> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > 5 vakit aşk
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 5 vakit aşk  (Okunma Sayısı 1540 defa)
28 Eylül 2010, 14:55:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 28 Eylül 2010, 14:55:20 »



5 vakit aşk ....





Gün doğarken geceye bürünmüş perdesinden, hafif bir erguvan rengini almıştı ufuk Gecenin sessizliği ve karanlığı veda ederken; yerini gün doğumuna yavaş yavaş terk ediyordu Gecenin ayrılışına ve onun hüznüne inat, güneş en canlı huzmelerini yansıtıyordu yeryüzüne; parlayan, yakmayan ve okşayan parıltılar sunuyordu cömertçe; karşılıksız ve dostça
Güneşin tebessümü ile başladığı güne sevdasız insanlar yalnızlıkla başlarlar Bir tek kurulu saatlerine dostçadır, ona uyum sağlar ve onun sesini dinlerler..
 
Ben ise senin sesini yine bu vakit duymuş ve sana koşmuştum Güne başlarken ki sevincim sana duyduğum sevgiden kaynaklanıyor Sevdasız insanlar dünyaya küskün bir çehre ile doğrulurlarken yataklarından, ben her sabah sana kavuşmak ümidi ile uyanırım
Seninle olan kısacık muhabbetten doymadan ayrılmak yüreğimi yakıyor ama, uzak olmayışın beni teselli ediyor..

Durağa doğru yürüyorum sakince çevremde, egzoz ve hüzün kokusu Otobüsün yaklaştığını uzaktan fark edince adımlarımı hızlandırmaya başladım Ne olur ne olmaz Otobüsün kapısına varmış olsan dahi o kapısını kapattığı takdirde; nefes nefese kalmış olsan bile şoför önüne bakar sadece, basar gider seni umursamadan...
 
Otobüste yerimi aldıktan sonra yine her zamanki gibi incelemeye başladım insanları Hepsinin yüzünde yine o aynı ifade Karanlık ve bezmiş Yüzler asık ve gülmüyor Yürekleri yok sanki Herkes çok düşünceli Kim bilir; belki de çoğu yaşamaktan zevk almıyor Yaşama keyif veren neydi ki? Yapmacık olan duyguların, dostlukların ve aşkların yaşandığı yerde ne keyif alınırdı ki?

İstasyondaki mahşeri kalabalık beni şaşırtmadı Yine o bir sürü insan sanki bir ahenk içinde motor olmuş koşuşturuyor En garip yanı da herkesin birbirine değmeksizin, yolunu kesmeksizin yoğun hareketlerle acele acele gideceği istikameti tutmayı başarmasıydı.

Güneş hüzmelerini arttırıyor, tebessüm etmeye devam ediyordu...
 
Herkes varacağı yere koşuyor, işçi işine, öğrenci dersine çoktan başlamıştı Bende kendi meşguliyetimden çok seni düşünüyordum Sana yeniden kavuşacaktım Sende beni kucaklayacak ve dinleyecektin
Öğlenleri daha stresli daha da kalabalıktır şehirler ve sokaklar Güneş dahi bu boğuk ve soğuk dolaşan insanlardan usanmıştı anlaşılan Kendisine engel olmak isteyen bulutların varlığındanda haberdardı, ama güneş herşeye rağmen direniyordu..
 
Bu ülkenin bağrında yağmur yüklü bulutlar hiç eksilmezdi zaten Daima güneş ile bahse girer kah kazanır kah kaybederdi Bu defasında bulutlar yenmiş ve bağrındaki damlacıkları yavaş yavaş yeryüzüne salıvermişti Sanki Sevdasız insanların inadına...

Sevdiğimin huzuruna çıkıp muhabbet ettikten sonra onun yanından ayrılıp sokağa atmıştım kendimi Yine aynı yüz ifadeleri ve ben o ifadeleri sunan çehreleri pür dikkat incelemekteyim Derken bir topluluğa takıldı gözlerim Ağır adımlarla kendilerini almaya gelen otobüse binmeye çalışıyorlardı yaşları hayli ilerlemiş belleri bükülmüş ihtiyarlar Otobüse en son binen genç kadın arkasını yokladıktan sonra her yaşlıyı tek tek tetkik ediyordu Herkesin mevcut olduğu kanaatine varınca şoföre devam et dercesine bir el işareti yaptı..

Kim bilir belki de kaldıkları bakımevinde sıkılmış ve bakıcılarından kendilerini gezdirmelerini istemişlerdi Hep merak etmişimdir, ebeveynlerini bakımevine teslim eden bu evlatların, vicdanları hiç sızlamıyormuydu ? Günümüz yetişkinlerinin bunu kültür edinmiş olmaları ne kadar da üzücü Belki her pazar ellerinde çiçekler ile ziyaretlerine geliyor, evlatlık yada torunluk görevini bir nebze olsun ifa etmeye çalışıyorlardı fakat bu o yaşlı insanlar için yeterli miydi?

Belki de yitip giden hayatlarını, özledikleri torunlarını, onları unutan evlatlarını, yalnızlıklarını düşünüp acı hatıraları hatırlamamak için huzur buldukları o evde kendilerine uygun bir ortama katılıp dikkat ve ilgilerini oralara yönlendirerek bir parça mutluluk adına hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı..

Onların yalnızlıklarını ve kederlerini düşünürken ikindi vakti gelip çatmıştı Her yerde loş bir sessizlik vardı Yine egzoz kokusu sarıyor yolları ve yine tren istasyonları tıklım tıklım Yüzler asık, bedenler yorgun, insanlar keyifsiz
Aklıma düşersin, seni anarım yine o an Dostluğunu hatırlarken içime inceden bir sıcaklık çöker  O sıcak dostluğuna layık olmaya çalışıyor ve bana lütfettiğin her şeye ne kadar şükür etsem de şükrün tam----- eremeyeceğimi biliyorum...

Güneş bütün ışıklarını alıp batı yakasına doğru çekildiğinde, yollar ve sokaklarda boşalmıştı Artık sokak lambaları akşamın karanlık örtüsünü cılız ışıklarıyla cilalamaktaydı..

O istasyonlardaki, sokaklardaki, okullardaki kalabalık insanlar evlerine girmiş perdelerini kapatmışlardı artık Kim bilir, herkes yüzünü artık sıkmaya başlayan maskelerini çıkarmaktaydı Dışarıda en bahtiyar insan görüntüsü rolünü yapmaktan usanan insan artık perdesini kapamış ve maskesini çıkarmıştı Mutsuzluğunu keşfetmişçesine bir suçlu gibi oturuyordu herkes evinde...

Neydi ki mutluluk?

Penceremden dışarı bakarak düşünmeye başlamıştım kimler geldi, kimler geçti diye Ama herkes mutluluğun peşinden koşmamış mıydı? Çok az kişi yakalamış, yada yakaladığını sanmış; aslında aldanmışlardı Peki neydi bu herkesin elde etmekte zorlandığı ama aslında hic de uzak olmayan mutluluk...

Denildiği üzere Mut namında eski şehrin kraliçesi halkını refah içerisinde yaşattığı ve bu halkada mutlu denildiği doğru muydu? Bu kelimenin oradan türediğini düşünenler vardı Baht, talih, şans, hoşnutluk, içerisindekilere de mi denilirdi mutlu diye, hayır, bu da olamazdı.

Aklıma arabasının güzelliğinden gözlerimi alamadığım bir genç geldi Arabasını süzdükten sonra sahibine de bakmıştım ama o kimseye bakmıyordu Tıraşlı, saçları model içerisinde, giyimi düzgündü Belli ki hayatı iyi yaşıyordu Fakat gözlerindeki mutsuzluk o kadar aşikardı ki Demek ki paranın gücüde mutluluğa yetmiyordu..

Biliyoruz ki dünyevi bir iş, mesela sınıf geçmek, okul bitirmek bizi tatmin etmiyor; seviniyoruz belki ama, oda bir anlık Aklıma diploma törenim geldi Nasılda sevinip resimler çekinmiştik tüm arkadaşlarla Ama ertesi hafta yine işlemlere başlayıp yeni okula yeni hedeflere koşmaya hazırlanmıştık O sevinçte geçici oldu, ondan aldığım lezzette Daimi olan bir mutluluk olmalıydı evet, dünyevi meşgalelerde bulunamayan bir mutluluk Herkes bir yol tutturmuş, kendi çapında mutluluğun formülünü aramakta.

Merhum Üstad Necip Fazıl’ın “Sakarya” şiirinde ifadesi bulan: “musluklar çift, birinden nur, birinden kir akar” dediği gibi insanlar nura mı, yoksa kire mi talip olduğunu yaşantısıyla, dünya hayatıyla ortaya koymakta Üstadın burada ifade ettiği nur, imanı, kir ise küfrü izah eder Her toplumda elbette hem imana, hem de küfre taraftar olanlar vardır...

İnsanın dünya hayatı bir hüda-i nabit, bir çer-çöpten ibaret değildir En mükerrem ve en şerefli bir varlık olarak dünya misafirhanesine getirilmiş olan insan, yaratanına karşı birtakım görevlerinin, yükümlülüklerinin olduğunu nasıl unutabilirki?

Çok yoruldum düşünmekten Bedenimde hafif bir titreme hissedince nihayet üşüdüğümü fark ettimde, pencereyi kapattım Son kez karanlığa esefle baktım Derin bir yalnızlığın kollarına düşmüştü evler ve sokaklar Bazı evlerin ışıkları halen yanmaktaydı, fakat ışıklar da soluk perdelerinden dışarıya yorgun sızıyordu Katlanılmaz sıkıntı vardı evlerde, hissediyordum Kurulu saat gibi güne başlayan insanlar saatlerini yeniden kurmuşlar, yarınki yalnızlık kokan güne hazırlanmışlardı bile..

Bende perdelerimi kapattım Kimseyi düşünmek üzülmek istemiyorum artık İnsanları tek tek dinlemeye vaktim olsa dinlerdim belki ama benim vaktim olsa onların vakti olur mu sorusu geliyor akabinde Kurulu saat dönüp duruyor Herkes hayatını ona göre ayarladığı için en sakin hali bile aceleci gözüküyor insanların..
 
Bende saatime bakıp beni davet eden dostumun huzuruna çıkmanın vaktinin geldiğini görünce sevindim Benim mutluluğum onunlaydı Onun huzurunda mutluluğu yakalıyordum
Ona iyi geceler dilemek maksadı ile huzuruna çıkıp ağladım Hemen sabah olsun diye yatmaya hazırlandım Özlem ile Ona kavuşmayı bekliyorum..

Herkesin şu ilerleyen gecede kendi dünyasına çekildiği anda dostum beni bırakmıyor, kolluyor, gözlüyor ve bana sahip çıkıyor...


Sağ ol aşkım! Sağ ol yüce Yaradan'ım!


Beni bıkmadan, sıkılmadan, yılmadan,usanmadan huzuruna kabul edip bütün kusurlarıma rağmen günde beş defa beni dinliyor, mazur görüyor, kucaklıyorsun
Ben yürüyerek gelirken Sana, Sen koşarak karşılıyorsun beni
Sonsuz merhamet sahibi olan ALLAH’ım, bu beş vakit aşktan beni ayırma!
Beş vakit ezandan, çağrıdan beni ayırma!


AŞKINLA DOLUP TAŞSIN YÜREĞİM YA RABB!! 




alıntı
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 5 vakit aşk
« Posted on: 18 Nisan 2024, 04:37:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 5 vakit aşk rüya tabiri,5 vakit aşk mekke canlı, 5 vakit aşk kabe canlı yayın, 5 vakit aşk Üç boyutlu kuran oku 5 vakit aşk kuran ı kerim, 5 vakit aşk peygamber kıssaları,5 vakit aşk ilitam ders soruları, 5 vakit aşkönlisans arapça,
Logged
28 Eylül 2010, 19:01:11
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 28 Eylül 2010, 19:01:11 »

Esselamün aleyküm.. Allah razı olsun kardeşim...
Sonsuz merhamet sahibi olan ALLAH’ım, bu beş vakit aşktan beni ayırma!
Beş vakit ezandan, çağrıdan beni ayırma!
Amin Amin Amin ecmeın inşaallah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Eylül 2010, 19:23:53
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #2 : 28 Eylül 2010, 19:23:53 »

Aleyna ve aleykum selam Hadice kardesim ; amin amin ecmain insaAllah..

Herkesin şu ilerleyen gecede kendi dünyasına çekildiği anda dostum beni bırakmıyor, kolluyor, gözlüyor ve bana sahip çıkıyor...

Rabbim (c.c.) razi olsun değerli kardesim Allah ; Son nefesimize kadar dostun huzurunda olabilmeyi nasip eylesin.Selametle..


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes