๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ocak 2011, 15:56:03



Konu Başlığı: Şirket daman rehin icare vekâlet ve gasb
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 09 Ocak 2011, 15:56:03
Şirket, Daman, Rehin, İcare Vekâlet, Kırâd Ve Gasb



4845- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah Teala buyuruyor: «İki ortağın biri, arkadaşına hıyanet etmedikçe ben o iki orta­ğın üçüncüsüyüm. Ona hıyanet ettiği zaman ben aralarından çıkarım." [Ebû Dâvud]

Rezîn şu eki yaptı: "(Ben aralanından çı­karım) ve Şeytan gelir (girer)."[320]

 

4846- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Ben, Ammâr ve Sa'd üçümüz Bedir günü elde edeceğimiz şeyler üzerine bir ortaklık kurduk. Sa'd iki esir getirdi, ancak ben ve Ammâr bir şey getiremedik." [Ebû Dâvud ve Nesâî.][321]

 

4847- Zühre bin Ma'bed'den, o da dedesi 'Abdullah bin Hişâm'dan:

"Annesi Zeyneb bint-i Humeyd onu, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e iletmiş ve şöyle demiş:

«Haydi bunun biatim kabul et!» Şöyle bu­yurmuş:

«O, henüz küçüktür.» Sonra başını okşa-yıp ona bereketle dua etmiş."

Zühre dedi ki: "Dedem Abdullah (bazen) benimle çarşıya çıkar ve yiyecek satın alırdı, İbn Ömer'le İbnu'z-Zübeyr onu karşılayıp

«Ne olur (satın aldıklarına) bizi de ortak et; çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem sana bereketle dua etti» derlerdi. Bunun üzerine onları da ortak yapardı. (Abdullah b. Hişâm, bazen o duanın bereketi ile) bir deve yükü (kâr) elde eder ve onu öylece eve gönde­rirdi." [Buhârî][322]

 

4848- es-Sâib bin Ebi's-Sâib radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallanu aleyhi ve sellem'e geldim, (ashab) beni ona övmeye ve hakkım­da konuşmaya koyuldular. Peygamber sallal­lahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

«Ben onu sizden daha iyi tanırım.»

Dedim ki:

«Doğru söyledin, babam ve annem sana feda olsun. Sen benim ortağımdın. Hem de çok güzel bir ortak. Ne karşı koyardın ve ne de münakaşa ederdin»." [Ebû Dâvud][323]

 

4849- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Bir adam, on dinar alacaklı olduğu ada­mın peşine düştü ve şöyle dedi:

«Vallahi bana borcunu ödeyinceye dek ya­nından ayrılmam, ya da bana bir kefil getirir­sin.» Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun borcuna kefil oldu. (Borç ödeme zamanı gelince) Borçlu adam vaad ettiği miktarı getirdi. Allah Resulü sal­lallahu aleyhi ve sellem ona sordu:

«Bunu nereden buldun?»

«Bir madenden» deyince,

«Ona ihtiyacımız yoktur, çünkü onda ha­yır yoktur» buyurdu ve adamın namına (para­yı) kendisi ödedi." [Ebû Dâvud][324]

 

4850- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Rehin olan hayvana bakımı (yemi ve su­yu) karşılığında binilir. Rehin hayvanın sütü içilir. Binen de sütü içen de hayvanların bakı­mını (yem ve suyunu) karsılar."[325]

 

4851- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Rehin kime teslim edilmiş ise, rehnin ya­rarı kendisine olduğu gibi zararı da kendisine ait olur." [Rezîn][326]

 

4852- İbnü'l-Müseyyeb radiyallahu anh'­dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Rehin kapatılmaz."

Mâlik bu sözü şöyle tefsir etti: Verilen re­hinde, ne için verilmiş ise ondan fazlası da vardır. Rehin alan kimse der ki:

"Falan zamana kadar hakkımı getirmez-sen, bu mal benim olur." Yahut rehin bırakan adam şöyle der:

"Falan zamana kadar benden olan alacağı­nı getirmezsem bu rehin senindir." İşte Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yasakla­dığı rehin çeşidi budur. Uygunsuz bir şeydir. Eğer malın sahibi vadeden sonra getirirse için­deki ile birlikte o mal kendisinin olur.[327]

 

4853- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir yahudiden belirli bir zamana kadar yiye­cek satın aldı .ve demir zırhını ona rehin bırak­tı." [Buhârî, Müslim ve Nesâî][328]

 

4854- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "İşçinin hakkını teri kurumadan verin!"

[İbn Mâce zayıf bk senedle. Taberânî, Mu'cemu'l-Ersat'ta aynısını Câbir'den zayıf bir senedle nakletmiştir.][329]

 

4855- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan, dedi ki:

"Yetim büyüdüm, yoksul olarak hicret et­tim. Ğazvân'ın kızına (Büsre'ye) boğaz tok­luğuna ayak pabucuna bir işçi oldum. (Yolcu­lukta) konakladıklarında onlara odun toplar­dım; hayvanlarına bindikleri zaman hayvan­larını şarkı söyleyerek hızlandırırdım. İslâm dinini bir nizam kılan ve Ebû Hureyre'yi imam yapan Allah'a hamd olsun!" [İbn Mâce][330]

 

4856- Urve el-Bârikî radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bana kendisine bir koyun satın almam için bir dinar verdi, ben o dinara iki koyun satın al­dım, birini sattım diğerini dinar ile birlikte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gö­türdüm; durumu kendisine anlattığımda şöyle buyurdu:

«Allah pazarlığında sana bereket versin.»

Urve el-Bârikî ondan sonra Küfe pazarına çıkar, orada büyük kârlar ve kazançlar elde ederdi. Hattâ Kûfe'nin en çok mal sahibi olanlarından oldu."

[Ebû Dâvud ve aynı lafızla Tirmizt][331]

 

4857- Hakîm bin Hizam radiyallahu anh'-dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onu kendisine bir kurban almak için bir dinar­la gönderdi. O gitti o bir dinarı verip bir koç satın aldı, sonra o koçu iki dinara sattı. Dönüp bir dinara bir koç satın aldı ve sonra o kurban­lık koçla birlikte bir dinarı Peygamber sallal­lahu aleyhi ve sellem'e getirip teslim etti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem o artan dinarı ona tasadduk edip, ticareti, bereketli ol­ması için ona dua etti."

[Ebû Dâvud ve Tirmizt][332]

 

4858- Zeyd bin Eslem'den, o da babasın­dan:

Ömer'in oğulları Abdullah ile Ubeydullah Irak ordusunda yola revan oldular ve Basra emîri olan Ebû Musa'ya uğradılar. Ebû Mûsâ onları karşıladı ve dedi ki:

"Size bir yararım dokunacağını bilsem, mutlaka yaparım. Evet burada Allah'ın malla­rından bir mal vardır. Onu mü'minlerin emîrine gönderecektim, bari onu size önceden ve­reyim de, Irak mallarından bir mal alırsınız, Medine'ye gittiğinizde onu satar para kaza­nırsınız. Ana parayı mü'minlerin emîrine ve­rirsiniz, kazancı size kâr kalır.

"Olur, memnun oluruz" dediler. O da de­diğini yaptı. Parayı onlara verdi, mü'minlerin emîrine de parayı o ikisiyle gönderdiğine da­ir mektup yazdı.

Medine'ye geldiklerinde, ellerindeki malı sattılar, para kazandılar. Varıp ana parayı ve­recekleri zaman Ömer şöyle sordu:

"Ordunun her neferine size önceden ver­diği para gibi para verdi mi?"

"Hayır" dediler.

"Tabiî siz mü'minlerin emîrinin oğulları olduğunuz için verdi değil mi? Haydi ana pa­rayı da, kân da verin bakalım!" emrini verdi. Abdullah ses çıkarmadı, Ubeydullah şöyle dedi:

s'Ey mü'minlerin emîri, bu sana gerek­mez; çünkü şayet ana paradan eksik olsaydı ya da anaparayı tamamen kaybetseydik mut­laka ödeyecektik, değil mi?" Ömer:

"Haydi ödeyin!" diye tekrarladı, Abdullah sükût etti, Ubeydullah söylediği sözü tekrar etti. Ömer'in yanında oturanlardan bir adam şu öneride bulundu:

"Sen onu kırâd (ödünç) yapsan." Bunun üzerine Ömer anaparayı ve kârın yansım aldı, onlar da diğer yansını aldılar. [Mâlik][333]

 

4859- Urve (b. ez-Zübeyr) radiyallahu anh'dan: Ervâ bint Üveys, Saîd bin Zeyd'in kendi arazisinden bir parça yer aldığını iddia etti. Gelip onu Mervân'a şikâyet etti. (Davalaştılar) Saîd dedi ki:

"Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den bunun hakkındaki hadisi duyduk­tan sonra o kadının yerinden bir şey alır mı­yım hiç?"

"Ne duydun?" diye sordu.

"Şöyle buyurduğunu duydum: «Kim hak­sız yere başkasının arazisinden bir karış top­rak alırsa, Kıyamet gününde yedi kat yer onun boynuna dolanır»" dedi.

Mervân: "Bundan sonra senden başka de­lil istemiyorum" dedi.

Saîd de şöyle beddua etti: "Allahım! Eğer bu kadın yalan söylüyorsa, gözünü kör et, kabrini de kendi toprağında kıl!"

Çok geçmeden gözü kör oldu, gezerken tutunmak için duvarları arar oldu ve şöyle de­meye başladı:

"Bana mutlaka Saîd bin Zeyd'in bedduası tutmuştur." Arazisinde gezerken, orada bulu­nan bir çukura düştü ve kabri orası oldu.

[Buhârî ve Müslim][334]

4860- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim haksız yere bir karış toprak alırsa, Kıyamet gününde yedi kat yere batırılır." [Buhârî][335]

 

4861- İbn Mes'ud radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Müslümanın malının haramlığı, kanının haramlığı gibidir."

[Bezzâr ve Ebû Ya'lâ leyyin bir senedle.][336]

 

4862- Câbir radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashabı ile birlikte bir kadına uğradı. Onlara bir toyun Kesip yemeYs. yaptı. Ondan bir lok­ma alıp ağzına attı, fakat çiğneyemedi. Dedi ki:

«Bu sahibinin izni olmadan kesilen bir ko­yundur.»

Kadın şöyle dedi:

«Ey Allah'ın Resulü! Biz Muâz ailesiyle böyle şeyleri hesaba katmayız, biz onlardan alırız, onlar da bizden (sormadan) alırlar»."  [Ahmed][337]


  [320] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3383), Muh. b. Sül. el-Missî-sî an Muh. b. ez-Zeberkân an Ebî Hayyân et-Teymî an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/357.

[321] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3388), Nesâî (buyu' 109, VII, 319) ve İbn Mâce (no. 2288), es-Sevrî an Ebî İshâk an Ebî Vbeyde an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Râvileri güvenilir kimselerdir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/357.

[322] Bu hadisi Buhârî (şirket 13, III, 109; da'vât 31/3, VO, 156; ahkâm 46, VIII, 124), Saîd b. e. Eyyûb an Ebî Ukayl (Akü) Ziihre an ceddihî asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/357.

[323] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4836) ve İbn Mâce (no. 2287), es-Sevrî an İbr. b. Muhacir an Mücâhid an Kâ-idi's-Sâib ani's-Sâib asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/357.

[324] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3328) ve İbn Mâce (no. 2406), Abdülazîz ed-Derâverdî an Amr b. ebî Amr an İk-rime an İhn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/357-358.

[325] Bu hadisi Buhârî (rehin 4/1-2, III, 115-6), Ebû Dâvud (no. 3526) ve Tirmizî (no. 1254), Zekeriyyâ ani's-Şa'bî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/358.

[326] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/358.

[327] Bunu Mâlik (akdiye no. 13, s. 728-9), ani'z-Zühri m Saîd senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/358.

[328] Bu hadisi Şâfıî (Ümm III, 122), Abdurrezzâk (no. 14094), Ahmed (VI, 42, 160, 230, 237), Buhârî (buyu 14/1, III, 8; 33, III, 14; 88, III, 34; selem 5-6, VII, 45-6: istikrâd 1, III, 82; rehn 2,5, III, 115-6; cihâd 89, III, 230: mağâzî 86/1, V, 145), Müslim (müsâkât no. 124-6, s, 1226), Nesâî (buyu' 58, VII, 288; 87, VII, 303), İbn Mâ­ce (no. 2436), İbn Hibbân (no. 5906, 5908) ve Beyhakî (VI, 19, 36) el-A'mes an İbrahim ani'l-Esved an Âi^e asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/358.

[329] Bu hadisi İbn Mâce (no. 2443), el-Abbâs b. el-Velîd ar Vehb b. Saîd b. Atiyye an Abdirrahman b. Zeyd b. Esler' an ebîhî an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti. Aslı Ebû Hureyre hadisinden Buhârî'nin Sahîh'inde ys: almıştır. Vehb ve Abdurrahman sebebiyle isnadı zayıfr.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/358.

[330] Bu hadisi İbn Mâce (no. 2445), Ebû Ömer Hafs b. Am­an Ibn Mehdîan Süleym b. Hayyân an ebîhî an EbîHM-reyre senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/358.

[331] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3384-5) ve Tirmizî (no. 1258), ez-Zübeyr b. er-Hirrît an Urve asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Bu hadisi manâsıyla Buhârî (menâkıb 28, IV, 187), Ali b. Abdillah an Süfyân b. Uyeyne an Şebfb b. Garkade ani'l-Hayy an Urve senedi ile tahrîc etmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/358-359.

[332] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3386) ve Tirmizî (no. 1257), Ebû Husayn an Habtb b. e. Sabit (Ebû Dâvud "da: şey­hin min ehli'l-Medfne) an Hâkim asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/359.

[333] Mâlik (kırâd no. 1, s. 687-8), doğrudan Zeyd'den ahzetti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/359.

[334] Bu hadisi Ahmed (I, 188-190), Buhârî (bed'ul-Halk 2, IV, 74) ve Müslim (müsâkât 139, s. 1231), Hişûm b. Ur­ve an ebîhî an Sald b. Zeyd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Müslim'de (no. 137-8), başka tarikleri de vardır.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/360.

[335] Bu hadisi Buhârî (bed'ul-Halk 2, IV, 74), Bisr b. Mûsâ an Abdillah an Mûsâ b. Ukbe an Salim an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/360.

[336] Bu hadisi Bezzâr (no. 1372), Seleme b. Sebîb an Amr b. Osman an Ebî Şihâb ani'l-A'mes an Ebî Vâil an Ibn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

Amr, hakkında ihtilâf olan bir râvidir. Keza Ebû Ya'lâ'nın isnadında yer alan Muh. b. Dînâr da ihtilaflı­dır (Mecma' IV, 172).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/360.

[337] Ahmed (III, 351) bu hadisi Abdüssamed an Hammâd an Humeyd an Ebî' l-Mutevekkil an Câbir senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/360.





Konu Başlığı: Ynt: Şirket daman rehin icare vekâlet ve gasb
Gönderen: Mehmed. üzerinde 02 Temmuz 2019, 11:55:01
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Şirket daman rehin icare vekâlet ve gasb
Gönderen: Ceren üzerinde 03 Temmuz 2019, 21:27:02
Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..