Konu Başlığı: Yerilen ve övülen hüküm verme Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ocak 2011, 15:49:48 YERİLEN VE ÖVÜLEN HÜKÜM VERME, HÜKÜM VERME ADABI VE ŞEKLİ 4904- Ebû Hureyre radiyallahu anh «dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "İnsanlar arasında kadı tayin edilmiş kişi, bıçaksız boğazlanmış demektir." [Ebû Dâvud ve Tirmizî.] 4905- Büreyde radiyalluhu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Hakimler üç (türlü)dür: Bunların birisi cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, doğruyu bilip doğru ile hükmedendir. Doğruyu bilip zulümle hüküm veren ve cahillikle bilmeden insanlar arasında hükmedenler cehennemliktir." [Ebû Dâvud] 4906- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Hz. Osman, ona dedi ki: "İnsanlar arasında kadılık yap!" "Ey mü'minlerin emîri (bu vazifeden) beni affet!" "Neden istemiyorsun, baban da kadılık yaptı." Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: "Kim kadı olup da adaletle hükmederse, bu kimse ba-şabaş (sevap ve günahı eşit) ayrılmaya liyakat kazanmıştır." Hz. Osman bir daha ona teklifte bulunmadı. [Tirmizî] 4907- Rezîn de benzerini rivayet etmiştir. Onda şöyle geçer: "Baban kadılık yapardı." Bu söz üzerine söyle dedi: "Şüphesiz ki babam bir müşkülle karşılaştığı zaman, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e sorardı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de bir problemle karşılaştığı zaman Cibril aleyhisselam'a sorardı. Benim soracak kimsem yoktur. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: «Kim Allah' a sığınırsa büyük bir varlığa sığınmıştır.» Yine şöyle buyurduğunu duydum: «Kim Allah'a sığınırsa onun sığınmasını kabullenir.» Ben de beni kadı yapmandan Allah'a sığınıyorum." Bunun üzerine (Osman) onu (İbn Ömer'i) affetti ve "Bunu kimseye söyleme!" diye tenbih etti. 4908- Enes radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Kim kendiliğinden kadı olmak isterse, kendi haline terkedilir; kim ise zorla kadı yapılırsa, Allah ona bir melek gönderir ve (yanılacağı zaman) onu doğrultur." [Ebû Dâvud ve Tirmizî] 4909- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu.) "Kim, müslümanlara kadılık yapmak isteyip de bu makamı elde eder de, sonra adaleti zulmüne galip gelirse, cenneti kazanır; zulmü adaletine galip gelirse cehennemlik olur." [Ebû Dâvud] 4910- İbnü'l-Müseyyeb radiyallahu anh'dan: Bir müslümanla bir yahudi Ömer'in huzurunda davalaştılar. Ömer yahudiyi haklı görünce, yahudi şöyle dedi: "Vallahi hükmü doğru verdin." Ona değnekle vurup; şöyle dedi: "Ne biliyorsun benim doğru hükmettiğimi?" Yahudi cevap verdi: "Vallahi biz Tevrat'ta şunu buluyoruz: «Bir kadı hak ve adaletle hükmettiği zaman, biri sağında ve biri de solunda olmak üzere Allah ona iki melek gönderir. Hakla beraber olduğu müddetçe onu doğrultup başarılı kılarlar ve doğruluk ve adaletle hükmetmesine ve- sile olurlar. Hak ve adaletten ayrıldığı zaman, onu terkedip giderler»." [Mâlik] 4911- İbn Ebî Evfâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Kadı zulmetmedikçe, Allah daima onunla beraber olur. Zulmettiği zaman Allah ondan ayrılır, bu defa şeytan onun yanına gelip bir daha ondan ayrılmaz." [Tirmizî] 4912- Amr bin el-Âs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Hakim, hüküm vereceği zaman ictihad edip isabet ederse, iki ecir; yanılırsa bir ecir alır." fBuhârî, Müslim ve Ebû DâvudJ 4913- Yahya bin Saîd radiyallahu anh'dan: Ebu'd-Derdâ, Selmân'a şöyle yazdı: "Mukaddes arza gel!" Selmân cevap verdi: "Kişiyi arz yüceltmez; kişiyi yücelten amelidir. Duyduğuma göre sen tedavi eden bir tabip olmuşsun. (Eğer ilâçların) hastalar(a iyi gelip de) iyileşirlerse ne mutlu sana! Yok eğer sen (sahte) tabipsen, dikkat et, korkarım ki (yanlış ilâçlar verip) insanı öldürürsün de cehenneme girersin." Ondan sonra Ebu'd-Derdâ iki kişi arasında hükmettiğinde, o iki insan ayrılıp giderlerken arkasından bakar sonra da şöyle derdi: "Ben (sahte) tabibim. Vallahi haydi dönün de kıssanıza (davanıza) bir kere daha bakayım!" [Mâlik] 4914- Ebû Hureyre ve İbn Amr radiyallahu anhumâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, hükümde rüşvet vereni de alanı da lânetlemiştir." [Tirmizî] Ebû Dâvud ise yalnız İbn Amr'dan aynısını rivayet etmiştir. 4915- Muâz radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem beni Yemen'e gönderip uğurladı. Yürüdüğümde arkamdan adam gönderip çağırttı; gelince bana dedi ki: "Seni niçin çağırdım, biliyormusun? Sakın benim iznim olmadan bir şey alıp zimmetine geçirme! Çünkü bu hiyanet sayılır. Kim hıyanette bulunursa, kıyamet gününde o hıyaneti ile gelir. İşte sana bunu tenbih etmek için çağırdım, haydi işine gidebilirsin." [Tirmizî] 4916- Ali radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem beni Yemen'e kadı olarak gönderdi. Dedim ki: «Ey Allah'ın Resulü! Ben daha gencim, beni gönderiyorsun. Kadılık hakkında hiç bilgim yoktur.» Şöyle buyurdu: «Allah, senin kalbine hidayet verecek, dilini sabit kılacaktır. Önüne iki hasım oturduğu zaman, birincisini dinledikten sonra, ikincisini de (aynı şekilde) dinlemeden sakın hüküm verme! Güzel hüküm vermen için en doğru yöntem budur.» Ondan sonra devamlı olarak kadılık yaptım, veya herhangi bir meselede şüpheye düşmedim." [Tirmizî ve aynı lafızla Ebû Dâvud] 4917- İbnü'z-Zübeyr radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, iki davacı hasmın birlikte hakimin önünde oturmasına hükmetti." [Ebû Dâvud] 4918- Ebû Bekre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Kişi öfkeli iken iki kişi arasında hüküm vermesin." 4919- Diğer rivayet: "(Kişi) bir davada iki ayrı hüküm vermesin. Hiç kimse öfkeli iken asla iki kişi arasında hüküm vermesin!" [Mâlik hariç Altı hadis imamı.] 4920- Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Biriniz müslümanlar arasında hükmetmekle yükümlü kılındığında onların arasında sakın öfkeli iken hükmetmesin. (Davacı ve davalıyı karşısında) oturtmakta, işaret ve bakışlarda onları eşit tutsun. Onlardan herhangi birine bağırarak konuşmasın." [Ebû Ya'lâ ve Ta-berânî Mu'cemu'I-Kebîr'de zayıf'bir senedle.] 4921- İmrân bin Husayn radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Her kim müslümanların hakimlerinden birine çağrılır da gelmezse o zalimdir." -ya da şöyle dedi-: "Onun hakkı yoktur." [Bezzâr leyyin bir isnadla.J 4922- Avf bin Mâlik radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem iki kişi arasında hükmetti. Aleyhine hükmedilen adam sırtını çevirip giderken: «Hasbinallahu ve ni'mel-Vekîl (=Allah bana yeter ne güzel vekildir O!)» dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: «Allah acizliği kınar, fakat sana akıllılık düşer. Buna rağmen başarılı olamazsan o zaman: «Hasbiyellahu ve ni'me'l-Vekîl (=Allah bana yeter ne güzel vekildir O!) de!»" [Ebû Davûd] 4923- Ebû Hamza radiyallahu anh'dan: "İbn Abbâs ile halk arasında tercümanlık yapardım." 4924- Ömer, Ali ve diğerleri radiyallahu anhum'dan: (Dediler ki:) "Kadı ile hakim mescidde dava görür. Cezanın uygulanmasına gelince mescidin dışında uygulanır." [îki rivayet de Buhârî'ye aittir.] 4925- Muâz radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu Yemen'e göndennek istediği zaman, şöyle buyurdu: "Bir dava ile karşılaştığın zaman ne ile hükmedersin?" "Allah Teâlâ'nin Kitâb'ı ile hükmederim." "Allah'ın Kitâb'ında bulamazsan?" 0- "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in sünnetiyle hükmederim." "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in sünnetinde ve Allah'ın Kitabında da bulamazsan?" "Sağa sola bükmeden (dosdoğru) kendi görüşümle ictihad ederim (ve ona göre hükmederim)" dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun göğsüne vurup şöyle dedi: "Allah Resulünün elçisini Allah Resulünün hoşnut olacağı bir şeye muvaffak kılan Allah'a hamdederim." 4926- Diğer rivayet: Muaz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e sordu: "Ey Allah'ın Resulü, ne ile hükmedeyim?" "Allah'ın Kitâb'ı ile." "Allah'ın Kitâb'ında bulamazsam." "Allah Resulünün sünnetiyle." "Resûlullah'ın sünnetinde bulamazsam?" "Dünyanın umurunu iyi incele, Allah katındaki şeyler senin gözünde büyür, ictihad et, Allah seni muhakkak doğru hükme iletir." [Ebû Dâvud ve Tirmizî] 4927- Şureyh radiyallahu anh'dan: O, Ömer'e bir mektup yazıp (Nasıl ve ne ile hükmedeceği hakkında) sordu. Ömer ona cevabî mektubunda şunu yazdı: "Allah'ın Kitâb'ında olanlarla hükmet. Eğer onda yoksa Allah Resulü'nün sünnetiyle hükmet. Allah Resulü'nün sünneti ve Allah'ın Kitabında da yoksa, salihlerin verdiği hükümlerle hüküm ver. Salihlerin verdikleri hükümler arasında da yoksa, dilersen ileri atıl hükmünü ver, dilersen geri çekil (hüküm verme). Geri durup hüküm vermemenin senin için daha hayırlı olduftt kanaatindeyim, vesselam." [Nesâî] 4928- Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem odasının kapısının önünde bir gürültü duydu ve yanlarına çıkıp şöyle dedi: «Ben ancak bir insanım. Bana dava akseder; kiminizin konuşması (ve davasını sunması) kiminizden daha belîğ ve etkin olur. Ben de onun doğru olduğunu zannederim ve lehine hüküm veririm. Kimin için böyle bir hükümde bulunup bir müslümanın hakkını ona geçir-mişsem, bilsin ki o bir ateş parçasıdır; isterse onu taşısın, isterse bıraksın»." 4929- Diğer rivayet: İki kişi Allah Resulü'ne miras davası için geldiler, ellerinde bir delilleri de yoktu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onlara şöyle buyurdu: "Belki biriniz delilini daha güzel açıklayabilir." Bu rivayetin sonunda şöyle geçiyor: "Adamların ikisi de ağlamaya başladı ve her biri arkadaşına: «Benim hakkım senin olsun!» dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: «Madem böyle yapıyorsunuz, öyleyse malı taksim edin, hakkı ayırın, sonra kur'a çekin, sonra da helâllesin!»" [Altı hadis imamı.] 4904-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3571) ve Tirmizî (no. 1325), Nasr b. Alî an Fudayl b. Sül. an Amr b. e. Amr an Saîd b. e. Amr an Saîd b. e. Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnâdı hasen garîbtir. 4905-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3573) ve Tirmizî (no. 1322m), Abdullah b. Büreyde an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 4906-Bu hadisi Tirmizî (no. 1322), Muh. b. Abdila'lâ ani'l-Mu'temir b. Sül. an Abdilmelik b. e. Cemîle an Abdillah b. Mevheb an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti. Zehebî'ye göre Abdülmelik'in hâli mechûldür. 4908-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3578) ve Tirmizî (no. 1323), İsrâîl an Abdila'lâ an Bilâl b. e. Mûsâ an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Ayrıca Tirmizî'de (no. 1324), Abdüla'lâ an Bilâl b. Mirdâs an Hayseme an Enes tarikiyle de gelmiştir. Tirmizî, bu ikinci tariki sahîh bulmuş ve diğeri için "hasen garîb" hükmü vermiştir. 4909-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3575), Abbâs el-Anberî an Ömer b. Yûnus an Mülâzim b. Amr an Mûsâ b. Necde an ceddihî Yezîd b. Abdirrahman Ebî Kesîr an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti. 4910-Bu mevkûfu Mâlik (akdiye no. 2, s. 719), an Yahyâ b. Saîd an Saîd senedi ile tahrîc etti. 4911-Bu hadisi Tirmizî (no. 1330), Abdülkudds b. Muh. an Amr b. Âsım an İmrân el-Kattân an Ebî İshâk eş-Şeybânî an İbn ebî Evfâ senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi. 4912-Bu hadisi Buhârî (i'tisâm 21, VIII, 157), Müslim (akdiye 15, s. 1342), Ebû Dâvud (no. 3574), Tirmizî (no. 1326) ve Nesâî (kadâ' 3, VIII, 224), Yezîd b. Abdillah b. el-Hâd an Muh. b. İbr. an Busr b. Saîd an Ebî Kays mevlâ Amr an Amr b. el-Âs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 4913-Muvattâ, vasiyyet 7, s. 769. 4914-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3580), Tirmizî (no. 1337) ve İbn Mâce (no. 2313), İbn e. Zi'b ani'l-Hâris b. Abdirrahman an İbn Amr asl-ı senedi ile; Tirmizî (no. 1336), Kuteybe an Ebî Avâne an Amr b. e. Seleme an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî, her iki isnâda da sıhhat hükmü vermiştir. 4915-Bu hadisi Tirmizî (no. 1335), Ebû Kureyb an Ebî Usâme an Dâvud b. Yezîd el-Evdî ani'l-Muğîre b. Şübeyl an Kays b. e. Hâzım an Muâz asl-ı senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi. 4916-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3582) ve Tirmizî (no. 1331), Simâk b. Harb an Haneş an Alî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler ve "hasen" olduğuna hükmetti. 4917-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3588), Ah. b. Menî' an İbni'l-Mübârek an Mus'ab b. Sâbit an İbni'z-Zübeyr senedi ile tahrîc etti. 4918-4919-Bu hadisi Buhârî (ahkâm 13, VIII, 108-9), Müslim (akdiye 16, s. 1342-3), Tirmizî (no. 1334), Ebû Dâvud (no. 3589), Nesâî (kudât 17, VIII, 337-338) ve İbn Mâce (no. 2316), Abdülmelik b. Umeyr an Abdirrahman b. e. Bekre an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 4920-Râvilerinden Abbâd b. Kesîr es-Sekafî zayıftır (Mecma‘ IV, 197). 4921-Râvilerinden Revh b. Atâ b. e. Meymûne hakkında ihtilâf olan bir râvidir (Mecma‘ IV, 198). 4922-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3627), Bakiyye b. el-Velîd an Bahîr b. Sa'd an Hâlid b. Ma'dân an Seyfi'ş-Şâmî an Avf b. Mâlik senedi ile tahrîc etti. 4923-Bu muallak rivayeti Buhârî (ahkâm 40, VIII, 120) îrâd etmiştir. 4924-Bu muallak hadisi de Buhârî (ahkâm 19, VIII, 112) îrâd etmiştir. 4925-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3592-3) ve Tirmizî (1327-8), Şu'be an Ebî Avn ani'l-Hâris b. Amr b. ahî'l-Muğîre an unâsin min ehli Hımıs an Muâz asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Görüldüğü gibi isnâdında kopukluk mevcuttur. 4927-Bu hadisi Nesâî (kudât 11/3, VIII, 231), Muh. b. Beşşâr an Ebî Âmir an Süfyân ani'ş-Şeybânî ani'ş-Şa'bî an Şureyh an Ömer senedi ile tahrîc etti. 4928-Bu hadisi Mâlik (akdiye 1, s. 719), Buhârî (mazâlim 16, III, 101; şehâdât 27, III, 162; ahkâm 20, VIII, 112; 29/1, VIII, 116; 31; VIII, 117), Müslim (akdiye 5-6, s. 1337-8), Ebû Dâvud (no. 3583), Tirmizî (no. 1339), Nesâî (kudât 13, VIII, 233) ve İbn Mâce (no. 2317), Urve b. ez-Zübeyr an Zeyneb binti Ümmi Seleme an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. 4929-Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 3584), er-Rabî' b. Nâfi' an İbni'l-Mübârek an Usâme b. Zeyd an Abdillah b. Râfi' an Ümmi Seleme senedi ile tahrîc etti. Konu Başlığı: Ynt: Yerilen ve övülen hüküm verme Gönderen: Mehmed. üzerinde 01 Temmuz 2019, 19:21:07 Esselamü aleyküm Rabbim bizleri İslam a uygun işler yapanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
|