๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 30 Aralık 2010, 21:01:36



Konu Başlığı: Sabah akşam uyurken uyanırken yapılacak dualar
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 30 Aralık 2010, 21:01:36
SABAH, AKŞAM, UYURKEN VE UYANIRKEN YAPILACAK DUALAR

9335- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Ebû Bekr dedi ki:

'Ey Allah'ın Resulü! Akşama ve sabaha kavuştuğum zaman yapacak olduğum bir du­ayı bana söyler misin?'

'Şöyle söyle' buyurdu: 'Allahümme fâtı-re's-semavâti vel-ardi. Alime' l-gaybi ve'ş-şe-hâdeti. Ente Rabbu külli şey'in ve melifcühü. Eşhedü en lâ ilahe illâ ente. Eûzü bike min Şerri' n-nefsi ve şerri' ş-Şeytanı ve şirkini (= Allahım! Ey gaybı ve aşikârı bilen, gökleri ve yeri yaratan! Ey her şeyin Rabbi ve yegâne sahibi! Senden başka tanrı olmadığına şeha-det ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şer­ri ve şirkinden sana sığınırım)' işte sabah-ak-şam bunu söylersin. Yattığın zaman da bunu söylersin'." [Tirmizî ve Ebû Dâvud.]

9336- Ebû Ayyaş radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabahleyin 'La ilahe illallahü vah-dehu lâ şerike leh. Lehü' l-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli sey'in kadir' derse, İsmail neslinden bir köle azat etmiş gibi olur. Ayrıca onun için on sevap yazılır, on günahı düşülür ve on derecesi arttırılır.' Aksama ka­dar da şeytandan korunmuş olur.

Akşamleyin de aynısını söylerse, sabaha kadar öyle olur."

(Râvİ) Hammâd dedi ki: 'Bir adam rüya­sında Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i gördü ve ona 'Ebû Ayyaş senden böyle bir ha­dis nakletti ne dersin?' diye sorunca: 'Ebû Ay­yaş doğru söyledi' buyurdu." |Ebû Dâvud.|

9337- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabahleyin ya da akşamleyin 'Alla­hümme innî asbahtü, üşhidüke ve üşhidü ha-malete Arşike ve melâiketike ve cemîa halki-ke, enneke entellahullezt lû ilahe illâ ente ve enne Muhammeden abdüke ve Resûlüke (= Allahım! Ben sabahladım. Seni ve Arş'ı yük­lenenleri, bütün meleklerini ve bütün yarattık-

larını şahit tutuyorum ki, sen gerçekten ilah­sın, senden başka ilah da yoktur. Muhammed de senin kulun ve peygamberindir)' derse, Al­lah onun dörtte birini ateşten azat eder, iki ke­re söylerse Allah onun yansını ateşten azat eder, üç kere söylerse onun dörtte üçünü Al­lah ateşten azat eder, dört kere söylerse, Allah onun tümünü ateşten azat eder." |Tirmizî ve aynı lafızla Ebû Dâvud.]

9338- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashabına sabah ve akşam yapılacak duaları öğreterek buyurdu ki: 'Biriniz sabaha kavu­şunca şöyle desin: 'Allahım! Senin izninle sa­bahladık. Senin izninle yaşıyoruz, senin iznin­le ölüyoruz. Varış ancak sanadır.' Akşama eri­şince de şöyle desin:

'Allahım! Senin izninle akşamladık, senin emrinle ölüyoruz, senin hükmünle yaşarız, varış yalnız sanadır'."

|Ebû Dâvud ve aynı lafızla Tirmizî.]

9339- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem akşama kavuştuğunda şöyle derdi: 'Akşam ol­du. Mülk Allah'ındır. Hamd Allah'a özgüdür. Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur. Birdir, or­tağı yoktur. Mülk O'nun, hamd O'na mahsus­tur. O her şeye kadirdir.

Rabbim, bu gecenin hayrım, bundan son­rakinin de hayrını senden dilerim. Onun ve ondan sonrakinin şerrinden, tenbetlikten ve bunaklıktan cehennem ve kabir azabından da sana sığınırım.' Sabaha kavuşunca da aynısı­nı söylerdi: 'Sabah oldu; mülk Allah'ındır..'."

[Müslim, Tirmi/.î ve Ebû Dâvud.]

9340- Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'in kızlarından birinden:

"O sallallahu aleyhi ve sellem, ona şöyle buyurdu:

'(Kızım!) Sabaha kavuşunca şöyle de: 'Sübhanallahi ve-bi-hamdih. Velâ kuvvete illâ billah. Mâ şâellahu kâne vemâ lem yese' lem yekûn. A'lemü ennellahe alâ külli şey'in kadir. Ve ennellahe kadahâta bi-külli şey'in ilmâ (= Allah'ı teşbih ederim, ona hamdolsun. Al­lah'ın gücünün dışında başka kuvvet yoktur. Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. Bili­yorum ki Allah, her şeye muktedirdir. Allah her şeyi ilmi ile kuşatmıştır).'

Bunlun, kim sabahleyin söylerse akşama kadar korunmaya alınır; akşamleyin söylerse sabaha kadar korunmaya alınır'." (Ebû Dâvudj

9341- Enes radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabah-akşam 'Radînâ billahi Rab-ben ve bi'l-İslâmi dînen ve bi-Muhammedin Resûlen (= Rab olarak Allah'ı, din olarak İs­lâm'ı, peygamber olarak Muhammed' i kabul edip hoşnut olduk) derse, onu hoşnut kılması artık Allah'a düşer'." |Ebû Dâvud]

9342- Büreyde radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabahleyin ya ela akşamleyin: 'Alla-hümme ente Rabbî. Lâ İlahe İllâ ente, halektenî ve ene abdü'ke ve ene alâ ahdike ve-va'dike mesteta'tü. Eûzü bİke min şerri mâ sana'tü ebûu leke bi-ni' metike aleyne ve ebûu bi-zenbî fağfir-lî.fe-innehu lâ yağfiru' z-zunûbe illâ ente (- Al-' lahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Ben senin kulunum. Gücüm yettiğince ben .senin ahdin ve vaadin üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırını. Bana olan nimetini itiraf ederim. Günahımı da itiraf ediyorum, ne olur beni bağışla! Çünkü günah­ları ancak sen bağışlarsın)' deyip de o gün ya da gece ölürse cennete girer." [Ebû Dâvud]

9343- Abdullah bin Gannâm el-Bayâdî ra­diyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabahleyin: 'Allahım! Sabahleyin bana veya yaratıklarından herhangi bir kim­seye gelen nimet sendendir. Sen birsin, şerikin yoktur. Hamd de şükür de sana mahsustur' derse o günün şükrünü eda etmiş olur.

Kim de bunu akşamleyin derse o gecenin şükrünü yerine getirmiş olur." |Ebû Dâvud]

9344- Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem sabah-akşam şu kelimeleri asla bırak­mazdı.

"AÜahtm, dünya ve âhirette senden afiyet dilerim! Allahım, dinim, dünyam, ailem ve malımda senden af ve afiyet dilerim! Allahım, ayıplarımı ört ve beni korktuklarımdan emin kıl! Allahım, önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden beni koru! Altımdan yerin kaynayıp içine batmaktan da sana sığı­nırım." |Ebû Davud]

9345- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabahleyin: ' Fe-sübhanallahi hîne tümsûne ve hîne tusbihûn. Ve lehül-hamdüfîs-semâvati ve'l-ardi ve aşiyyen ve hîne îüzhirûn (= Aksama ulaştığınızda, sabaha kavuştuğu­nuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eristiğinizde göklerde ve yerde hamd O'na mahsus olan Allah'ı teşbih edin)' âyetim (Rûm, 18) okursa o gün kaçırdığını elde eder. Akşamleyin okursa o gece kaçırdıklarım elde eder." [Ebû Dâvud]

9346- Ebû Mâlik radiyallahu anh'dan: Dediler ki: "Ey Allah'ın Resulü! Sabah,

akşam ve yatarken söyliyebileceğimiz bir du­ayı bize öğret!" "Şöyle deyiniz!" buyurdu:

"Göklerin ve yerin yaratıcısı, açık ve giz­liyi bilen Allahım! Sen her şeyin Rabbisin. Senden başka ilah olmadığına melekler şahit­lik ederler. Nefislerimizin kovulmuş şeytanın ve ashabının şerrinden, nefislerimiz aleyhine kötü şeyler yapmaktan veya bir müslümanı kötülüğe sürüklemekten sana sığınırız."

|Ebû Davud]

9347- Buyurdu ki:

"Biriniz sabaha kavuşunca, şöyle desin: 'Asbahnâ ve asbaha'l-mülkü lillahi Rabbi'l-âlemîn. Allahümme innî es'elüke hayra ha­za'l-yevmi fethahu ve nasrehu ve nûrehu ve berekelehu ve hudâhu. Ve eûzü bike min şer­ri mâfihi ve şerri mâ ba'dehû (= Allahım! Ben, bugünün hayrını, fethini, yardımını, nu­runu, bereket ve hidayetini senden dilerim. (O günün) içindeki ve sonraki şerrinden sana sığınırım)'."

9348- Ebû Zer radiyallahu anh'dan: O şöyle derdi: "Kim sabahleyin: 'Allahım! Yaptığım herhangi bir yemin, veya yaptığım herhangi bir adağım, ya da söylediğim her­hangi bir söz, senin dileğine bağlıdır. Senin di­leğin bunların hepsinin önündedir. Dilediğin olur, dilemediğin olmaz. Allahım! Günahımı bağışla benim için ondan vaz geçiver! Alla­hım! Sen kimi affelmişsem duam onadır. Ki-melânet elmişsem lanetim onadır, derse o gün istisna edilenler arasında olur." |Ebö Davud]

9349- Ebân bin Osman (bin Affân), baba­sından radiyallahu anlı:  (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabahleyin üç kere ' Bismillahillezî lâ yadurru mea ismihî şey'un fi'l-ardı velâ fı's-semâi ve huve's-Semî'ul-Alîm derse, o gününde ona ani bir belâ isabet etmez. Kim de akşamleyin bunu okursa gece ona aniden bir belâ isabet etmez."

Sonra Ebân felç olunca bu hadisi daha ön­ce kendisine nakletmiş olduğu bir adamı gör­dü. Adam ona hayret içinde bakınca, şöyle dedi:

"Bana neden böyle anlamlı bakıp duru­yorsun? Vallahi ben Osman'a iftira etmedim. Osman da bunu 'Peygamber dedi' diye ona if­tira etmedi. Lâkin ben bugün bunu okumasını unuttum da onun için başıma bu geldi. Allah kaderini icra etmek için bunu bana verdi."

|Ebû Dâvud ve Tirmizî|

9350-  Abdullah bin Habîb radiyallahu anh'dan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle demiş: "Sabah-akşam 'Kul hüvellahü ehaa" ile Muavvizeteyri i üç kere okursan, her şeye karşı o gün bunlar sana yeter."

[Ebû Dâvud ve aynı lafızla Tirmizî.]

9351- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kim sabahleyin, yüz kere 'Sübhanalla-hi'l-Azîmi ve bi-hamdihi' derse, akşamleyin de aynısını yaparsa, hiç kimse o gün onun el­de edeceğini elde edemez."

[Buhârî, Müslim ve Ebu Davud.]

9352-   Ümmü   Seleme  radiyallahu   an-hâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem akşama kavuştuğu zaman, bana şöyle dememi öğretti:

'Allahım! Gecen gelirken, gündüzün gi­derken, sana dua edenlerin seslen duyulur­ken, namazlarda huzurunda durulurken, beni bağışlamanı diliyorum'."

|Ebû Dâvud ve aynı lafızla Tirmizî.]

9353- Abdurrahman bin Ebzâ, babasından radiyallahu anh:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sabahleyin uyandığında şöyle derdi: 'İslâm fıtratı, ihlas kelimesi, Peygamberimiz Mu-hammed sallallahu. aleyhi ve sellem'in dini, müşriklerden olmayan muvahhid babamız ib­rahim'in milleti üzerine, hanîf bir müslüman olarak sabaha kavuştuk'." |Rezîn.|

9354- Zeyd bin Sabit radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem

ona bir dua öğretmiş ve her gün ailesine onu okumasını emretmiş ve ona şöyle buyurmuş­tur: 'Sabaha kavuştuğun zaman, söyle de:

'Lebbeyk Allahım! Lebbeyk! Lebbeyk! Sa'deyk! Bütün hayır ellerindedir. Bütün bun­lar sendendir, seninledir ve sanadır.

Allahım! Söylediğim her sözün, adadığım her adağın, yaptığım her yeminin önünde se­nin iraden vardır. Dilediğin olur; dilemediğin olmaz. Senin iznin olmadan ne bir kudret ve ne de bir güç olur. Şüphe yok ki, sen her şeye gücü yetensin. Kime dua ettimse, duam ona­dır; kime de lanet etmişsem lanetim de onadır. Dünya ve âhirette velim sensin. Benî müslü-man olarak öldür ve satihlerin arasına katt-ver!

Allahım. Senden, kazaya rıza göstermemi, ölümden sonra sıkıntılı bir hayatı, cemaline bakmak lezzetini, zarar verenin zararına uğ­ramadan, saptırıcının fitnesine kapılmadan iştiyakla sana kavuşmayı niyaz ederim.

Allahım! Zulmetmekten, zulme uğramak­tan, tecavüz etmekten veya tecavüze uğra­maktan, veya helak edici günah irtikap etmek­ten, ya da bağışlanmayacak günah işlemekten sana sığınırım.

Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Gayb ve şehadetin bilicisi! Ey celâl ve ikram sahibi! Bu dünya hayatında sana söz veriyorum. Şa­hit olarak seni gösteriyor ve şehadet ederim ki (şahit olarak sen yetersin), senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen birsin. Hiçbir ortağın yoktur. Mülk senin, hamd sana mahsustur. Sen her şeye kadirsin. Yine şehadet ederim ki, Mu-hammed senin kulun ve Resulündür. Şehadet ederim ki, vaadin haktır, sana kavuşmak hak­tır. Cennet gerçektir, cehennem de gerçektir. Vukuunda şüphe olmayan kıyamet de kopa­caktır. Kabirlerdekini sen dirilteceksin.

Şuna da şehadet ediyorum ki, eğer sen be­ni kendi nefsimle başbaşa bırakırsan beni kaybolmaya, ayıp, günah ve hataya terketmiş olursun. Senin rahmetinden başka hiçbir şeye güvenmiyorum. Günahlarımın hepsini affet, çünkü günahları ancak ve ancak .sen bağışla­yıp affedersin. Tevbemi de kabul et! Zira ziya­desiyle tevbeleri kabul eden sensin. Esirgeyen de sensin'."

| Ahmed ve Taberânî, Mu'cetmu'I-Kebir'de]

 

9335- Bu hadisi Ebû Dâvud (5067) ve Tirmizî (3392), Ya'lâ b. Atâ an Amr b. Âsım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

9336- Bu hadisi Ebû Dâvud (5077), Mûsâ b. İsmaîl an Hammâd ve Vuheyb an Süheyl an ebîhî an Ebî Ayyâş senedi ile tahrîc etti.

9337- Bu hadisi Ebû Dâvud (5078) ve Tirmizî (3501), Bakiyye b. el-Velîd an Müslim b. Ziyâd an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9338- Bu hadisi Ebû Dâvud (5061) ve Tirmizî (3391), Süheyl b. e. Sâlih an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

9339- Bu hadisi Müslim (zikr 74-6, s. 2088-9), Ebû Dâvud (5071) ve Tirmizî (3390), el-Hasan b. Ubeydillah an İbrâhîm b. Süveyd an Abdirrahman b. Yezîd an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9340- Bu hadisi Ebû Dâvud (5075), Ah. b. Sâlih an İbn Vehb an Amr an Sâlim el-Ferrâ an Abdilhamîd mevlâ Benî Hâşim an ümmihî senedi ile tahrîc etti.

9341- Bu hadisi Ebû Dâvud (5072) ve İbn Mâce (3870), Ebû Akîl an Sâbik b. Nâciye an Ebî Sellâm (an Enes) asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Sindî, Zevâid'inde: "İsnâdı sahihtir, râvileri güvenilir kimselerdir" demiştir.

9342- Bu hadisi Ebû Dâvud (5070) ve İbn Mâce (3872), el-Velîd b. Sa'lebe an İbn Büreyde an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

9343- Bu hadisi Ebû Dâvud (5073), Ah. b. Sâlih an Yahyâ b. Hassân ve İsmâil an Sül. b. Bilâl an Rabîa b. e. Abdirrahman an Abdillah b. Anbese an Abdillah b. Gannâm senedi ile tahrîc etti.

9344- Bu hadisi Ebû Dâvud (5074) ve İbn Mâce (3871), Ubâde b. Müslim an Cübeyr b. e. Sül. b. Cübeyr b. Mut'im an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9345- Bu hadisi Ebû Dâvud (5076), İbn Vehb an'il-Leys an Saîd b. Beşîr an Muh. b. Abdirrahman el-Beylemânî an ebîhî an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc etti.

İbnü'l-Beylemânî ve babası zayıf râvilerdir.

9346-9347- Her iki metni de Ebû Dâvud (5083-4), Muh. b. Avf an Muh. b. İsm. an ebîhî an Damdam an Şurayh an Ebî Mâlik senedi ile tahrîc etti.

9348- Bu hadisi Ebû Dâvud (5087), İbn Muâz an ebîhî ani'l-Mes'ûdî ani'l-Kâsım an Ebî Zer senedi ile tahrîc etti.

9349- Bu hadisi Ebû Dâvud (5088-9) ve Tirmizî (3388), Ebân b. Osmân an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

9350- Bu hadisi Ebû Dâvud (5082) ve Tirmizî (3575), Ebû Üseyd el-Berrâd an Muâz b. Abdillah b. Hubeyb an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

9351- Bu hadisi Buhârî (da'vât 65/1, VII, 168), Müslim (zikr 29, s. 2071), Ebû Dâvud (5091) ve Tirmizî (3466), Sumey an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9352- Bu hadisi Ebû Dâvud (530) ve Tirmizî (3589), Ebû Kesîr mevlâ Ümmü Seleme an Ümmü Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

İsnâdı hakkında Tirmizî "garîb" hükmü verdi.

9353- Bu hadisi Ahmed (III, 406), Muh. b. Ca'fer an Şu'be an Seleme b. Kuheyl an Zer an İbn Abdirrahman b. Ebzâ an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

9354- Bu hadisi Ahmed (V, 191), Ebû'l-Muğîre an Ebî Bekr an Damre b. Habîb b. Suhayb an Ebî'd-Derdâ an Zeyd b. Sâbit senedi ile tahrîc etti.

Heysemî'ye göre Taberânî'nin râvileri güvenilir kimselerdir. Diğer isnâdlar içinde zayıf bir râvi olan Ebû Bekr b. e. Meryem adlı bir şahıs vardır (Mecma‘ î, 113).


9335- Bu hadisi Ebû Dâvud (5067) ve Tirmizî (3392), Ya'lâ b. Atâ an Amr b. Âsım an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

9336- Bu hadisi Ebû Dâvud (5077), Mûsâ b. İsmaîl an Hammâd ve Vuheyb an Süheyl an ebîhî an Ebî Ayyâş senedi ile tahrîc etti.

9337- Bu hadisi Ebû Dâvud (5078) ve Tirmizî (3501), Bakiyye b. el-Velîd an Müslim b. Ziyâd an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

9338- Bu hadisi Ebû Dâvud (5061) ve Tirmizî (3391), Süheyl b. e. Sâlih an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

9339- Bu hadisi Müslim (zikr 74-6, s. 2088-9), Ebû Dâvud (5071) ve Tirmizî (3390), el-Hasan b. Ubeydillah an İbrâhîm b. Süveyd an Abdirrahman b. Yezîd an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9340- Bu hadisi Ebû Dâvud (5075), Ah. b. Sâlih an İbn Vehb an Amr an Sâlim el-Ferrâ an Abdilhamîd mevlâ Benî Hâşim an ümmihî senedi ile tahrîc etti.

9341- Bu hadisi Ebû Dâvud (5072) ve İbn Mâce (3870), Ebû Akîl an Sâbik b. Nâciye an Ebî Sellâm (an Enes) asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Sindî, Zevâid'inde: "İsnâdı sahihtir, râvileri güvenilir kimselerdir" demiştir.

9342- Bu hadisi Ebû Dâvud (5070) ve İbn Mâce (3872), el-Velîd b. Sa'lebe an İbn Büreyde an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

9343- Bu hadisi Ebû Dâvud (5073), Ah. b. Sâlih an Yahyâ b. Hassân ve İsmâil an Sül. b. Bilâl an Rabîa b. e. Abdirrahman an Abdillah b. Anbese an Abdillah b. Gannâm senedi ile tahrîc etti.

9344- Bu hadisi Ebû Dâvud (5074) ve İbn Mâce (3871), Ubâde b. Müslim an Cübeyr b. e. Sül. b. Cübeyr b. Mut'im an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9345- Bu hadisi Ebû Dâvud (5076), İbn Vehb an'il-Leys an Saîd b. Beşîr an Muh. b. Abdirrahman el-Beylemânî an ebîhî an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc etti.

İbnü'l-Beylemânî ve babası zayıf râvilerdir.

9346-9347- Her iki metni de Ebû Dâvud (5083-4), Muh. b. Avf an Muh. b. İsm. an ebîhî an Damdam an Şurayh an Ebî Mâlik senedi ile tahrîc etti.

9348- Bu hadisi Ebû Dâvud (5087), İbn Muâz an ebîhî ani'l-Mes'ûdî ani'l-Kâsım an Ebî Zer senedi ile tahrîc etti.

9349- Bu hadisi Ebû Dâvud (5088-9) ve Tirmizî (3388), Ebân b. Osmân an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Tirmizî isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

9350- Bu hadisi Ebû Dâvud (5082) ve Tirmizî (3575), Ebû Üseyd el-Berrâd an Muâz b. Abdillah b. Hubeyb an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

9351- Bu hadisi Buhârî (da'vât 65/1, VII, 168), Müslim (zikr 29, s. 2071), Ebû Dâvud (5091) ve Tirmizî (3466), Sumey an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

9352- Bu hadisi Ebû Dâvud (530) ve Tirmizî (3589), Ebû Kesîr mevlâ Ümmü Seleme an Ümmü Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

İsnâdı hakkında Tirmizî "garîb" hükmü verdi.

9353- Bu hadisi Ahmed (III, 406), Muh. b. Ca'fer an Şu'be an Seleme b. Kuheyl an Zer an İbn Abdirrahman b. Ebzâ an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

9354- Bu hadisi Ahmed (V, 191), Ebû'l-Muğîre an Ebî Bekr an Damre b. Habîb b. Suhayb an Ebî'd-Derdâ an Zeyd b. Sâbit senedi ile tahrîc etti.

Heysemî'ye göre Taberânî'nin râvileri güvenilir kimselerdir. Diğer isnâdlar içinde zayıf bir râvi olan Ebû Bekr b. e. Meryem adlı bir şahıs vardır (Mecma‘ î, 113).



Konu Başlığı: Ynt: Sabah akşam uyurken uyanırken yapılacak dualar
Gönderen: Ceren üzerinde 22 Temmuz 2019, 19:03:11
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri peygamber efendimizin sünnetine tabi yaşayan ve bu duaları edip hayra kavuşan kullardan eylesin inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Sabah akşam uyurken uyanırken yapılacak dualar
Gönderen: Mehmed. üzerinde 23 Temmuz 2019, 15:33:22
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri duayi bırakmayan kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun