümüz; bir tutarsızlık, kararsızlıktan ziyade hadis-i şerif kutsallığına bürünmüş olacak.

Öyleyse,

Sapere aude! **

*Franz Kafka / Milena’ya Mektuplar

**Bilmeye cüret et. Tadına bakma yürekliliğini göster. Bilme cüretini göster.


Zehra Betül BULUT
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Akişina birakmak akişina kapilmak
« Posted on: 19 Nisan 2024, 22:11:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Akişina birakmak akişina kapilmak rüya tabiri,Akişina birakmak akişina kapilmak mekke canlı, Akişina birakmak akişina kapilmak kabe canlı yayın, Akişina birakmak akişina kapilmak Üç boyutlu kuran oku Akişina birakmak akişina kapilmak kuran ı kerim, Akişina birakmak akişina kapilmak peygamber kıssaları,Akişina birakmak akişina kapilmak ilitam ders soruları, Akişina birakmak akişina kapilmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes