> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çocuk Gelişim Eserleri > Çocuk ve Din > Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari  (Okunma Sayısı 1680 defa)
27 Eylül 2010, 16:42:19
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Eylül 2010, 16:42:19 »





7- AİLENİN  ÇOCUK  EĞİTİMİNDEKİ YERİ VE  SORUMLULUKLARI
 




A) Ailenin Çocuk Eğitimindeki Yeri
 

Aile, toplumun numunesi ve onu meydana getiren parçaların en küçüğüdür. Ana, baba ve evlenmemiş çocuklardan meydana geldiği kabul edilen aile kurumunun sağlam temeller üzerine oturması, mutlu ve huzurlu olması, toplumun da mutlu ve huzurlu olması so­nucunu doğurur. Dünya hayatına gözümüzü açtığımız, ilk nefesi­mizi aldığımız, ilk lokmamızı tattığımız, ilk üzüntü ve sevinç duy­gularını yaşadığımız ve ilk eğitimimizi aldığımız ortam, aile fert­lerinin çevrelediği ortamdır. Kişide şahsiyet oluşmasının cereyan ettiği en uzun dönem de aile içinde geçer.

İslâm, aile hayatına büyük önem vermiş, insanları aile kur­maya teşvik etmiş ve huzurlu hayat tarzının ancak aile içinde ge­çeceğini haber vermiştir. "İçinizden bekarları evlendirin. "[1] diye bir taraftan aile kurmayı teşvik ederken, bir taraftanda aile ku­rulmasında yardımcı olmayı insanlara bir görev olarak yüklemiş­tir.

"İçinizden kendisiyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp ara­nızda muhabbet ve rahmet var etmesi, onun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen millet için dersler vardır." [2]

Bu âyette de Yüce Allah, aile ortamını tarif etmekte, ailenin muhabbet ve rahmet üzerine kurulması gerektiğini vurgulamakta­dır. Aile mutluluğu, ancak bu muhabbetin varlığı ile gerçekleştiri­lebilir. Ayette aynı zamanda, ailede kadından beklenen rolün erkeğini huzura kavuşturacak davranışlar olduğu belirtilmiş, erkeğe ise, huzura kavuşabileceği yegâne ortamın ancak aile yuvasında mevcut olduğu haber verilmiştir.

İslama göre aile, fertleri arasında sevgi ve muhabbetin var ol­duğu, erkeğin saadet ve huzuru yuvasında aradığı, kadının ise 'ko­casını rahat ettirip huzura kavuşturmak için çırpındığı şartlarda gerçekleşir. Bu şekilde, duygusal sınırları çizilen ailenin, saadet ve mutluluğu kolayca elde edeceği muhakkaktır. Ailede karı ve koca arasında hasıl olan muhabbet, bu mutluluğun anahtarıdır. Bu muhabbet insana, eşini ana-babasından, kardeşlerinden daha kıy­metli bir duruma getirir. İşte bu durum, Allah'ın azamet ve kudre­tine en büyük delildir.[3]Bir ailede sevgi ve muhabbetin var edilebilmesi ve sürdürüle­bilmesi için genellikle şu şartlar öngörülmektedir. [4]

1- Aile fertlerinin tümünün birbirleri karşısında, "değerli" ola­bilmeleri,

2- Birbirlerine güven duyabilmeleri,

3- Yakınlık ve dayanışma içinde olmaları,

4- Sorumluluk duymaları (anne-baba rolünü gerektiği gibi oy­namaları)

5- Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gelebilmeleri

6- Kendini gerçekleştirme ve mutluluk içinde yaşama için uy­gun ortamı oluşturabilmeleri

7- Sağlıklı bir manevî yaşama sahib olmaları


Aile ortamı bu ihtiyaçları karşılamalıdır. Yoksa sistem sağlam temeller üzerine oturmamış olur. Dolayısıyla da sevgi ve muhabbet ortamı oluşmaz.

Evlenmenin temel gayesi ve insana asıl faydası, evlât yetiştir­mektir. İnsana şehvet duygusu ve evlilik kurumu, nesli yaşatmak ve âlemi insan oğlundan boş bırakmamak için verilmiştir. [5] Allah Teâlâ insan neslinin devamını, bu duygunun hukukî tatmin yeri olan aile kurumu vasıtası ile gerçekleştirmiştir.

Tabiî âlem gibi, insan iradesini de hükmüne tâbi tutan ezelî bir nizam vardır.  Bu ilâhî  nizam olmasa idi  insan  nesli kalmazdı.

Erkek-kadın arası cinsî cazibe, neslin bekasını, doğan çocuklara anne ve babalarının tabiî sevgisi ise, bu nesillerin bakımını sağ­lamakta[6] ana ve babanın, çocuklarına karşı olan bu tabiî hisleri, insana çok zor gelen bu bakımın onlar tarafından istenen ve ara­nan, hatta olmadığı zaman tatminsizlik doğuran bir zevk haline dönüşmesine sebep olmaktadır. [7]

Kur'an-ı Kerim'de, çocuk sahibi olma duygusunun insana, ol­duğundan daha güzel gösterildiği beyan edilmektedir. [8] Ayrıca, ço­cuğun ana ve baba için neler ifade ettiği şu âyette açık seçik göste­rilmiştir:

"Mal ve çocuklar, dünya hayatının süsüdür."
[9]

Ana-babası için her şey demek olan bir çocuk için de, ana ve ba­bası her şeydir. Yani, anne ve babanın çocuklarına sevgisi karşı­lıksız değildir. Çocuk da anne ve babasını çok sever. Aile ortamı, çok duygu yüklü bir ortamdır. [10] Bu bakımdan, çocuk eğitiminde et­kili olan faktörlerin başında aile gelmektedir. Küçüklerin bakımı ve terbiyesi, ana ve baba için hem hak hem de vazifedir. [11] Gerçek şudur ki, çocuğun hem ruhen, hem bedenen gelişmesi için en iyi or­tam aile ortamıdır. Çocuk, ihtiyaç hissettiği sevgi, şefkat ve ilgiyi ancak ailenin sıcak yuvasında bulabilir. Bu durumun en canlı de­lili, fevkalâde maddî imkanlara sahip bile olsa, çocuk bakımı ile ilgilenen müesseselerin ailenin yerini tutmadığının kesinlikle tesbit edilmiş olmasıdır. Bundan dolayı bu tip kurumlara, ancak son çare olarak başvurulması düşüncesi, genelleşmiş bir kanı olmuştur. [12]

Kur'an-ı Kerim, eskiden beri bilinen bu gerçeğe, Hz. Musa'nın çocukluğunu anlatırken temas etmektedir. Firavun'un öldürtmesi korkusundan dolayı, annesi tarafından bir sepet içinde Nil Nehri'ne bırakılan Hz. Musa, sarayın önünden geçerken bakıcılar tarafından görülür ve saraya alınır. Firavun ve ailesi tarafından çok benimsenen Hz. Musa, bakıcı kadını, bütün gayretlere rağmen emmez.  O sırada Hz. Musa'nın annesi, çocuğa bakmak için kızı vasıtası ile saraya müracaat eder. Hz. Musa bu yeni bakıcı kadını emer. Böylece Hz. Musa'nın, bakımı, gözetimi ve terbiyesi için an­nesi görevlendirilir. Bakımı ve gözetimi için çocuğun annesine iade edildiğini bildiren bu ayetler şöyle son bulur.

"Böylelikle biz onu, anasına, gözü aydın olsun, gam çekmesin ve Allah'ın vadinin gerçek olduğunu bilsin diye geri verdik. Fakat yine de pek çoğu (bunu) bilmezler."[13]

Kur'an çocuğun eğitilmesinde ana-baba-çocuk ilişkilerinin önemine, baba ile çocuk üzerine yemin ettiği şu ayetlerde de temas eder.

"Bu beldeye -ki sen bu beldedesin, babaya ve ondan meydana ge­len çocuğa yemin ederim ki, biz insanı (yüz yüze geleceği bir çok) zorluklar içinde yarattık." [14]

Kur'an'ın çok önemsediği şeyler üzerine yemin ettiği bilinen bir gerçektir. Bir şeyin önemi vurgulanırken genellikle Kur'an onun üzerine yemin ederek bu işi gerçekleştirir. İşte bu önemsediği hususlardan biri de baba ile çocuğun her türlü ilişkileridir. Bu iliş­kilerin başında da şüphesiz çocuğun bakımı ve eğitimi gelir. Zaten ayetin devamında zikredilen "nice zorluklar’ın kapsamına giren hususlardan birisinin de -ayetler arasındaki anlamca uyum kura­lına göre- baba-çocuk ilişkileri yani çocuğun eğitimi olduğunu söy­leyebiliriz.

Günümüzde, çocuk eğitimi konusunda aile unsurunun ne derece önem taşıdığı konu ile meşgul olan herkes tarafından anlaşılmış ve eğitimle ilgili tüm faaliyetler bu gerçek üzerine bina edilmiştir. Hatta bu konuda o kadar ileri gidilmiştir ki çocuğun hastalığı, iş­tah durumu v.b. gibi tıpla ilgili konularda bile, annenin tabii sez­gisi ile tecrübeli kişilerden daha isabetli kararlar vereceği, konu­nun en yetkili kişileri tarafından söylenmektedir. [15]

Çünkü bir anne çocuğunu başka hiç kimsenin bilemiyeceği bi­çimde tanır. Bundan dolayı bazı eğitimciler, okudukları ile duygu­larının ters düştüğü durumlarda anneye, duygularının gösterdiği yolu izlemesini tavsiye eder. [16]

Annenin, çocuğun bakımı ve eğitimi için önemi, çocukla anne­nin çeşitli sebeplerle meşgul olamaması halinde ortaya çıkan du­rumları anlatmak üzere eğitime "anne yoksunluğu" kavramını ge­tirmiştir. Annenin, çocuğun hayatından çekilmesi, çocuğun tüm dış dünya ile ilişkisini kesmesine ve küsmesine sebep olur. Fransa'da Dr. Spitz tarafından 123 çocuk üzerinde yapılan araştırmalar, anne yoksunluğunun, çevreye ilgisizlik, bedensel ve ruhsal gelişim bo­zukluklarına sebeb olduğunu ortaya çıkarmıştır. II. Dünya Savaşında ana-babalarını kaybeden çocukların en iyi eğitimcile­rin elinde yetiştirildikleri ve her türlü ihtiyaçları temin edildiği halde gelişim bozuklukları gösterdikleri tesbit edilmiştir. İlerdeki yaşlarda çeşitli bunalım belirtileri gösteren, intihar girişiminde bulunanların büyük bir bölümünün küçük yaşta annelerini kaybet­tikleri saptanmıştır.

Ailede özellikle anne çocuk ilişkisi çok yoğun duygularla yaşa­nır. Annesi ile beraber olan çocuklarla, anneden ayrı yetiştirilen çocuklar arasındaki farkların tesbiti için araştırma yapmak büyük bir gaddarlık olacağından doğrudan böyle bir araştırma yapılmamıştır. Fakat bir başka sebeple, insanlığın ilk ve asıl dilinin ne olduğunu tesbit etmek için Rusya Kralı II. Frederik'in yaptırmış olduğu deney, tesadüfen bu konuda bize bir fikir veren bir araştırmaya dönüşmüştür. Bu araştırmada insanlığın ilk dilini tesbit etmek için anneden ayrı tutulan çocuklar, sütanneye ve hemşirelerin bakımına terkedilir. Bu bakıcılar çocukları doyurur, her türlü bakımlarını yaparlar, fakat onlarla hiç konuşmazlar. Böyle büyüyen çocuklar sonuçta hangi dili konuşurlarsa veya eşyaya ne ad verirlerse insanlığın asıl ve ortak dilinin o olduğuna karar verilecekti. Sonuçta ise bütün bebeklerin öldüğü görüldü. Bu durumun en güçlü muhtemel sebebi olarak da çocukların anne sevgisi ve şefkatinden mahrum olmaları hususu düşünüldü.[17]

Çocuk yetiştirme yurtlarında ve bakım evlerindeki durum da pek farklı gözükmemektedir. Buralarda büyüyen çocuklarda da ruhsal bozukluklar görülmektedir. Bu nedenle diyebiliriz ki, ana-baba tarafından çocuğa gösterilecek sevgi, çocuk tarafından hiç bir zaman bir aşırılık olarak kabul edilmeyecektir. [18]

Çocuğu büyütme ve yetiştirmede ana-baba...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:24:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari rüya tabiri,Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari mekke canlı, Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari kabe canlı yayın, Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari Üç boyutlu kuran oku Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari kuran ı kerim, Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari peygamber kıssaları,Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklari ilitam ders soruları, Ailenin çocuk eğitimindeki yeri ve sorumluluklariönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes