๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cenaze kitabı => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 10 Mart 2011, 21:15:07



Konu Başlığı: Kabir ziyareti
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Mart 2011, 21:15:07
KABİR  ZİYARETİ



›-133-   Ölümden sonra üçüncü günde kabirleri ziyaret etmek. Buna el-Ferk adını verirler. Hafta başında, sonra da onbeşinci günde, sonra kırkta kabri ziyaret etmek. Bunlara et-Tal'at (çıkışlar) adını verirler. Kimileri de sadece son ikisini yapmakla yetinirler. (Nuru'l-Beyan fi'l- Keşfi an Bidai Ahiri'z-Zaman, s. 53-54)

 

›-134-  Her cuma anne-baba kabirlerini ziyaret etmek. (Bu hususta varid olduğu söylenen hadis daha önce 121. meseleden az önce geçtiği üzere uydurmadır.)

 

›-135-  Eğer ölünün ziyaretine cuma gecesi gidilmeyecek olursa, ölünün diğer ölüler arasında gönlü kırık kalacağını söylemeleri ve şehrin surunun dışına çıktıkları vakit ölünün onları gördüğünü iddia etmeleri. (el-Medhal, III, 277)

 

›-136-  Kadınların cumartesi alaca karanlığından itibaren kuşluk vaktine kadar Yahya (s.a)'ın makamını ziyaret etmek üzere Emevi camiine gitmeleri ve bu şekilde kırk cumartesi ziyareti sürdüren bir kimsenin hangi niyeti tutmuşsa o niyetinin ona verileceğini iddia etmeleri. (Islahu'l-Mesacid, 230)

 

›-137-  Sufi İbn Arabi'nin kabrini -ihtiyaçları görür iddiasıyla- kırk cuma ziyaretine gitmek.

 

›-138-  Aşure günü kabir ziyaretinde bulunmak. (el-Medhal, I, 290)

 

›-139-  Şaban ayının 15. gecesinde kabirleri ziyaret edip, orada ateş yakmak.

(Telbisu İblis, 429, el-Medhal, I, 310)

 

 

›-140-  Bayramların birinci günlerinde receb, şaban ve ramazanda kabristanlara

gitmek.

 

›-141-  Bayram günü kabir ziyareti yapmak. (el-Medhal, I, 286; el-İbda, 135, es-

Sünen, 71)

›-142-  Kabirleri pazartesi ve perşembe günleri ziyaret etmek.

 

›-143-  Bazı ziyaretçilerin kabristan kapısında sanki izin alıyorlarmış gibi alçak

gönüllü bir ifade ile kısa bir süre durmaları, sonra içeri girmeleri. (el-İbda, 99)

 

 

›-144-  Ellerini namazda duruyormuş gibi kavuşturup, kabrin ön tarafında durmak. (aynı yer)

 

›-145-  Kabir ziyareti yapmak için teyemmüm yapmak.

 

›-146-  Kabir ziyareti sırasında iki rekat namaz kılıp, herbir rekatte fatiha'yı ve

ayete'l-kürsi'yi birer defa, ihlas suresini üçer defa okuyup, bunun sevabını ölüye bağışlamak.”[24]

 

›-147-  Ölüler için fatiha okumak. (Tefsiru'l-Menar, VIII, 268)

 

›-148-  Kabristanlarda Yasin suresini okumak.”[25]

 

›-149-  Kulhuvallahu ahad (ihlas) suresini onbir defa okumak. (Buna dair hadis daha önce 122. meselenin sonlarında geçtiği üzere uydurmadır.)

 

›-150-  Allah'ım biz senden Muhammed hürmetine bu ölüyü azablandırmamanı

niyaz ediyoruz diye dua etmek.”[26]

 

›-151-  Kabirdekilere: "Aleykümü's-selam" diyerek önce aleyküm sonra selam

lafzını zikretmek suretiyle selam vermek. (Halbuki sünnet bu hususta varid olmuş bütün

hadislerde görüldüğü üzere bunun tam aksinedir. Bu husus daha önce 121. meselede

geçmiş bulunmaktadır.”[27]

 

 

›-152-  Kitab ehline ait kabristanlar üzerinde:"O kâfir olanlar öldükten sonra asla diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. Deki: 'Hayır, Rabbim hakkı için elbette diriltileceksiniz..." (et-Teğabun, 64/7) âyetini okumak.”[28]

 

›-153-  Ayın göründüğü gecelerde kabristanda minberler ve kürsüler üzerinde vaaz yapmak. (el-Medhal, I, 268)

 

›-154-  Kabirler arasında yüksek sesle tehlil getirmek.”[29]

 

›-155-  Özel bazı kabirleri ziyaret eden kimselere hacı adını vermek.”[30]

 

›-156-  Peygamberlerin kabirlerini ziyarete giden kimseler vasıtasıyla onlara selam göndermek.

 

›-157-  Kadınların cuma günlerinde Dımaşk -Şam- şehrindeki es-Salihiyye'de bulunan mezarları ziyarete gitmeleri. Bu konuda erkekler de çeşitli kesimlerden onlara katılmaya başlamıştır. (Islahu'l-Mesacid, 231)

 

›-158-  Şam'da İbrahim el-Halil'in mağarası Kasyun dağının er-Rabve batı tarafında bulunan üç eser gibi, Şam'da bulunan peygamberlere ait eserlerin ziyaret edilmesi.

(Tefsiru'l-İhlas, s. 169)

 

›-159-  Meçhul asker ya da meçhul şehid adı verilen kabirlerin ziyaret edilmesi.

 

›-160-  Namaz ve Kur'ân okumak gibi ibadetlerin sevablarının müslümanların ölülerine hediye edilmesi. (Bk. 117 mesele ile ilgili not)

 

›-161-  Birtakım salih amellerin sevabının Peygamber (s.a)'a hediye edilmesi. (el- Kaidetu'l-Celile, 32, 111; el-Ihtıyaratu'l-İlmiyye, 54; Şerhu Akideti't-Tahavi, 386-387; Tefsiru'l-Menar, VIII, 249, 254, 270, 304, 308)

 

›-162-  Kur'ân okuyup onu ölüye hediye eden kimselere ücret vermek. (İbn Teymiye, Fetava, 354)

 

›-163-  Peygamberlerin ve salihlerin kabirlerinin yanında dua kabul olunur demek.

(Fetava)

 

›-164-  Kabul edilir ümidiyle dua etmek üzere belli bir kabre gitmek. (el-Ihtiyaratu'lİlmiyye,50)

 

›-165-  Peygamberlerin, salih kimselerin ve diğerlerinin kabirlerini örtülerle örtmek.”[31] (el-Ihtiyaratu'l-İlmiyye, 55, el-Medhal, III, 278; el-İbda, 95-96) "Peygamber efendimizin bu sözü söylemesi ölülere selam vermek hususunda onların –cahiliye dönemindeki arabları kastediyor- görülegelen geleneklerine işaret etmektedir. Çünkü onlar duadan önce ölenin ismini söylüyorlardı. Aynı zamanda bu şiirlerinde de geçen bir ifadedir. Şairin şu beyitinde olduğu gibi: "Sana olsun Allah'ın selamı ey Kays b. Asım Ve rahmeti de her rahmet etmek istediğinde." Ancak sünnet canlılara ve ölülere selam vermek bakımından farklılık arzetmez." Bu açıklamayı İbnu'l-Kayyim, Tehzib-u Sünen-i Ebi Davud adlı eserinde Ali el-Kari de el-Mirkat (II, 406, 479) adlı eserinde desteklemişlerdir. Oraya bakınız.

 

 

›-166-  Bazılarının salih kimsenin kabri eğer bir köyde bulunuyor ise onun bereketiyle rızıklandırıldıklarına, onlara yardım edildiklerine inanmaları ve burası şehrin bekçisidir demeleri. Nitekim: Seyyide Nefise Kahire'nin bekçisi, Şeyh Rıslan Dımaşk'ın bekçisi filan ve filan Bağdat'ın bekçileri ve diğerleri hakkında söylenenler. (er-Raddu ale'l-Ahnai, 82)

 

›-167-  Bir çok evliya yatırı hakkında doktorların uzmanlık alanları gibi uzmanlık

alanlarının bulunduğuna inanmak. Mesela kimilerinin göz hastalıklarında faydalı

olduğuna, kimilerinin sıtma hastalığını şifaya kavuşturduğuna... inanmak. (el-İbda, 266)

 

›-168-  Bazılarının marufun kabri denenmiş tiryaktır (şifa kaynağıdır) demeleri. (er- Reddu ale'l-Bekri, 232-233)

 

 

›-169-  Bazı şeyhlerin müridlerine senin Allah'tan bir ihtiyacın olursa, benden

yardım dile yahutta kabrimin yanında yardım dile demesi. (Aynı yer)

 

›-170-  Velinin kabri etrafında bulunan ağaç, taş gibi şeylerin kutsanması ve onlardan herhangi birisini kesenlerin bir şekilde rahatsız edici bir musibet ile karşılaşacağına inanılması.

 

›-171-  Kimilerinin her kim ayete'l-kürsi'yi okur ve Şeyh Abdu'l-Kadir Geylani'nin bulunduğu tarafa döner, yedi defa ona selam verirse verdiği herbir selam ile birlikte onun kabrine doğru bir adım yaklaşır ise ihtiyacı karşılanır. (Fetava, IV, 309)

 

›-172-  Kendisi öldükten sonra kocası evlenen vefat etmiş kadının kabri üzerine

kıskançlığının ateşini söndüreceği iddiasıyla su serpmek. (el-İbda, 265)

 

›-173-  Peygamberlerin ve salihlerin kabirlerini ziyaret etmek için yolculuk yapmak. (Fetava, I, 118, 122, IV, 315; Mecmuatu'r-Resaili'l-Kübra, II, 395; er-Raddu ale'l-Bekri, 233; el-İbda, 100-101; er-Raddu ale'l-Ahdai, 45, 123-124, 219, 384; Ayrıca bk. 128. mesele)

 

›-174-   İbrahim el-Halil (a.s)'ın kabri yanında yüce Allah'a yakınlaşmak ümidiyle davul, zurna, boru çalmak ve raks etmek. (el-Medhal, IV, 246)

 

›-175-  İbrahim el-Halil'i binanın iç tarafından ziyaret etmek. (Aynı eser, IV, 245)

 

›-176-  Kabirler içerisinde odalar yapmak ve orada kalmak. (Aynı eser, I, 251-252)

 

›-177-  Kabirlerin üzerine mermer ya da tahtadan levhalar yerleştirmek. (Aynı eser, III, 272-273)

 

›-178-  Kabrin etrafını parmaklıklarla çevirmek (aynı eser, III, 272)

 

›-179-  Kabri süslemek (Şerhu't-Tarikati'l-Muhammediyye, I, 114-115)

 

›-180-  Kabristana mushaf götürmek ve o mushaftan ölünün üzerine Kur'ân okumak. (Tefsiru'l-Menar, Ahmed'den naklen, VIII, 267)

 

›-181-  Orada Kur'ân okuyacak kimseler için kabirlerin yanında mushaflar koymak. (Fetava, I, 174; el-Ihtiyaratu'l-İlmiyye, 53)

 

›-182-  Kabrin duvarlarını ve direklerini dümdüz edecek şekilde traşlamak. (Ebu

Şame, el-Bais, 14)

 

›-183-  Yatırın iç tarafına -yatır sahibinin haklarında ayırdedici hükmünü verecek kanaatiyle- şikayet dilekçelerini sunmak ve yatırın iç taraflarına bırakmak. (İbda, 98, el- Kaidetu'l-Celile, 14)

 

›-184-  Velilerin kabirlerindeki pencereler üzerine -onlara ihtiyaçlarını görmelerini hatırlatmak amacıyla- bez bağlamak.

 

›-185-  Velileri ziyaret edenlerin tabutlarına kapı çalar gibi vurmaları ve onlara asılmaları. (el-İbda, 100)

 

›-186-  Teberrük maksadıyla kabrin üzerine mendiller ve kumaşlar bırakmak. (el- Medhal, I, 263)

 

›-187-  Bazı kadınların kimi kabirler üzerine hamile kalmak amacıyla uzanmaları ve ona belli yerlerini sürtmeleri.

 

›-188-  Kabri el sürmek suretiyle istilam etmek ve öpmek. (el-İktida, 176; el-İ'tisam,II, 134, 140; İbnu'l-Kayyim, İğasetu'l-Lehfan, I, 194; el-Birgivi, fi Atfali'l-Muslimin, 234; el-Bais, 70; el-İbda 90).”[32]

 

›-189-  Karnı ve sırtı kabrin duvarına yapıştırmak. (el-Bais, 70)

 

›-190-  Bedenini yahut bedeninin bir bölümünü kabre ya da kabre yakın parmaklık vb. yapıştırmak. (Fetava, IV, 310)

 

›-191-  Yanakları kabirlere değdirmek. (İğasetu'l-Lehfan, I, 194, 198)

 

›-192-  Peygamberlerin ve salihlerin kabirlerinin etrafında dönmek (tavaf). (Mecmuatu'r-Resaili'l-Kübra, II, 372; el-İbda, 90)

 

›-193-  Herhangi bir kabir yanında Arafat'ta durur gibi toplanmak. Bu da hakkında güzel zan beslenenlerden birisinin kabrine arafe günü gitmek ve Arafat'ta olduğu gibi kabri yanında büyük bir kalabalık halinde toplanmak demektir. (Iktidau's-Sırati'l- Mustakim, 148)

 

›-194-  Kabrin yanında havyan ve kurban kesmek. (Aynı eser, 182; el-Ihtiyarat, 53; Nuru'l-Beyan, 72)

 

›-195-  Dua edileceği vakit salih kimsenin bulunduğu tarafa doğru yönelmek. (Iktidau's-Sırati'l-Mustakim, 175; er-Raddu ale'l-Bekri, 266)

 

›-196-  Bazı salih kimselerin bulunduğu tarafa arkayı dönmemek. (Aynı yer)

 

›-197-  Kabul edilir ümidiyle peygamberlerin ve salihlerin kabirleri yanında dua etmek üzere gitmek.”[33] (el-Kaidetu'l-Celile, 17, 126-127; er-Raddu ale'l-Bekri, 27, 57; er- Raddu ale'l-Ahnai, 24; el-Ihtiyaratu'l-İlmiyye, 50; İğasetu'l-Lehfan, I, 201-202, 217)

 

›-198-  Bu gibi kabirlerin yanında namaz kılmak üzere gitmek. (er-Raddu ale'l- Ahnai, 124; Iktida, 139)

 

›-199-  Bu gibi kabirlerin yanında o kabirlere doğru namaz kılmak için gitmek. (er- Raddu ale'l-Bekri, 71; el-Kaidetu'l-Celile, 125-126; İğasetu'l-Lehvan, I, 194, 198; el- Hadimi, Şerhu't-Tarikati'l-Muhammediyye, IV, 322)

 

›-200-  Bu gibi kabirlere orada zikir yapmak, Kur'ân okumak, oruç tutmak ve hayvan kesmek maksadıyla gitmek. (Iktida, 181, 154)

 

›-201-  Allah'a kabirde bulunan vasıtası ile tevessül etmek, onu vesile yapmak. (İğasetu'l-Lehvan, I, 201-202, 217; es-Sünen, 10)

 

›-202-   Kabirdekinin adına yüce Allah'a and vermek. (İbn Teymiye, Tefsir-u Sureti'l-İhlas, 174)

 

›-203-  Ölene yahut peygamber ve salihlerden hazır bulunmayanlarına: Yüce Allah'a (benim için) dua et ya da dilekte bulun denilmesi. (el-Kaidetu'l-Celile, 124; Ziyaratu'l- Kubur, 108-109; er-Raddu ale'l-Bekri, 57)

 

›-204-  Ey efendim filan benim imdadıma koş yahutta düşmanıma karşı bana yardımcı ol gibi sözlerle ölüden yardım istemek. (el-Kaide, 14, 17, 124; er-Raddu ale'l- Bekri, 30-31, 38, 56, 144; es-Sünen, 124)

 

›-205-  Ölünün Allah'tan ayrı olarak çeşitli işlerde tasarruf sahibi olduğuna inanmak. (es-Sünen, 118)

 

›-206-  Kabrin yakınında itikafa çekilmek ve kabre mücavirlik yapmak. (Iktida, 183, 210)

 

›-207-  Tazim ettikleri kabirlerin ziyaretinden gerisin geri yürüyerek çıkmak. (el-

Medhal, IV, 238; es-Sünen, 69)

 

›-208-  Şehirlere orada bulunan velileri ve ölüleri ziyaret etmek üzere gelen birtakım dervişlerin şehirlerine dönmek istedikleri vakit: Bu şehirdeki bütün sakinler için efendim filan, efendim filan için deyip, isimlerini söyleyerek, onlara yönelerek, işaret ederek ve yüzünü sürerek el-fatiha demeleri. (es-Sünen, 69)

 

›-209-  Bu ziyaretçilerin: es-Selamu aleyke ya veliyallah. Peygamber (s.a)'ın, dört kutbun, encabın, evtadın, kitabın taşıyıcılarının, gavsların, silsile-i sadatın, tarif sahiblerinin, kainattaki müderriklerin ve genel olarak bütün Allah'ın velilerinin hepsi için el-fatiha ya hayy veya kayyum denilmesi, arkasından fatiha'nın okunarak ellerini yüzüne sürmesi ve gerisin geri çıkıp gitmesi. (Aynı yer)

 

›-210-  Kabri yükseltmek ve üzerine bina yapmak. (Iktida, 632; Tefsir-u Sureti'lİhlas, 170, Sifru's-Saade, 57; Şevkâni, Şerhu's-Sudur, 66; Şerhu't-Tarikati'l- Muhammediye, I, 114-115)

 

›-211-  Kabrinin üzerine bir bina yapılmasını vasiyet etmek. (el-Hadimi, IV, 326)

 

›-212-  Kabirleri alçı ile sıvamak (İğase, I, 196-198); el-Hadimi, IV, 322)

 

›-213-  Ölenin adını ve ölüm tarihini kabrin üzerine nakşetmek. (el-Medhal, III, 272; Zehebi, Telhisu'l-Müstedrek, el-İğase, I, 196, 198; el-Hadimi, IV, 322; el-İbda, 95; Ayrıca bk. 128. mesele, 1-6. fıkralar)

 

›-214-  Kabirler ve yüce zatlardan kaldığı kabul edilen eserler üzerinde mescidler ve meşhedlerin bina edilmesi. (Tefsir-u Sureti'l-İhlas, 192; Iktida, 6, 158; er-Raddu ale'l- Bekri, 233; el-İbda, 99)

 

›-215-  Kabirler üzerinde ya da yakınında namaz kılmak suretiyle kabirleri mescidlere dönüştürmek (el-İbda, 9; el-Fetava, II, 186, 178, IV, 311; Iktida, 52; Ayrıca bk. 128. mesele, 8 ve 9. fıkralar)

 

›-216-  Ölenin mescidde defnedilmesi ya da üzerine mescid yapılması. (İslahu'l- Mesacid, 181; Bk. 128. mesele, 9. fıkra)

 

›-217-  Kabe'ye arkasını dönerek ve kabre yüzünü çevirerek namaz kılmak. (Iktida,218)

 

›-218-  Kabirleri bayram yerine döndürmek. (Iktida, 148; Iğase, I, 190, 193; İbda, 85, 90; Ayrıca bk. 128. mesele, 10. fıkra)

 

›-219-  Ziyaretçiler gelip ziyaret etsinler diye kabrin içinde kandil yakmak (Medhal, III, 273, 278; Iğase, 194, 198; et-Tarikatu'l-Muhammediye, IV, 236; İbda, 88; Ayrıca az önce kaydedilen mesele ve fıkra)

 

›-220-  Kabirdeki kandiller yahut bir dağ ya da bir ağaçta yakmak üzere zeytinyağı ve mum adamak. (Islah, 232-233; Iktida, 151)

 

›-221-  Medinelilerin mescide girdikleri ya da çıktıkları her seferinde Peygamber efendimizin kabrini ziyaret etmeye gitmeleri. (er-Raddu ale'l-Ahnai, 24, 150-151, 156, 217-218; Kadı Iyad, eş-Şifa fi Hukuki'l-Mustafa, II, 79; Ayrıca az önceki mesele, 10. fıkra)…”[34]

 

 

›-222-  Peygamber (s.a)'ın kabrini ziyaret etmek amacıyla yola çıkmak. (Bk. 173. nolu bid'at)

 

›-223-  Peygamber (s.a)'ı receb ayında ziyaret etmek.

 

›-224-  Mescide girildiği vakit kabri şerif tarafına yüzünü çevirmek ve kabirden uzakça bir yerde sağ elini, sol elinin üzerine tıpkı namazdaymış gibi" [35] koyarak son derece huşulu bir şekilde ayakta durmak. (Bk. 194 nolu bid'at)

 

›-225-  Peygamber (s.a)'dan (kendisi için) mağfiret dilemesini istemek ve bu arada: "Şâyet kendilerine zulmettiklerinde sana gelip de Allah'tan mağfiret dileselerdi..." (en- Nisa, 4/64) âyetini okumak. (er-Raddu ale'l-Ahnai, 164-165, 216; es-Sünen, 68)

 

 

›-226-  Peygamber (s.a) ile tevessül etmek. (Bk. 200, 203 nolu bid'atler)

 

›-227-  Peygamber efendimizin adını vererek yüce Allah'a and vermek.

 

›-228-  Yüce Allah'tan ayrı olarak ondan yardım dilemek, imdada koşmasını istemek.

 

›-229-  Saçlarını kesip, Peygamber (s.a)'ın türbesine yakın bulunan büyükçe kandile atmak. (el-İbda, 166; el-Bais, 70)

 

 

›-230-  Peygamber efendimizin kabr-i şerifine sürtünmek. (Medhal, I, 263; Sünen, 69; el-İbda, 166)

 

›-231-  Peygamber efendimizin kabrini öpmek (son anılan iki yer)

 

›-232-  Peygamberin kabrini tavaf etmek (Mecmuatu'r-Resaili'l-Kübra, II, 10, 13; Medhal, I, 263; el-İbda, 166; es-Sünen, 69; el-Bais, 70)"…"[36]

 

 

›-233-  Peygamberin kabri şerifinin duvarına karnı ve sırtı yapıştırmak. (İbda, 166; el-Bais, 70)

 

›-234-  Eli Peygamber efendimizin kabr-i şerifinin hücresinin penceresine koymak ve herhangi bir kimsenin: Elini pencerisinin üzerine koyduğun ve şefaat ya Rasûlullah dediğin o kimsenin hakkı için diyerek yemin etmek.

 

›-235-  Kendisine dua etmek maksadıyla Peygamberin hücresine yönelerek, Peygamberin kabrinin yanında uzunca ayakta durmak. (el-Kaidetu'l-Celile, 125; er- Raddu ale'l-Bekri, 125, 232, 282; Mecmuatu'r-Resaili'l-Kübra, II, 391)

 

 

›-236-  Peygamber mescidindeki ravzada kabir ile minberi arasında sayhani diye bilinen hurmayı yemek suretiyle Allah'a yakınlaşacağını zannetmek. (el-Bais, 70; İbda, 166)

 

 

›-237-  Bir hatim okumak yahut birtakım kasideler söylemek maksadıyla Peygamber (s.a)'ın kabri yakınında toplanmak. (Mecmuatu'r-Resaili'l-Kübra, II, 398)

 

›-238-  Peygamber (s.a) ya da onun dışındaki peygamberlerin ve salihlerin kabirlerini açmak suretiyle yağmur duasına çıkmak."[37] (er-Raddu ale'l-Bekri, 29)

 

 

›-239-  İhtiyaçların yazıldığı birtakım belgelerin Peygamber (s.a)'a gönderilmesi.

 

 

›-240-  Bazılarının: Peygamber (s.a)'ın kabrini ziyaret ettiği sırada ihtiyaçlarını ve günahlarının bağışlanmasını diliyle zikretmemesi gerekir. Çünkü onun ihtiyaçlarını ve onun faydasına olan işleri Peygamber ondan daha iyi bilmektedir demeleri.[38]

 

 

›-241-  Peygamber (s.a)'ın ümmetine şahidlik etmesi, onları görmesi, durumlarını, niyetlerini, hasretlerini ve kalblerinden geçenleri bilmesi noktasında hayatı ile ölümü arasında fark yoktur demeleri."[39]

 

Burada cenazeler ile ilgili bid'atlerden derleyip, toparlama imkanını bulduklarımız sona ermektedir. Böylelikle kitab da tamamlanmış olmaktadır. Muvaffakiyeti dolayısıyla Allah'a hamd-u senalar ederim. Lütfunu daha da arttırmasını bana bu fani dünyadan ayrılıp, ebedi ve kalıcı diyara ayrılmak halinde O'na kavuşmayı sevmeyi nasib etmesini ve "Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddiyklar, şehidler ve salihlerle birliktedirler. Onlar ne iyi arkadaştırlar." (en-Nisa, 4/69)'a katmasını niyaz ederim.


[24] Bu hususu Şerhu'ş-Şir'a (s. 570) müellifi şu sözleriyle kaydetmektedir: "Ziyarette sünnet olan önce abdest almakla başlayıp, herbir rekatte... okuyacağı iki rekat namaz kılar." Oysa bunun sünnetle hiçbir alakası yoktur. Aksine sünnette önceden de geçtiği üzere bu şekilde kabirlerin yanında namaz kılmak kastı ile gitmenin haram kılınması sözkonusudur. Az önce kaydettiğimiz nota da bakabilirsiniz.

 

[25] "Kim kabristana girip de Yasin suresini okursa Allah onların (yüklerini) hafifletir ve o kabirlerde bulunanlar sayısınca o kimselere hasenat yazılır." diye rivayet edilen hadisin sünnet kitablarının hiçbirisinde herhangi bir aslı esası yoktur. Suyutî bunu Şerhu's-Sudur (s. 130)'da kaydettikten sonra hadisin kaynaklarına "el-Hallal'ın arkadaşı Abdu'l-Aziz kendi senediyle Enes'den rivayet etmiştir" sözlerinden daha fazla bir şey söylememiştir. Daha sonra bu hadisin senedine vakıf oldum. el-Ahadiysu'd-Daife, 1246'da tahkik ettiğim üzere bu senedin elle tutulur hiçbir tarafının bulunmadığını gördüm.

 

[26] Bu hadisi Birgivi, Ahvalu Atfali'l-Müslimin (s. 229)'de zikretmekte ve şöyle demektedir: "Haberde nakledildiğine göre: Kim bir mü'minin kabrini ziyaret eder ve Allah'ım... Senden isterim diyecek olursa, Allah sura üfleneceği günde üzerinden azabı kaldırır." Bu batıl bir hadis olup, sünnet kitablarının hiçbirisinde bunun aslı astarı yoktur. Birgivi merhumun muhaddislerden herhangi bir kimseye bunu isnad etmeksizin bu hadisi nakletmeyi nasıl caiz gördüğünü bilemiyorum. Çünkü bu hadiste yine ona göre az önce belirtilen eserinde kaydettiği üzere (s. 352) bid'at haram ve tahrimen mekruh kabilinden olan tevessül de sözkonusu edilmektedir.

 

[27] Bu bid'ati kabul edenlerin birisi de eş-Şir'a'nin şarihi (s. 757)'dir. Bunlar bunu Cabir b. Süleym'in rivayet ettiği şu hadise dayanırlar: Rasûlullah (s.a) ile karşılaştım. Ona aleyke's-selam dedim. O aleyke's-selam, ölüye verilen selam şeklidir... diye buyurdu. Hadisi Ebu Davud (II, 179), Tirmizi (II, 120 Bunak baskısı), Hakim (IV, 186), Hakim hadisin sahih olduğunu belirtmiş, Zehebi de bu hususta ona muvafakat etmiştir. Hadis dedikleri gibidir. Hattabi de şöyle demektedir:

 

[28] Şerhu'ş-Şir'a (s. 568)'de bunu müstehab görmüş. Ancak sünnette bunun herhangi bir aslı astarı yoktur. Aksine sünnette buna muhalif olan husus vardır. 125. meseleye bakınız.

 

[29] Onlardan birisinin defalarca her gün sabah vaktinde güneş doğmadan az önce bir kabir üzerinde dikilmekte olduğunu gördüm. Böylelikle haram ve bid'at olan bir işi aynı zamanda yapmış olur.

 

[30] Şeyhu'l-İslam, el-İhtiyarat (181)'de şunları söylemektedir: "Kabirleri ve meşedleri sadece kendisine hacı denilsin diye ziyaret eden bir kimse kâfir ve sapık hacıların ayağına vurulan bukağı gibi bir bukağı vurularak tazir edilir ve her kim bu gibi yerleri ziyaret etmeye hac adını verir yahutta bunların özel birtakım ziyaret ibadetlerinin olduğunu kabul ederse, şüphesiz ki o sapık ve saptırıcıdır. Beytullahın haccının özelliklerinden olan herhangi bir şeyi hiçbir kimse bu gibi yerlerde yapma hakkına sahip değildir.

[31] İbn Abidin (I, 839)'de bunun mekruh olduğunu söylemektedir ki bu da tahrimen mekruh demektir.

[32] Gazali, el-İhya, (I, 244)'de bunu kabul etmeyerek şöyle demiştir: "Şüphesiz ki bu hristiyan ve yahudilerin adetidir." Ayrıca bk. 124. mesele.

[33] İğasetu'l-Lehfan (I, 218) ve başka yerlerde şöyle demektedir: "İmam Şafiî'nin, Ebu Hanife'nin kabri yanında dua etmek üzere gittiğine dair nakledilen hikaye açıkça yalandır." Şeyhu'l-İslam fetvalarında (IV, 310-311, 318) şunları söylemektedir: "Dımaşk camiinin doğu tarafında Hud (a.s)'ın kabri olduğu söylenen yerde -ki ilim adamlarının kabul ettikleri oranın Muaviye b. Ebi Süfyan'ın kabri olduğudur- yahutta Yahya b. Zekeriya'nın başının altında bulunduğu ahşabın yakınında namaz kılmaya çalışmak ve dua etmek de buna yakındır.

[34] Malik bunu mekruh görerek şöyle demiştir: "Bu ümmetin ilklerinin ve önce gelenlerinin bu işleri yaptıklarına dair bana bir haber ulaşmış değildir. Böyle bir hareket ancak bir yolculuktan gelen yahutta Medine dışından Mescid-i Nebevi'ye gelen kimseler için müstesna mekruhtur. Kadı Iyad da bunu böylece nakletmiştir.

[35] Ben bunu 68 yılında gördüm. Özellikle yabancılar arasından bu işi yapanların çokluğundan dolayı tüylerim diken diken oldu.

 

[36] İbnu's-Salah'dan şöyle dediği nakledilmektedir: "Kabr-i şerifin etrafında dolaşmak (onu tavaf etmek) caiz değildir."

[37] Derim ki Ebu'l-Cevza Evf b. Abdullah'ın şu rivayetine gelince: Medineliler yağmur yağmadığından oldukça sıkıntıya düştüler. Durumdan Aişe (r.anha)'ya şikayetçi oldular. O da şöyle dedi: Peygamber (s.a)'ın kabrine bakınız. Ondan semaya doğru küçük bir pencere açılır. Onunla sema arasında tavan olmasın. (Ebu'l-Cevza) dedi ki: Onun dediğini yaptılar. Bize o kadar yağmur yağdırıldı ki sonunda otlar bitti, develer semirdi. Hatta topladıkları yağdan adeta derileri çatladı. Bundan dolayı o seneye (çatlama yılı anlamına:) Ame'l-Fetk adı verildi." Şeklindeki rivayet sahih değildir. Bunu Darimi Sünen'inde (I, 43-44)'de zikretmektedir. Senedinde Ebu'l- Numan diye bir ravi vardır ki asıl adı Muhammed b. el-Fadl'dır ve Arim diye bilinir. el-Ukayli ve onun dışında hadis alimlerinin dedikleri gibi ömrünün son dönemlerinde hafızası karışmıştır.

 

Şeyhu'l-İslam İbn Teymiye, er-Raddu ale'l-Bekri (s. 68)'de şunları söylemektedir: "Aişe (r.anha)'dan rivayet edilen Peygamber (s.a)'ın kabrinden yağmur yağması için bir pencereciğin açılması ile ilgili rivayet sahih değildir, senedi sabit değildir. Bunun yalan olduğunu açıklayan hususlardan birisi de şudur. Aişe (r.anha)'ın hayatı boyunca Peygamber efendimizin bulunduğu hücrenin böyle bir penceresi yoktu. Aksine bir bölümü Peygamber (s.a)'ın döneminde olduğu gibi kalmıştı. Onun bir bölümünün tavanı vardı, bir bölümü de açıktı ve oraya güneş giriyordu. Nitekim Buhari ve Müslim'de, Aişe (r.anha)'dan sabit olduğu üzere Peygamber (s.a) ikindi namazını kıldığı vakit güneş Aişe (r.anha)'nın odasında oluyor ve henüz gölge ortaya çıkmış bulunmuyordu." Ayrıca et-Tevessül Envauhu ve Ahkamuhu (s. 127-132) adlı eserimize bakabilirsiniz.

 

[38] Üzücü hususlardan birisi de bu bid'at ile bundan sonraki bid'ati ben İbnu'l-Hac (I, 259, 264)'e ait Kitabu'l-Medhal'de nakletmiş idim. O bunları şeriatte haklarında nass bulunan hususlardanmış gibi teslimiyetle kabul etmiş bir şekilde zikretmektedir. Bu kabilden onun pekçok örnek gösterilecek hususları vardır. Bunların bazılarının ondan olduğuna dair işarette bulunmaksızın geçmiş bulunmaktadır. Bunların büyük bir bölümünü de yüce Allah'ın izniyle bid'atlere tahsis ettiğimiz kitabta zikredeceğiz. Bundan çokça hayret etmemizin sebebi onun bu kitabının tek tek bid'atleri zikretmek hususunda önemli ve büyük bir kaynak oluşundan dolayıdır. Ben kitabın sonuna koyduğum bu bölümde buna gerçekten adaletle şahidlik ediyorum fakat onun da bu husustaki bilgisinde başkasını taklid ettiğini ve büyük ölçüde sufilerin yolundan ve saçmalıklarından etkilendiğini öğrenince bu hayret ortadan kalkar ve İmam Malik'in söylediği şu sözün doğruluğuna olan kesin inancımız daha da artar: "Bizden sözleri arasında reddolunmadık hiçbir kimse yoktur. Şu kabrin sahibi müstesna." Allah'ın salât ve selamı ona.

 

[39] Şeyhu'l-İslam, er-Raddu ale'l-Bekri (s. 31)'de şunları söylemektedir: "Kimileri Rasûlullah'ın yahutta şeyhin -sözkonusu etmeden dahi- günahlarını ve ihtiyaçlarını bildiğini, günahlarını bağışlamaya, ihtiyaçlarını karşılamaya muktedir olduğunu, Allah'ın muktedir olduğu şeylere kadir olduğunu, Allah'ın bildiklerini bildiğini zanneder. Bu gibi kimseleri ben bizzat gördüm ve bunu kendilerinden dinledim. Onlardan kimileri de şeyhtir, müftüdür, hakimdir, müderristir." Yardımcımız Allah'tır. La havle ve la kuvvete illa billah.


Konu Başlığı: Ynt: Kabir ziyareti
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 01 Temmuz 2014, 18:06:26
Esselamu aleykum;
Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalkamayıp vefatıyla neticelenen hastalığında şöyle buyurmuştur:

‘Allah Yahudi ve Hristiyanlara lanet etsin. Onlar nebilerinin kabirlerini mescid edinmişlerdir.’

Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu sakındırması olmasaydı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kabri açıkta olurdu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kabrinin mescid edinilmesinden korkmuş ve ondan ümmetini sakındırmıştır.”

Buhari 4441



Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işittim:

‘İnsanların en şerlileri kendileri hayatta iken kıyamet üzerlerine kopan ve kabirleri mescidler edinen kimselerdir’ buyuruyordu.”

İbni Hibban el-İhsan 2325, İbni Huzeyme 789, Tabarani 10413, Bezzar 3420, Ahmed 1/405-435


Konu Başlığı: Ynt: Kabir ziyareti
Gönderen: Ceren üzerinde 02 Eylül 2016, 21:49:47
Aleykumselam.Kabir ziyaretlerinde yakinlarini unutmayan ve ziyeret edip allahin rahmetine kavusan ve öldüğünde kabrini ziyaret eden kullardan olalim inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Kabir ziyareti
Gönderen: Sevgi. üzerinde 03 Mayıs 2019, 02:54:41
Aleyküm selâm. Herzaman kabir ziyaretlerinde bulunmaya gayret edenlerden olalım inşaAllah
Rabbim tüm ölmüşlerimize rahmetler eylesin..Aminn


Konu Başlığı: Ynt: Kabir ziyareti
Gönderen: Züleyha üzerinde 03 Mayıs 2019, 11:19:04
Allah razı olsun hocam selam ve dua ile...