> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Çocuk Gelişim Eserleri > Çocuk Gelişimi > Çocuklara iffetli olmayı öğretelim
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocuklara iffetli olmayı öğretelim  (Okunma Sayısı 2815 defa)
26 Eylül 2010, 22:38:11
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 26 Eylül 2010, 22:38:11 »



Çocuklara İffetli Olmayı Öğretelim  
                       

    Her dinin bir ahlâkı vardır; İslâm'ın ahlâkı da hayadır. Bu prensip dahilinde gençlere hayadan, iffetten, namustan bahsedince o kadar şaşırıyorlar ki kendimi bir başka dünyadan gelmiş gibi hissediyorum. Bu konuları anlatabilmek iğne deliğinden deveyi geçirmek kadar zor geliyor.
     Bir eğitimci olarak etrafımda gelişen olayları daha dikkatli gözlemleme ihtiyacı hissetmekteyim. İçinde bulunduğumuz olumsuz hayat şartları, aile yapımızda çok büyük değişikliklere neden oluyor. Bu değişikliklerin git gide olumsuz yönde artması doğrusu çok korkutucu. Bütün olarak aile, birey olarak anne, baba, kız çocuk, erkek çocuk, yaşlı ebeveyn, yakın akrabalar hak ve vazifelerini unutmuş ve bir karmaşa içinde sürükleniyor.
     Gezdiğim, gördüğüm yerlerde mutlu insanlar göremiyorum. Herkes birbirini suçluyor. Hep karşıdaki suçlu. Hiç kimse kendine bakmıyor. Evler birer kavga ortamı adeta. Herkes kendini haklı gördüğü için, herkes herşeyi bildiği için, kimse ne sevincini ne de üzüntüsünü paylaşmıyor. Anneyı-babayı dinlemiyor. Anne her iki taraf arasında şaşkın. Herkes yalnız. Bu yalnızlık; babayı sokağa veya işine, anneyi boş işlere, çocuğu arkadaşlara, içkiye, sigaraya, uyuşturucuya yakınlaştırıyor. Öyle ki ne babanın işinden annenin haberi var, ne de annenin gününü nasıl geçirdiğinden babanın. Çocuğun okuldaki, sokaktaki hayatı kimseyi ilgilendirmiyor.
     Evden ayrılırken "ALLAH'a ısmarladık ben çıkıyorum!!" deyip dışarı fırlayan kızının, oğlunun girip çıktığı yerden haberi olmayan bir aile. Öyle aşırılıklarla karşılaşıyor ki ne yapacağını şaşırıyor. Günün birinde çantasını omuzuna alıp giden 13-14 yaşlarındaki kız, kaşları yolunmuş, yahut kulağına üç dört delik açılmış, elinin parmakları sigaradan sapsarı olmuş, elinde bira şişesi ile, oğlan arkadaşını koluna takmış olarak karşısına dikilince, anne-baba şaşkınlıktan kriz geçiriyor. "Biz ne yaptık veya ne yapmadık ki çocuğumuz böyle hatalar işliyor" diye düşüneceklerine toplumu, okulu, çocuğun arkadaşlarını suçlamaya başlıyorlar. Şaşkınlık geçtik2en sonra yaşananlar ise akla hayale sığmıyacak, insanlık dışı olaylar.
     Çocuklarımız daha büyük yaşlarda daha büyük hata ve günahları kolayca işleyebiliyor. Üniversite çağındaki gençler arasında kız erkek ilişkisi zaman zaman ailelerinden habersiz aynı evi paylaşma noktasına varabiliyor. İşin en garip tarafı dindar olduğunu iddia edenler bu işi imam nikahı (!) ile meşrulaştırdıklarını sanıyorlar. Bu ne korkunç bir yozlaşma ve yüzsüzlük (!) anlamakta güçlük çekiyorum. Okul bitince "sen sağ ben selamet" deyip ayrılmak üzere birlikte yaşayan genç kız ve erkeklere yaptıklarının hata olduğunu birilerinin anlatması gerek. Bu çocuklar bizim çocuklarımız ve geleceğimiz.
     Çocuklarımızın bu derece yozlaşmasına, terbiye sınırını bu derece aşmalarına en büyük sebep mutlu ve anlayışlı bir aile ortamı sağlanmamasıdır. Anne babasıyla aynı sofrada yemek yemenin, aynı saatlerde kalkıp kahvaltı etmenin zevkini ve mutluluğunu unutmuş, karşılıklı saygı ve sevgi alışverişinin tadını hiç tatmamış aile ortamında yetişen bir çocuk, elbette ailenin kutsiyetini bilmeyecektir.
     Böylece saygı ve sevgiyi tatmadan büyüyüveren çocuk, kendisini bağımsız bir ortamda bulunca ne yapacağını şaşırmaktadır. Bu çocukları suçlamıyorum. Çünkü biz çocuklarımızı daha doğar doğmaz dipsiz bir kuyuya atıyoruz, tutunacak bir ip veya tırmanabileceği bir merdiven uzatmadan "bu kuyudan çıkmalısın diyoruz." Oysa o kuyunun içinde yılanlar çıyanlar çocuğumuzu maddeten ve manen tüketiyor. Çocuk hayatın gerçeklerini yaşadığı ortam zannediyor. Hz. Ömer "İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız." demiyor mu?
     Çocuk, bazen olumsuzlukların farkına varıyor, ancak çözümü yine o ortamda arıyor. Üzgün mü; hemen içki, uyuşturucu serbest seks imdada yetişiyor. Ne yedin? Ne içtin? Kimle beraber oldun? diye soran yok. "Oh ne güzel!!" demek geliyor ama güzel değil. Çünkü yemek, içmek ve her türlü şehvetin kuranı olan insan insanlıktan çıkar ve şehvetin yaygınlaştığı bir toplum pis ve rezil bir toplumdur. İnsanlık basamaklarının en aşağısındadır.
     Bu karmaşa içinde çocuklarımıza nasıl davranacağımız konusunu iyiden iyiye düşünüp davranış biçimi geliştirmek zorundayız.
Bu konuda, Merhum Muhammed Kutup, "Taklitlerin Çarpışması" adlı eserinde, düşüncelerimize ne kadar güzel tercüman olmaktadır. Açık konuşalım...
Bu gün içinde bulunduğumuz ahlâki çözülmenin bir takım "objektif" sebepleri var mıdır?...
Hangi örf ve adetlerin kalması, hangilerinin silinip gitmesi lâzım geldiği konusunda açık bir kanaat ve görüşümüz mevcut mu?
Genç kız ve delikanlılarımızın üzerinde bulunmalarını istediğimiz şekil hakkında bir fikre sahip miyiz?
Onların kendilerini ne dereceye kadar hür kabul edecekler?
Hangi kanun hayatlarını zabtu rapt altına alıp yön verecek?...
Genç kız her tarafa gidecek mi?
Kendine bir erkek arkadaş bulabilecek mi?
Aile bunu bilecek mi yoksa sır olarak mı kalacak?
Öğrendiği zaman kızacak mı yoksa tanımamazlıktan gelerek görmeyecek mi?
Veya ellerini açıp delikanlıyı kucaklayacak mı?
Genç kız nişanlısı ile birlikte sinemaya, tiyatroya, tenha bahçelere, veya hiç kimsenin görmeyeceği yerlere gidecek mi?
Vücudunu teşhir eden bir (robla) giysiyle dışarıya çıkacak mı? Bu giysinin kumaşını kendisi seçip, bacaklarını, sırtını ve göğsünü açacak bir stilde modasını kendisi mi tayin edecek? Yoksa bu işi aile mi yapacak?
Dışarıya çıkarken nereye gittiği sorulacak mı?...
Uzaktan yakından gözetilecek mi yoksa bütün bağları salınacak mı?
Eve geç geldiğinde "nerede idin" diye sorulacak mı?..
Yoksa bu onun özgürlük sınırı içinde bir hak olarak mı kalacak?..
Şimdi madalyonun diğer yüzüne gelelim. Genç delikanlı her tarafa gidecek, kendisine hasıl olacak kolaylıklara göre cinsi ihtiyaçlarının tümünü veya bazısını tatmin edeceği bir kız arkadaş bulabilecek mi?...
Çocuğun babasına karşı durumu nasıl bir seyir takip edecek?
Delikanlı evleneceği kız için kendisi mi dünürlüğe gidecek, yoksa başka birini mi gönderecek?
Kiminle evlenecek?
Yolda, sinemada, parkta tanıdığı, öğrenimde ve işte arkadaşlık ettiği veya hiç tanımadığı bir kızla mı evlenecek?
Evlilikte ortaya koyacağı şartlar ne olacak ve evleneceği kızın bu şartları kabul edip etmeyeceğini bilebilecek mi?
Bir kızla arkadaşlık edip, onunla yapacağını yaptıktan sonra, şayet beğenirse mi evlenmek için dünür gönderecek?
Yoksa temiz bir dostluk mu kuracaklar? Bu temizliğin derece ve gayesi ne olacak?
Kızın kendisine beslediği sevgiyi nasıl anlayacak?
Bunlar ve daha bunlara benzer, yüzlerce binlerce misal zikredilebilir.
     Evet bizim Millet, yazar ve düşünürler olarak bu konuda açık bir fikrimiz, tayin edilmiş bir hedefimiz var mı? Yoksa işi şartlar neyi gerektiriyorsa 0 olsun diyerek kendi haline ezdiğim, gördüğüm yerlerde mutlu insanlar göremiyorum. Herkes birbirini suçluyor. Hep karşıdaki suçlu. Hiç kimse kendine bakmıyor. Evler birer kavga ortamı adeta. Herkes kendini haklı gördüğü için, herkes herşeyi bildiği için, kimse ne sevincini ne de üzüntüsünü paylaşmıyor.
     Merhum Muhammed Kutup'un sorusuna "-Maalesef bunca zaman geçmesine rağmen, bu konuda açık bir fikrimiz yok ve tayin edilmiş bir hedefimiz yok." diye cevap vermek zorunda hissediyorum. Ve keşke bunca zaman içinde bir cevap oluşturabilseydik diye hayıflanıyorum.
     Her dinin bir ahlâkı vardır; İslâm'ın ahlâkı da hayadır. Bu prensip dahilinde gençlere hayadan, iffetten, namustan bahsedince o kadar şaşırıyorlar ki kendimi bir başka dünyadan gelmiş gibi hissediyorum. Bu konuları anlatabilmek iğne deliğinden deveyi geçirmek kadar zor geliyor. Eğitim sistemimiz ve medya onları o kadar olumsuz etkiliyor ki iffetli olmak, namuslu olmak önemsiz kavramlar olarak kabul ediliyor.
     Sayın Veysel Gani'nin Türkiye Gazetesinde Kasım 1998 de yayınlanan bir yazısında "Milli Eğitim Bakanlığı"nca hazırlanmakta olan Orta öğretim kurumları Disiplin yönetmeliği akıl ve bilimden çok, ideolojinin yönlendirdiği değişiklikler içermektedir. "İffete aykırı bulunmak" yönetmelik kapsamından çıkartılarak yerine çok muğlak. "Genel ahlâka aykırı davranmak" füli ihdas edilmek istenmektedir. İffet namus ve temizlik demek olduğuna göre Milli Eğitimde namus ve temizlikten rahatsız olan bir zihniyet neyi amaçlamaktadır." Bölümünü okuyunca geçen yıl yaşadığım bir olay aklıma geldi. Yaz tatillerinde ailelerin isteği ile bazı genç kızlara Kur'ân, ilmihal ve ahlâk dersleri vermeye çalışırım. Öğrencilerim, genellikle aile ortamında dini motiflerin çok yaşanmadığı ancak "bize öğretmediler çocuklarımız öğrensin. İlerde bize bir Fatiha okusun." zihniyetindeki ailelerin çocuklarıdır. Bu çocukların her biri birer pırlanta. Öğrenmeye o kadar hevesliler ki sıhhat sorunlarıma rağmen onlarla ilgilenmek çok zevk veriyor. Geçen yaz bir gün; yaşları 10-16 arasındaki kız öğrencilere toplum ilişkilerinden bahsederken;
     - "Sakın bedeninize kimsenin dokunmasına müsaade etmeyin. Sizi incitmelerine izin vermeyin." diye bir tavsiyede bulunmak istedim. Masa başındaki çocuklar önce şaşkınlıkla birbirlerinin gözüne baktılar, sonra başlarını öne eğdiler. Bunun üzerine,
     - "Ne o çocuklar! çok mu acayip konuştum, evet, siz istemezseniz kimse size dokunamaz" deyince,Sosyal Demokrat düşünceye sahip bir ailenin kızı;
     - "Siz öyle sanın hocam, peki okulda merdivenlerden inerken pandik ten nasıl korunacağız lütfen söyler misiniz?" deyince çocuklar arasında kıkırdaşmalar oldu. Bu sefer şaşıran taraf ben olmuştum.
     - "O da ne demekmiş?" diye sorduğumda, uzun süren bir suskunluk yaşadık. Ayıp bir şey olduğunu an...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 26 Eylül 2010, 22:45:01 Gönderen: Hafıza Aişe »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocuklara iffetli olmayı öğretelim
« Posted on: 26 Nisan 2024, 15:58:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuklara iffetli olmayı öğretelim rüya tabiri,Çocuklara iffetli olmayı öğretelim mekke canlı, Çocuklara iffetli olmayı öğretelim kabe canlı yayın, Çocuklara iffetli olmayı öğretelim Üç boyutlu kuran oku Çocuklara iffetli olmayı öğretelim kuran ı kerim, Çocuklara iffetli olmayı öğretelim peygamber kıssaları,Çocuklara iffetli olmayı öğretelim ilitam ders soruları, Çocuklara iffetli olmayı öğretelim önlisans arapça,
Logged
28 Nisan 2014, 15:00:06
Kader 7/C

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.088



« Yanıtla #1 : 28 Nisan 2014, 15:00:06 »

bence çocukları güzel ve ahlaklı yetiştirmek çok güzel olur.Hem çocuğun annesi hemde babası çok mulu olur..ben çocuğumu ahlaklı vede dinine duşkun olarak aetiştireceğim....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Dünya güzel olsaydı,doğarken ağlamazdık...

Yaşarken temiz olsaydık,ölünce yıkanmazdık.
28 Nisan 2014, 15:02:38
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #2 : 28 Nisan 2014, 15:02:38 »

Selamunaleykum;
Kader kardeşim çok doğru söylemişsin. İffetli,ahlaklı ve düzgün bir gelecek ama hayatımızı hem de hayasızlığı önler.Bu Kader kardeşimin dediği gibi sadece anne ve babayı değil,çevresindeki tüm insanları sevindirir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Nisan 2014, 16:03:39
Kevser 9
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.730



« Yanıtla #3 : 28 Nisan 2014, 16:03:39 »

VE ALEYKÜMÜS SELAM(...)
İffet ile doğruluk ve dürüstlük ile yetişecek oolan nesil bir daha ki nesillerin karakterini belirler.Eğer bizler o şekilde yetişmeye çalışır ve yetişitirirsek İNŞALLAH geleceğe bıraktığımız karakterler daha düzgün olur(...)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
28 Nisan 2014, 17:54:06
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #4 : 28 Nisan 2014, 17:54:06 »

Çok muhim bir konuya değinilmiş.Çocuklarımızın iffetini sağlayacak kurum okullar değildir.Ne  yazık ki okulları  iffeti  yok eden kurumlar olarak görüyorum. Burda her zaman olduğu gibi aileye büyük görevler düşmekte.InsaAllah bilinçli aile sayısı ülkemizde artar evladlarına zarardan çok yarar veren ebeveynlerden oluruz insaalllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes