๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Cuma Hutbesi => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 18 Mayıs 2010, 03:20:56



Konu Başlığı: Türk Lirası Milli İtibarımızdır
Gönderen: Zehibe üzerinde 18 Mayıs 2010, 03:20:56
TÜRK LİRASI MİLLÎ İTİBARIMIZDIR


Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabb'imiz kainata mükemmel bir denge koymuştur. Gerçekten insanlığın hem içinde hayatını sürdürdüğü fizik (maddi) dünyada, hem de birey olarak sahip olduğu ruh dünyasında, muazzam bir denge bulunmaktadır. Maddi çevremize, dünyamıza yapılan yersiz müdahaleler dünyanın doğal dengesini bozmakta, çeşitli çevre felaketlerine sebep olmakta ve insanlığın hayatını sürdürmesini zorlaştırmaktadır. Buna karşılık iç dünyasının, ruh ve beden dünyasının ihmal edilmesi ise, beşeri dengeyi bozmakta ve hayatı anlamsız kılmaktadır. İşte insanın yaratıkların en mükemmeli olması, en üstün yeteneklerle donatılması onu, en ağır sorumlulukların da muhatabı kılmıştır.

Günümüzde insanlık, hem fizik dünyada hem de iç (moral) dünyasında pek çok problemi yaşamaktadır. Yaşanan olumsuzluklar ise insanları bunaltmakta, karamsarlığa ve sıkıntıya sokmaktadır. Ancak şu da önemli bir gerçektir ki, bugün insanlığın yaşadığı problemler başka gezegenlerden taşınmış değildir. Bütün problemler, dünyada yaşayan akıllı canlıların, yani biz insanların eseridir. Kur'an-ı Kerim, Rum Suresinin 41. ayetinde "İnsanların bizzat kendi yaptıkları yüzünden karada ve denizde düzen bozulduğunu..." vurgulayarak bu gerçeği en açık şekilde tasvir etmektedir.

İnce bir dengenin hükümran olduğu dünyada insanlar, çeşitli ihtiyaçlar ile iç içe yaşamaktadır. Bir alandaki dengenin bozulması, toplumun diğer denge alanlarına da sıçramakta ve nihayet toplumların çürüyüp yok olmasına müncer olmaktadır. Örneğin; ekonomik dengenin bozulması, geçim sıkıntısına, işsizliğe, ümitsizliğe, ahlakî değerlerin çürümesine, insanların beden ve ruh sağlığının bozulmasına, toplumların diğer toplumlar nezdindeki onur ve itibarlarının zedelenmesine, kısaca topyekün toplumun dengesinin bozulmasına yol açmaktadır.

Değerli Kardeşlerim!

Huzur içinde, huşû içinde ibadet etmek bile ekonomik hayat ile yakından ilgilidir. Ekonomik sorunlar içerisinde kıvranan ve ezilen insanların, huzurlu bir manevi hayat sürmeleri, -iç dünyaları rahat olarak- sükunet içerisinde huşû ile Allah'a yönelmeleri ve O'na ibadet etmeleri çok zordur. Bu bakımdan ülkemizin karşı karşıya olduğu ve hepimizi değişik şekillerde etkileyen bu ekonomik krizi sona erdirmek, hem ülkemizin geleceği hem de dinî hayatımızın düzeni bakımından büyük önem arz etmektedir.

Milletler camiasında devletler, sahip oldukları ekonomilere göre değer ve muamele görmektedirler. Bir ülkenin milli parası ise, o ülkenin diğer devletler nezdindeki milli onurunun sembolüdür. Artık uluslararası ekonomik hayatta, yabancı paralar karşısında milli paranın paritesinin yüksekliği, o ülkenin itibarının da göstergesi kabul edilmektedir.

Değerli Müminler!

Milletlerin tarihinde zaman zaman sıkıntılı ve zor dönemler olmuştur. Üzülerek müşahede etmekteyiz ki; milletimiz 30 yıldır ağır bir enflasyonist baskı altında yaşıyor. Ekonomimiz ciddi problemler ile karşı karşıya. Bu bağlamda döviz dengesinin istikrara kavuşamaması, döviz kurlarının aşırı derecede yükselmesi, milli paramızın değerinin gittikçe düşmesine ve sonuç olarak da vatandaşlarımızın her geçen gün biraz daha fakirleşmesine sebep olmaktadır. Artık maalesef milli paramız yerine evler, yabancı paralar ile kiralanmakta, çarşı pazarda insanımız döviz ile alış-veriş yapmaktadır. Ülkede emek-sermaye-istihdam ve üretim dengesi, yerini sadece döviz alınıp satılan bürolara bırakmıştır. Bu gidiş doğru değildir.

Muhterem Müminler!

Milletimiz, tarih boyunca pek çok sıkıntı ile karşılaşmış ve bunları omuzlayarak aşmıştır. Bu milletin en ayırıcı (mümeyyiz) vasfı, zor şartların milleti olmasıdır. Problemleri çözmenin birinci şartı ise, çözme iradesini ortaya koymak, çözüme inanmaktır. Kutsal kitabımız; ümitsizliğe düşmemeyi emrediyor, ümitsizliğe düşmeyeceğiz. Özgüvenimizi kaybetmeyeceğiz. Özgüvenini ve ümidini kaybeden insanlar, kendilerini kaybederler. Bu durumdaki insanların çözüm üretmesi mümkün değildir. Halbuki, Müslüman karamsar olamaz, o her zaman hep ümitvardır.

Mutluluğun bireysel olamayacağının bilincinde olmalıyız. Toplum sıkıntı içinde yaşarken savurganlık yapan bireylerin mutlu olamayacağını, zira aynı sıkıntının bir gün kendilerine de sirayet edeceğini bilmeliyiz. Adeta beraber ağlayıp beraber gülmeliyiz. Birlikte yaşamak, sevinçte, kederde ve kıvançta ortak kaderi paylaşmak çok önemlidir.

Biz daha büyük sıkıntıları da yaşadık ve aştık, yoksulluklar içinde istiklâl savaşı verdik. Milli irademiz ile, bugün karşı karşıya olduğumuz bu ekonomik problemleri aşacağımızdan da kuşkumuz yok. Ancak; önce milli irademizin, milli hakimiyetimizin ve hükümranlığımızın en önemli göstergelerinden, sembollerinden biri olan milli paramıza, Türk Liramıza gereken değeri vermeliyiz. Ürettiğinden fazlasını tüketen hem de borç alarak tüketen değil, kısaca tüketim toplumu değil, üreten insanlar olmalıyız, paralarımızı dolara marka değil, dövize değil; üretime yönlendirmeliyiz.
Toplumumuzun yeniden dengeli, istikrarlı bir hayata kavuşması için, dinen herkes üzerine düşeni yapmak ile yükümlüdür. Ülkemizin yeniden ekonomik istikrara kavuşmasında Yüce Rabb'imiz yardımcımız olsun.