> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Zübdetül Buhari > Oruç bahsi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Oruç bahsi  (Okunma Sayısı 1755 defa)
20 Haziran 2011, 15:04:38
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Haziran 2011, 15:04:38 »



ORUÇ BAHSİ


529- Ebû Hüreyre  (R.A.)'den rivayet edilmiştir:

«Oruç (insana) bir kalkandır. (Günahtan veya cehennemden insanı korur)-. Sakın oruçlu kimse kötü söz söylemesin, cahilane konuşup münakaşa etmesin. Bir kimse oruçlu olanla dövüşme ve sö-vüşmeye kalkışırsa ona iki defa, ben oruçluyum, desin. (Ona muka­belede bulunmasın). Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ede­rim ki, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan da­ha hoştur. - (Allah Tealâ buyurur ki): Benim kulum benim için ye­mesini, içmesini ve şehevî arzularını terketmiştir. Oruç ancak be­nim yüce şanıma mahsus (kulumla aramda) bir ibadettir. O halde onun mükâfatını ben vereceğim, (bunun sevabı hesapsızdır). Diğer ibadetlerin sevabı ise, bire karşı on kattır.»

Mütercim :

gözünü , gerçekten lüzumsuz şeylerden dilini, cehennemden kalkan demektir" Anın kokusu?sundan üstündür. Onun için ikindiden sonra, Aiian tarafından münacata davet edilmişti. Otuz gün oruç tamamlanınca, Hazreti Musa ağzındaki kokuyu gidermek için misvak kullandığından Allah tarafından kendisine şöyle buyruldu. Ey-Mûsa! Mademki katımda makbul olan'otuz gün oruç tutman sebe­biyle ağzında hasıl olan kokuyu giderdin, on gün daha ilâve ederek kırk günü tamamla da ağzının kokusu ile münacata gel. Kur'an-ı Ke­rimde geçen ve otuz günün kırk güne tamamlanması ile ilgili ayet bu hikmete bir nevi işaret sayılabilir.

Bir de orucun düşük, orta yüksek olmak üzere üç mertebesi.var­dır. En düşük derecesi, yemekten, içmekten ve şehevî arzulardan nef­si korumaktır. Orta derecesi, göz kulak ve diğer azaları günah sayı­lan şeylerden korumaktır. En yüksek derecesi de, kalbi lüzumsuz ve boş şeylerden uzak tutup daima Allah'ı zikir ile meşgul etmektir.

 

530- Sehl (R.A.) den rivayet edilmiştir:

«Cennetin Reyyan adında bir kapısı vardır. Oruç tutanlar kıya­met gününde bu kapıdan gireceklerdir. Oruç tutanlardan başka hiç kimse, bu kapıdan giremeyecektir. Mahşer günü, oruç tutanlar nere­de? diye çağırılır. Bütün oruç tutanlar ayağa kalkıp adı geçen Rey­yan kapısından cennete girerler; onlardan başka hiç kimse bu kapı­dan giremez. Sonra oruçlular girince, o kapı kapanır. Artık başka hiç kimse o kapıdan giremez.»

Mütercim:

Reyyan, susamışın zıddıdır. Suya kanmış olan demektir. Oruçlu kimsenin hararetinden ciğeri yandığı cihetle fazla susayacağmdan ahirette bunun zıddı ile isimlenen Suya kanmış = Reyyan kapısın­dan içeri girmesi gerçekten çok uygun düşmektedir.

 

531- Ebû Hüreyre (R.A.)den rivayet edilmiştir:

«Her kim Allah yolunda (aynı cinsten) iki şey verirse cennet ka­pılarından (görevli melekler tarafından) ona şöyle seslenilir;

— Ey Allah'ın (sevgili) kulu En iyisi budur! (buradan gir.) Na­maz ehlinden olan kimse, Salât (namaz) kapısından çağırılır. Cihad ehlinden ise, Cihad kapısından çağırılır. Oruç ehlinden ise, Reyyan kapısından çağırılır. Sadaka ehlinden ise, Sadaka kapısından çağrı­lır.»

Sonra Hazreti Ebû Bekir (Radıyallahu Anh), ya Resûlallah, a-nam-babam sana feda olsun! Anlaşılıyor ki, bir özelliği olan kulun kendisine ait bir kapıdan girmesi ona bir ikram ve şereftir. Acaba cennetin bütün kapılarından davet edilip de (dilediği kapıdan) cen­nete girecek biri varmıdir? Hazreti Peygamber cevaben:

«Evet, umarını ki sen de onlardan olacaksın!» buyurdu.

Mütercim:

Bazı .kimseler istedikleri herhangi bir kapıdan cennete girecek­lerdir. Çünkü kapıların hepsinden ayni zamanda içeri girmek müm­kün değildir. Alimler böyle tevil etmişlerdir. Fakat dünyada bile ve­liler için hal değişikliği ve ayrı ayrı vücud teşekkülü mümkün olduğu gibi, ahirette de bu halin meydana gelmesiyle bir anda bütün kapılar dan içeri girmek mümkün olur, diye hatıra gelir ve tevile lüzum kal­mayarak bu hadis'i şerife mana verilebilir. Allah ve Resulü en iyi bi­lendir.

Bazı tasavvuf kitaplarında bir veli, ruhaniyetin kuvveti sebebiy­le dünyada kırk adede kadar hal ve vücud değişikliği yapabilir. Ahi­rette ise yetmişe kadar tasarrufa eahip olur, diye yazılıdır.

 

532- Ebû Hüreyre (R.A.)den rivayet edilmiştir:

«Ramazan ayı gelince cennet kapıları açılır.» (Ramazan ayında oruç tutanlar için cennette makamlar hazırlanır, yahud ramazanda ölen müminler doğrudan doğruya cennete girerler).

 

533- Ebû Hüreyre (r.a.) den rivayet edilmiştir:

«Ramazan ayı girince gök kapıları (cennet kapıları) açılır, ce­hennem kapıları kilitlenir, şeytanlar da zincire vurulur.»

(Ramazan ayında oruç tutanlar için cennet kapıları açılır, cehen­nem kapıları kapanır. Oruçlular cehennem yüzü görmezler. Şeytan­lar, insanları kandırıp saptırmak için vasıta olarak kullandıkları yi­yecek, içecek ve şehevî arzular gibi şeyler ramazanda saklı ve bağlı bulundukları cihetle şeytanlar da bağlı demektir. Yahud rahmet kapıları açılır ve azab kapıları kapanır, şeklinde de tevil edilir.)

 

534- İbni Ömer (R.A.)'den rivayet edilmiştir:

«Ramazan ayı hilâlini gördüğünüz zaman oruç tutunuz. Şevval hilâlini gördüğünüz zaman iftar (bayram) ediniz. Eğer hilâli görme­nize bulut engel olursa, ayı (30 Ogün olarak) hesaplayın (Şaban ayını otuza tamamlayarak oruç tutmaya başlayın ve ramazan ayını da otuza tamamlayarak bayram edin.)»

 

535- Ebû Hüreyre (R.A.)'den rivayet edilmiştir:

«Her kim ramazanı, inanarak ve Allah rızası için ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.»

 

536- Ebû Hüreyre (R.A.) 'den rivayet edilmiştir:

«Her kim inanarak ve Aîlah rızası için ramazan ayını oruç tu­tarsa, geçmiş günahları bağışlanır.»

Mütercim ;

Bu iki hadîs-i şerifin zahirlerine bakılınca, büyük ve küçük bü-i-ün günahlar, kul haklan ve cinayet gibi suçlar da bağışlanır, hük­mü, çıkar. Fakat bu hususta varid olan diğer hadisi şerifler bu mut­lak hükmü «büyük günahlardan sakındıkça» kaydına bağlamıştır ki, bundan yalnız küçük günahların bağışlanacağı anlaşılmaktadır. Büyük günahlar ise, tevbe ve istiğfar etmekle, kul haklan helallaşmak-la bağışlanır. Yahud Allah'ın dilemesine bağlıdır. Ehli sünnet inan­cında «Allah bütün günahları bağışlar» mealindeki ayeti kerime uyannca Allah Tealâ Hazretlerinin lütuf ve keremi, rahmet ve mağ­fireti çok geniş olduğundan tevbe ve-istiğf arsız da büyük günahlan bağışlaması muhtemeldir, dediler.

Bir de dikkat edilmelidir ki, affetmek başka şeydir, mağfiret et­mek başka şeydir. Mağfiret demek, kişinin işlemiş olduğu günah­lardan asla sorumlu olmaması ve amel defterinden tamamen silin­miş bulunması demektir. Allah'ın affına kavuşmuş olmak da, hesap gününde amel defterinde günahların mevcut, olması ve bunlar yü­zünden kulun azarlanıp sonunda affedilmiş olması demektir.

Bunun için akaid kitaplarında, şirkten başka bütün büyük gü­nahların affı caiz olduğu gibi, yalnız küçük günahlardan dolayı ku­lun azab görmesi de caizdir, denmektedir. Çünkü Allah dilediğini yapar; iradesinde hürdür. «Dilediğini yapar ve dilediği hükmü ve­rir.»

Semavi dinlerin hepsindeki yüksek gaye ve maksad, Allah Tea­lâ Hazretlerini ortak ve benzerlerden tenzih etmektir. Bu gerçeği kullara ulaştıran ve tebliğ eden peygamberlere iman ederek indiri­len semavî kitaplann emirleri uyarınca amel edilmiştir. Bütün semavî kitaplan tasdik etmekle beraber onların hükümlerini kaldı­ran enson hak kitap Kur'andır. Kur'anı kerim'e iman ederek onun emirleri uyarınca hareket edilmesi suretiyle insan ve cinler ancak kurtuluşa ererler. Yoksa yalnız tevhid ile yahud Allah'ı şirkten tenzih etmekle kurtuluş olmaz. Fakat son peygamber Muhammed aleyhissalâtü vesselam efendimizin Allah'dan getirmiş olduğu her şeyi kalb ile tasdik, dil ile ikrar ve itiraf eden kimse, mümindir, muvahhiddir, müslimdir. Amel yönü, büyük ve küçük günahlar iş­lemesi hususu Allah'ın affetmesine veya ahirette cezalandırmasına bağlıdır.

 

537- Ebû Hüreyre (R.A.) 'den rivayet edilmiştir:

«Ramazanda yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmayan kimsenin (oruçluyum diyerek) yemesini, içmesini bırakmasına Al­lah'ın ihtiyacı  (iltifatı)  yoktur.»

Mütercim :

Ramazanda yalan söylemek, gıybet etmek, iftirada bulunmak, harama bakmak gibi günahlar, bu hadîs-i şerifin zahirine binaen bazı-alimlere göre orucu bozarlar. Doğrusu bu günahlardan dolayı oruç bozulmaz; orucun fazileti ve sevabı eksilir.

Bir de bu hadîs-i şerife bakarak Ramazan'da yalan söyleyen ve günah işleyen kimsenin orucunu bozması gerekmez. Günahlardan Ramazanda daha çok kaçınmanın lüzumuna ve Ramazan'a diğer ay­lardan çok hürmet etmeye işaret için hadîs-i şerif bir ihtardır.

 

538- Ebû Hüreyre (R.AJ'den rivayet edilmiştir:

«Allah Tealâ Hazretleri buyurdu îii: Oruçtan başka insanoğlu­nun işlediği bütün ameller kendisinin, Oruç ise benimdir onun seva­bını ben vereceğim, (katımda onun özel mükâfatı vardır). Oruç, oruçlu için bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu bulunduğu günde yalan ve kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Eğer kendisine birisi kötü söyler veya kavga ederse, ben oruçluyum, desin (ve böylece ki­barca onu başından savsın). Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim kî, oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.

Oruçluyu sevindiren iki sevinç vardır: İftar yaptığı zaman se­vinir ve Rabbisiyle buluştuğu zaman da (alacağı büyük mükâfat­tan ötürü) orucu ile sevinir.»

Mütercim :                                                                           .

Bu hadîsi şerifin özü: Oruç, Allah ile kul arasında sırdır. Onun sevab ve mükâfatı diğer ibadetler gibi sayı hesabı ile değildir. Oru­c...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Oruç bahsi
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:32:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Oruç bahsi rüya tabiri,Oruç bahsi mekke canlı, Oruç bahsi kabe canlı yayın, Oruç bahsi Üç boyutlu kuran oku Oruç bahsi kuran ı kerim, Oruç bahsi peygamber kıssaları,Oruç bahsi ilitam ders soruları, Oruç bahsiönlisans arapça,
Logged
30 Nisan 2018, 14:33:14
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 30 Nisan 2018, 14:33:14 »

Esselamu aleykum. Rabbim bizleri hakkiyla ve farzlarina uygun olarak orucunu tutan ve orucun rahmetine cennetin feyzine erisen kullardan olalim inşallah. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Nisan 2018, 15:28:37
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 30 Nisan 2018, 15:28:37 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri dosdoğru oruç tutanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Mayıs 2018, 01:02:49
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #3 : 01 Mayıs 2018, 01:02:49 »

Aleyküm Selam.  Rabbim bizleri hakkıyla oruç tutanlardan eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes