> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Değerlerimiz > Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde  (Okunma Sayısı 961 defa)
21 Mayıs 2012, 15:43:33
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 21 Mayıs 2012, 15:43:33 »



HİZMETİ HIRSA KURBAN ETTİĞİMİZDE

Nisan 2012 79.SAYI

Gönül işidir hizmet. Bir yanı tüm yaratılmışa bakar, diğer yanı yüreğimize. Gönülden gelmedikçe kimse kimseyi zorla başkasına merhamet ettiremez, emrivaki ile kimsenin yarasını sardıramaz, derdine derman olduramaz. Hasbelkader zorlasa, niyet saf olamayacağından, hizmet eden beyhude uğraşmış olur. Yine hizmetin gönlümüzden kopup gelen diğer yanı da başkasının tahakkümünden uzaktır. İşte o da “Ya Rabbi! Ben pişmanım. Yapmış olduğum bütün günahlardan pişmanım. İnşALLAH bir daha yapmayacağım” dediğimiz anda başlar. Ve bu başlangıç nefsimizin ıslahına hizmet edeceğimize dair en has işimizdir, niyetimizdir. Şu halde rızamızla iki hizmet kapısı açmışızdır; biri kendimize, diğeri başkalarına. Fakat niyetimiz ve istikametimiz daima “ALLAH için” olmadıkça açmadan kapattığımız da olur bu kapıları. Yahut şöyle diyelim; kalbimize çöreklenmiş diğer marazlar gibi hırstan ve hırsın tetiklediği hastalıklardan kurtulmaya meyletmediğimiz sürece ne kendimize faydamız olur ne de hizmet namına ele.

GAYRETE YAKIN, HIRSTAN UZAKTIR HİZMET

Dikkatle baktığımızda her amelimizin, düşüncemizin hassasiyet gerektirdiğini fark edebiliriz. Bu nedenle olsa gerek mümine “denge insanı” vasfı daha çok yakışmakta. Cömert olmaya çalışırken israf etmemeye, tutumlu olacağım derken cimri olmamaya, gıpta ederken haset etmemeye, gayret ederken hırsa kapılmamaya çalışırız. İnsanlığımızda, Müslümanlığımızda samimi olabilmemiz için böyle bir disipline mecburuz; zira her birinin bir yüzü helale bakarken diğer yüzü harama bakar.

Bir an için düşünelim; sözümüzün, işimizin, davranışımızın helal dairesinde olması için gayret ettiğimizde ölçülü oluruz; ihlasa, tevekküle, kanaate yapışırız. Gözümüz kendi zaaflarımızda, eksiklerimizdedir. Hırsın iyiye ve kötüye kullanımındaki meşru alanı aştığımızda ise ölçümüzü kaybederiz. Kıskançlık, öfke, kusur arama, rekabet, haset, bencillik, kanaatsizlik başlar. Malda, mevkide, ilimde olabileceği gibi “İlahi ente maksudi ve rızake matlubi” diyerek adım attığımız hizmette bile yanlışa düşeriz.

Mesela; “Nefsimin ıslahı için hizmete ihtiyacım var, elimden geldiğince hizmet etmeliyim” niyetiyle hizmete can atıp, gayret gösteririz. Fakat bu gayretli halimizden sonra kulağımıza “Ben daha iyi hizmet ediyorum, ben hizmetimle bilinmeliyim” benzeri fısıltılar geldiği anda hırs bizi sarıp sarmalamıştır. “Eksiklik, kusur bendedir, o benden daha hizmetkardır” edebini de geriye atıp maksat farklılaşmıştır. Taşıdığımız gayret, varlığımızı hissettirme güdüsüyle öne çıkma arzusuna, takdir ve övgü beklentisine, hizmette bulunan diğer kişilerle rekabete dönüşmüştür. Oysa hizmet arkadaşlarımızı elenmesi gereken birer rakip olarak görme duygusu, nifak tohumunu kalplere atan şeytan için bulunmaz fırsattır. Şeytana verdiğimiz bu fırsatla, hizmetin kardeşliğimizi pekiştiren yönünü de hiçe saymış oluruz.
Yine, hizmet esnasında nasibimize düşen vazifenin sorumluluğu gereği olsun veya olmasın, kimseye danışmadan, istişare etme gereği duymadan, sadece kendi aklımız, fikrimiz doğrultusunda hizmeti yönlendirme ve kontrol altında bulundurma arzumuz da hırsın bir başka veçhesidir. Hizmetin özünde var olan “biz” kimliğini umursamaz olmuş ve “ben” öznesiyle kendimizi yanılmaz, şaşırmaz, ihtiyaçsız zannetme gafletine düşmüşüzdür. İdare etme ihtirasımızla artık hizmetin en üst basamağında mevki namına ne varsa bizden başkası ona layık değildir.

Şu halde biz, hizmet ederek kalplerimizdeki arazlardan kurtulmak isterken, manevi hastalıklarımızın nüksetmesi için hizmeti kullanıyor olmadık mı? Olduk ve “himmet” dediğimizde “gayret” diyenin reçetesini de eğreti bıraktık.

HIRS HAYIRDA YARIŞTIRMAZ

Rasulullah Efendimiz’in (s.a.v) “Cennete müştak olan, cennete şevk duyan, cenneti arzulayan, isteyen kimse boş durmaz; hayırlara koşturur, yarışırcasına koşturur” şeklindeki buyruğundan hareketle, farz olan ilimleri öğrenmede, o ilimle amel etmede, farz ibadetlerle, tespihle alakamızla, sohbet meclislerine iştirakle hayırlarda yarışanlardan olmaya çabalarız. Lakin hizmette gayretin üzerinde bir ihtirasla hareket ettiğimizde hayırda yarışanlardan değil, hayırda tökezleyenlerden oluyoruz.

Hizmetin gerek ferdi ve gerekse toplumsal manada bize kazandırdıklarından haberdar olduğumuz halde “Niçin hizmetin sıhhatine aykırı davranıyoruz?” sorusu aklımıza takılıyor. Elbette ki ilk cevabı nefsimizin ıslah olamayışıdır. Fakat bununla birlikte önemli bir husus daha var. O da hizmetten maksadın ne olduğunu bilemeyişimiz. Çoğunlukla zannediyoruz ki, hizmetle nasiplenen kişi artık olgunlaşmıştır ve ayrıcalıklı bir statüye sahiptir. İşte bu vehim ve cazip gelen iki vasıf, hizmet ederken hırsa kapılmamıza fikren zemin hazırlayabiliyor. Kendine özgü bir mantıkla gelip, aklımızı ve kalbimizi kapatıyor. Böylece hatalarımızın ardı arkası kesilmiyor. Gayretin nerede başlayıp, sonrasında hırsa döndüğünü karıştırıyoruz. Asıl rakibimizin kardeşlerimiz değil, nefsimiz ve şeytan olduğunu unutuyoruz. Bir anlık kıskançlıklara ve öfkelere yenik düşüp birilerinin ayağını kaydırmaya çalışırken asıl kendi ayaklarımızı kaydırdığımızı fark etmiyoruz. Ya hırsın bizi hapsettiği darlıktan, huzursuzluktan yorgun düşüp hizmetten çekiliyoruz ya da şifasına ulaşamamış kalbimizden sadır olan davranışlarımızla başkalarının bezginliğe kapılmasına sebep oluyoruz. Tüm bunlar ise hizmetin hayrını sekteye uğratıyor, bizi rahmetten mahrum bırakıyor.
Hizmet etmeyi, manen rüştünü ispatlamanın, seçilmişliğin bir neticesi olarak değil de, kamil bir Müslüman olmada ömür boyu devam edecek bir süreç olarak bilip, kabullendiğimizde hırsa sebep olan bir nedeni başımızdan savmış olacağız. Akabinde, hizmetin muhtevasınca “ben “yerine “biz” dediğimizde rekabetin, kıskançlığın, hasedin beli de kendiliğinden bükülecektir. İlaveten bir diğer sermayemiz de feyzi, muhabbeti ve himmeti celbetmek olacaktır.

GÖZE GİRMEK Mİ GÖNLE GİRMEK Mİ?

Hizmet ehlinin niyetini bozan arızalardan biri de “çok hizmet eden” etiketini kazanmaya çalışmaktır. Özellikle kendinden daha yukarıdakilerin, değer verilen büyüklerin “gözüne girme” çabası insanı bu yanlışa sıklıkla itiyor. Ancak ne acı bir çelişkidir ki göze girme niyetiyle yapılan işler sureten amaca ulaştırsa da gönle girmeye yetmiyor. Zira hizmet sadece ALLAH’ın rızasını kazanma niyetiyle yapılırsa manevi dünyamızda anlamlı bir karşılık bulur ve büyüklerimizin gönlünde bize de esaslı bir yer açar.

Huriye KARNAP

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 21 Mayıs 2012, 15:44:41 Gönderen: Hafize Aişe »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde
« Posted on: 29 Mart 2024, 09:45:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde rüya tabiri,Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde mekke canlı, Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde kabe canlı yayın, Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde Üç boyutlu kuran oku Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde kuran ı kerim, Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde peygamber kıssaları,Hizmeti hırsa kurban ettiğimizde ilitam ders soruları, Hizmeti hırsa kurban ettiğimizdeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes