> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > 7 Altın Kural
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 7 Altın Kural  (Okunma Sayısı 1233 defa)
24 Mart 2010, 17:35:41
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 24 Mart 2010, 17:35:41 »



7 Altın Kural

Etkinlik ve verimlilik, özellikle iş dünyası literatüründe sıkça kullanılan iki kavramdır, Etkinlik, arzu edilen belli bir neticeye ulaşma kabiliyeti; verimlilik ise bir şeyin yapılmasındaki etkinlik derecesidir.

Stephen R. Covey, bir kitabında etkin insanların yedi prensibi üzerinde durmaktadır, Yazar, verimlilikten çok etkinliğe dikkat çekmektedir, zira insanların hayatlarında belirli bir gaye taşımaları ve bütün faaliyetlerinde bu gayeleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini düşünmektedir.

Etkinlikten mahrum bir verimlilik, yanlış hedefe tam isabet demektir, verimlilikten mahrum bir etkinlik ise, önceden tespit edilen hedefe tam anlamıyla ulaşamamaya sebep olabilir. Covey, etkinlik hakkında şöyle der: “Etkinlik (hatta hayatta kalabilme) sadece ne kadar gayret sarf ettiğimize değil, doğru konu üzerinde gayret sarf edip etmediğimize bağlıdır.”

Doğru konu üzerinde yoğunlaşmayı açıklamak için “misyon” kavramından istifade edebiliriz. Misyon, iş dünyasında, uzun vadeli strateji, bir şirketin ulaşmaya çalıştığı noktalar anlamında kullanılır. Şirketler gibi fertler de belli bir misyon taşımalıdır. Kriterler, bu uzun vadeli ve kalıcı kurallara göre belirlenir. Mesela ABD Anayasası 200 yıldır, temel ilkeler açısından değişmemiştir. İnsanların etkin olabilmesi için değişmeyen bir “öz”e ihtiyaçları vardır. Sabit bir noktadan hedefi vurmak, hareketli bir noktada durarak sallanan hedefi vurmaktan daha kolaydır.

PARADİGMALAR

Atıf çerçevesi veya model anlamındaki paradigmalar, dünyaya açılan pencerelerimizden biri olduğu için idrak süreçlerinde rolleri büyüktür. Covey’e göre etkinlik konusundaki temel paradigma şöyledir: “İnsanların etkinliğine tesir eden umumi ve fıtri kanunlar mevcuttur. Bu kanunlar, mevcuttur. Bu kanunlar, yerçekimi kanunu gibi hakiki ve sabittir. İnsani ilişkilerde bunlar; adalet, dürüstlük, izzet, hizmet, fazilet gibi sıfatlar halinde bizlere rehberlik eder. Paradigmalar fıtrat kanunlarına ne kadar yakın olursa, o kadar hatasız fonksiyon görürler. Asli ve evrensel yaratılış kanunlarına uyulduğu takdirde, sosyal ilişkiler pürüzsüz gerçekleşir. Ahlaki kaygılar taşıyan ve maneviyata susamış insanlar, bu tür davranışların cezbesine kapılırlar.”

Etkin insanların itiyat edindikleri yedi prensip şunlardır:

1. Müspet hareket et.
2. Akıbeti düşün.
3. Öncelikleri tespit et.
4. Hayatı cidal olarak görme.
5. Önce anla, sonra anlaşılmaya çalış.
6. Ekip dayanışması içinde ol.
7. Kendini yenile.

İlk üç prensip Covey tarafından “Şahsi Zafer” olarak adlandırılır. Olumlu düşünmek ve hareket etmek, etkin bir insanın temel karakteridir. Müspet hareket eden insanlar, etraflıca düşünülmüş ve benliğe mal edilmiş belli tercihler ve ilkelere göre icraatta bulunurlar. Tepkici insanlar ise dahili, deruni, manevi ve kalıcı hakikatler ışığında değil, harici, süfli, maddi ve gelip geçici şartlara göre hareket ederler. Olumlu düşünen insanlar, istikrarlı paradigmalarına göre belirli bir inisiyatif taşırlar ve buna göre düşünceden aksiyona geçerler. Müspet düşünüp hareket etmek için insanın belli bir şeye karar vermesi ve bunu başarmak için mevcut gücünü bu yolda sarf etmesi, yani belirlenmiş bir gayeye göre hareket etmesi gereklidir.

Olumlu insanların başka bir özelliği de enerji ve sermayelerini, bir şeyler yapabilecekleri, yani tesirde bulunabilecekleri daire içinde sarf etmeleridir. Tepkici insanlar ise himmetlerini, kontrol edemedikleri şeyler üzerinde heba ederler. O halde müspet hareket etmenin ölçüsü, tesirde bulunabileceğimiz kendi dairemizde ne kadar gayret sayfettiğimize bağlıdır.

İkinci prensip, akıbeti düşünmektir. İnsan, ölümünü düşünmeli, dünyanın fani olduğunu unutmamalıdır. Yoksa hayat boyu meşguliyetler içinde, oradan oraya koşturabilir, ama hedefine ulaşamaz.

Akıbeti düşünmek, hem her işin neticesini, hem de ölümü düşünmek olarak incelenebilir. Bu insanın bugün yaptığı işlerde, hayatının bir gün sona ereceğini hesaba katarak kriterlerini belirlemesidir. “Nereye gidiyorum?” sorusuna tatmin edici bir cevap bulabilen, nereden geldiğini ve şu anda nerede olduğunu daha iyi tespit edebilir ve daima doğru yolda ilerlemeye çalışır.

Covey, daha sonra, insanların ideal haline getirdikleri unsurları tahlil eder. Para, eş, aile, iş, zevk, arkadaş vs. gibi. Hayatımıza mana katmak, etkin yaşamak, asli bir paradigmaya ulaşmak için zaman üstü ve değişmeyen prensipler bulmamız gerektiğine dikkat çeker. Bu değişimi gerçekleştirmek için tavsiye ettiği şey ise, cenaze merasimimizi hayal etmemizdir.

Üçüncü prensip, önceliklere riayet etmektir. Son yıllarda tesbit edilen, “zamanı kullanma teknikleri” nde vurgulandığı gibi, önceliklerin organize ve icra edilmesi, gerek fertlerin gerekse kurumların etkinliği açısından çok önemlidir. Olumlu hareket eden insanlar, acil olmasa bile önemli olan faaliyetler üzerinde yoğunlaşırlar. Zaten zamanı etkili kullanmanın özü de budur. Tepkici insanlar ise, enerjilerini krizler, bitmeyen problemler, kısa vadeli projeler üzerinde harcayıp tüketirler.

Bundan sonraki üç prensip, “Ekip Zaferi” olarak isimlendirilmektedir. Şahsi zaferler elde eden insanlar, bağımsızlıklarını kazanırlar. Dördüncü, beşinci ve altıncı prensipler, bağımlılıktan kurtulan bu insanları birbirine bağımlı hale getirir, böylelikle grup veya kurum üyeleri arasında işbirliği, ekip çalışması, sağlıklı iletişim, kolektif şuur ve şahs-ı manevi oluşur. Covey, bu noktada “Hissi Banka Hesabı” şeklinde bir benzetme yapar. Bu hesap, ilişkilerdeki samimiyet ve itimat miktarına göre değişir. Anlayışlı olma, sözünde durma, dürüstlük, iyi geçinme, iç-dış bütünlüğü ve gıybetten kaçınma bu hesaba yatırılan “depozitolar” dan bir kısmıdır.

Dördüncü prensip, herşeye rağmen kazanma mantığıyla hareket eden insanların, ümitli ve azimli bir şekilde, daima dayanışma ve işbirliği içinde olacaklarına dikkat çeker. “Kazanma veya kaybetme” düşüncesiyle hareket eden insanlar için ise hayat bir mücadeleden ibarettir. Dünya onlar için rakiplerinin alt edilmesi gereken bir arenadır. Yeryüzündeki nimetlerin herkese yeteceğini düşünen insanlar ise “kazanma veya kazanma” mantalitesini taşırlar. Kıtlık içinde yaşadığımızı düşünen ve mevcut tek pastayı paylaşma mücadelesiyle herkesi rakip olarak görenler ise “kazanma veya kaybetme” zihniyetine sahip kişilerdir.

Beşinci prensip önce anla, sonra anlaşılmaya çalış şeklindedir. Yazara göre bu, kişiler arasındaki iletişim ve etkileşim için en önemli prensiptir. Bir insan kendi fikirlerini ne kadar net, detaylı ve anlaşılır bir şekilde aktarabilirse, bu fikirlerin kabul edilme ihtimali ve etkileşimin etkinliği de o kadar artmaktadır. Burada önemli bir husus da aktarılan görüşlerin belli bir sistematik içinde verilmesi gerektiğidir. Karşımızdaki kişi veya kişilerin paradigma ve mülahazalarını göz önünde bulunduran bir çerçeve dahilinde nakledilen fikirlerin tesiri daha fazladır.

Altıncı prensip, ekip dayanışması içinde olmak. Bu prensibe göre tabiatta her şey birbiriyle münasebet halindedir. İnsani ilişkilerde de farklılıklara dayalı kusurları görmeyen, zayıflıkları telafi edici bir dayanışma sergilenirse (yani samimiyet sırrı yakalanırsa), problemler çok daha kolay bir biçimde analiz edilip çözülebilir. Japonların iş dünyasındaki başarılarının arkasında bu güç yatmaktadır.

Son prensip kendini yenilemedir. ‘İki günü eşit olanın ziyanda olacağı” ölçüsünü kabul eden insanlar, daima kendilerini yenilemelidirler. Kendini yenilemek ise dört boyutta gerçekleşebilir.

1. Fiziki: (Egsersizler, dengeli beslenme, stresten uzak durma).
2. Ruhi: (Değerlerin belirlenmesi, belli bir hedefe kilitlenme, azim ve tefekkür).
3. Zihni: (Okuma, tahayyül, planlama, yazma).
4. Sosyal/hissi: (Hizmet, empati ve sinerji; yani başkalarının hislerini anlama ve dayanışma).

Akl-ı selimden kaynaklanan bütün bu prensiplerden sonra şu gerçeği de vurgulamak gerekir:
En etkin insan, kamil insandır. Zira onun hedefi, gelip geçici, pörsüyen menfaatler ve başarılar olmayıp, ötede kudsi huzurda göreceği muameledir. Böyle bir hedefe ulaşmaya can atan bir insanın semeresiz işlerle hayat sermayesini heba edeceği, faniliğin cazibesine kapılacağı, önceliklerin sırasını şaşıracağı, anlamsız bir mücadele içinde çırpınacağı, dinlemesini bilmeyip fikirlerini empoze edeceği, “yalnız kahraman” olma hayaliyle ekibin bereketinden mahrum kalacağı, değişim ve dönüşümlerin birbirini kovaladığı sürat çağında demode olacağı düşünülemez.

Yukandaki prensiplere uyup “etkin” bir ömür geçirdikten sonra iflas bayrağını çekip başka bir hayata yelken açanların hali ise gerçekten içler acısıdır.

Yusuf Alan

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 7 Altın Kural
« Posted on: 26 Nisan 2024, 07:53:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 7 Altın Kural rüya tabiri,7 Altın Kural mekke canlı, 7 Altın Kural kabe canlı yayın, 7 Altın Kural Üç boyutlu kuran oku 7 Altın Kural kuran ı kerim, 7 Altın Kural peygamber kıssaları,7 Altın Kural ilitam ders soruları, 7 Altın Kuralönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes