๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ocak 2011, 16:07:41



Konu Başlığı: Şuf a ihtikâr ve tesir
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ocak 2011, 16:07:41
Şuf'a (Hakkı), Selem (Önceden Satma), İhtikâr (Karaborsacılık) Ve Tes'îr (Fiyat Biçmek)


4740- Câbir radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, taksim edilmedikçe her (akar) malda (ortak veya komşunun) şuf a (o malı sahiplenmekte öncelik) hakkı bulunduğuna hükmetti.

Sınırlar çizilip, yollar tayin edilince şuf'a (hakkı) kalkar."[215]

 

4741- Diğer bir rivayet: "Peygamber sal­lallahu aleyhi ve sellem, mesken olsun, bos­tan olsun, taksim edilmemiş her ortaklıkta şuf'a hakkı olduğuna hükmetti. Ortağına so­rup izin almadıkça kimseye satması helâl ol­maz. Satmadan önce haber verir; ortağı ister­se alır, isterse bırakır, almaz. Ona (ortağına) bildirmeden satarsa, ortağı aynı fiyat karşılı­ğında onu almaya daha çok hak sahibi olur."[216]

4742- Diğer rivayet: "Komşu, komşusu­nun şuf a hakkına daha hak sahibidir. Aynı yoldan işliyorlarsa, komşu bulunmadığı tak­dirde, gıyabında satış yapmaz, komşusunu bekler." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][217]

 

4743- Semure radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ev komşusu komşusunun evini; arazi komşusu da arazisini satın almaya daha lâyık ve hak sahibidir." [Ebû Dâvud][218]

 

4744- Osman radiyallahu anh'dan, dedi ki: "Eğer bir arazide hudutlar meydana gel­miş ise, onda artık şuf'a hakkı yoktur. Ne ku­yunun suyunda ve ne de hurma ağaçlarını döl­lemede şuf a hakkı yoktur." [Mâlik][219]

 

4745- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Çocuğun şuf'a hakkı büyüyünceye kadar devam eder; büyüdüğü zaman ister hakkını alır, isterse almayıp bırakır." [Taberânî, Mu'ce-mu'l-Evsat ve's-Sağir'de zayıf bir senedle.][220]

 

4746- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Hıristiyanın şuf a hakkı yoktur." [Taberânî, Mıı'cemu's-Sağfr'de leyyin bir senedle.][221]

 

4747- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

Medine'ye geldiğinde onlar, peşin para ile bu­ya da iki yıl sonra olgunlaşacak olan hurmayı satın alıyorlardı. Bunun üzerine onlara şöyle buyurdu: «Kim peşin para verip de bir ya da iki yıl sonra herhangi bir şey alacak olursa, belirli ölçek, belirli bir tartı ve de belirli süre­yi tayin ederek satın' alsın»." [Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][222]

 

4748- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Bir kimse bir malı selem akdi ile (yani peşin verilen para karşılığında ilerde teslim almak üzere mal) satın almışsa, onu teslim al­madan (kâğıt üstünde) bir başkasına satmasın (sarfetmesin)."[223]

 

4749- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Bir adam selem yoluyla yani peşin para verip gelecek senenin hurmasını satın aldı, fa­kat o sene hurma vermedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hu­zurunda dava gördüler. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem satıcıya:

«Hurma veremiyorsun, onun parasını kendine nasıl helâl sayacaksın! Haydi ada­mın parasını geri ver!» dedi, sonra şöyle bu­yurdu:

«Hurma iyice olgunlaşmadıkça, onun için önceden peşin para vermeyin!»" [İkisi de Ebû Davud'a aittir.][224]

 

4750- Semure radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, hurma ağaçlan sahibinin, meyvesinden yen­medikçe, gelecek sene vermek üzere (herhan­gi bir mal karşılığı başka bir) alıcıya borçlan­masını yasaklamışta Çünkü çok borca girer, meyve de olmaz ve böylece o borcun altından kalkamaz.

Ekin sahibini de hasad zamanı gelmeden ekinini satmasından alıkoymuştur. Buğday tartıp almadan, altınını buğdayla değiştirmek­ten altın sahibini, faiz korkusundan dolayı nehyetmiştir." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de ve Bezzâr leyyin bir senedle.][225]

 

4751- Mâlik radiyallahu anh'dan: "Gelecek yıl kendisine, başka bir beldede ödemek üzere, bir adama peşin buğday veren adam hakkında Ömer'e bir sual sordular. Ömer bunu hoş karşılamadı ve «Devenin kirası (yani taşıma gideri) ne olacaktır?» diye sordu."[226]

 

4752- Mâlik radiyallahu anh'dan:

Ona ulaştığına göre İbn Mes'ûd şöyle de­miştir: "Bir kimse veresiye bir mal verirse, bir avuç saman dahi olsa, sakın fazla alma şartı koşmasın. Çünkü bu fazlalık, ribâ sayılır."[227]

 

4753- Saîd İbnü'l-Müseyyeb radiyallahu anh'dan:

Ma'mer bin Ebî Ma'mer dedi ki: Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Kim yiyecekte ihtikâr ederse (pahalanın-caya kadar elinde tutarsa), hatâkâr olur." Saîd'e denildi ki:

"Ama sen de ihtikâr ediyorsun." Şu ceva­bı verdi:

"Bu hadisi rivayet eden Ma'mer de ihtikâr ediyordu." [Müslim ve Ebû Dâvud.][228]

 

4754- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Pahalılaşmasını isteyerek her kim kırk gün bir yiyecek maddesi ihtikâr ederse, Al­lah'tan yüz çevirmiş olur; Allah da ondan yüz çevirmiştir."[229]

 

4755-  Muâz radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"ihtikâra kul ne kötüdür; Allah fiatlan ucuzlatırsa üzülür; pahalılaştırırsa sevinir."[230]

 

4756- Ebû Ümâme radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Şehir ahalisi, Allah yolunda kendilerini feda edenlerdir; onlara gıdalarında ihtikâr yapmayın. Onlara karşı fiatlan yükseltip pahaldik yapmayın. Kim onlara kırk gün bir gı­da maddesi ihtikâr ederse, sonra o ihtikâr et­tiğinin tamamını tasadduk etse bile bu, onun günahına keffâret olamaz."[231]

 

4757- Ebû Hureyre ve Ma'kü bin Yesâr radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve seliem buyurdu:)

"Muhtekirler ve katiller bir derecede haş-rolunacaklardır. Kimin müslümanların gıda­sının pahalılaşmasında bir rolü olursa, onu kıyamet gününde en büyük ateşte, azaplandır-ması, Allah'ın bir hakkı olur."

Dördü de Rezîn'e aittir. Birinci rivayette (no. 4752) Ahmed, Ebû Ya'lâ, Bezzâr ve Tabe-rânî Mu'cemu' l-Evsat'ta zayıf bit senedle mu­vafakat ettiler ve sonunda şu ilaveyi yaptılar:

"Herhangi bir mahalle halkı arasında, aç bir kimse sabahlarsa, Allah'ın zimmeti (hima­yesi) onlardan alınır." İkincisine (no. 4753), Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr'de muvafakat etti. Ancak isnadında yer alan Süleyman b. Sele­me metruk bir râvidir.[232]

 

4758- Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve seliem buyurdu:)

"Yiyecek getirip pazara sunan rızıklanır. Muhtekir ise lanetlenmiştir." [İbn Mâce zayıf bir isnadla.][233]

 

4759- Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve seliem buyurdu:)

"Kim müslümanların mallarında ve yiye­ceklerinde ihtikâr ederse, Allah onu cüzzam ve iflasa müptelâ kılar." [îbn Mâce][234]

 

4760- İbnü'l-Müseyyeb radiyallahu anh'­dan:

Ömer radiyallahu anh, çarşıda ucuz fiyat­la kuru üzüm satan Hâtib bin Ebî Belte'a'ya uğradı. Ömer ona dedi ki: "Ya fiyatı artıracak­sın, ya da çarşımızdan malını kaldıracaksın!" [Mâlik][235]

 

4761- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:

Bir adam gelip şöyle dedi:

"Ey Allah'ın Resulü! Fiyatı sen tesbit et!"

Şöyle buyurdu:

"Bilakis fiyat koymak yerine dua ede­yim." Sonra başka biri gelip:

"Ey Allah'ın Resulü! Fiyatı sen tesbit et!" dedi. Şöyle buyurdu:

"Fiyatları yükselten ve alçaltan ancak Al­lah'tır. Ben kimsenin hakkı üzerimde olmadan Allah'a kavuşmayı umarım." (Ebû Dâvud][236]

 

4762- Onun ve Tirmizî'nin Enes'den yap­tıkları rivayet. Dediler ki:

"Mallar pahahlaştı, ne olur bizim için fi­yatları sen tesbit et!" Şöyle buyurdu:

"Fiyatları koyan ancak Allah'dır. Rızkı veren, artırıp eksilten ancak O'dur. Ben içi­nizden hiç kimse ne mal ve ne de canda ben­den davacı olmadan, Allah'a kavuşmayı uma­rım."[237]


[215] Bu hadisi Tayâlisî (no. 1691), Abdürrezzâk (no. 14391), Ahmed (III, 296,372, 399), Buhârî (buyu 96-97, III, 37; şufa 1, III, 46-7; şirket 8, III, 112; hiyel 14, VIII, 65), Ebû Dâvud (no. 3514), Tirmizî (no. 1370), İbn Mâce (no. 2499), İbnu'I-Cârûd (s. 300), İbn Hibbân (5161-4) ve Beyhakî (VI, 102), ez-Zührîan Ebî Seleme an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[216] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3513), Müslim (müsâkât no. 134-5, s. 1229) ve Nesâî (buyu180, VII, 301; 108, VII, 320), ibn Cüreyc an Ebî'z-Zübeyr an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[217] Bu rivayeti Ebû Dâvud (no. 3518), Tirmizî (no. 1369) ve İbn Mâce (no. 2494), Abdülmelik b. e. SU. an Atâ an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî'ye göre bu rivayet garîbtir. 

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[218] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3517) ve Tirmizî (no. 1368), Katâde ani'l-Hasan an Semure asl-ı senedi ile tahrîc et­tiler. Tirmizî, isnadı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi. 

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[219] Bu mevkuf hadisi Mâlik (şufa 4, s. 717), an Muh. b. Umâre an EbîBekr b. Hazm an Osman senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[220] İsnadında yer alan Abdullah b. Buzey" zayıf bir râvidir (Mecma'IV, 159).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[221] Râvilerinden Nâyil b. Necîh'i Ebû Hatim tevsîk etmiş; başkası ise zayıf addetmiştir (Mecma' IV, 159).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[222] Bu hadisi Buhârî (selem 1-2, III, 43, 4; VII, III, 46), Müslim (müsâkât no. 127-8, s. 1226-7), Ebû Dâvud (no. 3463), Tirmizî (no. 1311), Nesâî (buyu 6,3, VII, 290) ve İbn Mâce (no. 2280), İbn e. Necîh an Abdillah b. Kesir an Ebî'l-Minhâl an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc et­tiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[223] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3468) ve İbn Mâce (no. 2283), Ziyâd b. Hayseme an Sa'd et-Tâ'î an Atiyye b. Sa'd an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti. 

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/342.

[224] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3467), Muh. b. Kesir an Süf-yâı an Ebî Ishâk an raculin Necrâniyyin an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti. Görüldüğü gibi isnadında kimliği echûl bir râvi vardır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343.

[225] Ba hadisi Bezzâr (no. 1290), Hâlid b. Yûsuf an ebîhî an Ca'fer b. Sa'd b. Semure an Hubeyb b. Sül. an ebîhî Sül. b. Semure an Semure senediyle tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343.

[226] Muvattâ, buyu'no. 91, s. 681. 

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343.

[227] Muvatta, buyu' no. 94, s. 682. 

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343.

[228] Ba hadisi Müslim (müsâkât no. 129-130, s. 1227-8), Ebû Dâvud (no. 3447) ve Tirmizî (no. 1267), üç ayn râvi kanalıyla Saîd b. el-Müseyyeb'den tahrîc ettiler. Tye göre isnadı sahîhtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343.

[229] Bu hadisi Ahmed (II, 33), Yezîd b. Harun an Asbağ b. Zeyd an EbîBişr an Ebî'z-Zâhiriyye an Kestr b. Murre an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343.

[230] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343.

[231] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/343-344.

[232] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/344.

[233] Bu hadisi İbn Mâce (no. 2153), Nasr b. Alî el-Cehdamt an Ebt Ahmed an İsrail an Alt b. Salim b. Sevbân an Alî b. Zeyd b. Ced'ân an Saîd b. el-Müseyyeb an Ömer se­nedi ile tahrîc etti.

Alî b. Zeyd zayıf bir râvidir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/344.

[234] Bu hadisi İbn Mâce (no. 2155), Yahya b. Hakim an Ebt Bekr el-Haneft ani'l-Heysem b. Rafı' an Ebt Yahya el-Mekkt an Ferrûh mevlâ Osman b. Affân an Ömer sene­di ile tahrîc etti.

İsnadı, Sindî'ye göre sahihtir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/344.

[235] Bu mevkufu Mâlik (buyu' no. 57, s. 651), an Yûnus b. Yûsuf an İbni'l-Müseyyeb senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/344.

[236] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3450), Muh. b. Osman an Sül. b. Bilâl ani'l-Alâ b. Abdirrahman an ebthî an Ebt Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/344.

[237] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3451), Tirmizî (no. 1314) ve İbn Mâce (no. 2200), Hammâd b. Seleme an Sabit ve Katâde ve Humeyd an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî, isnadı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/344.



Konu Başlığı: Ynt: Şuf a ihtikâr ve tesir
Gönderen: Mehmed. üzerinde 03 Temmuz 2019, 12:01:02
Esselamü aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Şuf a ihtikâr ve tesir
Gönderen: Ceren üzerinde 03 Temmuz 2019, 21:16:43
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardesimizden. ...