๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 07 Ocak 2011, 21:33:30



Konu Başlığı: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 07 Ocak 2011, 21:33:30
ŞEHİTLİĞİN VE ŞEHİTLERİN FAZİLETİ

 

6118- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu;)

"Kardeşleriniz Uhud'da öldürülünce, Allah onların ruhlarını ye§il bir kuşun içine yerleştirdi. O kuşlar cennet nehirlerine va­rıp, cennet meyvelerinden yer, sonra Arş'ın gölgesinde asılı olan altın kandillere döner­ler. En güzel yiyecek, en tatlı içecek şeylerle karşılaşıp en göz kamaştırıcı yerlerde isti­rahat ettiklerinde şöyle derler: 'Bizim cen­nette sağ olduğumuzu kardeşlerimize kim ulaştıracak ki, onlar da cennette çeşitli ni­metlere kavuşacaklarını bilsinler de cenneti hafife alıp savaşmaktan çekinmesinle):' Bu­nun üzerine Allah 'Ben ulaştırırım' dedi ve şu âyeti inzal buyurdu: 'Allah yolunda öldü­rülenleri ölüler sanmayın; bilakis onlar Rabları katında diridirler ve rızıklanmakta-dırlar.' (Âl-i imrân 169) |Ebü Davudi

6119- Mesrûk radiyallahu anh'dan: Abdullah (b. Mes'ûd)'a "Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın!" (Al-i İmrân, 169) âyeti hakkında sordum; şu cevabı verdi: "Biz de bunu Allah Resulüne sallallahu aley­hi ve sellem sorduk; şöyle buyurdu: "Onların (şehitlerin) ruhları yeşil kuşların içindedir. Bu kuşların Arş'da asılı kandilleri vardır. Cennete uçup istedikleri gibi gezip dolaşırlar, sonra geri dönüp o kandillerine konarlar. Rableri onlara bir bakış bakar ve şöyle buyu­rur: 'Bir şey arzuluyor musunuz?'

'Daha ne isteyeceğiz, cennette istediğimi­zi yiyip, gezip tozuyoruz, muazzam bir hayat sürdürüyoruz.' Allah aynı soruyu üç kere sor­duktan sonra devamlı kendilerine sorulacağı­nı anlayınca şöyle derler: 'Ya Rabbi senden dilediğimiz ruhlarımızı bedenimize tekrar döndür de yine senin yolunda savaşıp şehit düşelim.'Allah da onların bundan başka di­lekleri bulunmadığını görünce, onları o hal üzere terk eder." iMüslim ve Tirmizî.|

Ayrıca Tirmizî şunu da ilave etti: "Pey­gamberimiz'e bizden selâm ulaştır ve bizim ondan razı olduğumuzu, onun da bizden razı olduğunu ona ilet!"

6120- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez. Yeryüzünde bulunan her şey orada da vardır. Ancak şehit şehitlik mertebe­sinin yüksekliğini gördüğü için dünyaya on kere dönüp her seferinde öldürülüp şehit düş­meyi temenni edecektir."

|Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Nesâî. |

6121- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında şehitten söz edildi; şöyle buyurdu:

"Şelıitin henüz yerdeki kam kurumadan (cennetteki) iki eşi, yavrularını yitirmiş iki emziren kadın kılığında (yani büyük bir has­retle) kendisini karşılar. Her birinin elinde dünya ve içindekİlerden daha hayırlı olan bir hülle (giysi) bulunur." |İbnMik:e.|

6122- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan:

"Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e dedi ki:

'Ey Allah'ın Resulü! Sabrederek, mükafa-atını bekleyerek, kaçmayarak son derece sabır ve tahammül göstererek Allah yolunda sava­şırsam ve o savaşla öl dural ürsem, acaba Allah tüm günahlarımı bağışla]- mı?'

"Evet" buyurdu. Biraz bekledikten sonra 'Soru soran nerede?' diye sordu.

'İşle benim ve buradayım.'

'Biraz (ince bana ne demiştin?*

'Kaçmadan, büyük bir sabır ve tahammül­le Allah yolunda savaşırken öldürülürsem acaba günahlarım bağışlanır mı?' dedim.

'Evel, ama borç dışında. Zira az önce bu­nu Cibril Aleyhisselam bana gizli olarak söy­ledi' buyurdu."

6123- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah yolumla öldürülmek bütün hatala­rı örter, ancak borç müstesna. Zira Cibril, borç hariç, dedi. Peygamber sallallahu aley­hi ve settem de, borç hariç, dedi." |Tirmizî]

6124- îbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu): "Allah yolunda öldürülmek bütün lu talan örter, emanet hariç: Namazdaki ema­net, oruçtaki emanet, sözdeki emanet. Bunla­rın en ağırı ise insanların emanetlerdir." ITabcrânî, Mu'cemu l'K?bîr'dc.\

6125-  el-Mikdâm bin Ma'dîkerb radiyal­lahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah katında şehidin altı hasleti vardır. İlk önce bağışlanır; cennette yerini görür; ka­bir azabından emin olur; Feza-ı ekber (Kıya­metten) emin olur; bir yakutu dünya ve içinde-kilerden daha kıymetli olan yakuttan kendisine taç giydirilir; yetmiş iki (ceylan gözlü) hurt ile evlendirilir; (kendisine) akrabalarından yet­miş kişiye şefaat etme yetkisi verilir." tirmizi

6126- Ebû'd-Derdâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu) "Şehit, aile ve akrabasından yetmiş kişiye şefaat edecektir." |Ebû Dâvud]

6127- Ömer radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dört çeşit .şehit vardır: Sağlam bir iman sahibi, düşmanla karşılaşır, Allah'ın vaadini doğrular, öldürülünceye dek savaşır. İşte bu adama kıyamet gününde (başındaki takkesi düşünceye kadar başını kaldırıp havaya baka­rak) işte insanlar şöyle bakacaklardır." — (Fadâle der ki:) Peygamberdin takkesini mi, yoksa Ömeı'inkini mi kastetti, bilmiyorum—

Yine sağlam bir imana sahip bir adam, düşmanla karşdaşır. Ancak sanki vücuduna bir diken batmış gibi korku içinde savaşır ve serseri bir oka hedef olup ölür. işte bu adam ikinci derecede şehittir.

İnanmış adam, salih amel de işlemiş, günah da işlemiş ve bu lıal üzere düşmanla karşılaşmış ve Allah'ın vadini doğrulamış ve öldürül­müştür. İşte bu, üçüncü derecede bir şehittir.

Boğazına kadar günaha batmış, düşmanla karşılaşmış, Allah'ı vaadinde doğrulayarak çarpışmış ve şehit düşmüş bir mii'min kişi. İş­te bu da dördüncü derece şehit olacaktır."

[Tinmizî]

6128- Utbe bin Abdi's-Sülemî radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sailallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Öldürülenler üç çeşittir; Canı ve malı ile Allah yolunda savaşan mü'nün, düşmanla karşılaştığı zaman kıyasıya çarpışır, işte bu Allah tarafından ciddi bir imtihandan geçiril­miş bir şehittir ki, Allah'ın cihetinde Arş'in altında olur, peygamberlerden, sadece tek bir peygamberlik mertebesi ile farklı olur.

Salih amel de işlemiş, kötü amelde de bu­lunmuş mii'min; Allah yolund canı ve malı ile müdahale eder, düşmanla karşılaşır öldüm-

lünceye dek savaşır. Günah ve hataları altın­da sıkılmış bir halde olur, sonra salladığı kı­lıç, günah ve hatalarını siler. Bu da cennete dilediği kapıdan sokulur.

Adam münafıktır; Allah yolunda mal ve canıyla savaşır, düşmanla karşılaşıp savaşır­ken öldürülür, işte bu, cehenneme girer; çün­kü kılıç nifakı silmez." [Dârimf saytfbic senedle.]

Dedi ki: "Elbise yıkandığı zaman buna masmasa denilir, yani sıkılır, demektir."

6129- el-Berâ radiyallahu anh'dan:

"Bir adam tam teçhizattı olarak Peygam­ber sailallahu aleyhi ve sellem'e gelip sordu: 'Savaşayım mı, müslüman mı olayım?'

'Önce müslüman ol sonra savaş!' buyur­du. Adam müslüman oldu, savaştı ve öldürül­dü. Bunun üzerine Pegamber sailallahu aley­hi ve sellem onun hakkında şöyle buyurdu: 'Ameli az, fakat ecri çok oldu'."

IBuhârî ve Müslim.)

6130-   Sahabeden bir adam radiyallahu anh'dan:

Bir adam dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Şehitten başka, neden diğer mü'minler kabir­lerinde imtihana çekilirler?" Şöyle buyurdu: "Şehidin Ölüm anında tepesinin üzerinde kılıç patırtısını hissetmesi imtihan olarak ona ye­ter." [Nesâi]

6131- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sailallahu aleyhi ve seilem buyurdu:)

"Şehit öldürülmekten, ancak birinizin çimdikten duyduğu acı kadar bir acı duyar."

|Tirmizî ve Nesâî.|

6132- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sailallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Arkadaşları mağlup olduktan sonra tek­rar savaş alanına dönüp kılıç sallayarak şehit düşen adamdan Allah hoşlanır da meleklerine şöyle seslenir:

'Kuluma bakın! Katımda olan mükâfata rağbet ederek (azabımdan da) çekinerek tek­rar savaş alanına döndü ve kanını akıttı'."

| Ebû D3vud|

Rezîn şu ilaveyi yaptı: "Onu bağışladığı­ma dair sizleri şahit gösteriyorum"

6133- Abdülhabîr bin Sabit bin Kays, ba­basından, o da dedesinden:

"Ümmü Hallâd adında yüzü kapalı bir ka­dın Peygamber saüallahu aleyhi ve sellem'e gelip Allah yolunda öldürülen oğlu hakkında sordu. (Orada bulunanlardan biri): 'Oğlunu sormaya yüzün kapalı olarak mı geldin?' diye sordu.

'Oğlumu kaybettiysem de utanma duy­gusunu hiçbir zaman kaybetmeyeceğim.' diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber sallal-Iahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

'Oğlun, iki şehit ecrine nail olmuştur.'

'Neden?'

'Çünkü onu Kitab ehli öldürmüştür' bu­yurdu. |Ebû Dâvud|

6134- Sehl bin Huneyf radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim Allah'dan hulus-i kalp ile şehitlik isterse, yatağında ölse bile, Allah onu şehitlerin mertebesine ulaştırır." [Müslim ve sünen ashabı.]

6135-   Ebû Mâlik el-Eş'arî radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim Allah yolunda evinden ayrılır da ölürse ya da öldürülürse, o şehittir. Atı kendi­sini yere atıp boynunu kırarsa ya da devesi yere atıp boynunu kırarsa yahut yılan ve saire tarafından sokulup öldürülürse ya da yata­ğında herhangi bir sebeple ölürse o şehittir ve ona cennet vardır." |Ebû Dâvud]

6136- Hasnâ bint Muâviye radiyallahu an-hâ'dan: Amcam bana şunu haber verdi:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e dedim ki:

"Kim cennette olacaktır?" Şöyle buyurdu: "Peygamber cennette, şehit cennette, doğan (ve buluğa ermeden Ölen) çocuk cennette ve diri diri toprağa gömülen (kız çocukları) de cennette olacaktır"

|İkisi de Ebû Davud'a ailtir.l

6137- Ebû'n-Nadr'dan, ona ulaştığına göre: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Uhud şehitleri hakkında şöyle demiş: İşte bunlar için ben şahitlik yaparım.'.Bunun üze­rine Ebû Bekr demiş ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Biz onların kardeşleri değil miyiz? Onlar gibi biz de müslüman olduk; onlar gibi biz de ci-had ettik.'

'Evet ama benden sonra ne yapacağınızı bilmiyorum' buyurdu. Bunun üzerine Ebû Beki" ağladı, sonra yine ağladı, sonra şöyle de­di: 'Demek ki biz senden sonraya kalaca­ğız!'" IMâlik.j

6138- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Şehit üç çeşittir: Birincisi canını malım ortaya koyarak savaşa çıkar, fakat ne öldür­mek ne de öldürülmek ister, sadece müslü-mantarın sayısının artmasını diler. Bu adam. Ölürse ya da öldürülürse, bütün günahları ba~

ğışlanır, kabir azabından emin olur, kıyametin dehşetinden de kurtulur, hur-i'în (ceylan göz­lü) ile evlendirilir, keramet elbisesi giydirilir, başına da vakar tacı konur.

İkincisi: Sırf Allah rızası için karşılığım da Allah'tan bekleyerek öldürmek ve öldürül­memek gayesiyle çıkar. Bu niyet ve maksatla çıkan kişi eğer Ölür ya da Öldürülürse onun dizi, Allah'ın huzurunda, Muktedir Melik'in yanındaki sadakat koltuğunda oturan, Rah­man'in dostu İbrahim'in yanında olur.

Üçüncüsü: Sırf Allah rızasını kastederek, Öldürmek ya da Öldürülmek gayesiyle çıkar. Bu kişi Ölürse ya da öldürülürse, kıyamet gü­nünde kılıcı omuzunda gelir. Diz üstü çökmüş olan halk: 'Çekilin yol açın, biz Allah yolun­da kan akıtmış kimseleriz!' der. Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki, bu sözü Rah­man'in dostu ibrahim'e ya da herhangi bir peygambere söylerse, bunu lıak ettikleri için çekilip onlara yol verirler. Nihayet Arş' in al­tındaki Nur minberlerine gelip otururlar. İnsanlar arasında, Allah nasıl hüküm verecek, diyerek oradan insanları seyrederler. Ölüm

dertleri olmaz. Berzahta da durmazlar, kıya­met gürültüsünü işitmezler, ne hesap, ne Mi­zan, ne Sırat gibi dertlerfave kasavetleri de bulunmaz. İnsanlar arasında nasıl hükmedil-diğini seyrederler. Ne isterlerse kendilerine verilir. Kime şefaat etmek isterlerse bu yetki de kendilerine verilir. Cennetten istedikleri verildiği gibi cennette istedikleri yere de yer­leşebilirler."

[Bezzâr zayıf bir senedle.|

6139- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir harpteydi. Bir müslümanla bir müşrik kar­şılıklı mübâreze ettiler. Müşrik müsfümanı öl­dürdü. Bir adam daha çıktı, Müşrik onu da öl­dürdü. Sonra müslümanların tarafına doğru gidip Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yanında durdu ve sordu: "Neden sava­şıyorsunuz?'

'Bizim yolumuz insanlar Allah'tan başka hiçbir İlah yoktur, Muhammed onun kulu ve elç'ısidir, diyerek şehadet edinceye kadar onlarla savaşmamız ve Allah'a karşı göre­vimizi tam olarak yerine getirmemizdir. Allah, hakkını vermese bile' buyurdu,

Adam bunun üzerine şöyle dedi: 'Çok gü­zel. İşte ben buna inandım' dedi. Sonra müs­lümanların yanından müşriklere gitti; onlara karşı kıyasıya savaştı ve Öldürüldü. O da son­ra oradan alınıp daha evvel öldürdüğü o iki arkadaşının yanına konuldu.

Bunun üzerine Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem şöyle buyurdu:

'işte bunlar, cennet ehli içinde birbirlerini en çok sevecek olanlardır'."

|Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr vel-Evsat'\&.]

6140-  Sa'd bin Cunâde radiyallahu anh'­dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kara şehitleri, deniz şehitlerinden üstün­dür.7' [Taberânî, Mıı'cemu'l-Kebîr'tie zayıf bir senedle.j

6141- Ümmü Haram radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Deniz sallantısında kusan kişi için bir şehit ecri vardır. Denizde boğularak can ve­ren İse iki şehit ecri alır." [Ebû Davudi

6142- Ebû'd-De.Kdâ radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü s^tellahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Denizde bir savaş, (sevap bakımından) karada on savaş gibidir. Denizde rotasını şa­şıran (gazi), Allah yolunda kana bulanmış kimse gibi ecir alır." [îbn Mâcc teyyin bir senedle.J

6143- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Beş (türlü) şehit vardır: Vebadan ölmüş kimse. Karın ağrısından Ölen, boğularak ölen, üzerine duvar yıkılarak ölen, Allah yo­lunda Ölüp şehit düşen."

müslim, Mâlik ve aynı lafızlarla Tirmizî.]

6144-   Safvan bin Ümeyye radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu) "Vebada ölen, karın ağrısından ölen, suda boğulan ve lohusalıkta ölen kimse­ler şehittir." INasâî.]

6145- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah yolundaki şehitlikten başka (diğer) şehitler yedidir: Vebadan öten, karın ağrısın­dan ölen, yangında ölen, zâtu'l-cenb hastalığından ölen, yıkıntı altında kalan, kar­nındaki çocuğuyla doğum yaparken ölen ka­dın." [Rezîı |

Derisi ki: Buradaki aynı aslındaki gibidir. Ölüm ilgili konunun (babın) ağlama alt başlığında ise, hadîsi uzun bîr metinle Câbir, Mâlik, Ebû Dâvud ve Nesâî şu lafızla rivayet etmişlerdir:

"Allah yolunda öldürülenlerden hariç, şe­hitler yedidir: Vebadan ölen şehittir, boğula­rak ölen şehittir, zâtü'l-cenb hastalığından ölen şehittir, karın ağrısından ölen şehittir, yanarak ölen şehittir, yıkıntı altında can veren şehittir. Karnındaki çocuğu ile doğum esna-

Yanimdaki Rezîn'in nüshasında ise şöyle geçmekledir:

Câbir bin Atîk şöyle bildirmiştir:

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Abdullah bin Sâbit'i ziyarete geldi. O baygın halde yatıyordu, seslendi, cevap vermedi. Bu­nun üzerine: "İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râci-ûn. Ey Ebû'r'Rabî'! Allah'ın takdirine yenik düştük." Bunun üzerine kadınlar feryat ettiler.

İlgili hadîsi nakletti, sonu şöyledir: "Kar­nındaki çocuğu ile Ölen kadın da şehittir."

Böylece Rezîn'in yanında bulunan nüsha­da Câbir bin Abdullah değil de Câbir bin Atîk olduğu anlaşılmıştır. "Şehîde" sözünden de anlaşıldığına göre onun yanındaki hadis Mâ­lik, Ebû Dâvud ve Nesâî'nin lafzıyladir.

6146- Saîd bin Zeyd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu): "Malı uğrunda öldürülen şehittir. Canı uğrunda öldürülen şehittir. Dini uğrun­da öldürülen şehittir. Namusu uğrunda öldü­rülen de şehittir." |Sünen ashâbıl

6147-  Süveyd bin Mukarrin radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Haksız yere öldürülen de şehittir." [Nesâî.l

6148- Sahabeden bir adamdan: "Cüheyne'den  bir  kabileye   saldırdık.

Müslümanlardan bir adam karşı taraftan bir adamı (mübareze yapmak için) istedi. Ona (müşrike) hamle yaptı, fakat yanlışlıkla ken­dini Öldürdü. Bunun üzerine Peygamber sal­lallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Ey Müslümanlar topluluğu kardeşiniz (öldü!)' Hemen yanma gittiler ve onu ölmüş olarak buldular. Peygamber sallatlahu aleyhi ve sel­lem hemen onu elbisesi ve kanı ile sardı, na­mazını kıldırıp defnetti. Dediler ki: 'O şehit midir ey Allah'ın Resulü?' 'Evet, o şehittir, buna ben şahidim' buyurdu." |Ebû Davudi

6149-   el-İrbâd bin Sâriye radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Şehitlerle, yataklarında Ölen kimseler, Rabbinüz katında vebadan Ölenler hakkında tartışacaklardır. Şehitler: 'Onlara da bizim öldürüldüğümüz gibi öldürüldüler' diyecek­ler. Yataklarında ölenler ise: 'Hayır, bu kar­deşlerimiz tıpkı bizim gibi yataklarında öldü­ler' diyecekler. Bunun üzerine Rabbinüz şöyle diyecek: 'Yaralarına bakın, eğer yaralan Al­lah yolunda öldürülenlerin yarasına benzi-yorsa mutlaka onlardandır.' Bakacaklar ve yaralarının onların yarasına benzediğini göreceklerdir." [Nesâî.]

6150- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Hz. Omcr, yıkandı, kefenlendi, namazı kılındı. O bir şehit idi. Allah ona rahmet etsin!"


6118-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2520), Osmân b. e. Şeybe an Abdillah b. İdrîs an Muh. b. İshâk an İsm. b. Ümeyye an Ebî'z-Zübeyr an Saîd b. Cübeyr an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti.

6119-Bu hadisi Müslim (imâret no. 121, s. 1502) ve Tirmizî (no. 3011), el-A'meş an Abdillah b. Murre an Mesr‍k an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6120-Bu hadisi Buhârî (cihâd 21, III, 208), Müslim (imâret no. 108-9, s. 1498), Tirmizî (no. 1643) ve Nesâî (cihâd 30, VI, 32), Şu'be an Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6121-Bu hadisi İbn Mâce (no. 2798), İbn e. Şeybe an İbn e. Adî an İbn Avn an Hilâl b. e. Zeyneb an Şehr b. Havşeb an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

6122-Bu hadisi Nesâî (cihâd 32, VI, 33-4), Muh. b. Beşşâr an Ebî Âsım an Muh. b. Aclân an Saîd el-Makburî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

6123-Bu hadisi Tirmizî (no. 1640), Yahyâ b. Talha an Ebî Bekr b. Ayyâş an Humeyd an Enes senedi ile tahrîc etti.

6124-Heysemî'ye göre râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ V, 293).

6125-Bu hadisi Tirmizî (no. 1663), ed-Dârimî an Nuaym b. Hammâd an Bakiyye b. el-Velîd an Buceyr b. Sa'd an Hâlid b. Ma'dân ani'l-Mikdâm senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

6126-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2522), Ah. b. Sâlih an Yahyâ b. Hassân ani'l-Velîd b. Rebâh an Nimrân b. Utbe an ümmi'd-Derdâ an Ebî'd-Derdâ senedi ile tahrîc etti.

6127-Bu hadisi Tirmizî (no. 1644), Kuteybe an İbn Lehî'a an Atâ b. Dînâr an Ebî Yezîd el-Havlânî an Fadâle b. Ubeyd an Ömer senedi ile tahrîc etti ve "hasen garîb" hükmü verdi.

6128-Bu hadisi Dârimî (II, 206), Muh. b. el-Mübârek an Muâviye b. Yahyâ an Safvân b. Amr an Ebî'l-Müsennâ el-Eml‍kî an Utbe senedi ile tahrîc etti.

Ayrıca bunu Ahmed ceyyid isnâd ile, Taberânî ve İbn Hibbân da tahrîc ettiler (Tergîb II, 317).

6129-Bu hadisi Buhârî (cihâd 13, III, 206) ve Müslim (imâret no. 144, s. 1509), Ebû İshâk ani'l-Berâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Lafız Buhârî'nindir.

6130-Bu hadisi Nesâî (cenâiz 112/1, IV, 99), İbr. b. el-Hasan an Haccâc an Leys b. Sa'd an Muâviye b. Sâlih an Safvân b. Amr an Râşid b. Sa'd an raculin senedi ile tahrîc etti.

6131-Bu hadisi Tirmizî (no. 1668) ve Nesâî (cihâd 35, VI, 36), İbn Aclân ani'l-Ka'kâ' b. Hakîm an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî'ye göre isnâdı "hasen sahîh garîb"tir.

6132-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2536), Mûsâ b. İsm. an Hammâd an Atâ b. es-Saîb an Murre el-Hemedânî an İbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.

6133-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2488), Abdurrahman b. Sellâm an Haccâc b. Muh. an Ferec b. Fadâle an Abdilhabîr senedi ile tahrîc etti.

6134-Bu hadisi Müslim (imâret no. 157, s. 1517), Ebû Dâvud (no. 1520), Tirmizî (no. 1653), Nesâî (cihâd 36, VI, 36) ve İbn Mâce (no. 2797), Abdurrahman b. Şurayh an Sehl b. e. Umâme b. Sehl b. Huneyf an ebîhî an ceddihî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6135-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2499), Abdülvehhâb b. Necde an Bakiyye an İbn Sevbân an ebîhî an Mekh‍l an Abdirrahman b. Ganm an Ebî Mâlik senedi ile tahrîc etti.

6136-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2521), Müsedded an Yezîd b. Zurey' an Avf an Hasnâ binti Muâviye senedi ile tahrîc etti.

6137-Bu hadisi Mâlik (cihâd no. 32, s. 461-2), Ebû'n-Nadr mevlâ Ömer b. Ubeydillah'tan direkt olarak ahzetmiştir.

İbn Abdilberr, bunun bütün Muvattâ rivayetlerinde bu şekilde mürsel olarak geldiğini ancak mânâsının pek çok sahîh rivayetlere dayandığını söylemiştir.

6138-Bu hadisi Bezzâr (no. 1715), Seleme b. Şebîb an Muh. b. Muâviye an Müslim b. Hâlid an Şerîk b. e. Nemir an Enes senedi ile tahrîc etti.

Heysemî, Muh. b. Muâviye'nin metrûk, Müslim b. Hâlid'in ise ihtilâflı bir râvi olduğunu söylemiştir (Mecma‘ V, 291).

6139-İbnü'l-Mübârek'in Mes'ûdî'den hadis dinlediği sâbit olmuştur. Râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma‘ V, 296).

6140-Heysemî, isnâdında tanımadığı bir râvi bulunduğunu söylemiştir (Mecma‘ V, 296).

6141-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2493), Mervân an Hilâl b. Meymûn an Ya'lâ b. Şeddâd an Ümmi Harâm asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Hilâl, hakkında ihtilâf olan bir râvidir.

6142-Bu hadisi İbn Mâce (no. 2777), Hişâm b. Ammâr an Bakiyye an Muâviye b. Yahyâ an Leys b. e. Süleym an Yahyâ b. Abbâd an Ümmi'd-Derdâ an Ebî'd-Derdâ senedi ile tahrîc etti.

Muâviye zayıf bir râvidir.

6143-Bu hadisi Mâlik (salâtu'l-cemâat no. 6, s. 131), Ahmed (II, 325, 533), Buhârî (ezân 73, I, 176; cihâd 30, III, 211), Müslim (imâret no. 164, s. 1521), Tirmizî (no. 1063) ve İbn Hibbân (no. 3178), Mâlik an Summâ an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6144-Bu hadisi Nesâî (cenâiz 112/2, IV, 99-100) ve Ahmed (III, 400; VI, 465), Süleymân et-Teymî an Ebî Osmân an Âmir b. Mâlik an Safvân senedi ile tahrîc etti.

Râvileri güvenilir kimselerdir.

6145-Bu hadisi Mâlik (cenâiz no. 36, s. 233), Ebû Dâvud (no. 3111) ve Nesâî (cenâiz 14/1, IV, 13-4), Mâlik an Abdillah b. Abdillah b. Câbir b. Atîk an Atîk b. el-Hâris an Câbir b. Atîk asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

6146-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4772), Tirmizî (no. 1421), Nesâî (tahrîmu'd-dem 22-4, VII, 115-6) ve İbn Mâce (no. 2580), Ebû Ubeyde b. Muh. b. Ammâr b. Yâsir an Talha b. Abdillah b. Avf an Saîd senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdının sahîh olduğuna hükmetti.

6147-Bu hadisi Nesâî (tahrîmu'd-dem 25, VII, 117), el-Kâsım b. Zekeriyyâ an Saîd b. Amr an Abser an Mutarrif an Sevâde b. ebî'l-Ca'd an Ebî Ca'fer an Süveyd senedi ile tahrîc etti.

6148-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2539), Hişâm b. Hâlid ani'l-Velîd an Muâviye b. e. Selâm an ebîhî an ceddihî Ebî Selâm an raculin senedi ile tahrîc etti.

6149-Bu hadisi Nesâî (cihâd 36/3,VI, 37-8), Amr b. Osmân an Bakiyye an Buhayr an Hâlid an İbn e. Bilâl ani'l-İrbâd senedi ile tahrîc etti.

6151-Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2533), Ah. b. Sâlih an İbn Vehb an Muâviye b. Sâlih ani'l-Alâ b. el-Hâris an Mekh‍l an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti.

Mekh‍l, Ebû Hureyre'yi işitmemiştir. Bu nedenle isnâdı munkatıdır.



Konu Başlığı: Ynt: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: ❣ Muhammed ❣ üzerinde 02 Eylül 2015, 15:11:51
Esselamu Alleyküm Ve Rahmetullah Ve Berekatuh...Şehitlik mertebesi dinimizde büyük bir makamdır.Rabbim c.c bu makama ermeyi nasip eylesin İnşaAllah.Rabbim bu büyük mertebenin faziletine ermeyi nasip eylesin İnşaAllah.Allah c.c razı olsun İnşaAllah...


Konu Başlığı: Ynt: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: İkraNuR üzerinde 02 Eylül 2015, 15:14:51
allahım şehitlk mertebesine ulaşamsakta bizleri şehitlerimizn şefaatlerine nail eyle. onlara direk cennetini vaad ettin bizleride onların yuzu suyu hurmetine cennetini nail et amin.


Konu Başlığı: Ynt: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 02 Eylül 2015, 17:06:11
Ve aleykum selam;
Şehitlik mertebesi en güzel cennet mertebesidir....Her insan şehit olup o mertebeye ulaşmak ister...Peygamberler mertebesinden sonra en yüksek mertebe sayılır...Rabbim bizleri de şehitlerden etsin inşallah...Rabbim şehit olarak canımızı alsın inşallah...Rabbim c.c. razı olsun inşallah....


Konu Başlığı: Ynt: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: Ceren üzerinde 02 Eylül 2015, 19:01:20
Aleykümselam.Şehitlik mertebesi cennetin en yüksek makamıdır.Sorgusuz,sualsiz Rabbimin rızasını kazanırlar.Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin ,bizleri de şehit makamıyla yanına alsın.


Konu Başlığı: Ynt: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: Mehmed. üzerinde 25 Haziran 2019, 15:00:29
Ve Aleykümüsselam Şehitlik makamı ne güzel makam Şehit kimse düşünemeyeceğimiz kadar nimete mazhar olur Öyle ki dünyaya geri dönüp yine şehit olmak ister Rabbim bizlere de İslam yolunda her türlü cihadı nasip eylesin


Konu Başlığı: Ynt: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 25 Haziran 2019, 15:05:56
Paylaşım için Allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: Şehitliğin ve şehitlerin fazileti
Gönderen: Sevgi. üzerinde 26 Haziran 2019, 02:18:17
Şehitlik mertebesi Allah katında güzel bir makamdır. Rabbim bizleri de bu güzel makamlara erdirsin inşaAllah 🌷
Paylaşım için Allah razı olsun