> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Değerlerimiz > Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz  (Okunma Sayısı 941 defa)
19 Aralık 2011, 17:23:31
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Aralık 2011, 17:23:31 »



Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz Besleyenlerden misiniz?

Şubat 2008 29.SAYI

Hizmet yapan insanlara da çeşitli manevi hastalıklar bulaşabilir ve bazı tehlikelerin içine onlar da düşebilir. İşte bu yüzden sık niyet kontrolü, Allah’a iltica ve himmet talebiyle yola devam etmeli.

Allah’ın rızası için yapılan her işte güzel bir niyet ve ihlas olmalı. Zira ancak ihlasla gerçekleştirilen işler gerçekten Allah için olabilir. İhlas ise tasavvufta derece derece tahsil edilen bir haldir. İmam Rabbani’nin (k.s) Mektubat’ında ifade ettiği gibi, kamil ihlası elde etmek ancak yolun sonunda afaki (dış) ve enfüsi (iç) putları, ilahları yıktıktan ve Allah’ta fena olduktan sonra mümkün. Dolayısıyla kemale ermemiş bir insanın vazifelerini yaparken, nefsinin kendince beslenecek bir şeyler bulması olağan. İşte bu yüzden sık niyet kontrolü, Allah’a iltica ve himmet talebiyle yola devam etmeli. Yoksa bir Allah dostunun ifade ettiği gibi nefis, yenildiğinin sanıldığı noktada bile başka bir şekil ve hal ile yeniden karşımıza çıkar.

Hizmet yapan insanlara da çeşitli manevi hastalıklar bulaşabilir ve bazı tehlikelerin içine onlar da düşebilir. Allah’a vuslat yolunda, her derecede hizmetle vazifelendirilenlerin, bulundukları vazifeleri mevki gibi algılamaları ve bir süre sonra nefis ve şeytanın oyunlarıyla kendilerini bir takım entrikaların içinde bulmaları içler acısı bir durum. “Özellikle başkanlığa tayin edilenler, başlangıçta her şeyi Allah’ın bir lütfu kabul ederken, zamanla bu hakikati unutabilmekteler. Hizmetler zamanla ‘ben merkezli’ olmaya başlıyor; istişareler yozlaşabiliyor, adeta başkanın veya birkaç ahbabının vermiş olduğu kararı meşrulaştırma organı haline gelebiliyor. Hizmetlerin muhatap kitleye mümkün mertebe yaygınlaştırılması gerekirken, sınırlı sayıda insanların tekelinde kalabiliyor. ”(M. Saki Haşimi)

Hizmet bir bayrak yarışıdır

Nefsin ıslahı için, Allah’ın rıza ve hoşnutluğunun gaye edinildiği yolda, bir takım dünya benzeri koltukların, nefis canavarını fark ettirmeden beslemeye geçmesi, hatta onu azdırması ne trajikomik bir tezat. Rasulullah’ın (s.a.v) bu husustaki şu ikazları tüyler ürperten cinsten: “Müslümanlardan bir topluluğun idaresine gelen kişi, onları aldatır da ölürse, Allah Teala cenneti ona haram kılar.” “Allah Teala’nın bir topluluk üzerine idareci kıldığı hiçbir kul, o topluluğu samimi olarak koruyup gözetmedikçe, cennetin kokusunu dahi alamaz.”

Hizmet bir bayrak yarışıdır. Bu bayrağı devralabilecek ehil kişiler samimiyetle yetiştirilmelidir. Hizmete gönüllü olanlar birilerinin önünü tıkamaya değil, açmaya ve daha çok insanı hizmete dahil etmeye çalışmalı. Eğer herkes öğrendiğini kendine saklasaydı, dünya yaratıldığı ilk bilgilerle kalır, hiçbir değişme ve gelişme olmazdı.

Peki nasıl oluyor da, böylesi bir yolda öylesine fedakar insanlar tehlikelere düşüyor? İlk neden “benlik”tir. Kişi, belirlenen vazifeyi en iyi kendisinin yapabileceğine inanır. Kendisi olmadan işlerin yapılamayacağını düşünür. Hatta bazen daha ileri gider; kendisinin içinde bulunmadığı hizmetleri ya kabul etmez, ya da engel olmaya çalışır. Bunu da iyilik olarak görür. Oysa Allah “Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir” (Nisa, 79) buyuruyor.

İkinci önemli neden “baş olma sevdası”dır: Bu haldekiler, kendilerini her şeyden sorumlu ve her şeyi yapmaya yetkili görürler. O kadar ki, düzgün işler yapılsa dahi, eğer kendilerinden habersiz yapılmışsa mutlaka bir eksiklik bulunduğunu sanır. Büyükler, baş olma sevdasını hakikate ulaşmayı perdeleyen sebepler arasında sayar. Koltuk sevdası sufi bir gönülle asla bağdaşmaz; ateşle su gibi... Gerektiğinde hem görevler rahatça bırakılabilmeli, hem de şahsi hoşnutsuzluklarla birilerinin görevlerine son verilmemeli. Kişisel çatışmaları, “benlikleri” bir yana bırakıp, ortak payda ve gayede buluşulmalı. Bu vuslat yolunda kişiye düşen, kardeşini omuzlayarak birlikte gitme gayretinde olmaktır yoksa başta gitme sevdasıyla, ona dirsek ya da çelme atmak değil.

“Ben olmasaydım, hizmet daha iyi yürüyebilirdi”

İnsan her halinde bir imtihan yaşar; bazen birilerinin elenmesine, bazen de elenmeye sebep olur. Allah Teala dilerse bu dini, facirlerle de yükseltebileceğini bildiriyor. Biz sadece “iyilikte kullanıldığımız” ve boş işlerle uğraşmaktansa, hayır kapısında “bulundurulduğumuz” için Allah’a şükretmeliyiz. Kendimizi hizmet için bir nimet değil, hizmeti kendimiz için bir nimet görmeliyiz. Affımıza vesile bir ikramla lütuflandırıldığımız için sevinmeliyiz. Büyükler bu konuda şöyle tefekkür edilmesi gerektiğini söylüyor: “İşin içinde ben olmasaydım, hizmetler daha iyi yürüyebilirdi. Meydana gelen aksaklıkların kaynağı belki de benim nefsimdir.”

Diğer önemli bir neden de, istişareyi terk ederek, kendi başına karar vermektir. Oysa yetki ve sorumluluk sahipleri, doğru karar için azami gayret göstermeli. Bunun için çevresindekilerin fikirlerine de başvurmalı. Hz. Ömer (r.a) bu hususta bir örnektir. O, Kur’an ve sünnette bulamadığı konularda hemen karar vermez, ashapla uzun istişareler yapardı. Sonunda genellikle ittifakla karara varılırdı. Hatta Hz. Ömer (r.a), istişarelerine başvurabilmek için ashaptan birçok kimsenin Medine dışına yerleşmesine dahi izin vermemişti.

Entrikalar mevki olarak algılanan her yerde görülür.  Bu tür haller, ahiret yolunda insanın ayağına dolanıp onu uçuruma iten nefis ve şeytanın en etkili hilelerinden sayılır. Başlarımızı ellerimiz arasına alıp Efendimiz’in uyarılarına ne kadar uyduğumuza dair derin bir nefis muhasebesi yapmalıyız. Unutulmamalı ki; verilen görevler hangi derecede olursa olsun, Allah’ın bir emanetidir; emanete ihanet ise hizmetle bağdaşmaz…


    “Allahım! Kim ümmetimin herhangi bir işini üstlenir de onlara zorluk çıkarırsa, sen de ona zorluk çıkar! Her kim de ümmetimin herhangi bir işini üstlenir de onlara yumuşak davranırsa, sen de ona yumuşak davran.” (Hadis-i şerif)

Rabia SULUK

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:26:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz rüya tabiri,Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz mekke canlı, Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz kabe canlı yayın, Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz Üç boyutlu kuran oku Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz kuran ı kerim, Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz peygamber kıssaları,Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misiniz ilitam ders soruları, Hizmetle Nefsini Islah Edenlerden misinizönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes