๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Değerlerimiz => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 25 Nisan 2012, 14:52:28



Konu Başlığı: Bilim dünyası zikrin faydalarını keşfetti
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 25 Nisan 2012, 14:52:28
Bilim dünyası zikrin faydalarını keşfetti

Haziran 2007 21.SAYI

Toplumsal, ekonomik ve teknolojik yönden   yaşanan hızlı değişim ve dünyevi kaygılarımız nedeniyle iç alemimizde oluşan maneviyat yoksunluğu; stres, tansiyon, asabiyet gibi psikolojik sorunlara davetiye çıkarıyor. Bunlardan en yaygın görüleni ise, halk arasında kaygı, gerilim ve sıkıntı hali olarak bilinen “anksiyete”.

Günümüzde “küresel bir salgın” olarak nitelenen anksiyete durumunda, kişinin moral seviyesi en alt düzeye iniyor ve başına gelebilecek her şeyi en olumsuz yönüyle ele alıyor. Her an kötü bir haber alacak veya kötü bir şey olacakmış gibi hissediyor. Bu ruhsal belirtilere çarpıntı, nefes darlığı, terleme, titreme gibi bedensel belirtiler de eşlik edebiliyor. Yoğun anksiyetenin tedavisi için tıbbi ilaç ve nefes egzersizleri öneren Batılı uzmanlar, yaşanan maneviyat krizini atlatmak için şimdilerde farklı bir yönteme başvuruyor: Zikir… Rabbimiz’e yakın olmamızı sağlayan zikrin diğer hikmetleri bilim dünyasının sıkı araştırmalarına konu oluyor.

El-Vatan isimli Suudi gazetesinde yayınlanan habere göre; Hollanda’da Van der Hoven isimli bir profesör, hastaları üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu Allah lafzını tekrar etmenin ruh ve beden sağlığına olumlu katkıları olduğunu buldu. Düzenli olarak zikir ve Kur’an ile meşgul olmanın psikolojik rahatsızlıkları tedavi edebildiğini belirten Profesör Hoven, üç yıl süren araştırmaları sonucunda Allah ism-i şerifini tekrarlamanın kişiler üzerindeki müspet etkisini bilimsel olarak ispatladığını belirtiyor.

Allah lafzındaki her bir harfin vücuda etkisini incelemiş

Haberde, özellikle tansiyon ve stres problemi olan hastalara yaptırılan zikir esnasında, Arapça bilmeyenlere Allah lafzının düzgün şekilde telaffuzunun öğretildiğine yer veriliyor. Düzenli yapılan tekrarlar sonucu, hastalarda fark edilir bir iyileşme gözlemlendiği anlatılıyor. Allah lafzının harflerine dikkat çeken Hollandalı bilim adamı açıklamalarında, ismi şerifin ilk harfi ile çıkan “A” sesinin solunum sisteminden geldiğine ve nefes alışı kontrol ettiğine işaret ediyor. İkinci harf olan “lam” harfi, dil ve üst damak ile yapılan kısa bir duraklamaya yol açıyor ve bu duraklamanın aynı şekilde tekrarlanması genel bir rahatlama ve gevşemeye sebep oluyor. Son harf olan “he”nin söylenişi ise, akciğerler ve kalp arasında bağlantı kuruyor, kalp atışlarını kontrol ediyor. Araştırmanın dikkat çekici bir başka özelliği de, Profesör Van der Hoven’ın bir gayri müslim olması. Zikrin hastaları üzerindeki olumlu etkisini gözlemleyen Hoven, Kuran-ı Kerim’i inceliyor ve İslami ilimler üzerine araştırmalar yapıyor.

Sağlıklı yaşam uzmanı da zikri tavsiye ediyor

Medyada sıkça rastladığımız ve ünlülerin diyetisyeni olarak tanınan sağlıklı yaşam uzmanı Doktor Ender Saraç da zikrin sağlığımıza olumlu katkılarını keşfeden bilim adamlarından. Sağlıklı yaşam, doğal tıp, doğru beslenme, obezite ve stres gibi konularda danışmanlık yapan Saraç, kısa süre önce piyasaya çıkan “Ruhsal Gelişimimiz ve Kader” adlı kitabında, “Hiçbirimiz boşuna yaratılmadık ve hiçbir şey, hiçbir olay tesadüf değil…” alt başlığında Allah’ın 99 ismini yani Esmaü’l-Hüsna’yı zikretmenin bir enerji tekniği olduğuna ve insana huzur verdiğine işaret ediyor. Kitabında, Esma-ül Hüsna’nın insanın ruhsal gelişimine destek olduğunu ayrıntılarıyla açıklayan yazar, ayrıca ilginç bir tezde bulunuyor. “Ayetü’l-Kürsi, Felak ve Nas sureleri okunduğunda insanın aurasının kalınlaştığı yani korunduğu çok kısa süre içinde ince aletlerle tespit edilebilecek. İnsanlığa yararlı olabilecek enerji bizim inanç sistemimizde var” diyen Saraç, “Toplumda daha olumlu enerjiler veren insanların oranı arttıkça, Batı’ya bile meditasyon ve reikilerden çok daha güzel şeyler sunacağız” diye ekliyor.

Efendimiz’in sadık arkadaşı Hz. Ebu Bekir’e ilk zikir talimatı:
“Dilini damağına yapıştır ve içinden gizlice zikret: Allah, Allah, Allah…”
Efendimiz (s.a.v) ve onun sadık dostu Hz. Ebu Bekir (r.a), Medine’ye hicret ederken, izlerini süren Mekkeli düşmanlarından korunmak için Sevr Mağarası’na gizlenir. Gerek mağaraya giderken, gerekse mağaraya sığındıklarında Hz. Ebu Bekir’in tek korkusu vardır: Allah Rasulü’nün başına bir şey gelmesi... Becerikli bir iz sürücüsü, Mekke askerlerini Sevr mağarasına kadar getirir. Askerler mağaranın önüne geldiklerinde Efendimiz sakindir. Fakat, Mekkelilerin konuşmalarını ve ayak seslerini duyan Hz. Ebu Bekir’in endişesi hayli artar. Korkulu bir halde; “Ya Rasulallah; benim ölmemin önemi yok. Ama sana bir kötülük yaparlarsa, bütün ümmet helak olur” diyerek endişesini dile getirir. Efendimiz ise, huzur telkin eden haliyle onu en güzel şekilde teselli eder: “Tasalanma, Allah bizimle beraberdir…” Ve mağara arkadaşına ilk zikir talimatını verir: “Dilini damağına yapıştır ve içinden gizlice haykır: Allah, Allah, Allah…” Peygamberimiz’in söylediği şekilde Allah’ı anan Hz. Ebu Bekir’in kalbi, dinginliğe kavuşur. Üzerlerine ilahi bir sekinet iner. Artık ne korku kalır gönlünde Hz. Ebu Bekir’in, ne de zerre kadar tasa…

Ceyda ARIN