๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cenaze kitabı => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Mart 2011, 21:35:04



Konu Başlığı: Ölümden sonra işlenen bidatler
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Mart 2011, 21:35:04
ÖLÜMDEN  SONRA  İŞLENEN  BİD'ATLER


 

›-6-�  Şianın söylediği: "Ademoğlu ölüm dolayısıyla necis olur. Masun (imamlar), şehid ve öldürülmesi icab edip öldürülmeden önce gusleden ve sonra öldürülen kimse –bu son şahıs sadece ve muayyen olarak bu sebeb dolayısıyla- necis olmazlar."[2] (Bk. 31.mesele, 2. hadis)

 

›-7-�  Ay hali, lohusa ve cünub olanların yanından çıkartılmaları.

 

›-8-�  Ölenin canını verdiği sıralarda hazır bulunan kimselerin üzerinden yedi gün geçinceye kadar işi gücü bırakması. (İbnu'l-Hac, el-Medhal, III, 276-277)

 

›-9-�  Bazılarının inancına göre ölünün ruhunun öldüğü yerin etrafında dolaştığına dair inanç.

 

›-10-�  Ölünün vefat ettiği gece sabaha kadar yanında mum yanık tutmak. (el- Medhal, III, 236)

 

›-11-�  Ölünün öldüğü odaya yeşil bir dal bırakmak.

 

›-12-�  Ölünün yanında yıkanmaya başlayıncaya kadar Kur'ân okumak.

 

›-13-�  Ölünün tırnaklarını kesmek ve etek traşını yapmak. (İmam Malik, el- Müdevvene, I, 180, el-Medhal, III, 240)

 

›-14-�  Ölenin makadına, boğazına, burnuna pamuk sokmak.”[3] (İmam Malik, el- Müdevvene, I, 180, el-Medhal, III, 240)

 

›-15-�  Ölünün gözlerine toprak koymak ve bu esnada: "Ademoğlunun gözünü topraktan başka bir şey doldurmaz" demek. (el-Medhal, III, 261)

 

›-16-�  Ölünün yakınlarının defin işi bitirilinceye kadar yemek yememeleri. (Aynı yer, III, 276)

 

›-17-�  Öğle ve akşam yemekleri esnasında ağlamaya özen göstermek. (Aynı yer, III,276)

 

›-18-�  Bir kimsenin (ölenin) baba ve kardeşinin üzerindeki elbiseyi yırtması.”[4] (Bk.22. mesele, b ve c fıkralarında kaydedilen hadis)

 

›-19-�  Ölen için tam bir sene yas tutmak. Bu zaman zarfında kadınlar kına yakmazlar, güzel elbiseler giyinmez, süs eşyası takınmazlar. Sene sona erdikten sonra yapageldikleri şekilde şer'î bakımdan men olunmuş nakış, yazı ve benzeri işleri yaparlar.

 

›-20-�  Bazılarının ölü için yas tuttuklarından ötürü sakallarını bırakmaları. (Bk. 22. mesele f fıkrası)

 

›-21-�  Sergilerin, halıların ters çevrilmeleri, ayna ve avizelerin örtülmeleri.

 

›-22-�  Testi ya da benzeri bir kabta bulunan evdeki sularla yararlanmamak, onun necis olduğunu kabul etmek. Buna gerekçe olarak da ölünün ruhu cesedinden çıktığında o suya daldığını göstermek. (Bk. el-Medhal)

 

›-23-�  Onlardan herhangi birisi yemek yerken hapşuracak olursa ona: Filan erkek yahut filan kadın ile konuş diyerek hayatta olanlar arasından sevdiği bir kimsenin ismini verirler ve buna da o kişinin de ölene katılmaması için böyle yapmak gerektiğini gerekçe gösterirler. (Aynı eserden)

 

›-24-�  Ölüleri için yas tuttukları sürece ebegümeci ve balık yemeyi terketmek. (Aynı eser, III, 281)

 

›-25-�  Et, ızgara, köfte gibi şeyleri yemeyi terketmek.

 

›-26-�  Sufilerin: Kim ölen bir kişi için ağlarsa, o marifet ehli kimselerin yolunun dışına çıkmış olur demeleri. (İbnu'l-Cevzi, Telbisu İblis, s. 340-342 Bk. 18. meseledeki hadisler)

 

›-27-�  Üçüncü bir güne kadar ölenin elbiselerini yıkamayı terketmek. Çünkü bir kanaate göre böylesi ölüden kabir azabını uzaklaştırır. (Medhal, III, 276)

 

›-28-�  Bazılarının dediklerine göre cuma günü ya da cuma gecesi ölen bir kimsenin sadece tek bir saat kabir azabı göreceğini söylerler. Sonra azabı sona erer ve kıyamet gününe kadar bir daha avdet etmez. (Bunu Şeyh Aliyyu'l-Kari Şerhu'l-Fıkhi'l-Ekber, s. 96)'da zikretmiş ve bunu reddetmiştir. Ayrıca 25. mesele 3. fıkradaki hadise de bakınız.

 

›-29-�   Bir başka görüş günahkar mü'minin kabir azabı cuma günü ve cuma gecesi kesilir ve bir daha kıyamet gününe kadar o azab ona geri dönmez.[5]

 

›-30-�  Ölenin vefatını minberler üzerinden ilan etmek. (Medhal, III, 245-246) Ayrıca bk. 22. mesele g şıkkı

 

›-31-�  Birilerine vefatları olduğunu haber verdikleri vakit hazır bulunanların filanın ruhuna el-Fatiha demesi. (Bk. 24. mesele)



[2] Bk. Şiaya ait kitablardan Miftahu'l-Kerame (I, 408) Daha önce değindiğimiz kaynak (I, 153)'de şianın bu hususta icma ettiğini nakletmektedir.Halbuki bu kendisine işaret edilmiş bulunan hadis ile çatışmaktadır.

 

[3] Derim ki: Ancak nadir bazı hallerde olabilir. Mesela ölüde bir hastalık bulunması gibi. Bu

takdirde eğer ölüden bir şeyler çıkıp, bunların kefeni kirleteceklerinden ya da necis edeceklerinden korkulması gibi nadir bazı haller müstesnadır.

 

[4] Miftahu'l-Kerame (I, 509)'da belirtildiği üzere bu imamiyenin benimsediği görüştür. Onlar ve onlarla birlikte yas tutanlar bu şekilde hareket etmeye de "Fekku'l-Hüzn: Yası bitirmek, çözmek" adını verirler. (el-Medhal, III, 277)

[5] Bunu Şeyh Ali el-Kari, Şerhu'l-Fıkhi'l-Ekber (s. 91)'de nakletmiş ve: "Şüphesiz ki bu batıldır" sözleriyle bunu reddetmiştir. Bunun batıl olduğu hususunda daha da açık diğer görüş şöyle demektedir: Şüphesiz kabir azabı kâfirin üzerinden cuma günü ve ramazan ayı boyunca Peygamber (s.a)'ın hürmetine kabir azabı kaldırılır. Yine bunu Şeyh Aliyyu'l-Kari nakletmiş ve aynı şekilde reddetmiştir.