Konu Başlığı: Vukuf ve ifâda Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 18:52:38 Vukuf (Vakfe) Ve İfâda (Arafat Dönüşü) 3458- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'-dan, dedi ki: "Cibril, İbrahim Aleyhisselam'la Mina'ya akın edip gitti. Mina'da ona öğleyi,- ikindiyi, akşamı, yatsıyı ve sabahı kıldırdı. Sonra onu Mina'dan Arafat'a götürdü; ona orada iki namazı birden kıldırdı. Sonra güneş batınca onu Müzdelife'ye götürdü. Orada onunla konakladı ve geceledi. Sonra onu kaldırdı. Müslümanlardan birinin en çabuk kıldığı bir namaz gibi namaz kıldı. Sonra onu doğru Mina'ya götürdü. Şeytanı taşladı, traş oldu ve kurban kesti. Sonra Allah, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'e "İbrahim'in dinine hanîf olarak uy, çünkü o, müşriklerden değildi" diye vahyetti." [Taberânî, Mu'cemu'I-Kebîr'de][344] 3459- Âişe radiyallahu anhâ'dan: Urve dedi ki: "Humus dışında tüm Araplar, Kabe'yi çıplak olarak tavaf ederlerdi. Humus, Kureyş ve çocuklarıdır. Humus, çıplak tavaf edenlere elbise verirdi. Erkekler erkeklere, kadınlar da kadınlara verirlerdi. Humus, Müzdelife'den çıkmazdı. (Diğer) halkın hepsi (vakfe için) Arafat'a giderlerdi." Hişâm dedi ki: "Babam Urve, bana Âişe'den nakletti: Allah, «Sonra insanların akın ettikleri yerden siz de akın edin!» âyetini (Bakara 199) işte onlar hakkında inzal etmiştir. İnsanlar (vakfe yaptıktan sonra) Arafat'tan akın ederlerdi. Humus ise Müz-delife'de (vakfe yapıp orada)n akın eder ve: «Biz ancak Harem'den akın ederiz» derlerdi. «Sonra siz, insanların akın ettikleri yerden akın edin» emri inince onlar da vakfe için Arafat'a yöneMHer." [Buhâri ve Müslim. Sünen ashabının da benzeri rivayetleri vardır.][345] 3460- Nubayt radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i, Arafat'ta devenin üzerinde durmuş halka hitap ederken gördüm." [Ebû Dâvud ve Nesâî][346] 3461- Zeyd bin Eşlem radiyallahu anh'dan, o da Damre'den, o da bir adamdan, o da babasından ya da amcasından: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'i gördüm, Arafat'ta minberin üstündeydi." [Ebû Dâvud][347] 3462- Abdurrahman bin Ya'mer ed-Deylemî radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Hac Arafat'tır, hac Arafat'tır. Mina günleri üç gündür. Kim ilk iki günde acele ederse ona bir sakınca yoktur. Kim gecikirse yine ona bir sakınca yoktur. Kim güneş doğmadan Arafat'a yetişirse, hacca yetişmiş olur." [Sünen ashabı][348] 3463- Urve bin Mudarris radiyallahu anh'dan: "Ben, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e Müzdelife'de namaza kamet getirildiği zaman geldim ve dedim ki: «Ey Allah'ın Resulü! Ben Tay dağından geldim, devemi ve kendimi yordum; uğradığım her dağda durdum, benim için hac imkânı var mıdır?' Şöyle buyurdu: «Kim bizim bu namazımızı kılarsa, bizimle beraber buradan ayrılıncaya dek durursa, bundan önce Arafat'ta gece-gündüz durmuş gibi olur ve dolayısıyla onun haca tamam olur ve (ihramdan çıkış) temizliğini yapar»." [Sünen ashabı][349] 3464- Taberânî, Mu'cemu' l-Kebîr'de şunu ilave etti: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi: «Ey Urve, haydi korkunu sevince çevir!'" Bezzâr ise, metin olarak sadece bu ilaveyi, "Haccın tamamlanmasını kutlamak" bölüm başlığı altında vermiştir.[350] 3465- Mâlik radiyallahu anh'dan: Ona ulaştığına göre Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuş: "Arafat'ın her noktası vakfe yeridir. Ürene vadisinden yükselip uzaklasın (orası vakfe yeri değildir). Müzdelife nin tümü vakfe mahallidir. Muhassar vadisinden çıkıp uzaklasın (orası da vakfe yeri değildir)."[351] 3466- Salim bin Abdillah bin Ömer radiyallahu anh'dan: Abdulmelik (b. Mervân), Haccâc'a: "Hac esnasında İbn Ömer'e karşı gelme!" diye mektup yazdı. İbn Ömer, Arefe günü güneş zail olduğu zaman (Haccâc'a) geldi, ben de onunla beraberdim. Haccâc'ın çadırının yanında bağırdı. Üzerinde sarıya boyanmış bir güneşlik olduğu halde Haccâc dışarıya çıktı. Dedi ki: "Ne'n var ey Ebû Abdarrah-man?" "Eğer sünnete uymak istiyorsan acele et!" "Bu saatte mi?" deyince İbn Ömer: "Evet" dedi. "Öyleyse biraz bekle, başıma biraz su döküp çıkayım." Haccâc çıkıncaya dek orada bekledi. Sonra Haccâc benimle babam arasında yürüdü. (Haccâc'a) dedim ki: "Eğer sünnete riâyet etmek istiyorsan, hutbeyi kısa tut ve vakfe için acele et!" Bunun üzerine (benim sözümü duyup duymadığını anlamak için) Abdullah'a bakmaya başladı. Bunu gören İbn Ömer: "O doğru söyledi" dedi. [Mâlik, Buhârî ve Nesâî][352] 3467- Muhammed bin Ebî Bekr es-Sekafî radiyallahu anh'dan: "Biz, Mina'dan Arafat'a erkenden giderken, Enes'e telbiye hakkında sordum. Dedim ki: «Siz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile bunu nasıl yapıyordunuz?» Şu cevabı verdi: «Telbiye getiren telbiye getiriyordu. Ona hiç itiraz etmezdi. Tekbir getiren de tekbir getirirdi, ona da itiraz etmezdi»." [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Nesâî.][353] 3468- el-Kâsım bin Muhammed radiyalla-hu anh'dan: "Âişe radiyallahu anhâ, vakfeye durulacak mahalle gittiği zaman telbiyeyi terk ederdi." [Mâlik][354] 3469- Üsâme bin Zeyd radiyallahu anh'dan: Ona sordular: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Veda haccında Arafat dönüşü nasıl yürüyordu?" Cevap verdi: "Yavaşla hızlı arasında yürürdü. Geniş bir araziye rastladığı zaman hızlanırdı." [Tirmizî hariç, Altı hadis imamı][355] 3470- Diğer rivayet: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Arafat'tan dönerken ben de terkisinde idim. Yularını çekerek (devesini) öyle hızlı sürüyordu ki, nerede ise hayvanın kulakları semerin önüne değecekti. Bir yandan da şöyle diyordu: «Ey insanlar, sükûnet ve vekarı muhafaza edin (ağır olun)! Zira iyilik deveyi mahvetmekte değildir»."[356] 3471-Diğer rivayet: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in terkisine bindim, Arafat'tan hareket ettik. Müzdelife'nin altındaki sola giden dağ yoluna varınca devesini çöktürdü, inip küçük abdest bozdu. Ona su döktüm, hafif bir abdest aldı. Dedim ki: «Namaz (kılmıyor muyuz) ey Allah'ın Resulü!» «Namaz ileride kılınacak» buyurdu. Tekrar hayvanına bindi, Müzdelife'ye vardı. Namazı orada kıldı, sonra terkisine, Müzdelife sabahı Fadl'ı aldı."[357] 3472- Diğer rivayet: "Devesine bindi, Müzdelife'ye geldik. Akşam namazı için kamet getirildi, namaz kıldı. Sonra herkes develerini çöktürdü. Daha yerleşmeden yatsı için kamet getirildi ve yatsıyı kıldılar. Sonra yerleştiler. Dedim ki: "Sabahleyin ne yaptınız?" "Sabahleyin Fadl'ı terkisine aldı. Ben ise Kureyş'in Mina'ya önde gidenler içinde yaya yürüdüm."[358] 3473- Ömer radiyallahu anh'dan: "Cahiliyet ehli güneş doğuncaya kadar toplu halde (Mina'ya) akın etmezlerdi. «Ey Sebîr dağı aydınlan!» derlerdi (yani güneşin doğuşundan sonra Mina'ya akın ederlerdi). Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, onlara muhalefet etti de güneş doğmadan önce (Müzdelife'den) yola çıkıp (Mina'ya) akın etti." [Buhârî ve Sünen ashabı.][359] 3474- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, biz Abdulmuttalib delikanlüarını Müzdelife gecesi merkepler üzerinde önceden Mina'ya gönderdi. Uyluklarımızı okşayarak şöyle buyurdu: «Oğulcuklarım! Güneş doğuncaya dek sakın şeytanı taşlamayın!'" [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][360] 3475- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Şevde, şişman ve ağır bir kadmdı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den, Müzdelife'den geceleyin (yani erken) dönmek için izin istedi ve o da ona izin verdi. Keşke ben de onun izin istediği gibi izin isteseydim." Âişe, ancak imamla birlikte (Mina'ya) akın ederdi. [Buhârî, Müslim ve Nesâî][361] 3476- Nesâî ve Ebû Davud'un rivayetleri: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Ümmü Seleme'yi Kurban bayramı gecesi gönderdi. Tanyeri ağarmadan şeytanı taşladı. Sonra geçip gitti ve iade tavafını yaptı. O gün, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in onun yanında kaldığı gündü." [Aynca Ebû Dâvud ve Nesâî, bunun benzerini de rivayet ettiler.][362] 3477- Salim radiyallahu anh'dan: "İbn Ömer, ailesinden güçsüzleri önden gönderip, Müzdelife'deki Meş'ar-i haram'da vakfe yaptırırdı. Orada doyasıya Allah'ı zikrederlerdi. Sonra imam gelip vakfe yapıp oradan ayrılmadan önce onlar ayrılırlardı. Onlardan kimisi Mina'ya sabah namazında gelirdi, kimisi de sabah namazından sonra gelirdi. Geldikleri vakit şeytanı taşlarlardı. Ve İbn Ömer şöyle derdi: «Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem onlara müsaade etmiştir»." [Mâlik, Buhârî ve Müslim][363] 3478- Abdurrahman bin Yezîd radiyallahu anh'dan: "Biz Müzdelife'deyken İbn Mes'ûd şöyle dedi: "Bakara sûresinin kendisine indiği kişiden (Allah Resûlü'nden), bu makamda «Leb-beyk Allahümme lebbeyk!» dediğini duydum." [Müslim ve Nesâî][364] 3479- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Üsâme, Arafat'tan Müzdelife'ye kadar Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in terkisinde idi. Sonra Müzdelife'den Mina'ya kadar Fadl'ı terkisine aldı. Her ikisi de şöyle dediler: «Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Cemretu'l-Akabe'yi taşlayıncaya dek telbiye getirdi»." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][365] [344] Bu hadis Taberânî bir kaç isnâd ile şevketti. Heysemî'ye göre bu isnâdlannın birinin ricali Sahîh ricalidir (Mecma'111,251). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/131. [345] Lafız Müslim'e (no. 152) aittir. Bu hadisi Buhârî (Bakara 35/1, V, 158-9), Müslim (hacc no. 151-2, s. 893-4), Ebû Dâvud (no. 1910), Tirmizî (no. 884) ve Nesâî (menâsık 202/2, V, 255), Hisâm b. Urve an ebîhîan Âise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/131. [346] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1916) ve Nesâî (menâsık 199, V, 153) ve İbn Mâce (no. 1286), Seleme b. Ntıbayt an ra-culin mine'l-Hayy an ebthîNubeyt asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/131. [347] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1915), Hennâd İbn ebt Zaide an Siifyân b. Uyeyne an Zeyd b. Eşlem senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/131. [348] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1949), Tirmizî (no. 889-90), Nesâî (menâsık 211/6, V, 264) ve İbn Mâce (no. 3015), es-Sevrî an Bükeyr b. Atâ an Abdinahman b. Ya'mer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/131-132. [349] Bu hadisi Ebû Dâvud (no 1950), Tirmizî (no. 891), Nesâî (menâsık 211/2-5, V, 264-5) ve İbn Mâce (no. 3016), ismail b. e. Hâlid ani'ş-Şa'bian Urve b. Mudarris asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/132. [350] Bezzâr'ın isnadı (no. 1133): Muh. b. Mirdâs an EbîBekr el-Hanefi an Dâvud el-Evdî ani's-Şa'bî... Dâvud, hakkında ihtilâf olan birisidir (Mecma' III, 264). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/132. [351] Muvattâ, hacc no. 166, s. 388. Müslim bu hadisi (no. 149, s. 893), Ömer b. Hafs b. Giyâs an ebîhî an Cafer an ebîhîan Câbir senediyle vasletmiştir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/132. [352] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 194, s. 399), Ahmed (I, 71), Buhârî (hacc 87, II, 174) ve Nesâî (menâsık 196, V, 252), Mâlik ani'z-Zührî an Salim asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/132. [353] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 43, s. 337), Şâfıî (Ümm VII, 235), Ahmed (III, 110, 240), Dârimî (II, 56), Buhârî (îdeyn 12/1, II; 7; hacc 86, II 174), Müslim (no. 274-5, s. 933-4), Nesâî (menâsık 192-3, V, 250-1), İbn Mâce (no 3008), Tahâvî (II, 223), İbn Hibbân (no. 3836) ve Beyhakî (III, 313; V, 112), Mâlik an Muh. b. e. Belci- asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/132-133. [354] Bunu Mâlik (hacc no. 45, s. 358), an Abdinahman b. el-Kâsım an ebîhî senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/133. [355] Bu rivayeti Mâlik (hacc no. 176, s. 392), Buhârî (hacc 92, II, 175; cihâd 136, IV, 17; mağâzî 77, V, 128), Müslim (hacc no. 283, s. 936), Ebû Dâvud (no. 1923), Nesâî (menâsık.205, V, 258-9) ve İbn Mâce (no. 3017), Hisâm b. Urve an ebîhî an Usâme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/133. [356] Bu rivayeti Nesâî (menâsık 203/2, V, 257), İbrâhîm b. Yûnus b. Muh. an ebîhî an Hammâd an Kays b. Sa 'd an Atâ an İbn Abbâs an Usâme senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/133. [357] Bu rivayeti Müslim (no. 266, s. 931), İsmaîlb. Ca'fer an Muh. b. e. Harmale an Kureyb an Usâme asl-ı senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/133. [358] Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 1921), Siifyân an İbrahim b. Ukbe an Kureyb an Usâme asl-ı senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/133. [359] Tirmizî'nin lafzıyladır. Bu hadisi Buhârî (hacc 100, II, 179; menâkıbu'l-Ensâr 26/8, IV, 234), Ebû Dâvud (no. 1938), Tirmizî (no. 896), Nesâî (menâsık 213, V, 265) ve İbn Mâce (no. 3022), Ebû İshâk an Amr b. Meymûn an Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/133. [360] Lafız Ebû Davud'a aittir. Bunu bu lafızla Ebû Dâvud (no. 1940), Nesâî (menâsık 222/1, V, 270-1) ve İbn Mâce (no. 3025), Seleme b. Küheyl ani'l-Hasan el-Urenîan ibn Abbâs asl-ı senedi ile;Ebû Dâvud (no. 1941) ve Nesâî (menâsık 222/2, V, 272), Habîb b. e. Sâbil an Atâ an İbn Abbâs asl-ı senedi ile; Müslim (hacc no. 302), Nesâî (menâsık 208/2, V, 261) ve İbn Mâce (no. 3026), Amr b. Dînâr an Atâ... asl-ı senedi ile; Tayâlisî (no 2758), Ahmed (I, 222), Buhârî (hacc 98, II, 178; cezâ'us-sayd 25, II, 218), Müslim (hacc no. 300-1, s. 931), Ebû Dâvud (no. 1939), Nesâî (menâsık 208/1, V, 261), Ebû Ya'lâ (no. 2386), İbn Huzeyme (no. 2872), Taberânî (no. 11260-1), İbn Hibbân (no. 3852-4) ve Beyhakî (V, 123), Ubeydullah b. e. Yezîd an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/134. [361] Bu hadisi Buhârî (hacc 98/5-6, II, 178-9), Müslim (hacc no. 294-5, s. 939-40), Nesâî (menâsık 214-2, V, 266) ve İbn Mâce (no. 3027), Abdurrahman b. el-Kâsım an ebîhîan Âise asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/134. [362] Lafız Ebû Davud'a âit olup (no. 1942) isnadı şöyledir: Harun b. Abdillah an İbn ebî Fiideyk ani'd-Dahhâk b. Osman an Hisâm b. Urve an ebîhî an Âise. A'esâî ise (menâsık 223, V, 272), yakın mânâsı ile Amr b. Alî an Abdila 'lâ b. Abdila 'lâ an Abdillah b. Abdinahman et-Tâifî an Atâ b. e. Rebâh an Aişe binti Talha an Âise senedi ile tahrîc etmiştir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/134. [363] Bu hadisi Buhârî (hacc 98, II, 178) ve Müslim (hacc no. 304, s. 941), Yûnus b. Yezîd ani'z-Zührî an Salim an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafız Müslim'e aittir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/134. [364] Bu hadisi Müslim (hacc no. 269-70, 305-309, s. 942-3) ve Nesâî (menâsık 226/104, V, 273-4), Kesir b. Müdrik an Abdinahman b. Yezîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/134. [365] Lafız Buhârî'ye (hacc 22) aittir. Bu lafzı o, Yûnus ani'z-Zührî an Ubeydillah b. Abdillah an İbn Abbâs tarikiyle irâd etmiştir. Ayrıca Buhârî (hacc 101/1, II, 179) ve Müslim (hacc no. 267), ibn Cüreyc an Atâ an ibn Abbâs asl-ı senedi ile; Hadisin aynı mânâdaki diğer tarikleri 3467-70 numaralı hadislerde geçmiştir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/134. Konu Başlığı: Ynt: Vukuf ve ifâda Gönderen: Mehmed. üzerinde 02 Temmuz 2019, 20:35:46 Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Vukuf ve ifâda Gönderen: Ceren üzerinde 03 Temmuz 2019, 21:24:15 Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..
|