๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Cem ul Fevaid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 03 Ocak 2011, 21:05:44



Konu Başlığı: Peygamber s.a.v. in ashabının ortak özellikleri
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 03 Ocak 2011, 21:05:44
PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM'İN ASHABININ ORTAK ÖZELLİKLERİ


8545- İmrân bin Husayn radiyallahu anh'-dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"İnsanların en hayırlıları benim asrımda yasayanlardır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenler." (İmrân dedi ki:) -İki asır mı, yoksa üç asır mı zikretti, bil­miyorum.- Onlardan sonra kendilerinden şa­hitlik istenmediği halde şahitlikte bulunan, hı­yanet eden ve kendilerine de güven duyulma­yan, adakta bulundukları halde yerine getir­meyen bir nesil gelecektir. Ayrıca onlarda şiş­manlık da görülecektir."

[Mâlik hariç allı hadis imamı.]

8546- Câbir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

''Beni görene ya da beni göreni görene (cehennem) ateş(i) dokunmayacaktır."

(Râvi) Talha dedi ki: Ben Câbir'i gördüm. Mûsâ dedi ki: "Ben de Talha'yi gördüm.

Yahya dedi ki: "Bana Mûsâ dedi ki: Sen beni gördün. (Biz de böylece) Allah'tan affı-mızı umarız." [Tirmizî.]

8547- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve seilem buyurdu:)

"İlerde bir zaman gelecek ki, insanlardan bir grup savaşa çıkacaklar. İnsanlardan bir­takım kişiler de savaşıp şöyle diyecekler: 'içi­nizde Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem'in sohbetinde bulunan kimse var mıdır?'

'Evet' diyecekler ve onlara fetih müyesser olacak. Sonra bir zaman gelecek ki ilerde in­sanlardan bir grup gazaya çıkacak. Onlara:

İçinizde Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sahabileri ile sohbet etmiş kimse var mıdır?' diye soracaklar.

'Evet' diyecekler ve yine onlara da (bu ze-

 sebebiyle) fetih müyesser olacaktır.

Sonra öyle bir zaman gelecektir ki, insan­lardan bir grup savaşa çıkacaklar. Onlara:

'İçinizde Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in sahabilerinin ashabı ile sohbet et­miş kimse var mıdır?'

'Evet' diyecekler ve onlara da fetih nasib olacaktır."

8548- Diğer rivayet:

Burada şu ilave yer almıştır: "Sonra dör­düncü ordu hazırlanmış olacaktır. Şöyle deni­lecek: 'Bir bakın bakalım, içlerinde Peygam­ber ashabını görmüş olanları görenleri gören kimseler var mıdır?' Bakacaklar böyle kimse­ler bulunacaklar, sonra bunların sebebiyle (o Ülke) fethedilecektir." [Buhârî, Müslim ve Tirmizî.]

8549- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: "Hâlid bin el-Velîd'le Abdurrahman bin

Avf in arasında bîr tartışma oldu. Hâlid Öteki­ne hakaret etti. Bunun üzerine Peygamber sal­lallahu-aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

'Ashabıma hakaret etmeyin! Eğer biriniz Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan bi­rinin bir avuç (hurma) sadakasına ve onun ya­rısına ulaşamaz',"

[Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî]

8550- Abdullah bin Muğaffel radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve seüem buyurdu:)

"Ashabım hakkında Allah'tan korkun, Al­lah'tan korkun! Benden sonra onları hedef edinmeyin! Kim onları severse, beni sevdiği için sevmiş olur. Kim onlardan nefret ederse benden nefret ettiği İçin nefret etmiş olur. Kim onlara eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse, Allah'a eziyet etmiş olur. Kim de Allah'a eziyet ederse, artık onu cezalandırması yakın olur." [Tirmizî]

8551- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ashabıma hakaret edenleri görürseniz, 'Allah'ın laneti kötüleriniz üzerine olsun!' de­yiniz!" [İkisi de Tirmizî'ye aillir.j

8552- Urve radiyallahu anh'dan: Âişe bana dedi ki:

"Ey kız kardeşimin oğlu! Onlar (Kur'ân' da) Allah Resulünün ashabı için istiğfar et­mekle emrolundular. Halbuki onlara hakaret ediyorlar." [Müslim]

8553- Câbir radiyallahu anh'dan: Âişe'ye denildi ki: "Birtakım insanlar Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in as­habına dil uzatıyorlar. Halta Ebû Bekr ile Ömer'e bile." Şöyle dedi:

"Buna ne şaşıyorsunuz? Onlardan artık amel kesilmiştir. Allah'ın onlardan ecri kes­memesini dilerim." JRezîn.]

8554- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem

bir gece başını göğe kaldırıp şöyle dedi:

'Yıldızlar göğün muhafızıdır. Yıldızlar (yok olup) giderse, göğün başına korkulan şey gelir. Ben de ashabımın güvencesiyim. Ben gidersem, ashabımın başına korktukları şey gelir Ashabım da ümmetimin güvencesi­dir. Ashabım giderse, ümmetimin başına kork­tukları gelir'." [Müslim]

8555- Büreyde radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Ashabımdan herhangi birisi bir yerde ölürse, mutlaka o, (o belde) insanları için kı­yamet günü bir nur ve kılavuz olarak gönde­rilir." |Tİrmizî.]

8556- Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Rabbime, benden sonra ashabımın düşe­ceği ihtilâf hakkında sordum; şöyle buyurdu: 'Ey Muhammedi Senin ashabın nezdimde, ki­misi kimisinden güçlü olan, gökteki yıldızlar gibidir. Her birinin kendine has bir nuru var­dır. Kİm ihtilafa düştükleri konularda onlar­dan birine uyarsa o, benim katımda bir hida­yet üzere olur.' Ve (Allah Resulü ilaveten) şöyle buyurdu: 'Ashabım yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız doğru yolu bulursu­nuz'." [Rezîn.J

8557- Saîd bin Zeyd radiyallahu anh'dan: "O, valilerden birinin yanında Ali'ye ha­karet eden birini duydu. Dedi ki:

'Yanınızda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabına hakaret ediliyor da ses çıkartmıyorsunuz, en ufak bir müdahaleniz olmuyor. Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum: -Yarın (ahirette) kendisiyle karşılaştığım za­man, bana sorar da cevaplayamam endişesini taşıdığım için söylemediği bir şeyi onun hak­kında kesinlikle söylemem- 'Ebû Bekr cen­nettedir, Ömer cennettedir, Osman cennette­dir, Ali cennettedir, Talha cennettedir, Zübeyr cennettedir, Sa'd bin Mâlik cennettedir, Ab-durrahman bin Avf cennettedir, Ebû Ubeyde bin el-Cerrâh cennettedir.' Onuncusunu söy­lemedi. Dediler ki: 'Onuncusu kimdir?'

Dedi ki: 'Saîd bin Zeyd -kendisini kaste­diyor-' Sonra şöyle dedi:

'Vallahi onlardan (on kişiden) birinin, Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in ya­nında savaşırken yalnız yüzünün tozlanması bile, sizden herhangi birinizin Nuh kadar uzun yaşayıp da işlediği amelinden daha ha­yırlıdır'."

8558- Diğer rivayet:

"Onların dokuzunu saydı, onuncusunu söylemedi. Cemaat dedi ki: 'Allah aşkına söyle Ey Ebû'l-A'ver kimdir onuncusu?'

Şöyle dedi: 'Beni Allah'a havale edip and verdiniz. Ebû'l-A'ver (yani Saîd bin Zeyd) de cennettedir'." [Ebû Dâvud ve Tirmizî.]

8559- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan:

"O, evinde abdest alıp çıktı. 'Bugün Allah Nebisi sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber olacağım, bütün gün ondan ayrılmayacağım' dedi. Mescide gelip onu sordu. 'Şu yöne doğ­ru çıktı' dediler. Dedi ki: Ben de onun izini ta­kip ederek çıktım ve nereye gittiğini sordum. (Kûbâ yakınındaki) Erîs kuyusun(un boşta-nın)a girdiğini söylediler. (Bostanın) hurma dallarından yapılmış olan kapısında oturdum. Nihayet Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem def-i hacetinden sonra çıktı. Abdest aldı, yanma vardım. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kuyu ağzındaki bileziğin ortasına oturmuş, iki baldırının üzerinden elbisesini kaldırarak kuyuya sarkıtmıştı. Selâm verdim, yanından ayrıldım sonra kapıda oturdum.

İçimden 'Bugün ben, Allah Resulü sallal­lahu aleyhi ve sellem'in kapıcısı olacağım' dedim.

Derken Ebû Bekr geldi, kapıyı çaldı, 'Kimdir o?' dedim. 'Ebû Bekr' dedi.

'Biraz yavaş ol!' dedim. Sonra gidip: 'Ey Allah'ın Resulü! Ebû Beki' geldi, izin istiyor.'

Şöyle buyurdu: 'Ona izin ver ve onu cen­netle müjdele!' Gelip Ebû Bekr'e: 'Haydi gir! Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem seni cennetle müjdeliyor.' dedim.

İçeriye girip Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in sağında oturdu ve tıpkı Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem'in yaptığı gibi baldırlarının üzerini sıyırıp kuyuya sarkıttı, sonra döndüm yerime oturdum. Kardeşimi evde abdest alırken bırakmıştım ve bana son­ra yetişmesini söylemiştim.

İçimden dedim ki: 'Eğer Allah fülan kim­se için -kardeşini kastediyor- bir hayır murad ederse, onu şimdi buraya getirir.' Baktım ki birisi kapıyı kurcalıyor, 'Kimdir o?' diye sor­dum. 'Ömer' dedi. 'Acele etme!' dedim. He­men Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem'in yanma gittim: 'Ömer geldi, içeriye gir­mek için senden izin istiyor.' dedim. 'Ona izin ver ve cennetle müjdele!' buyurdu. Derhal

Ömer'e geldim, hemen 'İçeriye gir! Allah Re­sulü sallallahu aleyhi ve sellem seni cennetle müjdeliyor' dedim. Bunun üzerine Ömer de girdi. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem'in sol tarafında oturdu. O da baldırlarını açıp kuyuya sarkıttı. Sonra dönüp yerimde oturdum ve içimden şöyle geçirdim: 'Eğer Al­lah fülan için -kardeşini kastediyor- bir iyilik dilerse mutlaka onu buraya getirir.' Derken kapı kurcalandı ve ben 'Kim o?' diye sordum. Osman: 'Ben Osman' dedi. 'Yavaş ol!' dedim ve Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına gittim. Osman'ın geldiğini ve kendi­sinden içeriye girmek için izin İstediğini söy­leyince, şöyle buyurdu: 'Haydi ona izin ver ve onu başına gelecek bir belâ ile birlikte cen­netle müjdele!' Hemen Osman'a geldim, de­dim ki: 'Haydi gir! Allah Nebîsi sallallahu aleyhi ve sellem seni basma gelecek bir belâ ile birlikte cennetle müjdeliyor.' İçeriye girdi, (kuyunun üzerindeki) o sıranın dolduğunu gördü, onlara karşı öbür tarafa oturdu."

İbnü'l-Müseyyeb der ki: "Ben bunu (sıra halindeki oturuşu) onların kabirleri ile yo-rumladım, çünkü üçünün kabri bir aradadır, Osman'mki ise ayrıdır."

8560- Diğer rivayet:

"Dedim ki: Bugün mutlaka ben Allah Re­sulü sallallahu aleyhi ve sellem'in bana em­retmediği halde (gönüllü olarak) kapıcısı olacağım."

8561- Diğer rivayet:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir bostana girdi ve bana kapısında durmamı emretti." Benzeri rivayet.

Aynca onda şöyle geçer: "Osman (cennet­le) müjdelendiği zaman, şöyle dedi: 'Allahım bana sabırlar ver! Kendisinden yardım istene­cek tek varlık şüphesiz ki Allah'tır'."

Yine onda şöyle geçer: "Cennetle müjde-lenenlerden her biri 'el-Hamdü Hilali' dedi. Osman içeriye girince, Allah Resulü sallalla­hu aleyhi ve sellem dizlerini kapadı."

8562- Diğer rivayet:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, su bulunan bir yere oturmuş elindeki bir çu­buğu suyun çamuruna değdiriyordu."

|Buhârî, Müslim ve Tirmizî.]

8563-Ali radiyallahu anlı'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu;)

"Talha ile Zübeyr benim cennet komşula-

nmdır." [Tirmizî]

8564- Enes radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Cennet üç kişiyi özlemektedir: Ali, Am-mâr ve Selmân." [İkisi de Tirmizî'ye aittir.]

8565- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem

Hira üzerindeydi. Ebû Bekr, Osman, Ali, Tal­ha ve Zübeyr de onunla beraber idiler. Derken kaya sarsıldı. Bunun üzerine Allah Nebisi sal­lallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Sakin ol! Senin üstünde bir peygamber veya sıddîk (ya da) şehitler vardır'."

8566- Diğer rivayet:

"(Orada) Sa'd bin Ebî Vakkas da vardı."

[Müslim ve Timizî.]

8567- Enes radiyalîahu anh'dan: 'Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,

Ebû Bekr, Ömer ve Osman birlikte Uhud da­ğına çıktılar. Dağ sallanmaya başlayınca, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Sakin ol ey Uhud! -galiba bu sıra­da ayağı ile yere vurmuş- Özerinde bir pey­gamber, bir sıddîk ve iki de şehit bulunmakta­dır'." [Buhârî, Ebû Dâvud veTînnizî.j

8568- Enes radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Vmmetimi(n fertleri arasında) en mer­hametli olanı Ebû Bekr'dir. Allah' in emri hu­susunda en titiz olanı Ömer'dir. En hayâlı olanı ise Osman'dır. (Davalarda) en isabetli hüküm veren Ali'dir. Helâl-haramı en iyi bi­len Muâz bin Cebel'dir. Ferâiz ilmini en iyi bilen Zeyd bin Sâbit'tir. Kur'ân okumasını en

iyi bileni Ubeyy bin Kâ'b'dır. Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini ise Ebû Vbeyde bin el-Cerrâh'tır. Doğru sözlülük ba­kımından Ebâ Zer'den daha iyisini ne yeryü­zü barındırmış, ne de gökyüzü gölgelendir-miştir. Verâ bakımından İsa'ya en benzeyen de odur." Ömer dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Bu meziyeti ona lâyık görüyor musun?"

"Evet, onu siz de (böyle) tanıyın!" buyur­du. [Tirmizi]

8569- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'­dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kur'ân't şu dört kişiden alın: Abdullah (b. Mes'ûd), Salim, Muâz ve Ubeyy bin Kâ'b." |Buhârî, Müslim ve Tirmizî.]

8570- Muâz radiyallahu anh'dan:

"Ona ölüm döşeğinde: 'Bize vasiyet et!" denildi. Şöyle dedi

'Beni oturtun!' Oturttuk. Şöyle devam et-tİ: 'İlim ile iman yerlerindedir. Kim bunları arayıp isterse onları bulur. -Bunu üç kez söy­ledi- İlmi şu dört kişide arayın: Uveymir Ebû'd-Derdâ, Selmân el~Fârisî, İbn Mes'ûd ve önceleri yahudi olup da sonra müslüman olan Abdullah bin Selâm. Ben Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurdu­ğunu duydum: 'O (İbn Selâm), cennetteki on kişinin onuncusudur'." |Tirmizî|

8571- Heyseme bin Ebî Sebre radiyallahu anh'dan:

"Medine'ye geldim, Allah'dan bana iyi ve yararlı bir arkadaş nasip kılmasını niyaz et­tim. Bana Ebû Hureyre'yi nasip etti. Yanında oturdum ve dedim ki:

'Allah'tan bana iyi ve yararlı bir arkadaş nasip etmesini diledim, seni nasip etti.' Bana dedi ki:

'Sen nerelisin?'

'Ben Kûfe'liyim. Hayrı aramaya ve bul­maya geldim.'

'İçinizde, duası kabul edilen Sa'd bin Mâ­lik, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in abdesl suyu ile nalınlarını taşıyan İbn Mes'ûd, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem'in sırdaşı Huzeyfe, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ifadesiyle, Allah'ın şey­tandan kurtardığı Ammâr, iki kitap sahibi olan Selmân yok mudur?'"

Katâde dedi ki: "İki kitaptan murad, İncîl ile Kur'ân'dır." |Tirmizî|

8572- Ali radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah Ebû Bekr'i esirgesin! O benî kızıy­la evlendirdi. Beni Hicret yurduna (Medi­ne'ye) taşıdı. Mağarada arkadaşlık yaptı. Bi-lâl'i para verip azat ettirdi. Allah Ömer'i esirgesin! Acı da olsa hakkı söyler. Hak onu arkadaşsız bırakmıştır. Allah, Osman'ı da esirgesin! Melekler ondan haya ederler. Allah Ali'yi de esirgesin! Allahım! Ali nereye döner­se hakkı da onunla beraber çevir!" |Tirmizî|

8573- Huzeyfe radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

' "Ben daha aranızda ne kadar kalacağımı bilmiyorum: benden sonrakilere uyun!" dedi ve Ebû Beki" ile Ömer'i gösterdi. "Ammâr'in gittiği yoldan gidin! İbn Mes'ûd size ne söy­lerse onu tasdik edin!" [Beşi de Tirmizî'ye ait.]

8574- Ebû Bekre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Bu gece kim rüya gördü?"

Bir adam: "Ben gördüm" dedi ve rüyasını anlattı: "Bu gece rüyamda gökten bir terazi indi, sen ve Ebû Bekr beraberce tartıldınız. Senin kefen ağır bastı. Sonra Ebû Beki' ile Ömer tartıldı. Ebû Bekr ağır bastı. Sonra Ömer, Osman'la tartıldı. Ömer ağır geldi. Sonra terazi kaldırıldı."

Bunu müteakip Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yüzünde hoşnutsuzluk müşahade etlik. [Ebû Dâvud ile Tirmi/î.|

8575- Semure radiyallahu anh'dan: Bir adam şöyle dedi:

"Ey Allah'ın Resulü! Rüyamda gökten bir kova sarkıtıldı. Ebû Bekr geldi iki yanın­dan tuttu ve az bir miktar su içti. Sonra Ömer geldi iki yanından tutup kanıncaya dek içti. Sonra Osman geldi o da iki yanından tutup kanana kadar içti. Sonra Ali geldi, iki yanın­dan tuttu, kova sallandı. Kovadan bir miktar

SU döküldü." |Ebû Dâvud.l

8576- Câbir radiyallahu anh'dan; (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kendimi cennete girmiş gördüm. Ebû Talha'nın karısı Rumeysa'yı karşımda gör­düm. Bir de bir ayak sesi duydum.

'Kimdir bu?' diye sorunca, 'Bu Bilâldir' dediler. Bir da avlusunda bir câriye bulunan köşk gördüm ve sordum: 'Bu kimindir?'

'Ömer'in' dediler. Girip görmek istedim, fakat senin kıskanç olduğunu hatırladım, geri. döndüm." Ömer bunu duyunca ağlayarak şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Ben seni hiç kıskanır mıyım?" |Buhârî ile Müslim.]

8577- Üsâme radiyallahu anh'dan: "Oturuyordum. Ali ile Abbâs gelip bana:

'Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'den bizim için izin iste!1 dediler. Dedim ki: 'Ey Allah'ın Resulü! Ali ile Abbâs içeriye girmek için senden izin istiyorlar.'

'Neden gelmişler biliyor musun?' diye so­runca, 'Hayır' dedim.

'Ben biliyorum' dedi; sonra: 'Haydi izin ver de girsinler!' buyurdu. Girdiler ve şöyle dediler:

'Ey Allah'ın Resulü! Biz sana ehlinden hangisini çok sevdiğini sormak için geldik.'

'Muhammed'in kızı Fâtımayı' buyurdu.

'(Kan bağı olan) ailenden sormuyoruz. (Ya­kınlarından) kimi sevdiğini soruyoruz' dediler.

'Ehlimden en çok sevdiğim, kendisine (hi­dayet ederek) Allah'ın nimetle ndirdiği (azad edip evlat edinmemle de) benîm de ikram etti­ğim kimsedir' buyurdu ve Üsâme bin Zeyd'den söz etti.

Dediler ki: 'Sonrakim?'

'Sonra AH' deyince, Abbâs şöyle dedi: 'Amcanı ondan sonraya bıraktın' deyince; şöyle buyurdu; 'Ali, senden önce hicret etti'."

|Tirmizî|

8578- Büreyde radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah bana dört kişiyi sevmemi emretti, kendisinin de onları sevdiğini bana bizzat bil­dirdi." Dediler ki: "Kimdir onlar? Adlanın söyle, ey Allah'ın Resulü!"

"Ali onlardandır -Bunu üç kere tekrarla­dı- Sonra Ebû Zer, Mikdâd ve Selmân. Onla­rı sevmemi emretti ve kendisinin de onları sevdiğini bana bildirdi." [İkisi de Tirmizî'ye ait]

8579- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Biz, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanında Ebû Bekr'e hiç kimseyi denk tutmazdık. Sonra Ömer, sonra Osman('ı da böyle tanırdık). Bunların dışında Allah Re­sulü saUallahu aleyhi ve sellem'in ashabından birini diğerine üstün görmezdik." [Buharı, Ebû Dâvud ve Tİrmi/î.|

8580- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ebû Bekr ne güzel kişidir! Ömer ne gü­zel kişidir! Ebû Ubeyde bin et-Cerrâh ne gü­ze! kişidir! U.seyd bin Hudayr ne güzel kişidir! Sabit bin Kays bin Şeınmâs ne güzel kişidir! Mııâz bin Cebel ne güzel kişidir! Amr bin el-Cemûh ne güzel kişidir!" [Tirmizî]

8581-Ali radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Her peygambere yedi necîb ya da rakîh (muhafız) kişi verilmiştir. Bana ise ondört ta­ne verildi."

"Onlar kimdir ey Allah'ın Resulü?" diye sorduğumuzda, şöyle buyurdu:

"Ben, iki oğlum (Hasan ve Hüseyin), Ca'fer, Hamza, Ebû Bekr, Ömer, Mus'ab bin Umeyr, Bilâl, Selmân, Ammâr, Mikdâd, Huzey-fe, Abdullah b. Mes'ûd." (İkisi de Tirmizî'ye ait.|

8582- Ammâr radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i ilk gördüğümde onun yanında (ilk müslüman olarak) beş köle, iki kadın ve Ebû Bekr'den başka kimse yoktu." IBuhârî.]

8583- Âiz bin Amr radiyallahu anh'dan: "Ebû Süfyan, Medine'de bir cemaal için­deyken Selmân, Suhcyb ve Bilâl'ın yanma geldi.

Dediler ki: 'Allah'ın kılıçları Allah'ın düşmanının boynunda yerlerini almamıştır.' Ebû Bekr:

'Bunu siz, Kureyş'in şeyhi ve efendisi için rni söylüyorsunuz?' dedi ve hemen Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanma gelip durumu bildirdi.

Ona şöyle buyurdu: 'Ey Ebû Bekr! Sen onları kızdırdın. Eğer sen onları kızdırdıysan isen, mutlaka Rabbini de kızdırmışsındır.' He­men Ebû Beki- onların yanma varıp şöyle de-di: 'Sizi kızdırdım mı?' Onlar:

'Hayır! Ey kardeş! Allah seni bağışlasın!' dediler." [Müslim]

8584- Ebû Mûsâ radiyallahu anh'dan: "Biz Ci'râne'de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte İdik. Beraberinde Bilâl de vardı. Derken bir bedevi Peygamber saUallahu aleyhi ve sellem'e gelip şöyle dedi:

'Ey Muhammed! Bana verdiğin sözü yeri­ne getirmeyecek misin?" Ona cevaben: 'Müj­de!' dedi. Bedevî şu karşılığı verdi: 'Bana müjde!' sözünü çok söyledin.' Bunun Üzerine bana ve Bilâl'e öfkeli bir şekilde dönerek şöy­le buyurdu: 'Bu adam müjdeyi reddetti. Siz kabul edin hân!'

'Kabul etlik' dedik.

Sonra bir tas su getirtti. İçinde elini ve yü­zünü yıkadı ve İçine tükürdü. Sonra şöyle bu­yurdu: 'Haydi içiniz! Yüzünüze ve göğsünüze boşaltınız! Sizlere müjdeler olsun!' Hemen ta­sı aldık, emrini yerine getirdik.

Bunun üzerine Ümmü Seleme perde arka­sından seslenerek: 'Haydi tasınızdan artırıp annenize de verin!' dedi. Ona da tastan biraz SU verdik." |Buhârîve Müslim]

8585- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in

ashabından iki adam onun yanından çıkıp ka­ranlık bir gecede yürüdüler. Önlerinde iki nûr peydalı oldu. İkisi birbirinden ayrıldığında her birinin yanında aynı nurdan birer tane var­dı. Ailelerinin yanına varıncaya kadar nûr hiç yanlarından ayrılmadı."

8586- Diğer rivayet:

"Useyd bin Hudayr ile, Abbâd bin Bişr, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında idiler. Karanlık bir gecede yanından ayrılıp çıktılar." Benzeri. [Buhârî]

8587- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Bir adam  Osman'ı  sormak için İbn

Ömer'e geldi. Onun amelinin güzelliklerin­den söz etti. Dedi ki: 'Galiba bu anlattıklarım sana kötü geliyor.'

'Evet' deyince, 'Allah burnunu sürtsün!' dedi. Sonra Ali hakkında sordu. 'Ali budur. Onun evi Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in evlerinin ortasındadır (en güzeli­dir)' dedi. 'Her halde bu da senin hoşuna git­medi, değil mi?' dedi.

'Evet.'

'Allah burnunu sürtsün! Haydi git, benim için neye gücün yetiyorsa onu yap!' dedi."

|Buhârî. |

8588- Amr bin el-Âs radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ben, Muâz bin Cebel, Ebû Huzeyfe'nin mevlâsı Salim, Ubeyy bin Kâ' b ve ibn Mes'ûd'u diğer milletlere, tsâ Aleyhisse-lâm'ın havarileri(ni) gönderdiği gibi gönder­mek istedim." Bir adam dedi ki:

"Ebû Bekr ile Ömer'i göndersen olmaz mı? Onlar bunu daha iyi yaparlar." Şöyle bu­yurdu: "Benim onlara ihtiyacım vardır. Onla­rın din yönünden mertebeleri, (vücuttaki) ku­lak ile göz gibidir."

ITaberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de kimliği belirsiz bir râvi kanalıyla. |

8589- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Ebû Beki", Allah Resulün sallallahu aley­hi ve sellem'in minberdeki yerine, ölünceye dek asla oturmadı. Ömer de Ebû Bekr'in ye­rine,  ölünceye dek oturmadı.  Osman da Ömer'in yerine, ölünceye dek oturmadı." [Taberânî. Mu'cemu'l-Evsat'ta.]

8590- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

buyurdu:)

"Çoban koyunları otlatırken, bir kurt ge­lip bîr koyunu kaptı. Çoban da ardından gidip onu ondan kurtardı. Kurt dönüp şöyle dedi: 'Bu koyunlara benden başka çobanlan olma-dığı ve vahşi hayvanların saldırdığı günde kim bakacak?'" Halk bunu duyunca: "Sübha-nallah!" deyip şaşkınlıklarını belirttiler.

Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem: 'Ben buna inanıyorum. Be­nimle birlikte Ebû Bekir ve Ömer de.' buyur­dular."

8591- Diğer rivayet:

"Bir adam ağır yük yüklediği bir sığırı sü­rerken, sığır geri dönüp şöyle dedi: 'Ben bu­nun için yaratılmadım. Ben ekin ekmek için ya­ratıldım'." İnsanlar (bunu duyunca) "Sübha-nallah! Hiç sığır konuşur muymuş?" dediler. Bunun üzerine Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Ben buna inanıyorum. Ebû Bekr ve Ömer de buna inanırlar."

8592- Diğer rivayet:

"Bir adam, üzerine bindiği sığırı dövmeye başlayınca, sığır şöyle konuştu: 'Ben bunun için yaratılmadım...'" Benzeri. Ayrıca onda şöyle geçmektedir:

"Ben buna inanırım. Ebû Bekr ve Ömer de -orada olmadıkları halde- buna inanır­lar." [Buhârî, Müslim ve Tirmizî.]

8593- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"(Cennette) alt seviyede olanlar gökyü­zünde parlak yıldızı gördüğünüz gibi yüksek derece sahiplerini görürler. Ebû Bekir, Ömer de (cennette) yüksek derece sahiplerindendir (Ve hatta) daha da ileridirler."

[Ebû Dâvud ve Tİrmizî.]

8594- Ali radiyallahu anh'dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Bekr ve Ömer hakkında şöyle buyurdu:

'Bu ikisi, öncekilerden ve sonrakilerden cennet ehlinin orta yaşlı olanların efendileri­dir. Tabii peygamberler ve mürseller hariç. Ey Ali! Sen onlara bunu bildirme!'" [Tirmizî]

8595- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem çıktı ve mescide girdi. Ebû Bekr ve Ömer de onunla beraberdiler. Biri sağında, di­ğeri solunda olup ikisinin de elini tutmuştu. Şöyle buyurdu: 'İşte kıyamet gününde biz böyle diriltileceğiz'." |Tirmizî]

8596- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Muhacir ve Ensâr'dan olan ashabının yanma çıkardı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Ebû Bekir ve Ömer'den önce hiç birine bak­mazdı. Yalnız bu ikisi de Allah Resulü sallal­lahu aleyhi ve sellem'e bakarlar ve Resûlullah da onlara bakardı. Onlar ona gülümserler, o da onlara gülümserdi. Diğer ashabına ise umûmî olarak gülümserdi." [Tirmizîl

8597- Ebû Saîd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Hiçbir peygamber yoktur ki, ikisi gökten ikisi de yeryüzünden olmak üzere ikişer veziri olmasın. Gökten olan iki vezirim, Cibril ile Mikâîl'dir. Yerden olan vezirlerim ise Ebû Bekr ile Ömer'dir." [Tirmizî]

8598- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kıyamet gününde toprak yarılıp ilk diri­lecek olan benim. Sonra Ebû Bekr, ondan son­ra Ömer (dirilecek). Bakî a gelecekler, orada toplanacağız. Sonra Mekke'lileri bekleyece­ğiz, onlar da gelince iki harem arasında top­lanacağız." [Tirmizî]

8599- Muhammed bin el-Hanefiyye radi­yallahu anh'dan:

Babam (Hz. Ali)'ye dedim ki: "Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra en hayırlı insan kimdir?"

"Ebû Bekr" dedi.

"Sonra kim?" dedim.

"Ömer" dedi, "Sonra kim?" diye sorup da "Sonra Osman'dır" demesinden korktuğum için, "Sonra sen" dedim. Ancak o buna şu ce­vabı verdi:

"Ben sadece müslümanlardan (alelade)

bir kişiyim." [Buhârî ve Ebû Dâvud]

8600- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Mehtaplı bir gecede Allah Resulünün sallallahu aleyhi ve sellem başı kucağımda iken, dedim ki: 'Bir kimsenin gökteki yıldız­lar sayısınca sevabı olur mu?'

'Evet; Ömer'in sevabı.'

'Peki Ebû Bekr'in sevapları nerede?' diye sorunca, şöyle buyurdu:

'Ömer'in bütün sevapları, Ebû Bekr'in tek sevabı gibidir'." [Rezîn.]

8601- Enes radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Dört kişi önde gitmiştir: Ben Arapların önde gideniyim. Suheyb Rûm'un önde gideni-

dir, Selmân Fâris'in Önde gidenidir, Bilâl ise Habeşlilerin önde gidenidir." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de.]

8602- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: "Müslüman olduklarını ilk açığa vuranlar yedi kişidir: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Ebû Bekr, Ammâr, annesi Sümeyye Suheyb, Bilâl ve Mikdâd.

Allah, Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'i Ebû Talip sayesinde korudu. Ebû Bekr'i kav-mi-sayesİnde korudu. Diğerlerini ise müşrik­ler yakaladılar; demir kelepçeleri ellerine vur­dular. Güneşin sıcağında işkence ettiler. On­lardan hiçbiri Bilâl kadar işkence çekmedi. Bilâl ise kendi nefsini Allah yolunda adamış­tı. Kavmi olmadığı için, onu perişan ettiler, hatta yanına çocuklar katıp Mekke sokakla­rında dolaştırıp gezdirdiler (alay ettiler). O ise Allah'ın birliğini şöyle haykırıyordu: 'Bir­dir... Birdir...'" [İbn Mâce.]


  8545- Bu hadisi Buhârî (şehâdât 9/2, III, 151; fadâilu'l-ashâb 1/2, IV, 189; rikâk 7/4, VII, 173; eymân 27, VII, 233), Müslim (fadâilu's-sahâbe 214-5, s. 1964-5), Tirmizî (2221-2), Ebû Dâvud (4657) ve Nesâî (eymân 29, VII, 17-8), ayrı ayrı Zehdem b. Mudarrib, Zürâre b. Evfâ, Hilâl b. Yesâf an İmrân asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8546- Bu hadisi Tirmizî (3858), Yahyâ b. Habîb an Mûsâ b. İbr. b. Kesîr an Talha b. Hırâş an Câbir senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

8547-8548- Bu hadisi Buhârî (cihâd 76/3, III, 225; menâkıb 25/23, IV, 175; fadâilu'l-ashâb 1/1, IV, 188-9) ve Müslim (fadâilu's-sahâbe 208-9), Câbir an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Lafızlar Müslim'e aittir.

8549- Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-ashâb 5/12, IV, 195), Müslim (fadâilu's-sahâbe 221-2, s. 1967-8), Ebû Dâvud (4658) ve Tirmizî (3861), Sül. el-A'meş an Ebî Sâlih an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8550- Bu hadisi Tirmizî (3862), Muh. b. Yahyâ an Ya'k‍b b. İbr. b. Sa'd an Ubeyde b. e. Râita an Abdirrahman b. Ziyâd an İbn Muğaffel senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

8551- Bu hadisi Tirmizî (3866), Muh. b. Nâfi' ani'n-Nadr b. Hammâd an Seyf b. Ömer an Ubeydillah b. Ömer an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "münker" hükmü verdi.

8552- Bu hadisi Müslim (tefsîr 15, s. 2317), Yahyâ b. Yahyâ an Ebî Muâviye an Hişâm b. Urve an ebîhî an Âişe senedi ile tahrîc etti.

8553- Bu hadisi el-Hatîbu'l-Bağdâdî, Ta'rîh'inde (îI, 276), et-Ten‍hî an Muh. b. Yûsuf el-Ezrak an Ah. b. Abdillah el-Vekîl an Abbâd b. el-Velîd an Muh. b. Sül. el-Kuraşî an Osmân b. Talha el-Kurâşî an Muh. b. el-Münkedir an Câbir senedi ile tahrîc etti.

8554- Bu hadisi Müslim (fadâilu's-sahâbe 207, s. 1961), Hüseyn b. Alî el-Cu'fî an Mücemma' b. Yahyâ an Saîd b. e. Bürde an Ebî Bürde an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

8555- Bu hadisi Tirmizî (3865), Ebû Kureyb an Osmân b. Nâciye an Abdillah b. Müslim Ebî Taybe an Abdillah b. Büreyde an ebîhî senedi ile tahrîc etti. İsnâdı hakkında garîb hükmü verdi.

8556- Bu hadisi el-İbâne'de es-Siczî, İbn Asâkir, Beyhakî ve İbn Adî tahrîc ettiler. İbnü'l-Cevzî, K. el-İlel'inde sahîh olmadığını, râvilerinden Nuaym'ın mecrûh, Abdürrahîm'in İbn Maîn'e göre "uydurukçu" bir râvi olduğunu söylemiştir. Zehebî, Mîzân'da bu hadisin bâtıl olduğunu; İbn Hacer ise "muzdarib" olduğunu söylemiştir. Hadisin birkaç tariki olsa da, hepsinden de zayıftır (Feydu'l-Kadîr IV, 76).

8557-8558- Bu hadisi Ebû Dâvud (4648-50) ve Tirmizî (3757), ayrı ayrı Abdullah b. Zâlim, Abdurrahman b. el-Ahnes, Riyâh b. el-Hâris an Saîd b. Zeyd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8559-8562- Bu hadisi Buhârî (fadâi'lu'l-ashâb 5/13, IV, 196; fiten 17/2, VIII, 96-7) ve Müslim (fadâilu's-sahâbe 29, s. 1868-9), Şerîk b. Abdillah b. e. Nemir an Saîd b. el-Müseyyeb an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile;

Buhârî (fad. ash. 6/12, IV, 201; 7/1, IV, 202; edeb 119, VII, 122-3), Müslim (fad. sah. 28, s. 1867) ve Tirmizî (3710), Ebû Osmân en-Nehdî an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8563- Bu hadisi Tirmizî (3741), Ebû Saîd el-Eşacc an Ebî Abdirrahman b. Mansûr el-Anezî an Ukbe b. Alkame el-Yeşkerî an Alî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

8564- Bu hadisi Tirmizî (3797), Süfyân b. Vekî' an ebîhî ani'l-Hasan b. Sâlih an Ebî Rabîa el-İbâdî ani'l-Hasan an Enes senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

8565-8566- Bu hadisi Müslim (fadâilu's-sahâbe 50, s. 1880) ve Tirmizî (3696), Süheyl b. e. Sâlih an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8567- Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-ashâb 7, IV, 204), Ebû Dâvud (4651) ve Tirmizî (3697), Katâde an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8568- Bu hadisi Tirmizî (3790-1), ayrı ayrı Katâde ve Ebû Kılâbe an Enes asl-ı senedi ile tahrîc etti. İlki için "hasen garîb", ikinci için "hasen sahîh" hükmü verdi.

8569- Bu hadisi Buhârî (menâkıbu'l-Ensâr 16, IV, 228; fadâilu'l-Kur'ân 8, VI, 102), Müslim (fadâilu's-sahâbe 116-7, s. 1913) ve Tirmizî (3810), Mesr‍k an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8570- Bu hadisi Tirmizî (3804), Kuteybe ani'l-Leys an Muâviye b. Sâlih an Rabîa b. Yezîd an Ebî İdrîs el-Havlânî an Yezîd b. Umeyre an Muâz senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

8571- Bu hadisi Tirmizî (3811), el-Cerrâh b. Muhalled an Muâz b. Hişâm an ebîhî an Katâde an Hayseme b. e. Sebre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahîh garîb" hükmü verdi.

8572- Bu hadisi Tirmizî (3714), Ziyâd b. Yahyâ an Sehl b. Hammâd ani'l-Muhtâr b. Nâfi' an Ebî Hayyân et-Teymî an ebîhî an Alî senedi ile tahrîc etti.

İsnâdı hakkında garîb hükmü verdi.

8573- Bu hadisi Tirmizî (3663), Saîd b. Yahyâ b. Saîd an Vekî' an Sâlim b. el-Alâ' el-Murâdî an Amr b. Herim an Rib'î b. Hirâş an Huzeyfe senedi ile tahrîc etti.

8574- Bu hadisi Ebû Dâvud (4634) ve Tirmizî (2287), Muh. b. Abdillah el-Ensârî ani'l-Eş'as ani'l-Hasan an Ebî Bekre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

8575- Bu hadisi Ebû Dâvud (4637), Muh. b. el-Müsennâ an Affân an Hammâd b. Seleme an Eş'as b. Abdirrahman an ebîhî an Semure senedi ile tahrîc etti.

8576- Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-ashâb 6/1, IV, 198) ve Müslim (fadâilu's-sahâbe 20, s. 1862), Muh. b. el-Münkedir an Câbir asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8577- Bu hadisi Tirmizî (3819), Muh. b. el-Hasan an Mûsâ b. İsmaîl an Ebî Avâne an Ömer b. e. Seleme b. Abdirrahman an ebîhî an Usâme senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

8578- Bu hadisi Tirmizî (3718), İsm. b. Mûsâ an Şerîk an Ebî Rabîa an İbn Büreyde an ebîhî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

8579- Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-ashâb 4, IV, 191; 7/3, IV, 203), Ebû Dâvud (4627-8) ve Tirmizî (3707), Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8580- Bu hadisi Tirmizî (3795), Kuteybe an Abdilazîz b. Muh. an Süheyl b. e. Sâlih an ebîhî an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen" hükmü verdi.

8581- Bu hadisi Tirmizî (3785), İbn. e. Ömer an Süfyân an Kesîr en-Nevvâ' an Ebî İdrîs ani'l-Müseyyeb b. Nuceybe an Alî senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdikten sonra bu hadisin, Hz. Ali'nin sözü olarak "mevkûfen" rivayet olunduğunu söyledi.

8582- Bu hadisi Buhârî (menâkıbu'l-Ensâr 30, IV, 240), Abdullah b. Muh. el-Âmulî an Yahyâ b. Maîn an İsmaîl b. Mücâlid an Beyân an Vebere an Hemmâm b. el-Hâris an Ammâr senedi ile tahrîc etti.

8583- Bu hadisi Müslim (fadâilu's-sahâbe 170, s. 1947), Muh. b. Hâtim an Behz an Hammâd b. Seleme an Sâbit an Muâviye b. Kurre an Âiz b. Amr senedi ile tahrîc etti.

8584- Bu hadisi Buhârî (mağâzî 56, V, 103) ve Müslim (fadâilu's-sahâbe 164, s. 1943), Ebû Usâme an Büreyd b. Abdillah an Ebî Bürde an Ebî Mûsâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

8585-8586- Bu hadisi Buhârî (menâkıbu'l-Ensâr 13, IV, 227-8), Alî b. Müslim an Habbân an Hemmâm an Katâde an Enes senedi ile;

İkinci rivayeti ise Sâbit an Enes asl-ı senedi ile muallak olarak tahrîc etti.

8587- Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-ashâb 9, IV, 208), Muh. b. Râfi' an Hüseyn an Zâide an Ebî Husayn an Sa'd b. Ubeyde an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.

8588- Mecma‘ Iî, 52,

8589- Râvileri güvenilir kimselerdir. Bunlardan birisi hakkında ihtilâf vardır (Mecma‘ Iî, 54).

8590-8592- Lafızlar Müslim'e aittir. Bu hadisi Buhârî (hars 4, III, 67), Müslim (fadâilu's-sahâbe 13, s. 1857-8) ve Tirmizî (3677), Ebû Seleme b. Abdirrahman an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti.

8593- Bu hadisi Ebû Dâvud (3987) ve Tirmizî (3659), Atiyye an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî "hasen" hükmü verdi.

8594- Bu hadisi Tirmizî (3666), Ya'k‍b b. İbr. an İbn Uyeyne an Dâvud ani'ş-Şa'bî ani'l-Hâris an Ali senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

8595- Bu hadisi Tirmizî (3669), Ömer b. İsm. b. Mücâlid an Saîd b. Mesleme an İsm. b. Umeyye an Nâfî' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti ve Saîd'in zayıf olduğuna hükmetti.

8596- Bu hadisi Tirmizî (3668), Mahmûd b. Gaylân an Ebî Dâvud ani'l-Hakem b. Atiyye an Sâbit an Enes senedi ile tahrîc etti ve isnâdının garâbetine dikkati çekti.

8597- Bu hadisi Tirmizî (3680), Ebû Saîd el-Eşacc an Telîd b. Sül. an Ebî'l-Haccâf an Atiyye an Ebî Saîd senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

8598- Bu hadisi Tirmizî (3692), Seleme b. Şebîb an Abdillah b. Nâfi' an Âsım b. Ömer el-Umerî an Abdillah b. Dînâr an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti ve isnâdı hakkında "garîb" hükmü verdi.

8599- Bu hadisi Buhârî (fadâilu'l-ashâb 5, IV, 195) ve Ebû Dâvud (4629), es-Sevrî an Câmi' b. e. Râşid an Ebî Ya'lâ an Muh. b. el-Hanefiyye an Alî senedi ile tahrîc ettiler.

8601- Heysemî'ye göre râvileri Sahîh ricâlindendir, Umâre b. Zâdân hâriç ki, bu râvi ihtilâflıdır (Mecma‘ Iî, 305).

8602- Bu hadisi İbn Mâce (150), Ah. b. Saîd ed-Dârimî an Yahyâ b. e. Bükeyr an Zâide b. Kudâme an Âsım b. ebî'n-Nücûd an Zir an İbn Mes'ûd senedi ile tahrîc etti.





Konu Başlığı: Ynt: Peygamber s.a.v. in ashabının ortak özellikleri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 10 Temmuz 2019, 13:17:45
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun Rabbim bizleri Peygamberimiz in ve ashabı kiram in yolundan ayırmasın


Konu Başlığı: Ynt: Peygamber s.a.v. in ashabının ortak özellikleri
Gönderen: Ceren üzerinde 26 Temmuz 2019, 15:05:35
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri peygamber efendimizin sahabelerinin yolunda giden onların sünnetin tabi yaşayan ve kurtuluşa erişecek kullardan eylesin inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Peygamber s.a.v. in ashabının ortak özellikleri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 27 Temmuz 2019, 05:13:06
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herzaman bizlere güzel örnek olan Peygamber Efendimizin yolundan gidenlerden eylesin inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Peygamber s.a.v. in ashabının ortak özellikleri
Gönderen: Züleyha üzerinde 27 Temmuz 2019, 11:54:22
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Peygamber s.a.v. in ashabının ortak özellikleri
Gönderen: Melek Nur Çelik koü üzerinde 27 Temmuz 2019, 20:08:26
Paylaşım için Allah razı olsun..