> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Delilli Şafi İlmihali > Talak-İla-Zıhar-Lian
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Talak-İla-Zıhar-Lian  (Okunma Sayısı 3993 defa)
11 Mart 2010, 10:50:56
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Mart 2010, 10:50:56 »



Talak-İla-Zıhar-Lian

Talakı ifade eden lafızlar sarih ve kinaye olmak üzere iki çeşittir.

Sarih: Bu lafızlar; talak, firak ve serah olmak üzere üç lafızdır. Bu üç kelimeden biri kullanıldığında boşama niyeti aranmaz, zahiri anlamıy­la iktifa edilir.

Kinaye: Talak manasını verdiği gibi başka manaya gelen lafızlarla olur. Kinaye talakta niyyet şarttır.

Lugatta talak, bağı çözmek, serbest bırakmaktır..

Istılahta ise, kadınla yapılan nikah akdini belirli lafızlarla ortadan kal­dırmaktır.

Talakın meşru oluşunun hikmeti: Evlilikte aslolan karı ile koca arasın­daki evlilik bağının devam etmesidir .Bu bağın devamını sağlamak, karı ile kocanın karşılıklı her iki tarafın hakkını garanti altına almak üzere Yü­ce Allah belirli vazifeler yüklemiştir. Ancak bu hak ve vazifeler bazan her iki taraf, bazan biri tarafından yerine getirilmemektedir. Bu nedenle aşırı geçimsizlik ve sıkıntıların oluşu büyük sorunlar meydana getirir. Bazan bütün çabalara rağmen uzlaşma yapmayabilir. İşte bu uzlaşmazlıklar ve geçimsizliklerin önüne geçmek için her iki tarafın haklarının sağlanması koşulu ile talak meşru kılınmıştır.

Talakın meşru oluşunun delili. Yüce Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle bu­yurmuştur:

"Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman onların iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rahvanız Allah´tan korkun." (Talak: 65/1)

Sarih ve kinai olmak üzere iki çeşit talak şekli vardır.

Sarih talak:

Sarih talak üç lafızdan ibarettir. Bunlar, talak, firak ve serahtır. Bu üç lafızdan hangisi kullanılırsa boşama niyeti aranmaksızın talak vaki olur. yani boşamaya niyet edilmezse de boşama olur. Bu kelimeler başka bir dildeki karşılığıyla ifade edilse yine boşama olur.

-Talak lafzı için, Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:

"Boşama iki defadır. Bundan sonrası ya iyilikle tutmak ya da güzel­likle salıvermektir.." (Bakara: 2/229)

-Firak lafzı için,

"İddet müddetlerini doldurduktan sonra onlara ya meşru ölçüler içerisinde (nikahınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın." (Talak: 66/2)

-Serah için,

"Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın." (Bakara: 2/231)

Yukarıdaki ayeti kerimelerin birincisinde talak, ikincisinde firak (ay­rılma), üçüncüsünde de serah (salmak) lafızları kullanılmıştır. Bu nedenle bu üç kelimede niyet aranmaksızın boşama vaki olur.

Kinai talak:

Kinai talak ise hem boşama hem de boşama dışındaki manalara gelen sözlerdir. Ancak kinai manada olan lafızlarda niyet şarttır.

Mesela bir kişi hanımına: ´Evimden çık.´, ´Ailenin yanına git.´, ´Benden uzaklaş.´ , ´Sen bana haramsın.´... gibi sözler kinaidir. Koca bu sözleri söylerken boşama niyeti varsa karısı ondan boş olur. Ama boşama değil de başka manayı kastederse karısı boş olmaz.

Kişi hanımına, ´Sen babanın evine git." ya da ´Ailenin yanına git.´ gibi sözler sarfedip, niyeti de boşamak ise kadın boşanır.

Bunun delili, Hz. Aişe (r.a.)´nın rivayet ettiği şu hadistir:

Cüven kızı Umeyye Resulullah´a nikah olunup huzuruna getirildiği ve Resulullah ona yaklaştığı zaman,

´Senden Allah´a sığınırım.´ dedi. Bunun üzerine Resulullah ona, "Sen şanı büyük olan Allah´a sığındın,artık aile­nin yanına git." [1] buyurdu.

Kişi hanımına aynı veya benzer sözleri ifade edip ama talakı (boşama­yı) kastetmiyorsa boşanmaz.

Buna da delil olan şa hadistir :Tebuk Gazvesi´ne katılmayan Ka´b bin Malik´e Hazreti Peygamber, hanımından ayrılması için Huzeyme´yi gön­derdiğinde; Ka´b bin Malik gelen haberciye (Huzeyme´ye) şöyle sordu:

-Karımı boşayacak mıyım yoksa ne yapacağım?

-Hayır boşama, ama ondan ayrı dur.

Bunun üzerine Ka´b:

´Haydi babanın evine git. Allah bu iş hakkında hükmünü verinceye ka­dar orada kal.´ [2] dedi.

Bu hadis boşama niyeti olmadan söylenen kinayi laffızlarla boşanma­nın tahakkuk etmeyeceğine delalet eder. Daha sonra Allah´u Teala Ka´b bin Malik ve arkadaşlarını affettiğini bildirince hanımını geri almıştır.

Talak, mevcut bulunan nikah hallerini sona erdirmektir.

Allahu Teala´nın en sevmediği boşamadır. Daha sonra büyük sorunlar çıkabileceği ihtimaliyle boşama caiz görülmüştür. Bilmek gerekir ki hak, her zaman Allah´ın yanında saklıdır.

Sarih boşama, boşama manasına gelip başka bir anlam taşımayan keli­melerdir. Bunlar boşamak, ayrılmak ve salmak kelimeleridir.

Şu halde bir kimse karısına ´Seni boşadım´ veya ´Senden ayrı oldum´ ya da ´Seni saldım´ dese niyeti ne olursa olsun karısı ondan boşanır.

Kinayi boşama, hem boşama hem de başka mana taşıyan sözlerden bi­riyle yapılan boşama muamelesidir.

Bir kimse hanımına ´Sen bana haramsın´ veya ´Babanın evine git´ ya da ´Benden uzaklaş´ gibi sözler sarfederse niyeti boşama ise karısı boşa­nır, değilse boşanmaz.

Kadın talakta iki kısımdır: Bunlar, Sünni ve Bidî olup hayız gören ka­dınlar için yapılan talak şekillendir.

Sünni Talak

Tuhur (hayız ve nifas dışındaki temizlik) halinde ve münasebet vaki olmadan evvel yapılan talaktır.

Bidi Talak:

Hayız halinde veya içinde münasebet bulunmuş tuhur halinde vaki olan talaktır. Vaki oluyorsa da haramdır.

Ayrıca sunni ve bid´i olmayan dört talak daha vardır:

1. Küçük yaştaki kadının

2. Yaşlılıktan dolayı doğurmayan kadının

3. Hamile olan kadının.

4. Kendisiyle münasebette bulunulmamış hul´ yapan kadının boşan­ması. [3]

Sunni Talak

Herhangi bir sebeple koca karısını boşamak istediği zamanı onun te­mizlik halini bekler. Yani hayız halinden temizlendikten sonra onunla cin­sel ilişkide bulunmadan yaptığı boşanma şeklidir ki sünnette en uygunu olan budur. Zaten sunni ismi de hurdan gelmektedir. Kocanın bu durumda bir veya iki talakla boşaması sünnettir. Bundan sonra iddet süresi dolma­dan pişmanlık duyarsa tekrar karı kalan talaklarla nikah altına alınabilir. [4]

Bid´i Talak

Hayız halinde veya hayız hali bittikten sonra temizlik devresine girer­ken cinsel ilişkide bulunduktan sonra yapılan boşamalıdır.

Bu boşanma şekli geçerli olmakla beraber, haram bir uygulamadır. Çünkü bu boşanma şekli geçerli olmakla beraber, haram bir uygulamadır. Bu boşanma şeklinde kadının aleyhine iddet süresinin uzamasına sebebi­yet vardır.

Temizlik süresinde cinsel ilişkide bulunduktan sonra yapılan boşama­nın haram oluşu sebebine gelince, kadının hamile çıkma ihtimali olabilir ki hamilelikte de kadının boşanması istenmemekte ve onun aleyhine ol­maktadır.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur:

"Ey Peygamber! kadınları boşaya­cağınızda onları (temizleme) vakitlerinde (ve münasebette bulunmadan) boşayın ve iddetini sayın. Rabbiniz olan Allah´tan korkun." (Talak: 66/1)

Kadın hayızlı iken boşanırsa iddet süresi uzar. Kadın cinsi münasebet­ten sonra boşanırsa o zaman hamile olma ihtimali oluşur. Hamilelik ha­linde boşanan kadın için pişmanlık olur.

Abdullah İbni Ömer (r.anhuma) Rasulallah (s.a.v) zamanında karısını hayız halinde boşadı. Ömer ibnul Hattab, oğlunun bu boşamasının hük­münü Rasulallah´a sordu. Rasulallah (s.a.v) O´na şöyle buyurdu:

"Oğlun Abdullah´a söyle karısına dönsün, sonra kadın temizleninceye kadar bıraksın. Sonra kadın tekrar adetini görüp tekrar temizleninceye kadar da (onunla birlikte yaşasın) ikinci adetinden temizlendikten sonra-cinsi münasebette bulunmaksızın- boşasın. İşte kadının bu iki kirlenmesi ve temizlenmesi zamanı, erkeklerin kadınları boşamaları için aziz ve celil olan Allah´ın emrettiği iddet müddetidir." [5]

Üçüncü ber talak şekli de sunni ve bidi olmayan boşamadır: Bu da ergenlik çağma gelmeyen küçük kadın, hayizdan kesilen yaşlı kadın, hamile olan kadının ve kendisiyle cinsi münasebetle bulunulma­mış hul´ yapan kadın için yapılan boşamadır. Bunların boşanmaları ne sunni ne de bidi boşanmadır. Yapılması caiz olan bir boşamadır. Çünkü küçük ve yaşlı kadının iddet süresi ay hesabı, hamile kadının iddet süresi ise doğum yapması iledir. [6]

Talakın Sayıları

Hür erkek için üç talak, köle için iki talak vardır.

Talaktan sonra hemen yapılan istisna ve talakı herhangi bir sıfata ve şarta bağlamak sahihtir.

Nikah kıyılmadan önce vaki olan talak geçerli değildir.

Dört kişinin talakı geçerli olmaz. Bunlar, çocuk, deli, uykuda olan ve zorlanandır.

Talak ile ilgili Allah-u Teala şöyle buyurmaktadır:

" Boşama iki defadır, (ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya da güzel­likle salmaktır." (Bakara: 2/229)

Yani ondan sonra geri dönme mümkün olan boşama iki defadır.

Resulullah (s.a.v.):

"Helaller içerisinde Allah´a en sevimsiz olanı boşamadır." [7] buyur­maktadır."

Talakı sıfata bağlamakla sıfatlar tahakkuk ettiğinde talak vaki olur. Mesela kişi karısına, ´Yağmur yağdığı zaman boşsun.´ demesi gibi sıfatla­rın tahakkuk edilmesi ile karısı boş olur.

Talakı şarta bağlamakla da o şa...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Talak-İla-Zıhar-Lian
« Posted on: 30 Nisan 2024, 23:44:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Talak-İla-Zıhar-Lian rüya tabiri,Talak-İla-Zıhar-Lian mekke canlı, Talak-İla-Zıhar-Lian kabe canlı yayın, Talak-İla-Zıhar-Lian Üç boyutlu kuran oku Talak-İla-Zıhar-Lian kuran ı kerim, Talak-İla-Zıhar-Lian peygamber kıssaları,Talak-İla-Zıhar-Lian ilitam ders soruları, Talak-İla-Zıhar-Lian önlisans arapça,
Logged
11 Mart 2010, 10:54:13
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #1 : 11 Mart 2010, 10:54:13 »

İLA

Koca mutlak surette süresiz veya dört aydan fazla olmak üzere karısıy­la cinsi temasta bulunmayacağına yemin ederse ila etmiş olur. Bu durum­daki kocaya dört aya kadar mühlet tanınır. Sonra cinsi temasta bulunarak keffaret vermek; ya da karısını boşamaktan birini seçecektir. Eğer bunlar­dan hiç birine yanaşmazsa hakim, bir talakla kadının boşanmasına karar verir. [1]

İla (Karısına Yaklaşmama Yemini)

Üç mesele vardır ki talaka (boşamaya) benzemektedir.

Bunlar; ila, zihar ve liandır.

İla, karısıyla cinsi münasebette bulunabilecek durumda olan ve boşa­ması sahih olan bir kimsenin karısıyla mutlak olarak veya dört aydan da­ha fazla cinsi ilişkide bulunmayacağına dair yemin etmesidir.

Allah Teala şöyle buyurmaktadır:

"Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler dört ay beklerler. Eğer (bu müddet içinde) kadınlarına dönerlerse şüphesiz Allah çokça bağışlayan ve esirgeyendir." (Bakara: 2/226)

Hz. Ali (k.v.) şöyle buyurmuştur: "Koca hanımına ila yaparsa (hanımı­na yaklaşmamaya yemin ederse) dört ay geçse dahi talakı düşmez. Ama ya karısına döner ya da boşar. [2]

Îla, eziyyet verdiğinden dolayı haramdır. [3]

İlanın Rükünleri

İlanın rükünleri şunlardır:

1- Koca.

2- Zevce.

3- Kendisiyle yemin edilen, kendisi üzerine yemin edilen şey (cinsi münasebet).

4- Müddet.

5- Siga.

Şayet hanımıyla mutlak olarak veya dört ay cinsi münasebette bulun­mamayı boşama, azad etme, adak adama veya Allah´a veya O´nun sıfatla­rından birine yemin etmeye ta´lik edecek olsa, ila´ yapmış olur.

İla´ yapan hür olsun, köle olsun kendisine dört ay mühlet verilir. Bu müddet dolduktan sonra hakim, onu iki şey arasında serbest bırakır: Ya hanımıyla cinsel ilişkide bulunup karı-koca olmaya devam edecek veya onu boşayacaktır. Şayet karısına dönecek olursa, Allah´a veya muteber yeminlerle yemin etmişse, yemin keffaretini vermesi gerekir gerekir.

Şayet ila´yı bir şeye ta´lik etmişse, kendisine ta´lik yaptığı şey ne ise, o vaki´ olur. Boşama üzerine idiyse boşama, azad etme üzere idiyse azad et­me vs. gerekir. Şayet namaz veya herhangi bir şey adamış idiyse, o adadı­ğını yerine getirmesi gerekir.

Eğer hem karısına dönüp onunla cinsi münasebette bulunmaktan ve hem de onu boşamaktan imtina´ ederse, hakim onun namına bir ric´i ta­lakla karısını ondan boşar. [4]

[1] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 469.

[2] El- Muvatta´-İmam Malik, 2/556.

[3] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 469-470.

[4] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 470.

ZİHAR

Zihar kişinin karısına, ´sen benim anamın sırtı gibisin´ demesidir. Kişi karısına böyle dese ve ondan sonra eşinden ayrılması sözkonusu olma­mışsa söylediğinden geri dönmüş olur. Bu durumdaki bir erkek ziharı ta­lakla takviye etmediğini ileri sürerse kendisine keffaret lazım gelir.

Keffaretler sırasıyla şunlardır:

1. Mü´min, verimli ve çalışmasına engel olacak herhangi bir kusuru bulunmayan bir köleyi azat etmek.

2. Buna gücü yetmezse aralıksız iki ay oruç tutmak.

3. Buna da gücü yetmezse her birine birer avuç keffaret verip altmış fakiri doyurmak.

Kefaret vermedikçe karısıyla cinsi temasta bulunması helal olmaz.

Zihar, kocanın karısını kendisine mahrem olan bir kadına benzetmesidir. İslam alimlerinin icmaıyla bu şekildeki sözler haramdır.

Delil şu ayeti kerimedir:

"İçinizden zihar yapanların kadınları onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuskusuz Allah affedi­cidir, bağıslayıcıdır. Kadınlardan zihâr ile ayrılmak isteyip de sonra de­diklerini geri alacaklar (için) birbiriyle cinsi temas etmeden evvel, bir kö­leyi hürriyete kavuşturmaları gerekir..." (Mücâdele: 58/2-3)

Böyle bir davranışta bulunmak büyük günahlardandır. Çünkü Yüce Al­lah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyurmakladır:

"...şüphe yok ki onlar, her hâlde çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar." (Mücadele: 58/2) [1]

Ziharın Rükünleri

1- Zihar yapan: Şartı, boşanması sahih olan bir koca olmasıdır. Koca olmayanın zihâr yapması sahih değildir. Onun ne yabancı biri ve ne de efendinin ziharı olur. Şayet bir efendi, cariyesine, "Sen bana annemin sır­tı gibisin" derse, zihâr sahîh olmaz. Deli, çocuk ve mükrehin (zorlanan kimsenin) zihârı da sahîh değildir.

2- Kendisine zîhar yapılan: Şartı; hür olsun, câriye olsun velevki ric´atla olsun zevce olmasıdır. Yabancı bir kadından, hul´ yapmış biri bile olsa sahîh değildir.

3- Kendisine benzetilen: Şartı, zihar yapan için mahrem bir kadının bütününü yahut görünen bir kısmı olmasıdır. Mahrem olması, nesepten olabileceği gibi süt ve akrabalıktan dolayı da olabilir. Annesi, kızkardeşi, soyundan olan kızı, babasının veya annesinin sütannesi ve kendisinin do­ğumundan önce babasının nikahlamış olduğu analığı gibi.

Bir kişi karısına; "Sen bana babam gibisin" veya "Oğlumun karısı gi­bisin" diyecek olsa zihar olmaz.

4- Siga: Siganın şartı ise, sarih olarak veya kinaye yoluyla ziharı ifade eden lafızdır.

Sarih olanı; hanımının tümünü veya başını veya elini veyahut benzeri zahir organlarından birini, yukarıda saydıklarımız mahremlerinden biri­nin sırtına veya eline veya ayağına ya da buna benzer manevi bir değer ifade etmeyen zahir organlarından birine benzetmesidir.

Kinaye olanı ise;

"Sen anam gibisin veya kızkardeşim gibisin" veya "Onun gözü yahut başı gibisin" demesi ya da manevi bir değer ifade eden zahir organların­dan birine benzetmesidir. Şayet bunlarla ziharı kasdetmişse, zihar gerçek­leşmiş olur. Ama kasdı zihar değilse, hiçbir şey gerektirmez.

Zihar yapan kime zihardan sonra dönmekle kendine keffâret gerekir.

Ric´îyye olmadan bir zevceye yapılan zihardan dönüş, zihardan sonra şer´an ondan ayrılması mümkün olacak kadar zaman geçmeden onu geri almasıdır. "Seni boşadım" diyecek kadar geçmeden geri dönerse, zihar­dan dönmüş olur.

Hemen ardından delirir veya bayılır veya dilsiz olur ve anlaşılır bir işareti bulunmaz ya da ikisini veya birinin ölümüyle yahut ta kocanın ve­ya kadının kusurundan dolayı nikâhlarının fesholunmasiyla yahut koca­nın veya kadının dinden çıkarak nikahlarının feshiyle yahut ta baîn bir boşama veya ric´î bir boşama olup ric´at etmemesiyle aralarında ayrılma sözkonusu olursa, bu durumların hepsinden geri dönemez. Çünkü ilk üç durumda ayrılma mazeretinden dolayı, ölüm ayrılığında imsakin geçmiş olmasından dolayı ve geri kalan durumlarda ise, yokluğundan dolayı geri dönülemez.

Zihar yapılan ve hayızlı olan kadın için geri dönüş, ancak kanının ke­silmesinden sonra yukarıda zikredilen tutma ile olur. Kanı kesilmeden önce tutmak olmaz. Çünkü hayızlı olduğu müddetçe şer´ân ayrılma imkâ­nı yoktur. Talakın hükümlerinde olduğu gibi, hayızlı iken boşamak ha­ramdır.

Karısına, "Sen bana annemin sırtı gibisin" demesi, artık onu zevce olarak tutmamasını gerektirir. Şayet onu zevce olarak tutuyorsa sözünden dönmüş ve ona muhalefet etmiştir.

Muvakkat olmayan ziharda ric´îyye olan zevce için geri dönüş, ister onu zihardan önce ve ister sonra boşamış olsun, ona ric´at edebilir.

Vakitle ta´lik edilen zihardan dönüş, ancak kendisiyle kayıtladığı vakit­te cinsi ilişkide bulunmakla hasıl olur. Yine, mekan ile kayıtlı olan zihar­da, ancak o mekanda cinsi ilişkide bulunmakla dönüş hasıl olur.

Zihar yapıp dönen kişi keffâret vermeden ve muvakkat ziharda da müddet bitmeden karısından hayızlı olduğu zamanki halı ile istifade et­mesi haramdır. Onun için göbek ile dizler arasındaki yerlerine dokunması haramdır. Yine ziharı bir mekanla kayıtlayan, o mekandan ayrılmadıkça yahut keffâret vermedikçe zikredilen yararlanmada bulunması haramdır. [2]

[1] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 471-472.

[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 472-473.

LiÂN

Erkek karısını zina ile suçladığında kendisine kazf (iftira) haddi lazım gelir. Ancak şahit göstermekle veya camide minber üzerinde cemaat ve hakim huzurunda şöyle ilan yapmakla kazf cezasından kurtulur:

"Allah´ı şahit tutarım ki karım falanca adama isnad ettiğim zinada bu­lunmuştur" ve; "bu çocuğun zinadan olup, benden olmadığını iddia edi­yorum ve doğru söylüyorum." Bu ifadeyi dört defa tekrarlar.

Beşincide hakim ona nasihatta bulunur. Daha sonra beşinci sözünde şöyle der: "Eğer yalan söyleyenlerden isem Allah´ın la´neti üzerime ol­sun."

İbni Abbas´tan şöyle rivayet edilmiştir: Hilal bin Umeyye, karısının Şerik bin Şemha ile zina ettiğini Hz. Peygamberin huzurunda söyledi.

Rasulullah kendisine:

"Ya şahit gösterirsin veya sırtına had vurula­cak" buyurdu. Hilal: ´Ey Allah´ın Resulü. Sizden biriniz ailesi üzerinde bir erkek görürse şahit mi arayacak?´ dedi.

Rasulullah, "Ya şahit veya sırtına had vu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes