> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Eğitim > Çocuk Eğitimi > Babacığım Neredesin
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Babacığım Neredesin  (Okunma Sayısı 13239 defa)
05 Şubat 2010, 18:10:52
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 05 Şubat 2010, 18:10:52 »



Babacığım Neredesin

ÖNSÖZ

Parçalanmış ailelerde çocuklar daha çok anneleriyle kalıyor, yani babasız büyüyorlar. Üstelik böyle aileler giderek çoğalıyor. Amerika´da çocukların yüzde 60´ı babası veya genellikle de annesiyle yalnız yaşıyor.
Bazen baba gurbete çalışmaya gidebiliyor, bazen hapse düşebiliyor veya nadir de olsa kaybolabiliyor. Yine kimi zaman da babanın vefatıyla çocuk babasız büyüyebiliyor. Yani çocuk yetim yetişiyor. Ancak akrabaların ilgisi ile çoğu zaman daha az problemle atlatılabiliyor. Osmanlı´nın halen devam eden bir eğitim kurumu olan Darüşşafaka 1873´te bu yüzden açılmış ve sadece babası olmayan çocukları kabul etmiş.
Günümüzde esas sorun, babanın mevcut olup da çocuğuna ilgi ve sevgisini yeterince vermemesiyle veya kötü örnek oluşuyla ortaya çıkıyor. Maalesef babalık görevi ihmal ediliyor.
Evet, zamanımızda ekmek aslanın ağzındadır. Geçim zordur ve bu yüzden babalar yoğun çalışmak durumundadır. Ancak çocuğunu ihmal derecesinde kendini işine verirse veya başka meşgalelere kayarsa, bu kez değişik problemler ortaya çıkmaktadır. Kitabımızda bunlara dikkat çekmek ve babayı tekrar aileye davet etmek istedik.
Okuyanların fark edeceği gibi kitap, eğitimci pedagog ve ruh hekimi olan iki yazar tarafından hazırlanmıştır. Anlatım, vaka, üslûp ve imlâ yönünden farklı olan bu bakış açılarının çelişki değil birbirini tamamlayan ve zenginleştiren unsurlar olduğunu düşünüyoruz.
Aslında babalık zevkli ve kolaydır. Çocuklarımıza içimizden geldiği gibi davranırsak en uygununu yapmış olacağımız kanaatindeyiz. Ancak önemli yanlışlara düşmememiz şartıyla. İşte elinizdeki kitapta hem ideal babalardan hem de babaların yanlışlarından ve bu yanlışlardan ortaya çıkan problemli çocuklardan bahsettik.
Kitap üç ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümü "Çocuğu anlamak" konusuna ayırdık. "Çocuğu eğitmek9´ başlıklı ikinci bölümünde babanın çocuk kimliği teşekkülündeki rolünü ve karşılaşılan problemleri inceledik. Son bölümde ise "Çocukların zararlı alışkanlıklardan korunması" üzerinde durduk.
Ek olarak, üç oğluna örnek bir baba olan üstad edebiyatçı Mustafa Miyasoğlu´nun rahmetli babasının hatırasına yazdığı duygu yüklü şiirini verdik.
Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın yetişmesinde herkesin üzerine düşen görev ve yükümlülüklerini yerine getirmesi bu kitabın amacı ve temennisidir.
Yeni baskılarda değerlendirilmek üzere kitaba katkı, eleştiri ve sorularınızı bekliyoruz.
Adresimiz:
Doç. Dr. Sefa Saygılı
Fatih Ruh Sağlığı Merkezi
Akdeniz Cad. Battalgazi Sokak Sağlık Ap. No: 19-1
Fatih - İstanbul

TAKDİM
Mustafa Miyasoğlu
Babamı Özlüyorum


İnsanlar, genellikle her zaman beraber oldukları varlıkların değerini yeterince bilemez. Bunun gerçekliği, aile hayatında daha belirgin bir tarzda yaşanır. Her gün görüştüğünüz ve bir arada olduğunuz için sık sık sürtüşüp çatıştığınız anne, baba, eş ve çocuklarınızdan uzaklaşmak zorunda kaldığınızı düşünün. Birden o insanların sizin için ne kadar önemli olduğunu fark etmeye başlarsınız. Bir de onları kaybederseniz, artık kavuşmak mahşere kaldığından, kaybın içinizde doğurduğu boşluk giderek büyür, sonra da içinizi büyük bir acı kaplar.
Annesiz büyüyen çocuklar, bir tarafı yıkılmış ev gibidir. Çocukluğumuz yaz günlerini, beni çok seven ve erkek çocuğu olmayan dedemin çiftliğinde geçirdiğim için, anne eksikliğinin çocuklarda nasıl bir yara oluşturduğunu bilirim. En çok da bütün çocuklar oyunu bırakıp annesinin sesine koşarken, bir taşa oturup annemi özlediğim akşam üstlerinde ağlamaklı olduğunu hatırlarım.
Babalarını kaybeden çocuklar ise, damı çatısı çökmüş evlere benzerler. Kaç yaşında olursa olsun, babasını kaybeden insan, evini barkını kaybedenlerin ruh haliyle garip bir yetimlik duygusu yaşar. Yaş küçük olduğu ölçüde, yetimlik süreci büyüyeceği için bu duygu da o ölçüde yoğunlaşır. Babanız artık yoktur ve buna alışmak çok zordur. Yaşıtlarınız babalarıyla dolaştıkça babaları onların zor zamanlarında yanlarında oldukça, siz babanızın eksikliğini daha fazla hissedersiniz.
Edebiyatta baba muhabbeti
Âdem peygamberden beri, babaların oğullan üzerinde ayrı bir konumu vardır. Kabil babasının ALLAH´dan aldığı emre uymaz, kendisine verilene razı olmaz. Kardeşini öldürdüğü için de lanetlenerek kaybolur. Nuh Peygamber kendisine indirilen vahye uymayan oğlunu bile kurtaramaz. Bu yüzden şöyle bir atasözü var: "Atasını tanımayan ALLAH´ını tanımaz" Hz. İbrahim´in duasıyla Hz. İsmail ve Hz. İshak´ın soyu devam eder. Hz. Yakup’la Hz. Yusuf ‘un ilişkisi Hz. İbrahim´in kurban imtihanı gibidir. Yalnız ilim, aşk ve iman için baba emrinin terk edilmesi meşru görülür.
Homeros destanlarıyla Dede Korkut´tan beri babaların edebî metinlerde çok farklı bir yeri var. Babalar kitaplarda kurucu bir karaktere sahip görünüyor. Sophokles´in Kral Oidipus, Antigone ve Elektra, Shakespeare´in Hamlet ve Kral Lear adlı piyesleri; Balzac´ın Goriot Baba, Dostoyevski´nin Karamozof Kardeşler ile Turgenyef in Babalar ve Oğullar adlı romanları, dünya edebiyatının baba-evlât ilişkisini ele alan belli başlı edebî eserlerdir. Bizde Peyami Safa´nın Fatih-Harbiye romanı, babanın kız evlâdı üzerindeki ikaz ederek kollayıcı tavrını anlatırken; Necip Fazıl´ın "Bir Adam Yaratmak" adlı piyesinde, intihar etmiş bir babanın yazar olan tutkulu oğlu ile onun Ölüm Korkusu adlı eseri etrafında gelişen olaylar ışığında "yaratmak" kavramını idrak edişi felsefi bir mesele olarak ele alınır.
Bütün bu eserlerde, çoğu zaman anlaşılmaz bir kaderle babadan gelen irsî değerlerin sosyal çevreye başkaldıran evlâtta tezahür ettiğini görüyoruz. Bunlardaki babalar ve çocuklar zaman zaman birbirlerini anlamıyor, başkalarına aldanıyor veya vefasızlık gösteriyorlar. Kimileri babalarına ihanet ederken, kimileri de öldürülen babalarının intikamını almak için hayatlarını tehlikeye atabiliyor.
Demek ki, insanlar arasındaki fizikî veya biyolojik bağlar, sosyal ve metafizik değerleri de etkilemektedir. İnsanın genlerine sinmiş bir takım özellikler, onun şahsiyetini yönlendirmekte, bunlar daha sonra tavır veya eser olarak ortaya çıkmaktadır.
"Babam sınıfta kaldı"
Aziz Nesin´in "Şimdiki Çocuklar Harika" adlı kitabı, ilkokul çağlarındaki iki çocuğun aileleri hakkında birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşmaktadır. İnsan ilişkilerine daha çok muzır bir bakış açısıyla yaklaşan mizah yazan, kendi gözlemlerini iki çocuğun diliyle anlatırken, ana-babanın günlük çocuklara büyüklerinin hatalarını araştırma ve onları her fırsatta yalanlama alışkanlığı kazandırılıyor.
Babam Sınıfta Kaldı adlı çocuk kitabının adı, bende buna benzer bir çağrışım uyandırdı. Aziz Nesin´in çocuklarla toplumu uyandırmak şeklinde özetlenecek tavrının yanlışlığı, maalesef yeterince anlaşılamadığı için, 40 yıl boyunca pek çok yazan etkiledi. Kitaplar çocukları mutlu etmiyor artık...
Bir toplumu uyandırmak işi çocukların omuzlarına yüklenemez. Onları çok erken yaşlarda "Harikalar Diyarundan gerçek dünyaya indirmenin pek bir yaran yok. Babalarının güçlü olduğunu sanan çocuklara bunun böyle olmadığını söylemek, onları mutlu etmeyecektir tabii... Baba imajını bu tarz yayınlarla bozmaya çalışanların, anne-baba ayrı yaşayan bir "veledşâhî aile" hedefledikleri belli.
Kutsal kitabımızdaki hukuka riâyet eden, gönlü yaratıcının merhamet hissiyle dolu, yüreği iyilik ve fedâkârlık duygusuyla çarpan, ALLAH ve Peygamber yolunun güzelliklerini yaşayarak öğreten babamı, yeni nesillere örnek olarak hatırlıyor ve özlüyorum...
ÇOCUĞU ANLAMAK
Çocuğu Tanımak
Çocuğu anlamak ve onunla anlaşmak sanıldığı kadar kolay değildir. Çocukla yaşadığımız bütün çatışmaların temelinde onu yeterince tanımamak yatar. Vaktiyle çocuk psikolojisine ait okuduğum İngilizce bir kitapta yazar konuya İncil´den aldığı bir cümleyle başlıyordu. Hatırladığım kadarıyla cümle şöyleydi: "Eğer çocuğunuzla konuşurken ona benzemezseniz; gökler âlemi size kapanır." Peygamberimiz bunu daha sâde bir dille anlatır ve der ki: "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın."
Burada çocuklaşmaktan kastedilen şey, çocuk gibi davranmak değildir. Çocuklaşmak demek, onun zihin ve ruh yapısını bilmek ve buna göre davranmak demektir. Çocuğu eğitirken onunla yaşadığımız bütün çatışmaların ve problemlerin altında bu bilgisizlik yatar.
Evlenme çağına gelen çoğu gençlerimiz çocuk psikolojisine ve eğitimine dair hiçbir bilgiye sahip olmadan, bu konuda bir tek kitap okumadan evliliğe adım atıyorlar. Çocuk sahibi oldukları zaman da anadan babadan gördükleri gibi, geleneklere göre, onu eğitmeye çalışıyorlar.
Gelenekler çocuk eğitiminde karşılaştığımız bütün problemleri çözmeye yetmediği gibi; her geleneğin çocuk gelişimine uygun olduğu da söylenemez. Mesela, bazı ailelerde çocuğu sevmenin onu şımartacağı görüşü hâkimdir. Yine bazı ailelerde, ayıp sayıldığı için, anne babalar büyüklerin yanında çocuklarını sevemezler. Bilhassa doğu bölgelerimizde çocuk adam yerine konmaz. Aile meclisinde çocuğa söz hakkı verilmez. Çocuğun söze karışması ayıp sayılır. Baba çocukla konuşurken veya ona nasihat ederken çocuk cevap veremez, itiraz edemez ve kendini savunamaz. Bunu yaptığı takdirde, "Bak, utanmadan bir de cevap veriyor!" azarıyla karşılaşır.
Bunlar güzel geleneklerimize aykırı, çocuğun duygusal geleşimini engelleyen ve davranış bozukluklarına yol açan yanlış uygulamalardır.
Çocuk Gelişim Devreleri
Çocuğu gelişimi derken, sadece fiziksel gelişmeyi kastetmiyoruz. Çoğu zaman aile büyükleri, iyi beslenmiş, kilolu çocuğun annesini tebrik ederler: "Çok iyi bakmışsın; maşALLAH tosun gibi!"
Diğer taraftan, zayıf vücutlu bir çocuğun annesi ona iyi bakamadığı endişesiyle hep suçluluk duygusu içindedir. Aile büyükleri ve komşu kadınları da zavallı anneyi çekiştirmekten geri durmazlar.
Çocuğun kilosu ve boyu, beslenmeden ziyade soyaçekimle ilgilidi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 26 Eylül 2010, 21:37:25 Gönderen: Sumeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Babacığım Neredesin
« Posted on: 25 Nisan 2024, 11:04:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Babacığım Neredesin rüya tabiri,Babacığım Neredesin mekke canlı, Babacığım Neredesin kabe canlı yayın, Babacığım Neredesin Üç boyutlu kuran oku Babacığım Neredesin kuran ı kerim, Babacığım Neredesin peygamber kıssaları,Babacığım Neredesin ilitam ders soruları, Babacığım Neredesinönlisans arapça,
Logged
23 Aralık 2012, 23:40:48
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« Yanıtla #1 : 23 Aralık 2012, 23:40:48 »

Allah razı olsun paylaşım için emeğe sağlık...
Hayırlı evlatlar yetiştirebilmek ümidiyle..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Aralık 2012, 20:07:24
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #2 : 28 Aralık 2012, 20:07:24 »

çok güzel konu paylaşmışsınız rahmetli babam aklıma geldi Allah razı olsun....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Ekim 2015, 15:39:35
Sevim Altunkaya
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 300


« Yanıtla #3 : 30 Ekim 2015, 15:39:35 »

Bizler ailelerimizin meyvesidiriz. Ailenin güneşi,vatanın en ciddi ufuğuduruz. Hayırlı evlat olabilmek isteğiyle Allah'ım Razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
30 Ekim 2015, 15:45:12
Nursima 7

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 674



« Yanıtla #4 : 30 Ekim 2015, 15:45:12 »

Kendimden bilirim babasız büyümek o kadarda kolay değildir.Sağda solda babasıyla gezen çocukları görünce içi burkulur insanın ağlamak ister o an.Çok yalnız hisseder kendini.Bir insanın değerini cidden o gittiği zaman anlıyoruz.Şuan etrafımızdaki insanlara özellikle de ailemize iyi davranalım.Bir gün hepimiz öleceğiz ve onları o zaman çok özleyeceğiz.Sarılmak,öpmek isteyeceğiz.Ama iş işten geçmiş olacak.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes