Konu Başlığı: Teşrik günlerindeki tekbir Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 10 Ocak 2011, 18:42:08 Teşrik Günlerindeki Tekbir, Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in Hutbeleri, Hac Ve Umresinin Sayısı Ve Diğer Meseleler 3621- Ömer radiyallahu anh'dan: "Ömer, Mina mescidinde tekbir getirirdi. Mescidde olanlar da onunla birlikte tekbir getirirlerdi. Çarşılar tekbir sedaları ile âdeta inlerdi. Bu tekbir ta Mescid-i haram'a kadar vâsıl olurdu da oradakiler Ömer tekbir getirdi derler ve kendileri de tekbir getirirlerdi." [Buhârî bâb başlığında. Ayrıca Muvatta'da benzeri rivayet edilmiştir.][507] 3622- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "O, çadırında namaz ardında (teşrîk) tekbir getirirdi. Onun tekbirini duyanlar da tekbir getirirlerdi. Namazın dışında kalan vakitlerde de tekbir getirirdi. Kuşluk vakti, zeval vakti taş atmaya gittiğinde hep tekbir getirirdi." [Bâb başlığında Buhârî.][508] 3623- Diğer bir bâb başlığında ondan (İbn Ömer'den) ve Ebû Hureyre'den: "İkisi Zi'1-Hicce'nin on gününde —ki bunlar teşrîk günleridir— tekbir getirerek çarşıya çıkarlardı. Onların lekbirleriyle birlikte halk da-tekbir getirirdi."[509] 3624- Abdurrahman bin Muâz radiyallahu anh'dan: "Mina'da iken Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize hitap eni; söylediklerini duymak için kulak kabarttık. Biz konak yerlerimizde bulunuyorduk (yine de onu duyabiliyorduk). Onlara hac menâsikini öğretmeye başladı. Nihayet taşlama yerine geldi. Konuşurken şehâdet ve orta parmağını kulaklarına koymuştu. Sonra sapantaşı gibi küçük taşların atılmasını söyledi. Muhacirlere emretti, Mescidi (Hayf)ın önüne indiler. Ensâr'a emretti, mescidin arkasında indiler; derken herkes indi." [Nesâî][510] 3625- Ebû Davud'un ibaresi: "Muhacirlere «buraya insinler» diyerek kıblenin sağını gösterdi. Ensâra da «buraya insinler» diyerek kıblenin solunu gösterdi. «Diğer insanlar da onların etrafına insin» buyurdu."[511] 3626- el-Hirmâs bin Ziyâd el-Bâhilî radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellcm'i Mina'da Kurban bayramı günü devesi Adbâ'nın üstünde halka hitap ederken gördüm." [Ebû Dâvud][512] 3627- İbn Ebî Necîh radiyallahu anh'dan, o da babasından, o da Bekroğullanndan olan iki adamdan: Dediler ki: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i biz devesinin yanmdayken, Teşrik günlerinin ortasında halka hitap ederken gördük. Bu konuşması onun Mina'da irâd ettiği hutbesiydi."[513] 3628- Rafı' bin Ömer el-Muzenî radiyal-lahu anh'dan: "Mina'da kuşluk vakti Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i, boz bir dişi katırın üstünde halka hitap ederken gördüm. İnsanlardan kimi oturuyor, kimisi de ayaktaydı. Ali, ondan duyduklarını olduğu gibi halka naklediyordu." [Her iki rivayet de Ebû Davud'a aittir.] İmanın hükümleri bölümünde Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in bu hutbesi daha önce geçmişti. Burada ise Teşrik günlerinin ortasına tesadüf eden Revs gününde irâd ettiği hutbeleri söz konusu edilmiştir.[514] 3629- Ebû Hurre er-Rakkâşî radiyallahu anh'dan, o da amcasından: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:) "Dikkat edin, zulmetmeyin! Dikkatli olun, zulmetmeyin! Dikkat edin zulmetmeyin! Gönül hoşluğu olmadan bir müslümanın malı helâl olmaz. Dikkat edin! Cahiliyetten kalma her kan davası ve (faiz) malı Kıyamet gününe kadar bu ayağımın altındadır (kaldırılmıştır)." (Devam etti nihayet şunu) dedi: "Dikkat edin, kimde bir emanet varsa kendisine emanet edene götürüp versin." [Ahmed leyyin bir senedle.][515] 3630- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Akabe'de şöyle hitap etti: "Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günde olduğu şekline dönmüştür. Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bu on ikiden dördü haram aylardır: Mudar kabilesinin Receb ayı Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce ve Muharrem. Bu dosdoğru bir dindir. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin. Nesi', (haram aylara ilavede bulunmak, yerlerini değiştirmek) küfürde gerçekten ileri gitmektir. İnkâr edenler Allah' in haram kıldığı ayların sayısına uydurmak için, onu bir yıl haram, bir yıl helâl saymak suretiyle sapıtıyorlar. Böylece Allah'ın haram kıldığını helal kılıyorlar. Onlar bir yıl Sefer ayını helâl, Muharrem ayını haram; ertesi yıl Sefer' i haram, Muharrem'i helâl aydan kabul ediyorlar. Ey insanlar, şeytan artık kendisine tapıl-maktan umudunu kesti. Onun için sizin küçük diyerek aldırmadığınız günahlara razı oldu. Dininiz hakkında bu küçük deyip hakir gördüğünüz amellerden (günahlardan) kaçınınız!" [Bezzâr zayıf bir senedle.][516] 3631- Gülsüm bin Cübeyr radiyallahu anh'dan: İçinde yer alan kıssada şu ibare geçmektedir: Sıffîn'de Ammâr'ı öldüren kişi, Akabe günü Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in halka hitap ederken şöyle duyduğunu işittiğini söyledi: "Kanlarınız, mallarınız birbirlerinize, bugünkü gününüzün hürmeti, bu ayınızın hürmeti, bu beldenizin hürmeti gibi haramdır. Dikkat edin, benden sonra birbirlerinizin boyunlarını vuracak kâfirlere dönmeyin!" Kıssada, bu adamdan sapıklığı daha açık kimse yoktur. Çünkü bu adam, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den bu sözünü işittikten sonra kalkıp Ammâr'ı öldürmüştür. [Taberânî, Mu 'cemu' l-Kebîr 'de][517] 3632- Ebû Ümâme radiyallahu anh'dan: Arefe gününde (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu.) "Her peygamberin kabul edilmiş duası geçmiştir. Ben ise duamı Kıyamet gününe sakladım. Peygamberler: «Biz senden daha fazla ümmet sahibiyiz» diyecekler. Sakın beni mahcup etmeyin. Ben sizi Havz'un kapısında oturup bekleyeceğim." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de leyyin bir senedle.][518] 3633- Yine leyyin bir senedle yapılan rivayet şöyledir: "Allah'a karşı yemin etmeyin! Çünkü kim Allah'a karşı yemin ederse, Allah onu yalancı çıkartır."[519] 3634- el-Addâ' bin Hâlid radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Veda haccını yaptığı günde şöyle buyurmuştur: "Allah şöyle buyuruyor: «Ey İnsanlar! Şüphesiz biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Tanışasınız diye sizleri şubeler ve kabileler halinde kıldık. Allah katında en iyiniz O'ndan en çok korkanınızdır.» Arabın Aceme üstünlüğü yoktur; Acemin de Araba üstünlüğü yoktur. Ne siyahın beyaza ve ne de beyazın siyaha üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak ve sadece takva ile olur. Ey Kureyş topluluğu! İnsanlar âhirete gelirlerken, siz âhirete boyunlarınıza dünyayı yüklenmiş olarak gelmeyin! Allah'a karşı benim size hiçbir faydam dokunmaz." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebtr'de][520] 3635- Câbir radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hicret öncesi iki hac, hicret sonrası da umre ile bir hac yapmak suretiyle tam üç hac yapmıştır. Altmışüç kurban sevk etmiştir. Geri kalan develeri Ali, Yemen'den getirmiştir ki, içlerinde burnunda gümüşten bir bere bulunan Ebû Cehl'in devesi de vardı. O develeri Allah Resulü kesti. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem her deveden bir parça alınmasını emretti. Alındı ve pişirildi, Efendimiz (etinin) suyundan içti." [Tirmizî][521] 3636- Enes radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, dört kere umre yaptı; hepsi de Zi'1-Ka'de ayında idi. Ancak haccıyla birlikte yaptığı umre başka. Hudeybiye ya da Hudeybiye zamanında olan umre Zi'1-Ka'de'de; Huneyn ganimetlerinin taksim edildiği yer olan Ci'râ-ne'den yaptığı umre de Zi'1-Kade'de yapmıştır. Bir umre de haccıyla beraber yaptığı umredir." [Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud][522] 3637- Muharriş el-Ka'bî radiyallahu anh'Haır "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Ci'râne'den gece umreye niyetlenerek çıktı. Gece Mekke'ye girip umresini yaptı. Sonra yine o gece çıkıp Ci'râne'ye vardı ve sanki orada gecelemiş gibi Ci'râne'de sabahladı. Ertesi gün Güneş öğle vakti zail olunca, Şeriften çıktı. Diğer yoldan gelen toplulukla Scrif'tc birleşti. Bu yüzden O'nun bu umresi halka gizli kaldı." ITirmizî ve Nesâî][523] 3638- Ebû Davud'un rivayeti: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Ci'râne'ye girdi. Mescide girip Allah'ın istediği kadar namaz kıldı.[524] Sonra ihram giydi, sonra devesine binip Şerife yöneldi. Nihayet Medine yoluna geldi. Mekke'de gecelemiş gibi sabaha kavuştu." 3639- Urve radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem,ancak üç kere umre yapmıştır ki bunun birisi Şevval ayında, diğer ikisi de Zi'1-Ka'de ayında gerçekleşmiştir." [Mâlik][525] 3640- Urve, Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, biri Zi'1-Ka'de, biri de Şevval'de olmak üzere iki umre yapmıştır." [Ebû Dâvud][526] 3641- Urve radiyallahu anh'dan: "Ben, İbn Ömer'le birlikte sırtımızı Âi-şe'nin hücresine dayamış oturuyorduk. Onun misvak sesini (dişlerini fırçaladığını) duyuyorduk. Dedim ki: «Ey Ebû Abdurrahman! Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Receb ayında umre yaptı mı?» «Evet!» deyince, Âişe'ye hitaben dedim ki: "Anneciğim! Ebû Abdurrahman'in dediğini duyuyor musun?" «Ne diyor?» «Diyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Receb ayında umre yaptı.» «Allah, Ebû Abdurrahman'ı bağışlasın! Hayatım hakkı için o, Receb ayında umre yapmadı. Yaptığı umrelerden hemen hepsinde ben onunla beraber olmuşumdur» diye cevap verdi. İbn Ömer de bunu dinliyordu. Ne evet dedi ve ne de hayır; sadece sükût etmekle yetindi." [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî][527] 3642- Âişe radiyallahu anhâ'dan: Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Mina'da seni güneşten koruyup gölgelendirecek bir bina yapsak olmaz mı?" "Hayır! Orası ancak önce gelenin ineceği ve devtam çökerteceği bir yerdir" buyurdu.[528] 3643- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: Dedik ki: "Ey Allahın'ın Resulü! Mina'nın durumu insanı şaşırtıyor. O, dar bir yerdir. İnsanlar gelince genişliyor." Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Mina, aynı rahme benzer; dardır, hâmile kaldığı zaman Allah onu genişletir." [Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat'U zayıf bh isnadla.][529] 3644- Ebû Vâkıd el-Leysî radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in Veda haccında hanımlarına şöyle dediğini duydum: "Bundan (hacdan) sonra (sizler için) hasırların üstleri vardır (bir daha haccetmek size farz değildir)." [Ebû Dâvud][530] 3645- Bezzâr, Ahmed ve Ebû Ya'lâ, Ebû Hureyre'den naklettikleri hadiste şunu eklediler: Zeynep ile Sevde'nin dışında hepsi haccetmekteydiler. O ikisi şöyle diyorlardı: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in: «Bundan (hacdan) sonra (sizler için) hasırların üstleri vardır (bir daha haccetmek size farz değildir)» sözünden sonra bizi buradan artık hiçbir hayvan kımıldatamaz."[531] 3646- Ömer radiyallahu anh'dan: "O, yaptığı son haccında, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hanımlarına hacca çıkmaları için izin verdi. Abdurrahman bin Avf ile Osman bin Affân'ı da onlarla beraber gönderdi."[532] 3647- Sümâme radiyallahu anh'dan: "Enes radiyallahu anh, cimri olmadığı halde bir deve semeri üzerinde haccetti. Ve Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in bir deve üstünde haccettiğini ve bu devenin de aynı zamanda azık ve eşyalarını taşımakta olduğunu bildirdi." [İkisi de Buhârî'ye aittir.[533] [507] Bu hadisi mevkufu muallak olarak Buhârî (îdeyn 12, II, 7) ve Mâlik (hacc no. 205, s. 404), Yahya b. Saîd'den, o da belâğan Ömer'den nakletmiştir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/158. [508] Sahîh-i Buhârî, îdeyn 12, II, 7. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/158. [509] Sahîh-i Buhârî, îdeyn 11, II, 7. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/158. [510] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1951) ve Nesâî (menâsık 189, V, 249), Humeyd el-A'rec an Muh. b. İbrahim et-Teymi an Abdirrahman asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/158. [511] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1951) ve Nesâî (menâsık 189, V, 249), Humeyd el-A'rec an Muh. b. İbrahim et-Teymi an Abdirrahman asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/158. [512] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1954), Hârûn b. Abdillah an Hişâm b. Abdilmelik an İklime ani'I Hirmâs senediyle tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/158. [513] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1952), Muh, b. el-Alâ an İb-ni'l-Mübârek an İbrahim b. Nâfı' an İbn e. Necîh senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/158-159. [514] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1956), Abdülvehhâb b. Abdir-rahim an Mervân an Hilâl b. Âmir el-Müzenî an Rafı' senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/159. [515] Bu hadisi Ahmed (V, 72-3), Affân an Hammâd b. Seleme an Alî b. Zeyd an Ebî Hurreli'r-Rakkâşî an ammihi senediyle tahrîc etti. Veda haccında irâd buyurduğu hutbenin bir parçasıdır. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/159. [516] Râvilerinden Mûsâ b. Ubeyde zayıftır (Mecmâ III, 268). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/159. [517] Taberânî, bunu Mu'cemu'l-Kebîr'de iki ayn isnadı ile tahrîc etmiştir ki, bunlardan birisinin râvileri Sahîh ricâ-lindendir (Mecmâ III, 273). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/159-160. [518] Bu rivayetin isnadında yer alan Bakiyye b. el-Velîd, güvenilir olmakla birlikte tedlîs yapmakla maruftur. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 271). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/160. [519] Râvilerinden Alî b. Yezîd, zayıf bir râvi olup kimilerince güvenilir addedilmiştir (Mecma' III, 271). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/160. [520] Heysemî'ye göre Taberânî, bunu M. el-Kebîr'de birkaç isnâdla tahrîc etmiştir. Buradaki senedi zayıftır. Ancak Arafat günü irâd ettiği hutbe kısmında gelen rivayetin isnadı sahîhtir (Mecma' III, 372). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/160. [521] Bu hadisi Tirmizî (no. 815) ve İbn Mâce (no. 3076), Süf-yân an Ca'fer b. Muh. an ebîhî an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî, isnadı hakkında garîb hükmü verdi ve bu hadisi es-Sevrî an Ebî İshâk an Mücâhid tarikiyle mürsel olarak rivayet edildiğini söylemiştir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/160. [522] Lafız Müslim'e aittir. Bu hadisi Ahmed (III, 135, 245, 256), Dârimî (II, 29), Buhârî (umre 3, II, 199), cihâd 186, IV, 35; mağâzî 35/2, V, 62), Müslim (hacc no. 217, s. 916), Ebû Dâvud (no. 1994), Tirmizî (no. 815 m), Ebû Ya'lâ (no. 2872, 3091), İbn Huzeyme (no. 3071), Tahâ-vî (II, 153), İbn Hibbân (no. 3756) ve Beyhakî (IV, 342, 345, 357; V, 10, IX, 56), Hemmâm b. Yahya an Kaimle un Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/160-161. [523] İlki Tirmizî'ye, ikincisi Ebû Davud'a ait lafızlardır. Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1996), Tirmizî (no. 935) ve Nesâî (menâsık 104, V, 199-200), Müzâhim b. e. Müzâhim an Abdilazîz b. Abdillah b. Hâlid b. Useyd an Muharriş asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnadı garîbtir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/161. [524] İlki Tirmizî'ye, ikincisi Ebû Davud'a ait lafızlardır. Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1996), Tirmizî (no. 935) ve Nesâî (menâsık 104, V, 199-200), Müzâhim b. e. Müzâhim an Abdilazîz b. Abdillah b. Hâlid b. Useyd an Muharriş asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnadı garîbtir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/161. [525] Bu hadisi Mâlik (hacc no. 56, s. 342), an Hişâm b. Urve an ebîhî senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/161. [526] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1991), Abdula'lâ b. Hammâd an Dâvud b. Abdirrahman an Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/161. [527] Bu hadisi Buhârî (Umre 3, II, 199), Müslim (hacc no. 219-220, s. 916-7), Ebû Dâvud (no. 1991-2) ve Tirmizî (no. 936-7), ayn ayn Atâb.e. Rebâh ve Mücâhid an Urve asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/161. [528] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2019), Tirmizî (no. 881) ve İbn Mâce (no. 3006), İsrâîl an İbrahim b. Muhacir an Yûsuf b. Mâhek an ümmihî Müseyke an Âise aslı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre isnadı "hasen sahîh"tir. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/161. [529] Heysemî, isnadında tanımadığı bir râvinin bulunduğunu söylemiştir (Mecma' III, 265). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/162. [530] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1722), en-Nüfeylî an Abdila-zîz b. Muh. an Zeyd b. Eşlem an ibnin li-Ebî Vâkıd an ebîhî senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/162. [531] Bu hadisi Tayâlisî (no. 1647, 2313), Ahmed (II, 446), Ebû Ya'lâ (Şehit Ali 546, yk. 331a, 332a), Bezzâr (no. 1077-8) ve Beyhakî (V, 228), İbn e. Zi'b an Salih b. Nebhân mevlâ't-Tev'eme an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. İsnadı hasendir (Tergîb II, 212). Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/162. [532] Bu mevkufu Buhârî (cezâ'us-sayd 35/4, II, 219), Ahmed b. Muh. an İbrahim an ebîhî an ceddihî senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/162. [533] Bu hadisi Buhârî (hacc 3, II, 141), Muh. b. e. Bekr el-Mukaddemî an Yezid b. Zurey' an Azre b. Sabit an Semâme b. Abdillah senedi ile tahrîc etti. Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/162. Konu Başlığı: Ynt: Teşrik günlerindeki tekbir Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Temmuz 2019, 14:14:17 Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Teşrik günlerindeki tekbir Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 04 Temmuz 2019, 15:39:17 Paylaşım için Allah razı olsun..
|