> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Eğitim > Çocuk Eğitimi > Anne Baba Olma Sanatı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Anne Baba Olma Sanatı  (Okunma Sayısı 2881 defa)
07 Şubat 2010, 01:31:45
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 07 Şubat 2010, 01:31:45 »



Anne Baba Olma Sanatı


ÖNSÖZ

Oluşturma olmadan sanat olmaz; basmakalıp düşünce ve davranışlara sanatta yer yoktur. Ben anne-baba olmanın bir sanat olduğuna inanıyorum. Anne-babalar hayattaki en büyük sanatçılardır. Bazen çok kötü, bazen vasat, bazen de çok iyi ve eşsiz eserler oluştururlar.
Umarım bu kitap sadece annelere ait olmaz. Hani babalar der ya, "karıcığım sen oku, sonra bana anlatırsın, hem zaten çocuğu anne büyütür/´ Sizin eşinizin de yaklaşımı buysa lütfen bu yaklaşımı kabullenmeyin ve bu kitabı önce ona okutun!
Sanırdım ki, kitap yazmak yaşamın ancak sakin dönemlerinde mümkündür. Ama böyle bir sakinlik benim yaşamımda hiçbir zaman gerçekleşmedi. İlk kitabımı yazarken oğlum 3, kızım 6,5 yaşındaydı. Elinizdeki bu kitap, yazdığım 12. kitap. Şu anda oğlum 11, kızım 14 yaşında. İlk kitaplarımda eteğimden çekiştirir ve ´´Anne, ne yapıyorsun?" diye sorarlardı. Bu kitap yazılırken, Mert, yorgun olduğum akşamlarda beni yazmam için motive etti, Merve ise bilgisayarı her bozuşumda (!) yazılarımı tekrar bulmama sabırla yardımcı oldu. Tam 7 yıldır bana destek oldukları için onlara hayran ve minnettarım. yaşamımdaki en harika iki varlığa, Merve´ye ve Mert´e...
Kız kardeşim bu yıl bana, nefis gülücükleri olan bir yeğen verdi. Bebekleri özlediğimi hissettim. Küçücük parmaklarıyla saçımı çekmesi ve masmavi gözleriyle bana anlamlı anlamlı bakması, gece geç saatlerde kitap yazarken mutluluk kaynağım oldu. Dünyama yeni katılan, büyük bakışlı, küçük yeğenim, Zeynep´e...
Her zor ânımda yanımda olacaklarından, her mutluluğumu kendi mutluluktan gibi yaşayacaklarından emin olduğum, beni genetik şifreleriyle oluşturan ve sınırsız sevgileriyle büyüten, kendimi bana her zaman çok şanslı bir çocuk olarak hissettiren canım anne ve babama, Utku ve Ergun´a...
Dört senedir, kelimenin tam anlamıyla aynı kaderi paylaştığımız, mutluluk ve mutsuzluklarımızda birbirimize destek olduğumuz, hayatımda çok anlamlı bir yeri olan, başanlanm için beni destekleyen, kendisi çılgınca gezdiği halde beni gittiği harika tatil beldelerinden arayıp "Haydi, kitabını yaz" diye çılgına çeviren ve hayatımda bir tane olduğuna emin olduğum, sevgi dolu insana, sırdaşıma...
Ve yıllardır psikoterapi seanslarında bana bir terapist olarak sonsuz deneyimler kazandıran bütün danışanlarıma...iyi ki varsınız diyorum.
Nasıl bir annesiniz? Nasıl bir babasınız? Kuşkusuz hiçbir anne ve baba bu soruya objektif yanıt veremez. Dünyanın hem en keyifli, hem en zor ve hem de vazgeçilmez tek mesleğidir anne-baba olmak. Çevrenizdeki herkesle iletişiminizi zayıflatabilir, görüşmeme kararı alabilirsiniz ama anne ya da babaysanız hayatta bir tek kişiye karşı bu kararı uygulama şansınız yoktur: çocuğunuza *
Çocuk olmak da zor, genç olmak da. Peki, ya anne-baba olmak? Siz en çok hangisinde zorlandınız? Çocuk olmakta mı, genç olmakta mı, yoksa anne-baba olmakta mı?
Bu kitapta, anne-baba olarak kendinizi keşfe çıkacağınızı umuyorum. İyi keşifler...
ANNE OLMAK

İnsan nasıl öğrenir?
Hayata merhaba dediğimiz, annemizin iç dünyasından onun kollarına terfi ettiğimiz, yani doğduğumuz andan itibaren öğrenmek zorunda olduğumuz ve öğrendiğimiz o kadar çok beceri, duygu, olay, bilgi, düşünce sistemi ve davranış örüntüsü var ki... Beynimizi bir bilgisayara benzetecek olursak denilebilir ki, oraya sürekli bilgi yüklüyor, gerekli olanları zamanı gelince anımsıyor, hayatımıza geçiriyoruz. Zihnimizde ve bilinçaltımızda kayıtlı, gerekli gereksiz yığınla bilgi var.
Yaşam boyunca öğrendiklerimizi birkaç başlık altında toplayabiliriz:
• İçgüdülerimizin motive etmesiyle öğrendiklerimiz;
• Model alma yoluyla öğrendiklerimiz;
• Kendi arzu ve isteğimizle öğrendiklerimiz;
• Öğrenmek zorunda olduğumuz için öğrendiklerimiz.

İçgüdülerimizin bizi motive etmesi sonucu doğal olarak öğrendiğimiz duygu ve davranışlarımıza bakacak olursak; karnımızın acıkması ve bunun sonucunda yemek yememiz, sevme ve sevilme ihtiyacımızın bizi tetiklemesiyle birilerini sevmemiz gibi davranışlarımızı görürüz.
Kendi arzu ve isteğimizle öğrendiklerimizin arasında;
kendimizi geliştirmemiz için bilgi hazinemize kattığımız bilgi ve beceriler vardır. Daha iyi olmak, kendimizi daha iyi hissetmek, çevremiz tarafından daha çok onay görmek için, isteğimiz doğrultusunda öğrendiklerimizdir bunlar. Örneğin başarılı olmak, güzel olmak, yakışıklı olmak, etkileyici olmak gibi isteklerimizin sonucunda elde ettiğimiz bilgi ve beceriler...
Bir de öğrenmek zorunda olduğumuz için öğrendiklerimiz vardır ki, bunlara zorunluyuzdur: Okuma yazma öğrenmek, sınavlara çalışırken öğrendiğimiz bilgiler gibi...
Tüm bunların dışında bir de öğrenmek istemediğimiz ama hayatın bize zorla öğrettiği duygular var. Onlardan, kaçabildiğimiz kadar kaçarız. Örneğin ayrılık duygusunun verdiği acı, ölümün hissettirdiği çaresizlik gibi. Bu duygulan çevremizde birileri yaşadığı zaman, açıkçası biz asla ve asla yaşamak istemeyiz. Sevdiklerimizden ayrılacağımızı ve yakınlarımızın gün gelip de öleceğini aklımızın ucuna bile getirmekten kaçınırız. Ancak ne kadar kaçarsak kaçalım, bize acı veren, bizi mutsuz eden duyguları gün gelir yaşarız ve sonra bilinçaltımıza iterek unutmaya çalışırız.
Evet, öğrendiklerimizin arasında, daha çoğunu öğrenmek istediklerimiz, hiç farkında olmadan öğrendiklerimiz ve unutmak istediklerimiz var. Ruh sağlığımızı korumak ve iç dünyamızı dengede tutmak için, bizi mutlu edenlere dokunmaz ama bizi zedeleyenleri unutmaya çalışırız.
Anne olmayı nasıl öğreniyoruz?
Peki, ya anne olmak? Anne olmayı nasıl öğreniyoruz? İçgüdüsel mi? İsteyerek mi? Zorunda olduğumuz için mi?

Davranış bilimcilere göre anne olmak duygusu bir içgüdü, ama aynı zamanda kendi annemizi model alarak öğrendiğimiz bir duygu ve davranış örüntüsü. Küçük kız çocuklarının oyunlarını gözlemlediğimizde, kollarında oyuncak bir bebek ve onu yedirip içirdiğini, uyuttuğunu görürüz. Küçük kızlar evcilik oyunlarında hep anne olur, bebeklerine bakar ve onları korur. Burada hem içgüdüsel bir motivasyonun hem de model alma davranışının birlikte yaşandığını görüyoruz.
Ama annelik zorunda olarak öğrendiğimiz bir duygu ve davranış değil; anne olduktan sonra, anne olmayı ve anne olmanın getirdiği sorumlulukları unutmak gibi bir seçeneğimiz de yok. Anne olmak, Yaratan´a en yakın olmak; anne olmak, kendinden olan o parçaya ömür boyu göz kulak olmak; anne olmak, yaşamın en büyük sorumluluğunu almak; anne olmak, fedakârlıklara açık olmak; anne olmak, çocuğunun hem fiziksel hem de kişilik gelişimine en olumlu katkıları sağlamak için çabalamak; anne olmak, çocuğunu sınırlamadan gelişmesine olanak tanımak; anne olmak, çocuğuna hayatın kurallarını öğretmek, ama öğretirken de onu ürkütüp korkutmamak, iç dünyasını zedelememek; anne olmak, çocuğa istediklerine ulaşabilmesi için ihtiyacı olan güveni vermek, ama onu şımartmamak.
Yani anne olmak, çok hassas bir çizgide dikkatle yürümek gibi. Yapılan her hata size geri dönüyor. Hayatın bu kulvarında, geri dönüşü olup da kendi kendine düzelen bir hata ne yazık ki yok. Fatura hep kesilmekte!
Anne için dün ya da yarın yoktur, sadece şimdi vardır
Annenin "şimdi böyle oldu ama bir dahaki sefere yapmam" gibi bir şansı, "yarın düzeltirim" gibi bir alternatifi yok. Anne olduğunuzda ne geçmiş ne de gelecek, sadece şu an önem kazanır. Çünkü yapılan ve yapılmakta olan her şey şu andadır. Şu anda çocuğunuza sevgi veriyorsunuz; "dün onu sevmiştim, bugün dursun, yarın yine severim" diyemezsiniz. "Sabah karnım doyurmuştum, şimdi geçsin, bir de akşama yediririm" diyemezsiniz. "Bugüne dek ona çok ilgi gösterdim, biraz dinleneyim, haftaya yine ilgilenirim" diyemezsiniz. "Dün onu gezdirmiştim, yeter, yarın gezdiririm" diyemezsiniz. "Dün derslerini kontrol etmiştim, iki gün sonra yine derslerini kontrol ederim" diye erteleyemezsiniz. "Dün ona disiplinli olmanın yollarını göstermiştim, nasılsa aklında kalır, birkaç ay sonra yine hatırlatırım" diyemezsiniz.
Anne için dün ya da yarın yoktur, sadece şimdi vardır. Çocukla şimdi ilgilenilmeli, karnı şimdi doyurulmak, şimdi uyutulmalı, parka şimdi götürülmeli, dersi şimdi kontrol edilmeli, oyun şimdi oynanmalı, şimdi sevilmeli, sevgi sözcükleri şimdi söylenmeli, şefkat şimdi gösterilmeli, kısacası her şey ama her şey şimdi yapılmalı. Tırnağını yiyorsa, altına kaçırıyorsa, içine kapanıyorsa ya da hırçınlıklar yapıyorsa, yani sorunları varsa, çözüm şimdi bulunmalı, asla ve asla ertelenmemeli.
Çocuk şimdide yaşar. O halde anne de şimdide yaşamalı. Bu belki de, anne olmanın en zor yanı. Şimdiyi yakalamak ve çocukla o anda birlikte olmak. Zaten annelerden gelen yakınmalara baktığımızda bunu çok net görebiliyoruz.
Annenin en çok yakındığı faktör: zaman
Günümüzde zaman insanlık için en önemli değer haline geldi. Herkes zamanla yarışmakta. Kişinin yapması gerekenler çoğaldıkça, zamanı iyi kullanma becerisini de geliştirmesi gerekiyor. Yaşam zaman üzerine kurulu. İşimize, gereksinmelerimize, hayattaki sorumluluklarımıza ayırdığımız zaman, sevdiklerimize ayırdığımız zamandan daha çok. Daha iyi bir yaşam, daha konforlu bir yaşam, daha zengin bir yaşam hedeflerine doğru ilerlerken, doğal olarak, eşimize, anne-babamıza ve çocuğumuza kalan zaman azalmakta. Çocuğumuza daha iyi bir okul, daha iyi bir eğitim isterken, çocuğumuzu da zamanın koşturmasına salıverdiğimiz kesin bir gerçek.
Annelerin en çok yakındığı konu zaman yetersizliği. Özellikle çalışan anne için bu bir işkence. Hem işteki hem evdeki sorumluluklar, hem evliliğin hem de sosyal hayatın gereklilikleri düşünülünce çocuğa kalan az bir zaman olmakta. Bu az zaman içerisinde çocukla şimdi´yi yakalamak o...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Anne Baba Olma Sanatı
« Posted on: 23 Nisan 2024, 23:18:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Anne Baba Olma Sanatı rüya tabiri,Anne Baba Olma Sanatı mekke canlı, Anne Baba Olma Sanatı kabe canlı yayın, Anne Baba Olma Sanatı Üç boyutlu kuran oku Anne Baba Olma Sanatı kuran ı kerim, Anne Baba Olma Sanatı peygamber kıssaları,Anne Baba Olma Sanatı ilitam ders soruları, Anne Baba Olma Sanatıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes